ASAYİŞ - 04 Ağustos 2017 Cuma 09:14

Kimliksiz hastanın cenazesi hastanede kaldı

A
A
A
Kimliksiz hastanın cenazesi hastanede kaldı

Adana'da hastanede kalp krizinden ölen 37 yaşındaki hastanın cenazesi, bugüne kadar hiç kimliği olmadığı için 6 gündür hastaneden alınamıyor.

Edinilen bilgiye göre, Ali Akrep ve Perihan Akrep dini nikahla evlendi. Bu beraberlikten çiftin 9 çocuğu oldu. 22 yıl aradan sonra çift resmi nikah yapıp çocuklarına da kimlik çıkardı. Ancak 9 çocuktan Levent ismini verdikleri çocuklarına kimlik çıkarmadılar. Aradan geçen süre zarfında anne ve baba da ölünce Levent Akrep'in işlemlerini yaptıracak kimse kalmadı. Levent Akrep resmi olarak yaşamıyordu, bu nedenle ne okula ne de askere gitti. Bu zamana kadar da hiçbir devlet dairesinde işlemi olmadı. Ancak 29 Temmuz günü aniden rahatsızlanarak, Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Seyhan Uygulama Merkezi'ne kaldırıldı. Acilden giriş yapan hasta için görevliler kimlik istedi, yakınları getireceklerini söyledi, hasta acil olduğu için görevliler hastayı kabul etti. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Akrep'e doktorlar anjiyo yaptı. Ancak 30 Temmuz günü Levent Akrep tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Yakınları Akrep'in cenazesini almak istedi.

Ölünce yaşadığı ortaya çıktı

Levent Akrep'in yakınları cenazeyi almak istediklerinde, hastane yetkilileri ölüm raporunu hazırlamak için aileden Levent Akrep'in kimliğini istedi. Yakınları, hastaneye Levent Akrep'in bu zamana kadar resmi hiçbir işlem yapmadığını, askere de gitmediğini, kendisinin içine kapanık biri olduğunu, geçen süre zarfında kimliğe ihtiyaç duymadığını söyledi. Ancak hastane yönetimi kanunen kimlik olmadan cenazeyi veremeyeceklerini söyleyerek nüfus müdürlüğünden belge getirilmesini istedi. Yakınları, oturdukları Yüreğir ilçesine bağlı Sarıçam Mahallesi muhtarından yardım istedi. Levent Akrep'in akrabası ve 22 yıldır ona bakan Resmiye Hizavcılar, burada Levent Akrep adına dosya açtırdı. Başlatılan işlemler ile Yüreğir Kaymakamlığı'na giden Hizavcılar, aldığı belgelerle Nüfus Müdürlüğü'nden, 'Yabancılar ve Vatandaşlık Durumu Düzgün Olmayan Kişiler Kütüğü Nüfus Kayıt Örneği' bildirgesini aldı. Bu evrakla hastaneye tekrar giden Hizavcılar'a yetkililer bu kez cenazeyi soyadı Akrep olan birine vereceklerini söyleyip, alınan evrakın ise 18 yaşının altındaki kişiler için geçerli olduğu, bu belgeyle işlem yapılamayacağını bildirdi.

"Cenazemizi vermiyorlar"

Levent Akrep'in kuzeni Resmiye Hizavcılar, Levent'in ailevi nedenlerden dolayı kimliğinin bu zamana kadar hiç çıkartılmadığını belirterek, "Bizden geçici kimlik kaydı istediler. Biz de muhtar aracılığıyla kaymakamlıktan getirdik. Onu kabul etmiyorlar. Bizi engelliyorlar. Bizim cenazemizi burada vermiyorlar. Allah için yetkili makamlara bizim sesimizi duysunlar. 6 gündür cenazemizi alamıyoruz. Burada perişan olduk. Bizi adliyeye yolluyorlar. Savcı, adli vaka değildir diyor. Normal kimliği olmadığı için cenazeyi alamıyoruz. Muhtarlık aracılığıyla kaymakamlık verdi ve geçici kimliğiyle geldik buraya, polis tarafından ifadelerimiz alındı, tutanaklarımız tutuldu daha sonra nöbetçi savcıya telefon açıldı verilsin dediler ama alamıyoruz. Hastane bize savcılıktan gelecek bir kağıtla işlem yapacaklarını söylüyorlar. Adliyeye gittik gene bir şey yapamadık. Cenazemizi vermiyorlar" diyerek tepki gösterdi.

Akrep'in kardeşi Serpil Barhan ise hastane önünde sinir krizi geçirerek "Ağabeyimi versinler bana, dirisi süründü ölüsü de sürünüyor" diye ağladı. Barhan, daha sonra ise kardeşi olarak hastaneye geldiğini, kardeşini almak için DNA testi yaptırmaya hazır olduğunu ifade ederek, "Ancak onu da yapmıyorlar. Çoluğum, çocuğumla mağdur oldum ağabeyimi versinler artık. Ana yok, baba yok. Vermiyorlar cenazeyi. Bir adliyeye yolluyorlar, bir hastaneye. Bir haftadan beri burada bekliyoruz. Orada ızdırap çekiyor bir haftadan beri. Versinler artık ağabeyimi. Daha ne olacak burada bir hafta daha mı kalacak" diyerek gözyaşı döktü.

