ASAYİŞ - 06 Mart 2018 Salı 10:59

Kato artık ‘çelikten kale’

A
A
A
Kato artık ‘çelikten kale’

Terör örgütü PKK, yıllarca lojistik merkezi olarak kullandığı ve “girilemez” dediği örgütün 2’nci Kandil’i olarak bilinen Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesindeki Kato Dağı’na artık giremiyor.

Coğrafya ve iklim koşullarının zor olduğu Kato Dağı’nda çelikten bir kale gibi üs bölgesi kuran ve operasyonlarını aralıksız sürdüren Mehmetçik, Afrin’deki silah arkadaşlarına da Komando Andı ile selam gönderdi. 

Terör örgütü PKK’nın, yıllarca karargah ve lojistik merkezi olarak kullandığı Beytüşşebap’taki Kato Dağı’nda, 19 Nisan 2017’de, 8’inci Jandarma Komando Alay Komutanlığı tarafından başlatılan ve helikopter kazasında şehit düşen Tümgeneral Aydoğan Aydın’ın adı verilen operasyon sürüyor. 2 bin 850 rakımlı, terör örgütü PKK’nın “girilemez” dediği ancak uzun yıllar sonra gerçekleştirilen operasyonla büyük darbe yediği Kato Dağı’nda örgüt tamamen silindi. Yüzlerce mağara ve silah, binlerce mühimmat ve tonlarca yaşam malzemesinin ele geçirildiği, coğrafya ve iklim koşullarının zor olduğu PKK’nın 2’nci Kandil’i olarak bilinen Kato Dağı’na artık teröristler giremiyor. Operasyonun başlamasıyla birlikte geçici üs bölgesinin kurulduğu ancak Kasım ayında ana üs bölgesinin oluşturulduğu dağda görevli askerler, terör örgütüne aman vermiyor. Pusu, keşif, gözetleme ve dinleme faaliyetleri yapan askerler, son teknoloji cihazları da kullanarak Kato ve çevresini kontrol altında tutuyor. Dağ eteklerinde kar motorlarıyla devriye atan Mehmetçik, zaman zaman kar kalınlığının dizi geçtiği, yoğun sis nedeniyle de yarım metre ötesinin gözükmediği dağda intikallere çıkıyor. Askerler, görüntü ve istihbarat alınan bölgeleri de, üzerine “Kato’dan Afrin’e selam” ve şehit güvenlik güçlerinin adlarını yazdıkları havan mermileri, Kobralar ve uzun namlulu silahlarla ateş altına alıyor.

Üs bölgesi modern konteynerlerle donatıldı 

Üs bölgesinde eğitimlerine de ara verilmeyen askerler, sürekli formda tutuluyor. Askerler, görev dönüşlerinde ise modern ve yüksek güvenlikli konteynerlerde dinleniyor. Ev ortamından ayırt edilemeyen ve klimalarla ısıtılan konteynerlerde kesintisiz sıcak su da bulunuyor. Her öğün sıcak yemeğin çıktığı üs bölgesinde Mehmetçiğin beslenme ve sağlığına da özen gösteriliyor.

“Bizler burada iyiyiz” 

Üs bölgesinde görevli Tim Komutanı Üstçavuş İsmail Akkardeş, Afrin’de şehit olan 8 askerin ailelerine başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar dilediğini belirterek, “Burada nöbetlerimizi tutuyoruz. Teröristlerin girilemez dedikleri inlerine girdik. Buraya üs bölgemizi kurduk. Kimse bizi merak etmesin. Bizler burada iyiyiz” dedi.

“Terör örgütünden arındırıldı” 

Mevzide gözetleme faaliyeti yapan Jandarma Uzman Çavuş Enis İşgüzar, yaklaşık 2 yıldır ilçede görev yaptığını ifade ederek, “Bulunduğumuz bölgede terör örgütünün mağaraları bulunmaktaydı. Nisan 2017’den itibaren yürütülen operasyon neticesinde bölgemiz terör örgütünden arındırıldı. Ülkemizin bekası için terörle mücadelemizi canla başla sürdürmeye devam edeceğiz. Buradan başta şehit ve gazi aileleri olmak üzere, silah arkadaşlarımıza ve ailelerimizi selamlarımızı iletiyoruz” diye konuştu.

