SAĞLIK - 12 Mayıs 2017 Cuma 11:23

Kilo artışı depresyona sokuyor

A
A
A
Kilo artışı depresyona sokuyor

Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, kilo artışının depresyona neden olduğunu söyledi.

Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, “Şişmanlık (obezite) depresyon nedenleri arasındadır. Esasen şişman bireylerde özgüven sorunları oldukça yüksektir. Günümüzde ideal kadın ve erkek tipi tanımlanmıştır. “Fit” tabir edilen grup ön planda tutularak giysiler bile onlar hedef alınarak hazırlanmaktadır. Kilolu insanlar ise neredeyse bu konuda ihmal edilmiştir. Kilolu insanlarda daha sık görülen şeker hastalığı, tansiyon problemleri, kalp problemleri, harekette kısıtlanmalarda depresyona eğilimi artırmaktadır. Bunlarla beraber sosyal fobi ve endişe bozuklukları da sık görülür. Başarısız diyet ve egzersiz girişimleri de yoğun özgüven problemleri oluşturmaktadır. Bunun dışında toplumun şişmanlara alaycı bakışı, çalışma hayatına kabulde fiziksel görünümün ön plana çıkması ve dolayısıyla kilolu kişilerin tercih edilmemesi zaten kendi fiziksel görünümünden rahatsız olan bu bireylerin depresyona girmelerini kolaylaştırmaktadır. Birçok obez bu duruma içsel bir tepki olarak daha fazla yeme davranışı sergilemektedirler. Artık kısır bir döngü oluşur ve depresyon kader gibi olur. Tam da bu noktada depresyon tedavi edilmeli ve kişinin kendine güveni tekrar kazandırılmalı ki, tekrar hayatın içinde üretken biri olabilsin ve belki de kilo ile ilgili tedavilerde daha kararlı ve cesur olabilsin” dedi.

“Depresyon Kilo Artışına Neden Olabilir”

Depresyonun bazen özellikle başlangıç dönemlerde iştahta değişikliklerle başladığını ifade eden Dr. Üney, “Tipik olmayan veya maskeli depresyonlarda kilo artışı daha sık görülür. Yani gerginlik, mutsuzluk ve umutsuzluk kişiyi mutlu olabileceği etkinliklere yönlendirir. Bunlardan en kolayı yemek yemedir. Bir depresyon türü olan kadınlarda adet öncesi gerginlik sendromunda çikolata ve şeker ihtiyacı ve tüketimi artar. İçe kapanıklık, enerji azlığından dolayı yemek yapmak yerine fast-food tarzı yemeklerle beslenme kilo artışı nedenlerindendir. Ayrıca depresif dönemlerde isteksizlik ve bitkinlik nedeniyle egzersiz yapmak daha zorlaşır, bunun sonucu olarak da kilo artışı kaçınılmaz olur. Fiziksel kaygılardan dolayı oluşan kilo artışı da depresyonu daha da ağırlaştırabilir” açıklamalarında bulundu.

Genelde insanın birçok hastalıkta ilaç tedavilerini, komşu veya arkadaşlarının yaşadıkları tedavi tecrübelerinden ya da internetteki forum sitelerinde yapılan yorumlar üzerinden bilgi edindiğini kaydeden Dr. Üney, “Ancak bu bilgi kaynakları ne kadar güvenlidir? Depresyon ilaçlarının ilk birkaç gün uyum dönemindeki yan etkileri nedeniyle tedaviler sıklıkla bırakılmaktadır. Tekrar hekimine başvurup yan etkileri konuşmak daha gerçekçi olmasına rağmen, kişi tedavisini terk etmekte ve depresyonuyla yaşamak durumunda kalmaktadır. Depresyon tedavisi hasta ve psikiyatrist arasında çok iyi bir işbirliği gerektirmektedir. Bunun nedeni tedavinin en az altı ay sürmesidir. Dolayısıyla altı ay ilaç kullanacak kişinin mutlaka yaşamını etkilemeyecek, günlük işlerine zarar vermeyecek tarzda ilaçlar kullanması gereklidir. Dünyada her insandan sadece bir tane vardır. Oysa depresyon ilaçları sınırlı sayıdadır. Kişiye özgü ilaç tedavisinin oluşabilmesi için tedavinin başlangıç dönemlerinde işbirliği daha önemli olmaktadır. Eğer ilaç tedavisi sırasında kilo alınıyorsa bu durumu psikiyatristinize bildirmeniz gerekir ki, tedavide yeni ilaç alternatifleri değerlendirilebilsin. Depresyon ilaçlarında yan etkilerden korkmak yerine işbirliğini geliştirmek önemlidir” ifadelerini kaydetti.

