ASAYİŞ - 15 Ocak 2018 Pazartesi 10:30

Kemerle döven kocasını affetti, devletin de affetmesini istiyor

A
A
A
Kemerle döven kocasını affetti, devletin de affetmesini istiyor

Adana'da kendisini kemerle döven kocası cezaevine girip hakkında da 10 yıla kadar hapis istenince genç kadın kocasını sevdiğini, çok mağdur olduğunu belirterek, "Ben kocamı affettim, devlet de affetsin. 10 yıl hapis cezası çok ağır olacak" dedi.

Edinilen bilgiye göre, olay 8 Kasım günü Seyhan ilçesi, Namık Kemal Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, işsiz Ömer B. (25) kendisinden çalışmasını isteyen eşi Aysel B.'yi kemerle dövdü.

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın duyulması üzerine şüpheli kocanın gözaltına alınması kararı verdi. Bir süre sonra gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen zanlı, çıkartıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Bir süre sonra da Ömer B. hakkında "kadına şiddet uygulayıp, eziyet etmekten ve hakaretten" 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Zanlı hala cezaevinde bulunurken, 17 Ocak 2018 tarihinde ilk duruşmasına çıkacak.

Aysel B. olaydan sonra sıcağı sıcağına sinirlendiği için şikayetçi olduğunu ve eşinden boşanmak istediğini ancak bebeğiyle çok zor günler geçirdiğini, mağdur olduğunu söyleyerek, "O gün kahvaltı yapıyorduk eşim 15 gün önce haksız yere işten çıkarıldığı için biraz psikolojisi bozulmuştu. Ben de üzerine gittim 'neden çalışmıyorsun, git iş bul' dedim. Çünkü evimiz kira ve çalışması gerekiyordu. 'Çalışmazsan ailene söyleyeceğim' dedim, bunu duyunca sinirlendi. Ben de karşılık verince 1 tane vurdu ve sonra gitti. Gittikten sonra kayınvalidemi aradım o da bana 'seni dövüyorsa polisi ara' dedi. Ben de polisi aradım, eşim tekrar gelip 'polisi neden arıyorsun' dedi. Kemerle koluma ve bacağıma vurdu sonra odadan çıktı ben de çocuğumu da alıp yatak odasına gittim kapıyı kilitledim. Tekrar geldi 'çık sakinleş konuşalım' dedi, ben de 'hayır konuşmak istemiyorum' dedim. Sonra kapıyı açtım 'polisler gelip seni götürecek' dedim o da evden gitti. Sonrasında polisler gelince eltimle birlikte karakola gittik" dedi.

Eşi kendisini döverken bebeğinin kucağında olmadığını, emzirip yan tarafa koyduğu sırada kendisini dövdüğünü anlatan Aysel B. şöyle devam etti:

"Bu bizim ilk kavgamız ve 1.5 yıllık evliyiz. İlk kavgamızda 10 yıl hapis istendi bunu hak etmiyor bence çok ağır oldu çıkmasını istiyorum. Gerçekten mağdurum çocuğum da 4 aylık, çok zor durumdayım ben eşimi seviyorum biz barıştık zaten çıkmasını istiyorum. Ben onu affettim yani ilk hatası olduğu için bir daha da yapmayacağını söyledi. Bu olay fazla büyütüldü yanlış anlaşılmalardan da kaynaklandı. Ben affettim devlet de affetsin kamu davasının kaldırılmasını istiyorum eşimin erken tahliyesini istiyorum."

