SAĞLIK - 23 Ekim 2014 Perşembe 09:36

Kekemeler daha mı zeki?

A
A
A
Kekemeler daha mı zeki?

Prof.Dr. Nevzat Tarhan: 'Araştırmalar kekemelerin zeka ortalamasının genel ortalamanın 14 puan yukarısında, 114 puan civarında olduğunu ortaya koymuştur'

‘Konuşma akıcılığında meydana gelen ritm bozukluğu’ olarak da tanımlanan hastalığın nedenleri farklılık gösterebildiği bildirildi. Yetişkinlerde yüzde 2, çocuklarda ise yüzde 5 oranında rastlanan kekemeliğe dikkat çekmek ve doğru bilgilendirme yapmak amacıyla 22 Ekim tüm dünyada Kekemelik Günü olarak anılıyor. Prof.Dr. Nevzat Tarhan, kekemeliğin konuşma akıcılığında duraklama, tekrarlama, uzatma ve bazen de bunlara eşlik eden motor belirtilerle karakterize olan bir ritim bozukluğu olduğunu belirtti.

Tarhan, “Çocuklarda 2-7 yaş arasında, en sık da 3-5 yaş arasında ortaya çıkar. Erkek çocuklarında, kız çocuklarına oranla 4-5 kat daha fazla görülür ve daha ağır seyreder. Bunun sebebi kadınların beyinlerinde konuşmayla ilgili olan kısmın daha etkin çalışması, kadınların biyolojik olarak konuşma konusunda daha yetenekli olmasıdır. Ayrıca erkeklerin beyinlerindeki konuşma alanı strese karşı daha kırılgandır. Ailede kekeme birisinin varlığı da çocukta kekemelik riskini arttırır.”dedi.

KEKEMELERİN ZEKA ORTALAMASI YÜKSEK
“Kekemeliğin altında yatan sebeplerden biri, çocuğun düşünme hızıyla konuşma hızının birbirine uyumlu olmamasıdır” diyen Tarhan , “ Çocuk acelecidir, çok hızlı düşünür, ama düşündüklerini ifade etme noktasında konuşması düşüncesine yetişemez. Araştırmalar kekemelerin zeka ortalamasının genel ortalamanın 14 puan yukarısında, 114 puan civarında olduğunu ortaya koymuştur. Kekemelik asla bir zekâ özrü değildir, aksine kekemeler daha zekidir diyebiliriz”diye konuştu.

KORKU HORMONU BOZUYOR
Çocuğun kekemeliği bulunduğu ortama, yanındaki kişilere göre değişebileceğini anlatan Tarhan şunları söyledi: “Örneğin çocuk annesi yanındayken kekelemeye başlar, annesi gittiğinde konuşması düzelebilir. Böyle bir durumda kekemeliği besleyen unsurun aile tutumu olup olmadığı da araştırılmalıdır. Nitekim çocuklarda sonradan ortaya çıkan kekemeliği tetikleyen bir başka unsur da anne-babaların tutum hatalarıdır. Ebeveynlerden biri çok titiz davranıp çocuğun her şeyinin dört dörtlük olmasını, örneğin okuma-yazmayı mükemmel şekilde öğrenmesini beklerken, diğeri bir an önce bir şeyleri okumaya başlamasını isteyebilir. Çocuk hem annesinin hem de babasının beklentisini aynı anda karşılayamayınca beyin stres hormonu salgılar, çocuk aşırı stres altında kalır. Bazen beyin aşırı korku hormonu da salgılayabilir. Yaşanan stres kimi çocuğun midesine zarar verir; kimi çocukta alerjiler, saç dökülmeleri görülür; kiminin ses tellerini kilitler. Korku hormonu da beynin konuşma ile ilgili alanında koordinasyonu bozar ve çocukta konuşma bozukluğu görülür.”