Tedavide, depresyonun ağırlığına göre ilaçların dışında psikoterapilerin faydalı olduğunu belirten Dr. Üney, “Psikoterapi bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının korunması ve geliştirilmesini amaçlayan psikolojik tedavilerin genel adıdır. Ancak psikoterapiler hakkında oldukça yanlış bilgi vardır. Psikoterapilerin de birçok şekli vardır ve bunların birçoğu kişinin tedavisinde etkili olmaktadır. Ancak bilinenin aksine konuşup, sohbet edip rahatlama yöntemi değildir. Bu durum arkadaşlarınızla ve ailenizle yaptığınızdan farklıdır. Durumun ağırlığına göre birkaç aydan birkaç yıla varan psikoterapiler mevcuttur. Psikoterapinin gerekliliği, süresi, görüşme sıklığı, görüşme zamanı ve hedefler terapinin ilk seanslarında belirlenir. Psikoterapi seansları arasında kişi kendisini değerlendirir, ruhsal durumuna daha fazla odaklanır ve verilen görevleri yaparsa terapinin başarılı olması mümkündür. Yani psikoterapi dertleşme ve öğüt alma durumu değildir. Ayrıca psikoterapi bu konuda eğitim almış psikiyatrist ve psikologlarca yapılmalıdır. Bununla birlikte depresyon hakkında bilgilenme ve eğitimde tedavide önemlidir” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan "yeni anayasa" açıklaması TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bütün siyasi partilerin çoğunluğunun kabul edebileceği yöntemi olması gerekiyor. İnşallah bu samimi gayretleri ortaya koyduktan sonra TBMM’de büyük bir çoğunlukla referanduma gitmeden bir çoğunlukla anayasa değişikliği yapılır” dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM’nin açılışının 104. yıl dönümü dolayısıyla Tören Salonu’nda verilen resepsiyonda konuştu. Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, en kısa zamanda Meclis’te grubu olan partilerle başlayacaklarını belirterek, “Temasları arttıracağız, partiler birbirlerine gidecekler. Meclis Başkanı olarak grubu olan partileri ve grubu olmayan partilerin görüşlerini, Türkiye’de STK’ların, üniversitelerin, hukuk camiasının görüşlerini alarak, fikri olan herkesin bu sürece katkı sağlamasını temin edeceğiz. Burada birlik ve bütünleşmeyi sağlayacak Anayasa çalışmalarının, bir ayrışma vesilesi olmamasını tercih ederiz” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, Anayasa’nın yöntemine ilişkin soruya, “Bütün siyasi partilerin çoğunluğunun kabul edebileceği yöntemi olması gerekiyor. İnşallah bu samimi gayretleri ortaya koyduktan sonra TBMM’de büyük bir çoğunlukla referanduma gitmeden bir çoğunlukla anayasa değişikliği yapılır” dedi. Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özel’in görüşmesine ilişkin soru üzerine, “Sayın Cumhurbaşkanı en kısa süre içinde, muhtemelen önümüzdeki hafta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul edecektir. Gayet güzel samimi Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ruhuna uygun biçimde gerçekleşti” diye konuştu. Kurtulmuş, 1921 Anayasasının bir benzetme olduğunu belirterek, 64 maddeyi esas alma gibi konuşması olmadığını ifade etti.
Ankara Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Öğretmen atama sayılarını önümüzdeki hafta içerisinde açıklayacağız" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen atamalarına ilişkin, "Atama sayılarını Hazine ve Maliye Bakanımızla birlikte önümüzdeki hafta içerisinde açıklayacağız" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM’nin açılışının 104. yıl dönümü nedeniyle Meclis Tören Salonu’nda verilen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Müfredatla ilgili yapılan çalışmalara ilişkin bir soruyu cevaplayan Tekin, Talim ve Terbiye Kurulunun ön incelemeleri yaptığını; süreç biter bitmez askıya çıkarılacağını belirtti. “2 kat fazla müfredat yüklüyoruz çocuklara” Müfredatla ilgili çalışmaların gelecek hafta tamamlanacağını dile getiren Tekin, şunları kaydetti: "OECD’nin yaptığı derecelendirme mekanizmaları var. Kamuoyunun bizimle yarıştırdığı ülkelerdeki müfredat yoğunluğu ile bizimkini karşılaştırdık. Oradaki yoğunluğa yaklaştırmaya çalıştık. O ülkelerden yaklaşık 2 kat fazla müfredat yüklüyoruz çocuklara. Birincisi, çocuklara daha fazla müfredat yüklüyoruz, ikincisi ise orada olduğu gibi beceri temelli değil, bilgi, kazanım temelli veriyoruz. Bahsettiğimiz ülkelerde çocukların aldıkları eğitimi gündelik yaşam becerilerine dönüştürüp dönüştüremediği ölçülürken biz normal bilgi olarak veriyoruz. Halbuki bahsedilen sınavlarda bunlar ölçülüyor. Hem müfredat olarak daha fazla hem de farklı bir mantıkla verdiğiniz zaman rekabet edemiyorsunuz." Müfredatı seyrelteceklerini vurgulayan Tekin, "Halbuki biraz bunu seyreltsek, çocuklarımızın kapasitelerine uygun, öğretmenlerimizin süresinde yetiştirebileceği hale getirebilsek hem çocuklarımız daha rahat öğrenecek hem de sistem rahatlayacak hem öğretmen arkadaşlarımız koştura koştura müfredatı yetiştirmek için çaba harcamak zorunda kalmayacak. Dolayısıyla ortalama yüzde 35 bandında bir seyreltme var" diye konuştu. Bakan Tekin, öğretmen atama rakamlarına ilişkin bir başka soruya ise "Öğretmen atama sayılarını Hazine ve Maliye Bakanımızla birlikte önümüzdeki hafta içerisinde açıklayacağız" cevabını verdi.