Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e, "Ben o açıklamayı yapmasaydım, sen o düzeltmeyi yapacak mıydın? Ben söylediğim zaman mı sen itiraz ediyorsun?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Edirne'de partisinin Bölge Toplantısına katıldı. Edirne Mimar Sinan Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen, Cumhuriyet Halk Partisi Bölge Toplantısı’nda, basına açık bölümünde konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in parlamentodaki yayın yasağı açıklamaları, MİT’in CHP’ye yönelik dinleme iddiaları ve Başbakan Davutoğlu’nun dinlemelerle ilgili belge açıklamalarına karşılık açıklamalarda bulundu.
“BEN O AÇIKLAMAYI YAPMASAYDIM, SEN O DÜZELTMEYİ YAPACAK MIYDIN?”
Kılıçdaroğlu, kendisinin parlamentonun itibarını korumaya çalıştığını belirterek, "Türkiye Büyük Millet Meclis’i, yolsuzluk yapanların hamisi olamaz diyorum. Meclis başkanından yine tık yok. Aradan bir süre geçiyor meclis başkanı itiraz ediyor. Ben böyle bir şey yapmadım diye. Saat 16.11’de düzeltme yapılıyor. Peki ben açıklama yapmasaydım sen o düzeltmeyi yapacak mıydın?
Yapmayacaktın. Şimdi Cemil Çiçek’e açık bir çağrıda bulunuyorum, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan açıkça çıkıp milletin önünde özür dileyeceksin. Parlamentonun itibarını koruyan benim, parlamentonun itibarını ayaklar altına alan sensin. Ben o açıklamayı yapmasaydım, sen o düzeltmeyi yapacak mıydın? Ben söylediğim zaman mı sen itiraz ediyorsun?" dedi.
“ADALET VE KALKINMA PARTİSİ, BİR DEVLET PARTİSİDİR”
"Siyasi parti devlet olmak için gelirse, onun adı demokrasi değildir" diyen Kılıçdaroğlu, anayasadan örnekler vererek, "Anayasamız diyor ki, hiçbir kuruma, hiçbir partiye, hiçbir sınıfa, hiçbir zümreye ayrıcalık tanınamaz. Açıkça söylüyorum, bir devlet partisidir Adaletle Kalkınma Partisi, bir siyasi parti değildir. Neden bir devlet partisidir, valisi diyor ki ‘Ben AK Parti’nin valisiyim, kaymakamı, ‘Ben hükümetin kaymakamıyım, devletin değil’ diyor, memuru ‘Ben devletin değil, AK Parti’nin memuruyum’ diyor" şeklinde konuştu.
“BEN NEDEN MERCEK ALTINDAYIM?”
Başbakan Davutoğlu’nun, MİT’in dinleme iddialarına yönelik, belge talebinde bulunmasına da cevap veren Kılıçdaroğlu, "Sayın Davutoğlu, sen gerçek anlamda başbakansan belgesi hazır, gider Milli İstihbarat Teşkilatı’na sorarsın senin önüne belgeyi koyarlar. Ama sen diyorsan ki ‘Mutlaka bir şeyler söyle ey Kılıçdaroğlu’ ben sana söylüyorum. 2 Şubat 2012, tarih veriyorum o da duysun diye. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genişletilmiş İl Başkanlığı toplantısı, abisi bir konuşma yapıyor orada. Diyor ki, ‘Ey sayın Kılıçdaroğlu, sen mercek altındasın, senin nefes alışını bile takip ediyoruz’ diyor.
Ne demektir bu? Benim nefes alışımı niye takip eder? Ben neden mercek altındayım? Herhalde elinde mercek beni oradan izlemiyor. Devlette bu işi yapan kim? Devlette bu işi yapan organlar var. Sen o dönem Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeydin. Sen bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsan, Başbakanlık koltuğunda zaten boşuna oturuyorsun. Sorunumuz da o zaten. 13 Ağustos 2013, CHP Milletvekilleri ile ilgili Milli İstihbarat Teşkilatı’nın fişleme belgeleri yayınlandı. Milletvekillerinin adları var, MİT bunları fişlemiş. Belgeler yayınlandı. Peki bu Başbakan bu belgeleri bilmiyor mu? Tamamını biliyor. İsim isim. Bana diyor ki, ‘Belge var mı elinde?’, ya belge gazetelerde yayınlandı çarşaf çarşaf, hangi belgeden söz ediyorsun daha" ifadelerini kullandı.
“O DAİRENİN DIŞINA ÇIK, BİRAZ BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNA OTUR, GÖREVİNİ YAP”
Kılıçdaroğlu, konuşmasının son bölümünde, Başbakan Davutoğlu’na seslenerek, "Ben, devletimi seviyorum, ülkemi seviyorum, ülkemin kurumlarının yıpranmasını istemiyorum. Ama sen bir gün özel ziyaretime gelirsen, ben sana senin görmediğin belgeleri de göstereceğim. Milletvekilini fişlersin, CHP’li iş adamını da fişlersin, genel başkanını dinlersin, nefes alışını dinlersin, mercek altına alırım dersin, sonra kalkıyorsun bana diyorsun ki, ‘Ey Kılıçdaroğlu, bu işin belgesi var mı?’ Hadi canım sende, Başbakan olsan muhatap alacağım da sen Başbakan değilsin. Kusura bakma. Sen bana teşekkür edeceksin, göreceksin. Ben görevimi yapıyorum, sen görevini yapmıyorsun. Abi’nin sesinden çıkmıyorsun. O dairenin dışına çık, biraz Başbakanlık koltuğuna otur, görevini yap. ‘Ben koltukta oturuyorum’ diyor. Ben de biliyorum, 23 Nisan’da o koltuğa çocuklar da otuyorlar” dedi.