Nüfus cüzdanı örneği istendi

Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Seyhan Uygulama Merkezi yetkilileri ise cenazenin 6 gündür verilmediğini doğruladı. Yetkililer, cenazenin kimliği olmadığı için yakınlarına teslim edilmediğini, kimliği olmadığı için cenaze teslim işlemlerinin yapılamadığını, kanunen de kimlik olmadığı için cenazeyi teslim edemeyeceklerini bildirdi. Yetkililer hastanın yakınları olduğu ileri sürülen şahıslara nüfus müdürlüğüne ve muhtarlığa giderek belge getirmelerini istediklerini ancak getirdikleri belgenin de 18 yaşından küçük vatandaşlar için geçerli olduğunu bu nedenle teslim edilmediğini, buna rağmen aileye yardımcı olmak için bir kişiyi görevlendirdiklerini, nüfus müdürlüğünden kimliği olmayan ve 18 yaşından büyükler için düzenlenen nüfus cüzdanı örneği alınması için çalışmaların yapıldığı bildirildi.
Yetkililer bu evrakın gelmesi halinde cenazenin verileceğini belirtti. 

Fatih Keçe

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Geleceğin şampiyon adayı safkan Arap atları Yozgat’ta yetiştiriliyor Yozgat’ta yaşayan Sami Taşkın, iki oğlu ile birlikte 3 yıldır bozkırın ortasında geleceğin şampiyon adayı safkan Arap yarış atları yetiştiriyor. Sorgun ilçesinde yaşayan Sami Taşkın, veterinerlik bölümünde okuyan oğlu Mehmet Emin ve atçılık ve yetiştiriciliği bölümünde okuyan oğlu Yasin Taşkın ile el ele vererek 3 yıl önce safkan Arap yarış atı üretimine başladı. 3 yıldır harada tay üretimini sürdüren Sami Taşkın ve oğulları, at sayısını 15’e çıkardı. Baba ve oğullarının kurduğu Pınar Taşkın Harası, geleceğin şampiyon atlarına da ev sahipliği yapıyor. Harada tayların her türlü bakımlarını kendileri yapan baba ve oğulları, atları yonca, arpa ve yulaf ile özenle besliyor. 6 kısrak, 4 aygır ve 5 yavru tayın bulunduğu harada, safkan Arap atları ırk özellikleri bozulmadan yetiştiriliyor. 2.5 yaşına gelen taylar, Ankara, İstanbul, Bursa ve İzmir gibi illere gönderilerek hipodromlarda yarışlara katılmak üzere hazırlanıyor. Gelecekte şampiyonluklar kazanmaları için Yozgat’ta yetiştirilen safkan Arap atları, 6 aylık eğitimin sonunda 3 yaşına geldiklerinde hipodromlarda yarışmaya başlıyor. “Amacımız Yozgat’tan şampiyon yarış atları çıkarmak” Yozgat’ın coğrafi yapısının ve iklim özelliklerinin Arap atı yetiştiriciliğine elverişli olduğunu söyleyen Sami Taşkın, “Haramızda safkan Arap atı yetiştiriciliği yapıyoruz. Yozgat bölgesi Arap atı yetiştiriciliğinde uygun iklime sahip bir bölgemiz. Daha önce de burada yarış atı yetiştirilmiş. Tarihte de bu bölgelerde dayanıklı yarış atı ve savaş atlarının yetiştirildiğini biliyoruz. Biz 3 yıldır bu işi yapıyoruz. Amacımız burada şampiyon yarış atları yetiştirmek. Burada 6 damızlık kısrağımız var. Hazırda yarışlara katılacak 2 yaşın üzerinde 4 tane tayımız var, 5 tane de sıfır ve 1 yaş aralığında tayımız var. Haramızda toplamda 15 tayımız bulunmakta ve bunların bakımlarını ve yetiştiriciliğini de çocuklarımla birlikte yapıyorum. Tüm teknik desteği kendileri sağlamakta. Çocuklarımla birlikte el ele verip bu bölgede şampiyon yarış atları yetiştirmeyi düşünüyoruz. Biz haramızda yaklaşık 2 yaşına kadar atlarımızı yetiştiriyoruz. Burada onları yarışa hazırlama imkanımız yok. 2 yaşından sonra taylarımız İstanbul, Bursa gibi şehirlerde yarışa hazırlanmaya gidiyor. 3 yaş gibi de Arap atları hipodromda yarışmaya başlıyor. İnşallah bizim de amacımız Yozgat’tan şampiyon yarış atları çıkarmak” dedi. “4 tayımız bu sene yarışlara katılacak” Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksek Okulu Bölümü’nde okuyan Yasin Taşkın ise, “Burada 3-4 senedir babam ve ağabeyimle yarış atı yetiştiriciliği yapıyorum. Hedefimiz şampiyon yarış atları yetiştirmek. Şu an sorunsuz doğumlarımız da devam ediyor. Çiftliğimizde herhangi bir sıkıntımız yok. Bu sene ekim-kasım ayları gibi 4 tayımız sahalara inerek yarışlara katılacak. Biz burada atlarımızın yemlerini kendimiz üretiyoruz. Atlarımızı arpa, yulaf, yonca gibi yemlerle özenle besliyoruz. İnşallah buradan şampiyon atlar çıkaracağız” şeklinde konuştu.