“Çelikten bir kale gibi korunaklı” 

Üs Bölgesi Komutanı Yüzbaşı Kenan Aslan ise Beytüşşebap’ın batısında yer alan, teröristlerin barınma alanı ve geçiş güzergahlarını kontrol eden çelikten bir kale gibi korunaklı Kato üs bölgesinde bulunduklarına dikkat çekerek, şunları kaydetti: 

“Üs bölgemiz Nisan 2017’de başlayan Kato operasyonları esnasında geçici üs bölgesi olarak kurulmuş olup, Kasım 2017’den itibaren ana üs bölgesine haline dönüştürülmüştür. Sorumluluk bölgemiz teröristler tarafından barınma alanı ve geçiş bölgesi olarak kullanılmaktaydı. Beytüşşebap Jandarma Komando Alay Komutanlığı tarafından planlanan ve icra edilen Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın Operasyonu esnasında tespit edilen ve araması yapılan 155 adet mağarada 23 terörist etkisiz hale getirilmiş olup, 826 adet muhtelif tipte silah, 410 bin adet muhtelif tipte mühimmat ve 83 tondan fazla yaşam ve yiyecek malzemesi ele geçirilmiştir. İcra edilen operasyonlarda şehit olan Polis Memuru Mesut Yılmaz ve Jandarma Uzman Çavuş Aykut Kazar olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Şehitlerimizin intikamını almak için sorumluluk bölgemizde 7 gün 24 saat esasına göre operasyonlar icra etmekteyiz.” 

Aslan, Kato’dan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Suriye’nin Afrin bölgesindeki terör unsurlarına yönelik sürdürdüğü Zeytin Dalı Harekatı’nda mücadele eden tüm silah arkadaşlarına da selam göndererek, “Allah yar ve yardımcıları olsun” dedi.

Zeytindalı’na Komando Antlı selam 

Öte yandan, Kato üs bölgesinde görevli askerler, İhlas Haber Ajansı (İHA) aracılığıyla Zeytin Dalı Harekatı’nda görevli silah arkadaşlarına Komando Andı okuyarak destek verip, selam gönderdi, terör örgütüne ise gözdağı verdi.  

