GÜNDEM - 19 Ekim 2016 Çarşamba 10:29

Kayyum olarak atanan belediye başkanı, halkın sevgilisi oldu

A
A
A
Kayyum olarak atanan belediye başkanı, halkın sevgilisi oldu

Yaklaşık 10 gün önce Diyarbakır’ın Hani İlçe Kaymakamlığı’na atanan Şaban Arda Yazıcı’ya, aynı zamanda kayyum olarak da belediyeyi yönetme yetkisi verildi. Geldiği ilk günden bu yana ilçenin en önemli sorunu olan su problemini çözmek için girişimlerde bulunan Yazıcı, kısa sürede ilçe halkının sevgilisi olmayı başardı.

Hani’nin DBP’li Belediye Başkanı Abdurrahman Zorlu’nun PKK terör örgütü soruşturması kapsamında açığa alınmasının ardından İçişleri Bakanlığı’nca belediyeye kayyum atandı. Gümüşhane’nin Köse ilçesinden Diyarbakır’ın Hani İlçe Kaymakamlığı’na atanan Şaban Arda Yazıcı’ya kayyum olarak belediyeyi yönetme yetkisi de verildi.

Yaklaşık 10 günlük süre içinde, ilçenin temel sorunlarını not edip problemlerin giderilmesi için adım atan Yazıcı, kısa sürede su sorununu ortadan kaldırmak adına önemli bir adım atı. DSİ ile yaptığı toplantıyla su sorununu ortadan kaldırmayı amaçlayan Yazıcı, ilçenin temizliği ile de yakından ilgilendi. İlçedeki çocukları da unutmayan Yazıcı, kente 2 çocuk parkı yaptırmak için proje hazırlarken, tüm okullara da yine çocukların eğlenmeleri için park yapılması talimatı verdi. 10 günde yaptığı çalışmalarla ilçede adeta unutulan belediyecilik anlayışını yeniden vatandaşlara hatırlatan Yazıcı, kısa sürede halkın sevgisini kazanmayı başardı.

Tehditlere inat kahvede vatandaşlarla oturup çay içti
Terör örgütü PKK’nın ‘Kayyumlar hedefimizdir’ açıklamasını umursamadan gece gündüz ilçede gezen Yazıcı, halkla bir bütün olarak ilçeyi ileriye götürmeyi hedefliyor. Kayyum olarak atandığı belediyede uzun zamandır işçilerin maaşının ödenmediğini ve yüklü miktarda borç olduğunu gören Yazıcı, belediyenin gelir gider harcamalarını çıkararak mağduriyetin önlenmesi için de çalışma başlattı.

Kayyum olarak atanan belediye başkanı, halkın sevgilisi oldu

Kayyum olarak atandığı belediyede ilçenin temel sorunları ile ilgilenen Yazıcı, vatandaşlarla da bir araya gelmeyi ihmal etmemeye özen gösteriyor. Bulduğu her fırsatta esnaf ve halkla bir araya gelen Yazıcı, sorunları bir de halkın ağzından dinleyerek not almayı ihmal etmiyor.

Aldığı tehditleri umursamadan kentin en yoğun caddesindeki bir kahvehaneye giden Yazıcı, burada vatandaşlarla çay içip sohbet etti. Burada bulanan vatandaşlarla sohbet eden Yazıcı, “Görevimize başladığımızdan itibaren ilçemizin geneli ile alakalı bir takım tespitlerimizi yaptık. Devletimizin ilgili programlarına, yatırım programına alınması için tekliflerimizi ilettik. Şuna emin olabilirsiniz, sadece 8 saat burada çalışmıyoruz kıymetli abiler, 24 saat ne eksiğiniz varsa onu tespit edip buna çözüm bulma arayışı içerisindeyiz. Bu konuda sizlerin talepleri görüşleri, öncelikleri, bizim için ciddi derecede önemlidir. Siz varsanız biz burada varız, siz yoksanız biçim burada işimiz yok. Gerçekten sizler hizmetin en iyisine layıksınız. Ben burada 10 gündür görev yapıyorum, bunu bizzat gördüm. Altyapısıyla, içme suyuyla, arıtma tesisi ile mükemmel bir ilçe planlamayı, bu uğurda mesai harcamayı hedefliyoruz. Belediyemizin ve diğer kurumlarımızın kapısı her daim açıktır. Tek başıma değil hep birlikte burayı yöneteceğiz. Hep birlikte sorunlarımıza çare olacağız, siz bana sorunlarınızı ileteceksiniz, biz de var gücümüzle bu sorunların üstesinden gelmeye gayret edeceğiz. Maaş mevki meraklısı değiliz” dedi.

"Önceden hizmet görmedik"
İlçeye kayyum olarak atanan belediye başkanından memnun olduklarını belirten bir vatandaş, “Kaymakam bey 10 gündür ilçemizde, ona çalışmasında başarılar diliyorum. Geldiği ilk zamanlarda sokaklarımızı su ile temizletti. Bütün hizmetleri yapıyor, kendisine teşekkür ediyoruz. Daha önceden belediye bu tür işlemleri yapmıyordu. Önceden biz hizmet görmedik, bundan sonra hem kaymakamımıza hem belediye başkanımız olarak kendisine teşekkür ederiz. Biz kendisinden çok memnunuz, daha 10’uncu gününde sokaklarımızı temizletti memnun olmaz mıyız. Öncekiler ne yapmış bize” diye konuştu. 

Aydın Yorat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.