POLİTİKA - 23 Temmuz 2014 Çarşamba 16:30

Kılıçdaroğlu’ndan operasyona tepki

A
A
A
Kılıçdaroğlu’ndan operasyona tepki

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, paralel yapıya yönelik operasyonlara değerlendirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, paralel yapıya yönelik operasyonlara değinerek, “Eğer bu operasyonlar 17 Aralık ve 25 Aralık rüşvet olaylarını kapatmaya yönelik bir hamle ise bu doğru değil. Sabahın 5’inde, 6’sında insanların evlerine baskın yapılmasını, bu kişilerin çoluk çocuğunun önünde kelepçelenmesini doğru bulmuyoruz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları kapsamında Isparta’da gerçekleştireceği miting öncesi Afyonkarahisar’a uğradı. Afyonkarahisar Askeri Havaalanı’na gelen Kılıçdaroğlu, ardından seçim otobüsüyle konvoy eşliğinde Fuar ve Kültür Alanı’na giderek burada kurulan semt pazarını ziyaret etti. Burada Kılıçdaroğlu’nu gören vatandaşlar, CHP Genel Başkanı ile fotoğraf çektirmek için birbirleriyle yarıştı.

Daha sonra partisinin il başkanlığını ziyaret eden Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının soruları üzerine gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Paralel yapı operasyonlarının şeklini eleştiren Kılıçdaroğlu, polislerin evlerine sabah saatlerinde yapılan baskınların doğru olmadığını kaydetti. Operasyonlara dair kendi ellerinde hiçbir bilgi ve donenin olmadığını da belirten Kılıçdaroğlu, “Eğer adalet denilen bir kavrama ve hukukun üstünlüğüne inanıyor isek sabahın 5’inde, 6’sında insanların evlerine baskın düzenlememeliyiz. Daha önce de bunu söylüyorduk, şimdi de bunu söylüyoruz. Bizim çizgimizde hiçbir kırılma yok. Bizi hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi savunuyoruz. Biz özgürlüğü, insan haklarını savunuyoruz. Sabahın 5’inde, 6’sında insanların evlerine baskın yapmayı, çoluk, çocuğunun önünde kelepçelenmeyi doğru bulmuyoruz. Bunu şunun için söylüyorum, kimsenin bu ülkede suç işleme özgürlüğü yoktur. Varsa herhangi bir kişinin suçu, hukuki kurallar çerçevesinde yargılanmak da onun en doğal hakkıdır. Hukuk kuralları çerçevesinde biz hep bunu savıyoruz ama kin duygusu ile intikam duygusu ile bir dava görülmez. İkisini birbirinden ayırmamamız gerekiyor. Eğer bu operasyonlar 17 Aralık ve 25 Aralık rüşvet olaylarını kapatmaya yönelik bir hamle ise bu doğru değil. Bütün dünyanın gözü Türkiye’nin üzerinde. O yolsuzlukların hesabının verilmesi lazım. İçlerinde suç işleyen olabilir mi, olabilir. Elimizde veri yok, done yok, bir şey yok, savcının elinde varsa bilmiyorum ama kamu görevlisini siz davet edersiniz, ifadesini alırsınız, gerekiyorsa eğer tutuklanması için mahkemeye sevk edersiniz ama onun dışında intikam ve kin duygusu ile hareket etmek doğru değil” dedi.

“BAŞBAKANIN TALİMATINA GÖRE BU TÜR OPERASYONLAR YAPILIYORSA BUNLAR SİYASİ OPERASYONLARDIR”

Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, soruşturmaların gizli olması gerektiğini bildiklerini belirterek, "Ancak Başbakanın talimatına göre eğer bu tür operasyonlar yapılıyorsa bunlar siyasi operasyonlardır ve bunlar toplumdaki adalet duygusunu büyük ölçüde yaralar” dedi.

Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin, "Siz operasyonun talimatla yapıldığını mı düşünüyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Kendisi söylüyor, ’Yaygınlaşabilir’ diyor. Nereden biliyor? Ben söylüyor muyum? Söylemiyorum. Herhangi bir vatandaş söylüyor mu? Hakim söylüyor mu? Söylemiyor. Savcı söylüyor mu? Söylemiyor ama Erdoğan söylüyor. ’Yaygınlaşabilir’ diyor. Nereden biliyor? Daha önceki Balyoz operasyonu, Ergenekon operasyonları da Erdoğan’ın talimatları üzerine yapılmıştır. Tutuklanacak kişileri de Erdoğan belirlemiştir. Bunlar ifade edildi. O davanın savcılığından şimdi bu davanın savcılığına soyunuyor. Bizim oradaki tavrımız neyse buradaki tavrımız da aynıdır. Adalet herkes için, hukuk herkes için geçerli olmak zorundadır. Benim için adalet, bir başkası için adalet olmasın diye bir kavram yok. Doğrusu budur.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Göz ovuşturmak retina hasarına yol açabilir” Göz ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna ve göz yüzeyinde travmalara ve keratokonusa sebep olabilir” dedi. VM Medical Park Maltepe Hastanesi’nden Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, göz ovuşturmanın neden olabileceği sağlık problemleri ve keratokonus (kornea hastalıkları) hakkında açıklamalarda bulundu. “Göz enfeksiyonlarına neden olabilir” Gözlerimizi ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine değinen Op. Dr. Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna, göz yüzeyinde travmalara sebep olabilir. Aynı zamanda korneanın şeklini değiştirdiği için astigmata da neden olabilir” şeklinde konuştu. “Keratokonus zamanla görme kaybına sebep olabilir” Göz ovuşturmanın ayrıca keratokonus adlı kornea hastalığına da yol açabildiğine dikkat çeken Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus, gözümüzün ön kısmında bulunan ve şeffaf bir yapıya sahip olan korneanın öne doğru sivrilerek koni şeklini almasıdır. Sebebini tam olarak bilmediğimiz bu hastalığın yapılan bilimsel çalışmalarla genetik geçiş sonucunda ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bazı bağ dokusu hastalıkları ve gözü ovalamak, risk faktörleri arasında gösterilebilir. Korneanın şeklinin bozulmasıyla gözün kırıcılık gücü değişir ve ilerleyici miyop ve astigmat oluşur. Bu da kişinin görme kalitesini bozarak ilerleyen zamanlarda görme kaybına sebep olabilir” diye konuştu. “En sık 10-20 yaş arasında görülüyor” Hastalığın görülme yaşlarından bahseden Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus değişkenlik göstermekle birlikte en sık 10-20 yaş arasında görülmektedir. Hastalık 10-20’li yaşlarda daha sık görülüyor. Bu yaşlarda daha sık görülmesinin sebebi, gözün gelişiminin ve büyümesinin devam etmesi ve 40 yaş sonrası vücudun doğal olarak korneayı güçlendirerek hastalığı stabil hale getirmesidir” dedi. “Her iki gözü de etkiler” Keratokonus hastalığının belirtilerini anlatan Op. Dr. Yamiç, “Genellikle her iki gözü de etkiler. İki göz arasında çok farklı sorunlara neden olabilir. Belirtiler her gözde farklı seyredebilir ve zaman içinde değişiklik gösterir” dedi. “Gözde kızarıklık ve görüşte bulanıklık belirtilerine dikkat” Op. Dr. Yamiç, erken aşamadaki keratokonus belirtilerini şöyle açıkladı: “Görüşte hafif bulanıklık, düz çizgilerin bükülmüş veya dalgalı görünmesi nedeniyle görmede hafif bozulma, ışığa ve parlamaya hassasiyet, gözde kızarıklık veya şişme.” “İleri aşamalarda kontakt lensler göze uymayabilir” İleri aşamalarda belirtilerin daha belirgin hale geldiğini dile getiren Op. Dr. Yamiç, ileri aşama keratokonus belirtilerinin ise görme bozukluğu ve bulanık görmede artış, miyop veya astigmatizm bulgularında artış ve gözlük gereksinimi, korneada çıkıntı yaptığı için kontakt lenslerin göze uymaması ya da rahatsızlık vermesi şeklinde olduğunu ifade etti. “Kornea aniden şişebilir” Keratokonusun erken evreden geç evreye geçişinin genellikle yıllar sürdüğünü aktaran Op. Dr. Yamiç, “Fakat bazı insanlarda kötüye gidiş daha hızlı bir şekilde gerçekleşir. Kornea aniden şişebilir ve korneada skarlaşma adı verilen kalıcı sertleşme başlayabilir. Kornea; skar adı verilen bu yara dokusu ortaya çıktığında, yumuşaklığını ve berraklığını kaybeder. Sonuçta görüş daha da bozuk ve bulanık bir hale gelir” dedi. “Göz numaraları çok sık değişir” Keratokonus hastalığında, ilerleyici miyop ve astigmat oluşturduğu için hastanın bulanık gördüğünü belirten Op. Dr. Yamiç, “Göz numaraları çok sık değişir, hastalar gözlük kullanmasına rağmen uzağı net göremez. Keratokonus hastalığı tamamen ortadan kaldırılamasa da, hastalık belli başlı tedavilerle durdurulabilir. 