Mehmet Pişkin-Emrah Kızıl-Serdar Gükçe
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.
Samsun 5 bin yıl önce ameliyat edilen kafatası ilgi çekiyor Samsun’da 5 bin yıl öncesine ait kafatasındaki ameliyat izleri vatandaşların ilgisini çekiyor. 1981 yılında Samsun’un Bafra ilçesi İkiztepe Höyüğü arkeolojik kazılarında bulunan 5 bin yıllık kafatası, baş delgisi tekniğinin ilk Tunç Çağı’nda kullanıldığını belgelemişti. Samsun Müzesi’nde sergilenen kafatası, vatandaşlar tarafından da ilgiyle incelenirken, aynı bölümde trepanasyon (Baş delgi) tekniğiyle kafatası ameliyatı yapılmış 1900 yıllık kafatası da sergileniyor. Ameliyat edilen kafataslarından 5 bin yıllık olanı ilk Tunç Çağı’na, 1900 yıllık olanının ise antik Amisos Kenti Geç Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk dönemine ait olduğu tespit edildi. Söz konusu kafatasları hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Trepanasyon, Yunanca delik, delgill, burgu anlamına ‘trypanon’ kelimesinden türemiştir. Antropologların ‘kafatası delgi operasyonu’ olarak adlandırdıkları bu işlemi, belirli bir bölgede, kafa derisi cerrahi bir alet ile sıyrıldıktan sonra, belli bir parçanın, bir amaç ve teknik ile çıkarılıp alınması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu ameliyatlarda kafatasından bir kemik parçası çıkarılmakta ve beyin doğrudan dış çevreyle karşı karşıya kalmaktadır. Geleneksel topluluklarda uygulamalar ile arkeolojik verilerden hareketle, trepanasyonların kafa yaralanmaları, kafada yer aldığı düşünülen kötü ruhun çıkarılması, büyü veya iyileştirme gibi birçok amaçla yapıldığı kabul edilmektedir. Bu tür ameliyatların törensel arka planı da olmalıdır. Dolayısıyla ameliyatların gerçek amacını belirlemek her zaman kolay değildir. Anadolu’da bugüne dek yaklaşık 50 adet trepanasyon örneği tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyor. Beyin tümörü, cerrahi müdahale ile tedavi edilmeye çalışılmış 5 bin ve 1900 yıllık beyin ameliyatı ile ilgili yapılan bilgilendirmede ise “İkiztepe Erken Tunç Çağı’na ait önemli buluntu gruplarından biri, trepanasyonlardır. İkiztepe iskeletlerinin bazı kafataslarında, ameliyatlarla bilinçli açılmış farklı biçimlerde boşluklar görülmüştür. Bu nedenle İkiztepe, Anadolu’nun yaygın ve gelişmiş en eski trepanasyon merkezi olarak değerlendirilmektedir. İkiztepe’de kafataslarında trepanasyon izleri tespit edilen bir adeti genç erişkin kadın, diğerleri ise erkeklere ait olan beş adet erişkin iskelet bulunmuştur. Biri hariç diğer trepanasyonların İkiztepe’de Erken Tunç Çağı’nda yaşanan savaş nedeniyle meydana gelen; birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan kafataslarında kesici, delici ve küt uçlu silâh yaralanmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Yaşlı bir erkeğe ait tek örnekte ise iskeletteki tümoral oluşumla birlikte görülmesi, İkiztepelilerin travmalar dışında bazı sağlık sorunlarını da cerrahî müdahalelerle tedavi etmeye çalıştıklarına işaret eder” ifadelerine yer verildi.
Adana Karnaval coşkusu konserlerle devam etti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın altıncı akşamında Merkez Park’ta Ferhat Göçer, Atatürk Parkı’nda ise Gece Yolcuları sahne aldı. “TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE YOK BÖYLE GÜZELLİK” Ferhat Göçer, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin altıncı gecesinde Adana’nın en büyük alanına sahip Adana Merkez Park’taydı. Konser öncesinde başlayan DJ performansı ve görsel şölenin ardından, Göçer’in sahneye çıkmasıyla büyük bir coşku seli yaşandı. Ferhat Göçer hayranlarıyla birlikte şarkılarını hep bir ağızdan seslendirdi. Gördüğü ilgiden çok memnun olan Göçer, “Muhteşemsin Adana, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok böyle güzellik” dedi. Sahne sonrası verdiği mini söyleşide, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin sadece eğlendirme ve konser mantığının ötesinde, gerçek anlamda kültür, sanat festivali kavramının içini dolduran bir festival olduğunu söyledi. “Tiyatrolar, sergiler, söyleşiler ve konserlerle birlikte tam olması gerektiği gibi bir festival” diye ekledi. REFİK ANADOL “MERCAN RÜYALARI” ADANA’DA Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Adana’da sergilenen dünyaca ünlü sanatçı Refik Anadol’un sergisi Kuruköprü Anıt Müze’de ziyaretçilerin en uğrak noktası oldu. Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" adlı eseri, iklim değişikliğinin aciliyetini vurgulayan bir yapay gerçeklik simülasyonu. Sanatçı, Dünya Ekonomik Forumu’nda 2023 yılında sergilenen bu Veri Heykeli’ni, okyanus ekosistemlerinin ve mercan resiflerinin tehlikeli durumundan ilham alarak ortaya çıkardı. Anadol, eseri oluşturmak için yaklaşık 100 milyon mercan görüntüsünden oluşan kapsamlı bir veri kümesini kullandı. UZAYA GÖNDERİLEN İLK ATATÜRK FOTOĞRAFI Adana Müze Kompleksi Arkeoloji Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda 21 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek NFT, festivalin çağdaş sanat bakış açısının bir yansıması olarak sanatseverlerle buluşuyor. NFT, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 38 bin metre yüksekliğe gönderilen "Gökyüzüne Bakan Atatürk" fotoğrafı ve bitki tohumlarını içeriyor. HOLOFLUX GÖRENLERİ BÜYÜLEDİ Türkiye Kültür Yolu Festivali Adana Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında sergilenen, Türk mimar ve sanatçı Güvenç Özel‘in Holoflux eseri, hem konser hem de park alanındaki etkinlik ziyaretçilerinin fotoğraf çekim alanı haline geldi.