GÜNDEM - 09 Aralık 2016 Cuma 18:00

Kılıçdaroğlu’ndan kardeşiyle ilgili şok iddia

A
A
A
Kılıçdaroğlu’ndan kardeşiyle ilgili şok iddia

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun CHP’den ihraç edilmesine ilişkin, “Benim düşüncelerimi kardeşim beğenmeyebilir. Buna saygı gösteririm. Ama birisi cebine para koydu ‘çık bunu söyle’ dedi ve söylediyse kimse kusura bakmasın alır kapının önüne koyarız. Bunun kardeşlikle ilgisi yoktur, bunun temelinde ahlak yatar” dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başkanlık sistemiyle ilgili Kılıçdaroğlu, “Abdullah Öcalan’ın İmralı günlükleri yayınlandı. O da başkanlık sistemini savunuyor. Her başkanlık sistemi toplumu ayrıştırır. Toplumu kandıracaklar, başkanlık değil de cumhurbaşkanlığı. Niçin? Cumhurbaşkanlığı dersek Devlet Bey'i tatmin etmiş olacağız. Adı değişmiyor, sadece bütün yetkiler bir kişide yine” diye konuştu.

“Olabilir de olmayabilir de”

Ufukta erken genel seçim mi gördüğünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Olabilir de, olmayabilir de. 14-15 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar mı? Yönetiyorlar. Sıfır terörle devraldılar. Bugün Türkiye terör batağında. PKK dışında IŞİD ve diğer örgütlerde çıktı ortaya” ifadelerini kullandı.

“Bu ülkenin hapishanelerinde 146 gazeteci var”

Adana'daki mitingde tutuklu gazetecileri saydığının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“3 isim tartışıldı Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak. Parti içinden tepkiler geldi. Yol kazası olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Hayır efendim ne yol kazası. Orada 3 değil, 13 isim de olabilirdi, 23 isim de. Bu ülkenin hapishanelerinde 146 gazeteci var. İmkanım olsa 146’sını da sayardım. Biz bir ilkeden yola çıkıyoruz. Demokrasisi gelişmiş bir ülkede bir gazeteci yazı yazdı diye tutuklanmamalı. Dünyadan en çok hapishanelerinde gazeteci olan ülke Türkiye. Bu ayıp değil mi? Kahramanlaştıran iktidarın kendisidir ben değilim. Bir insanı suçsuz yere hapse atarsan kahraman yaratmış olursun. Gazeteci elbette yargılanır. Dindar geçiniyorlar, onların dindar olduklarına da ben inanmıyorum. Onlar çıkarcıdırlar ve samimi Müslüman değiller. Devlet kinle, intikamla yönetilmez” yanıtını verdi.

“Yenikapı ruhuna sadık kalan tek kişi benim”

Yenikapı ruhuyla ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Yenikapı ruhuna sadık kalan tek kişi benim. Yenikapı'dan 12 madde halinde nelerin yapılması gerektiğini söyledim. Bizim istediğimizi kabul edersen Yenikapı ruhu var, kabul etmezsen Yenikapı ruhu yok. Bu mudur söyledikleri?” dedi.

“Kılıçdaroğlu olan kim olursa olsun, yakın uzak akrabam bir belediyeye gidip çıkar amaçlı bir öneri götürdüğü an kapının önüne koyun dedim”

Kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Kardeşim küçük bir çocuk değil. Onun illa benim siyasi görüşümü desteklemesi gibi durum da söz konusu değil. Altını özenle çiziyorum; bizim Didim Belediyesi, Didim'e olağanüstü hizmetler veriyor. Kıyıyı temizledi açtı. Didim'de iki tane yüksek bina var. Bu binaların yıkılması lazım. O binaların sahipleri parayla insan satın alıp bize saldırtmanın yollarını arıyorlar. Bu kadar açık net söylüyorum. Cebine para koyup, çık şunu yap diyorlar, çıkıp onlar yapılıyor. O kişinin etrafındaki insanlara bakın göreceksiniz o müteahhidin yandaşları.”
“Kardeşinize de bu insanlar tarafından para verildiğini mi söylüyorsunuz?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Benim ne söylediğimi siz de anladınız, herkes de anladı. Soyadı Kılıçdaroğlu olan kim olursa olsun, yakın uzak akrabam bir belediyeye gidip çıkar amaçlı bir öneri götürdüğü an kapının önüne koyun dedim. Hiçbir tereddüdüm yok. Benim düşüncelerimi kardeşim beğenmeyebilir. Buna saygı gösteririm. Ama birisi cebine para koydu ‘çık bunu söyle’ dedi ve söylediyse kimse kusura bakmasın alır kapının önüne koyarız. Bunun kardeşlikle ilgisi yoktur, bunun temelinde ahlak yatar. Ahlaklı insanın benim başımın üstünde yeri vardır. CHP ile ilgili konuştuğu için CHP’den ihraç edildi mesele de bitti” cevabını verdi.

“Karşıtlık yaparken her yabancıyı tutup da Alman diye sorgulayalım. Bu olmaz”
TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın Almanya'da gördüğü muameleye ilişkin Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Sen kalkacaksın Türkiye Cumhyuriyeti'nden bir parlamenteri alacaksın 45 dakika bir yerde tutacaksın. Bunu kabul etmem. Karşıtlık yaparken her yabancıyı tutup da Alman diye sorgulayalım. Bu olmaz. Ne olur? Ayağınıza kurşun sıkmış olursunuz. Bunu söylerken bunu Dışişleri veya İçişleri Bakanlığının bir telefonuyla olabilirdi. Türkiye'yi yöneten başbakan yok, bakanlar yok. Sorunumuz da asıl orada. Neden Cumhurbaşkanı konuştuktan sonra bunlar oluyor Dışişleri Bakanı neden yapmıyor bunu? İçişleri niye yapmıyor?”

“Dolarım yok ki zaten ne doları, ben kendi ülkemin parasına güveniyorum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘dolar bozdurma’ çağrısına CHP’nin destek verip vermeyeceği soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Dolarım yok ki zaten ne doları. Ben kendi ülkemin parasına güveniyorum. Ben devleti yöneten her kişinin benim gibi düşünmesini isterim. Şimdi doları aldın en üstteyken bozdurdun, vatandaşa dönüyorsun ‘sende dolarını bozdur’ diyorsun, vatandaşın cebinde dolar mı var? Sahte dolar makbuzları dolaşıyor piyasada. Berberin cebinde dolar mı var? 30 milyon avrosu vardı Bilal Bey'in neredeydi bu paralar. Asıl onların bozdurulması lazım” açıklamasında bulundu.

“Merhem olsaydı dolar yükselmezdi”
Başbakan Yıldırım’ın açıkladığı EKK kararlarının sıkıntıya merhem olup olmayacağı sorusuna Kılıçdaroğlu, “Merhem olsaydı dolar yükselmezdi. Güven kaybeden bir siyasi iktidar ne yaparsa yapsın güveni tazeleyemez. Yatırımcının da güveni yoktur. Yarınını göremiyor yatırımcı, yabancılar içinde aynı şey geçerli. Ben 2002’den 2016’ya kadar ne kadar faiz ödediklerini söylemiştim. Bu hükümet faiz lobisine çalışan bir hükümet” yanıtını verdi.

“Neden onların fasıl açmalarını bekliyoruz”
Kılıçdaroğlu, AB ile Türkiye ilişkilerine ilişkin ise, “Binali Bey'e açık ve net çağrı yapayım; neden onların fasıl açmalarını bekliyoruz biz. Binali Bey gelsin parlamentoya demokrasi için hukuk, adalet için neyse Batı standartları onları beklemeden biz oturup kendimiz yapalım. Açık çek veriyorum” dedi.

