ASAYİŞ - 25 Şubat 2017 Cumartesi 13:47

Kayıp gelinin kayınpederi isyan etti: 'Üzerimize yapılan yakıştırmalardan kurtulmak istiyoruz'

A
A
A
Kayıp gelinin kayınpederi isyan etti: 'Üzerimize yapılan yakıştırmalardan kurtulmak istiyoruz'

İzmir’in Bergama ilçesinde 2 yıldır kayıp olan gelinleri Fatma Odabaş’tan (27) haber alamayan baba Hasan Odabaş (56) ile anne Sarıgül Odabaş (52) töhmet altında kaldıklarını, gelinlerinin biran önce bulunmalarını istedi.

9 Nisan 2015 tarihinde Bergama’nın Selçuklu Mahallesi’nde eşi Veysel Odabaş’ın (27) ailesiyle birlikte yaşadıkları evde gece yarısı birdenbire ortadan kaybolan 2 kız çocuğu annesi Fatma Odabaş’tan 2 yıldır haber alınamıyor.

Nur (4) ve Hilal (2) adında iki torunlarıyla birlikte 2 yıldır büyük üzüntüler yaşadığını söyleyen baba Hasan Odabaş; “Gelinden 2 yıldır haber alamıyoruz. Bu süre zarfında büyük üzüntüler yaşadık. Oğlumun psikolojisi bozuldu. Büyük olan torunum Hilal’de psikolojik tedavi gördü. Tüm bunların yanı sıra birde töhmet altında bırakıldık. Biran önce gelinin bulunmasını ve olayın aydınlatılmasını istiyoruz” dedi.

Olayı en başından anlatan baba Hasan Odabaş; “O gün zeytinyağını ucuza sattıkları için eşim ve gelinim ile tartışmıştık. Bu tip tartışmalar her ailede olur. Aynı günün akşamı çocuk ağlamasıyla uyandık. Gelinin odasında olmadığını gördük. 2 yıldır bir daha haber alamadık. Hem başına bir şey gelmesinden korkuyoruz. Biran önce olayın aydınlatılmasını ve üzerimize atılan karalamalardan kurtulmak istiyoruz. Böylece hem oğlum hem de gelin yeniden yollarını çizerler. Kendilerine yeni bir yaşam kurarlar. Gelin ortaya çıkmayınca boşanamıyorlar” dedi.

Anne Sarıgül Odabaş ise “Gelinin kaybolduğu günden bu yana torunlarıma ben bakıyorum. Bir gün bile gelip soran olmadı. Onları çok seviyorum. Kimselere vermek istemiyorum. Ancak gelin kaybolduğu günden bu yana çok sıkıntı çektik. Gelinin biran önce bulunmasını istiyorum. Olay açığa çıksın. Boşansınlar. Sonra herkes kendi yoluna gitsin. Oğlum kendine yeni bir hayat kursun. Yeniden evlensin. Kendisi de meydana çıkınca, oğlumdan ayrılınca evlenmek isteyebilir. Yeniden yuva kurmak isteyebilir. Bu en doğal hakkı” dedi. 

Sertan Ergit
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.