SABIRLI OLUNMALI
Birçok rahatsızlıkta, problemde olduğu gibi kekemelikte de erken müdahalenin düzelme sürecini kısaltacağını ifade eden Tarhan, “Bu yüzden ebeveynlerin çocuklarında gördükleri bu ritim aksaklığını hiçbir zaman göz ardı etmemeleri, derhal bir uzmana başvurmaları yerinde bir davranış olacaktır. Kekemelik tedavisinde yüz güldürücü sonuç almak için öncelikle hem çocuğun hem de anne-babanın sabırlı davranması gerekir. Nasıl eski bir binayı restore etmek yeni bir bina inşa etmekten daha zorsa, bozulan konuşmayı düzeltmek de birisine konuşmayı öğretmekten daha zor olacaktır. Ortada bir yanlış öğrenme vardır ve bunun düzeltilmesine çalışılacaktır. Burada çocuğun istekli olması da başarı oranını arttıracaktır. Çocuk sabırla tedavi disiplinine tam bir uyum gösterdiği takdirde konuşmasında ciddi şekilde düzelme sağlanacaktır.Sonradan gelişen kekemeliğin tedavisi doğuştan gelen kekemeliğe göre daha kolaydır. Çünkü doğuştan kekemelerde konuşma kaygısı görülmez, ama diğer gruptaki çocuklarda bu kaygı vardır ve hissettikleri kaygı onları düzelme yönünde motive edecektir. Bu çocukların kekemeliği yenme şansları daha yüksektir.Anne-babalar kekemeliğin tedavi sürecinde çocuğun öğretmeniyle de işbirliği yapmalıdır. Öğretmenin çocuğa nasıl davranması, durumu sınıfa nasıl kabul ettirmesi gerektiği konusunda yönlendirilmesi çok faydalı olacaktır. Örneğin zaten kaygısı yüksek olan kekeme bir öğrenci söz istediğinde öğretmenin onu bekletmemesi, hemen söz vermesi gerektiği; aksi halde çocuğun kaygısının daha da artacağı öğretmene anlatılırsa okul hayatı da çocuğun terapisine büyük katkı sağlayacak ve süreci hızlandıracaktır” ifadelerini kullandı. 