Fırat Kalkanı ile ilgili Kılıçdaroğlu, dış politikada AK Parti hükümetlerinin Türkiye Cumhuriyeti'ne tarihinin en büyük yenilgisini yaşadığını savunarak, şöyle konuştu:

“Sayın Cumhurbaşkanı dilini tutamadı, bizim oraya gidişimiz Esed'i yıkmak dedi. Erdoğan çıktı biz oraya bir kişi için değil, terör için gittik dedi. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına, bir başka ülkenin devlet başkanı ayar vermemelidir. Ayar verdiği andan itibaren o ülkede yaşayan 80 milyon kişinin onuruyla oynamış olursunuz. Her gün şehitlerimiz geliyor. Ne işimiz var bizim orada? Halep’e, El Bab’a, Musul niye gidemiyoruz? En büyük kaybı Türkmenler yaşadı. Türkmenlerin Suriye’de de Irak’ta da çok ciddi duruşları vardı. Hayat standartları iyiydi. Türkmenlerde bölündüler kendi aralarında. Bunu yapan kimdi Türkiye Cumhuriiyeti’nin izlediği yanlış dış politika. Fatura bize çıkıyor. Afriya’ya gidemiyoruz, mal gönderemiyoruz.” 

Pelin Üzek 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."
İzmir Üretken yapay zeka teknolojisi, en çok fotoğrafçılığı etkiliyor İki yıl önce hayatımıza hızlı bir giriş yapan üretken yapay zeka teknolojisi fotoğraf sanatı başta olmak üzere grafiksel anlamda çeşitli görseller üreten sektörler üzerinde etkisini giderek arttırıyor. Özellikle reklam tanıtım sektöründe obje, ürün veya bir olayın fotoğraflarını üretmek stüdyo ortamı yerine bilgisayarın başında birkaç satırlık komut yazarak sanayiler içinde gerçekleştiriliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan üretken yapay zeka teknolojisinin prodüksiyon maliyetlerini düşürmesi gibi faydasının yanında gerçeklikten uzaklaşma ve manipülasyon gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söylüyor. “Yapay zeka prodüksiyon maliyetlerini düşürüyor, üretim süreçlerini hızlandırıyor” Aynı zamanda reklam ajanslarının en çok başvurduğu stok fotoğraf ajansları ve buralara görsel üreten fotoğrafçıları ekonomik anlamda olumsuz etkilediğini söyleyen Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan; “Üretken yapay zeka ile buluşmamız 2022 yılının ortaları gibi çok yakın bir zamanda oldu. Üretken yapay zeka ile üretilen ilk fotoğraflar ve grafikler gerçeklik bakımından önceleri hatalar barındırıyor kollar, eller gibi farklı uzuvların canlandırılmasında bozukluklara rastlayabiliyorduk. Ancak çok kısa bir sürede üretken yapay zeka programlarının yeni sürümleri piyasaya sürüldükçe bu hatlarında hızlıca giderildiğini çok daha gerçekçi görüntülerin üretilebildiğini gördük. Şu anda işin uzmanları dışında kimsenin neredeyse gerçekle ayırt edemeyeceği kusursuz görseller üretilmeye başlandı. Özellikle fotoğraflar gerçeklik açısından kusursuza yaklaşmış durumdalar. Üretilen bir insan fotoğrafının gerçek mi yapay mı olduğunu anlamak oldukça güçleşti. Yapay zeka ile üretilen gerçekliği yüksek fotoğraflar sosyal medya hesaplarını yönetenleri, haber sitelerini ve çeşitli reklam şirketlerini önemli bir prodüksiyon maliyetlerinden kurtarırken üretim süreçlerini hızlandırdı. Ancak işin gerçeklik açısından baktığımızda özellikle işleri gerçeği aktarmak olan haber, medya siteleri ve yüksek takipçili sosyal medya hesaplarını yeni tehlikeler bekliyor. Bu teknoloji kişileri ve toplumları ciddi şekilde manipüle etmede kullanabiliyor. Bu da beraberinde sayısız hukuk davlarını beraberinde getiriyor. Bu yolla üretilen görsellerin altına mutlaka uyarıcı yazıların konulması ya da uzmanlar tarafından gözden geçirilmeleri gerekiyor.” dedi. Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan, bilgisayarının başında uygulamalı olarak yapay zeka yazılımlarıyla “orman yangınından kaçan geyik” ve “çölde gezen kutup ayısı” gibi örnek görsellerin komut satırı yazarak nasıl oluşturulduğunu paylaştı.