40 yaş sonrası ilerleme olmaz” diye konuştu. “Tedavisi hastanın yaşına göre değişir” Keretokonus hastalığının, tedavi edilmediği takdirde ilerleyici görme kaybına neden olabileceğini vurgulayan Op. Dr. Yamiç, hastalığın tedavisinin, hastalığın düzeyine ve hastanın yaşına göre değiştiğini söyledi. Op. Dr. Yamiç, uygulanabilecek tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı: “Cross-linking (korneal çapraz bağlanma), korneal halka, PTK lazer, hibrit lazer, kontakt lens, sert kontakt lens, hibrit lens ve jornea nakli.”
Adana Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz : “Kanser oluşumunda beslenme şekli çok önemli” Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, çağın hastalığı kanser riskini düşürmek için sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekerek balık, üzüm ve kurubaklagiller gibi besinlerin sıklıkla tüketilmesini tavsiye etti. Her 5 kişiden 1’inin hayatı boyunca kansere yakalandığını ve kanser oluşumunda beslenme şeklinin önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz kansere yakalanma riskini düşürmek için hangi besinlerin tercih edilebileceğini anlattı. Diyetisyen Gündüz sağlıklı ve dengeli beslenmenin sadece formda ve zinde kalmaya değil aynı zamanda kanserden korunmaya da katkı sağladığını vurguladı. “Kadınlara günde 2, erkeklere 3 porsiyon meyve” Meyveleri kabuğu ile birlikte tüketmenin posa içeriğini arttırarak sindirim kanalının daha düzenli çalışacağını belirten Diyetisyen Gündüz “Vitamin ve minerallerden zengin meyveler bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına yardımcı olur. Erkekler için günlük 3 porsiyon, kadınlar için ise günlük 2 porsiyon meyve tüketimi uygundur. Bunun yanında mevsimde olan sebzelerden mutlaka öğle ve akşam öğünlerinde salata yapılıp tüketilmelidir. Ancak tüm meyve ve sebzeleri çok iyi yıkadığınızdan emin olmalısınız” dedi. “Balığı kızartarak değil ızgara veya buğulama yaparak yiyin” Balığın A, D, K ve B grubu vitaminlerden ve iyot, selenyum, fosfor, magnezyum ve çinko minerallerinden zengin olduğunu ve bu sayede bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğunu söyleyen Diyetisyen Gündüz “Omega-3 yağ asitlerinden zengin balık aynı zamanda bu özelliği ile kansere karşı koruyucudur. Ancak pişirme yöntemi oldukça önemlidir. Balık, kızarma yöntemi ile pişirildiği zaman yüksek sıcaklıktaki yağın içerisindeki sağlığa zararlı toksik maddeler nedeniyle önerilmemektedir. Bunu yerine, ızgara veya buğulama yöntemi tercih edilebilir” diye konuştu. Diyetisyen Gündüz kırmızı üzümün özellikle kabuğunda ve çekirdeğinde bulunan “resveratrol” maddesinin sağlık açısından zararlı serbest radikallere karşı vücudu kanser oluşumundan koruduğunu; bunun yanında kırmızı üzümün, B vitaminlerinden ve demir, potasyum ve magnezyum mineralinden de zengin olduğunu ifade etti. “Yoğurt bağırsak sağlığını korur” Yoğurdun probiyotik besinlerin bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olduğuna değinen Diyetisyen Gündüz “Probiyotikler bağırsaktaki yararlı bakterilerin sayısını arttırarak sağlıklı bir mikroflora oluşumuna katkıda bulunur. Bu sayede sindirim sisteminde görülebilecek kanser gibi birçok hastalığa karşı önlem almış oluruz. Aynı zamanda kilo kontrolünü sağlamaya yardımcı olur. İçeriğindeki selenyum sayesinde antioksidan özellik gösterir ve bu sayede kanserden korunmaya yardımcı olur” dedi. Yüksek posa içeriği sayesinde sindirim kanalının düzenli çalışmasını sağlayan kurubaklagillerin faydasının altını çizen Diyetisyen Gündüz şunları söyledi: “İçerdiği vitamin ve mineraller; kemik gelişimi ve sağlığı için gerekli olan kalsiyum, sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan B vitaminleri, kan yapıcı demir ve potasyum, magnezyum, vitamin E içeriği sayesinde sayesinde vücudumuzu korur. Aynı zamanda kan şekerini dengeleyici özelliği de bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.