GÖKHAN YÖRDEM
AYDIN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Hal esnafından Başkan Çavuşoğlu’na karpuz sürprizi Gençlik ve öğrencilik yıllarında karpuzculuk yaparak geçimini sağlayan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu, Türkiye Halciler Federasyonu yönetim kurulu üyeleri ellerinde karpuzlarla ziyaret etti. Sürpriz yapan hal esnafına da teşekkür eden Başkan Çavuşoğlu’na “En büyük teşekkür, Karpuz kamyonu kasasından Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığına giden yolculuğun bir tek mimarı var. Bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür” dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Türkiye Halciler Federasyonu yönetim kurulu üyesi Halil Öztürk ve hal esnafını makamında ağırladı. Ziyarette yaşanan güzel sürpriz ise hoş tebessümlere neden oldu. Başkan Çavuşoğlu, gençlik ve öğrencilik yıllarında karpuzculuk yaparak geçimini sağladığını kamuoyu ile paylaşmış, Tüm Türkiye’de "Karpuzcu Başkan" adıyla gündeme gelmişti. Türkiye Halciler Federasyonu yönetim kurulu üyesi Halil Öztürk Başkan Çavuşoğlu’nu kutlayarak yeni görevlerinin hayırlı ve uğurlu olmasını diledi. Öztürk ayrıca, "Serinhisarlı hemşehrim Bülent Nuri Çavuşoğlu ile gençliğimizde aynı zamanlarda pazarlarda çok karpuz sattık. Herkes hayırlı olsun ziyaretlerinde çiçek çikolata götürür, biz de karpuz götürdük. Allah sizlere güzel hizmet etmeyi nasip etsin. Sizlere teşekkür ediyoruz. Karpuzcudan belediye başkanı da olabiliyor, bunu gösterdiniz. Sizi kutluyorum ve başarılar diliyorum" şeklinde konuştu. Karpuz kasasından Büyükşehir Belediye Başkanlığına Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, karpuzlarla ziyaretin hoş bir sürpriz olduğunu belirterek, Öztürk ve beraberindekilere teşekkürlerini iletti. Başkan Çavuşoğlu, “ Karpuz satmak keyifli bir işti. Karpuz satarak bir yerelere gelinebiliyormuş, halkımız bunu da gördü. Karpuz kamyonu kasasından Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığına giden yolculuğun bir tek mimarı var. Bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür, bize bu şansı, özgürlüğü veren cumhuriyettir, demokrasidir. Başka bir rejim altında yaşıyor olsaydık emin olun karpuzcudan hiçbir şey olmazdı” dedi.
İstanbul Dilan ve Engin Polat hakkında ara karar: Tutukluluk devam Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında mahkeme ara kararını açıkladı. Mahkeme, Dilan Engin ve Sezgin Polat’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dilan Polat kızına “seni çok seviyorum” diyerek ağladı. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan, Engin ve Sezgin Polat’ın ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine Küçükçekmece Adliyesi’nde devam edildi. Dilan ve Engin Polat çiftinin ardından savunma yapan Engin Polat’ın babası Sezgin Polat suçlamaları kabul etmeyerek “Banu hanımın iş yerinin kurşunlanmasıyla bir alakam yok” dedi. Banu Parlak’ın iş yerini kurşunlayan sanıklardan biri olan Nizamettin Bilgili ise, “Bu insanları burada ilk defa görüyorum. Olay günü evde alkollüydüm. Yunus Emre geldi. ‘İş yeri kurşunlanacak yapar mısın?’ dedi. Alkolün de etkisiyle çekindiğim için kabul ettim. Konumu alıp gittim. Silah ilkinde tutukluluk yaptı. 4 el ateş ettim” dedi. Tutuklu sanık Yunus Emre Yıldız ise, “Polat ismini sadece televizyondan biliyorum. Banu Parlak’ı da tanımam. Küçük yaşta babamı kaybettim. Evin yükü benim üstümdeydi. Bize hiçbir canlıya zarar gelmeyeceği söylendi. Sadece camların aşağı indirileceği söylendi. Bizim de paraya ihtiyacımız vardı. Bu işi sadece para için yaptık. Onu da elimize yüzümüze bulaştırdık” dedi. İfadelerin alınması sırasında Dilan Polat kızına dönüp “seni çok seviyorum” diyerek ağlamaya başladı. Sanıkların ardından müşteki Banu Parlak beyanda bulundu. Parlak şikayetinin devam ettiğini söyleyerek, dükkanının kurşunlandığı akşam Dilan Polat’ın kendisini aradığını anlattı. Banu Parlak, “Dilan bana, ‘Sıla’yı içeri aldılar. Engin’i ve beni de alacaklar bak yapma’ dedi. O gece benim dükkanım kurşunlandı. Story çekip dükkana gittiğimi söyledim. Tekrar kurşunlandı. Ben bu suçun mala zarar verme olduğunu düşünmüyorum” dedi. Engin Polat’ın kendisini tanımadığına yönelik ifadesine değinen Parlak, “Engin beni tanımadığını söylüyor ama bizim videolarımız var Engin’le birlikte mahkemeye sunabilirim” dedi. Dilan Polat ile 2019 yılına kadar arkadaş olduklarını söyleyen Banu Parlak, “Ben güzellik merkezi açınca bütün olaylar başladı. Bu kurşunlama olayından sonra benim dükkanlarım kapandı. Ben kendimden çok kızımın can güvenliğini düşünüyorum” dedi. Banu Parlak’ın beyanlarına karşı diyeceği sorulan Dilan Polat, “Ben şaşkınlık içerisinde izledim. Tamamen beni hedef gösterip karalama amaçlı böyle bir şey yaptığını düşünüyorum. 130 şube işleten göz önünde bir insanım” dedi. Engin Polat ise, “Benim hayatımın hiçbir zaman kıyısında köşesinde olan biri değil. Kendisi bizi hayatının merkezine koymuş. Ben kendisini tanımıyorum” dedi. Öte yandan müşteki beyanlarının ardından Dilan Polat duruşma salonunda kızına sarılarak ağladı. Duruşma hakimi Polat’a peçete verilmesini istedi. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı Barış Boyun, Batın Can Gökdemir ile Beratcan Gökdemir’in yakalama emirlerinin infazının beklenmesini ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Duruşmaya ara karar için ara verildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, yakalama kararlarının ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dosyanın İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ile birleştirilmesine hükmedilerek duruşma ertelendi. Öte yandan tutukluluk devam kararını duyan Dilan Polat sinir krizi geçirdi. Polat ‘Nida’ diye çığlık atarak duruşma salonundan jandarma ile ayrıldı.