Ekonomik olarak çok zor durumda olduğunu, çocuğunun da hasta olduğunu belirten Aysel B., "Eşimle telefonda görüştüm çok üzgün olduğunu ve pişman olduğunu söyledi. Bir daha asla böyle bir şey yapmayacağını, düzeldiğini, orada hatasını anladığını söyledi ve 'beni affet' dedi. Zaten içeriye girmeden önce de kendini affetmem için bana mesajlar atmıştı ama ben içeride birkaç gün yatar aklı başına gelir dedim ama bu kadar olayların büyüyeceğini bilemedim. Devlet kadını koruyor ama biraz yanlış oldu ben çıkmasını talep ediyorum inşallah sesimi duyarlar çünkü çok büyük bir mağduriyet içerisindeyim" diye konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat: "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil" İran ve İsrail krizinin daha da tırmanarak bir savaş çıkmasının kısa vadede mümkün olmadığını belirten Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarı. İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında ise net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyeti yok. Bu aşamada her iki devletin de karşılık geri adım atarak krizi sonlandırmasını bekliyoruz" dedi. Orta Doğu’da yaşananları değerlendiren Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "Orta Doğu son dönemlerde yine ciddi krizlerle karşı karşıya gelmiş durumda. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz, kronikleşmiş bir hal almaya başladı. Bu tür rekabetlerde aktörlerin karşısına üç farklı seçenek çıkar. Birincisi aktörlerden biri karşı tarafa blöf yapar, karşı taraf ise geri adım atarak bir saygınlık veya stratejik kayıp yaşamakla birlikte krizin son bulmasına imkan tanır. İkinci seçenekte ise, aktörler karşılıklı olarak bir geri adım atma durumu tercih ederler, bu durumda da kriz kendiliğinden son bulur. Son olarak üçüncüsünde ise, aktörler mevcut pozisyonlarından taviz vermezler. Daha sert adımlar atmaya başlarlar. Bu da kaçınılmaz olarak aktörler arasında bir savaşa yola açarlar" dedi. "İran ve İsrail krizi, daha da tırmanarak bir savaşa yol açması kısa vadede mümkün değil" Bu 3 senaryo üzerinden İran-İsrail ilişkisini değerlendiren Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "İran ve İsrail arasındaki ilişkilerde ilk senaryonun gerçekleşmeyeceğini çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Her iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. Bunu hem İsrail’in Şam’daki büyükelçilik saldırısında gördük. Hem de İran’ın İsrail’e misilleme olarak insansız hava araçları ve balistik füzelerini kullanarak yaptığı saldırıda net bir biçimde gördük. Dolayısıyla iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. İkinci seçeneği bir tarafa bırakacak olursak, üçüncü seçenekteki gibi tarafların krizi daha da tırmandırarak bir savaşa yol açması ise kısa vadede mümkün olmayacak gibi görünüyor" ifadelerine yer verdi. "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil" İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında İran’ın net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyetinin olmadığını belirten Polat, "Diğer taraftan İsrail ise İran ile savaşma konusunda o kadar isteksiz değil. Ancak bunun da bazı şartları var. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarıdır. Ancak ABD cephesine bakıldığında ise hem bu yıl içerisinde yapılması planlanan seçimlerin başkan üzerindeki baskısı, hem de Amerika’nın uzun yıllardır yaklaşık 15 yıldır Orta Doğu’ya doğrudan angaje olmamak gibi bir stratejik yaklaşımı söz konusudur. Bu opsiyonu da kısa vadede pek mümkün kılmıyor. Dolayısıyla önümüzde tek bir seçenek kalıyor. Bu aşamada aktörlerin krizi yavaş yavaş iki tarafın da geri adım atarak sonlandırmasını bekliyoruz. Mevcut durumda bu senaryonun gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyorum. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz kronikleşmeye başladı diyebiliriz" dedi. "Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor" Türkiye’nin, 7 Ekim’den beri bölgesel krizlerin artık bir noktada durması gerektiği yönünde bir politika benimsemiş durumda olduğunu ifade eden Polat, "Malum, son 15 yıldır Orta Doğu’da yoğun bir rekabet söz konusu bölgesel aktörler arasında. Buna bir de devlet dışı silahlı aktörler ve başarısız devletler eklenmiş durumdadır. Dolayısıyla Orta Doğu, 2000 yıllarının başından 2010 yıllarına kadar olan kısmen istikrarlı dönemini özlemiş durumdadır. Dolayısıyla Türkiye, ne İran-İsrail arasında, ne de İsrail-Hamas arasında böyle bir çatışmanın devamlılığı yönünde bir politika arzulamıyor. Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor. Bu çerçevede de girişimlerini sürdürüyor. Türkiye’nin kendi çıkarları açısından da bu oldukça önemli. Aksi takdirde, çeşitli insani krizler, terör örgütlerinin yeniden palazlanması gibi veya başarısız devletlerin ortaya çıkması gibi Türkiye’nin güvenliğini yanından ilgilendiren başka kriz alanları ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye, bu tür krizlerin daha barışçıl yollarla çözümü için mücadele ediyor" şeklinde konuştu.
Van Van-Bahçesaray kara yolunda çalışmalar devam ediyor Van’da çığ riski nedeniyle 119 gün önce kapalı tutulan Van-Bahçesaray kara yolunun ulaşıma açılması için çalışmalar devam ediyor. Van’da 22 Aralık 2023 tarihinde yağan kar yağışı ile birlikte düşen çığlar sonucu Van-Bahçesaray yolu ulaşıma kapandı. Yapılan çalışmalar sonucu yol 29 Aralık 2023 tarihinde ulaşıma açıldı. Ulaşıma açılan yol araç trafiğine açılmadan önce Van İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Çığ Tehlikesini Belirleme ve İzleme Komisyonu` üyelerinin bölgede yaptığı inceleme sonucu çığ riski devam ettiği için yol araç trafiğine açılmadı. İlerleyen günlerde etkili olan kar yağışı ve birçok noktaya düşen çığlardan dolayı yol yeniden ulaşıma kapandı. “Van-Bahçesaray yolu 119 gündür kapalı” Yaklaşık 119 gündür çığ tehlikesinde dolayı kapalı tutulan Van-Bahçesaray karayolu, Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü Görentaş Şantiye ekipleri, Ramazan bayramı sonra bölgede çalışma başlattı. Kar kalınlığının yer yer 5 metreyi bulduğu bölgede, ekipler çığ riskine karşı büyük titizlikle çalışmalarını yürütülüyor. Çalışmalar 2020 yılında ilki 4 Şubat, ikincisi ise 5 Şubat’ta meydana gelen çığ faciasında 11 jandarma, 9 güvenlik korucusu olmak üzere 42 kişi hayatını kaybettiği bölgede yürütülüyor. Yolun kapalı olmasından dolayı aynı bölgeye yine büyük bir çığ düştü. Yolun kapalı olmasından dolayı olumsuz bir durum yaşanmadı. Ekipler yoğun bir mesai harcayarak yola düşen çığları açarak çalışmalarını sürdürüyor.