GÜNDEM - 19 Kasım 2017 Pazar 10:57

Kış lastiği zorunluluğu ne zaman başlayacak? Kış lastiği takmamanın cezası ne kadar?

A
A
A
Kış lastiği zorunluluğu ne zaman başlayacak? Kış lastiği takmamanın cezası ne kadar?

Kışa aylarına girdiğimiz şu günlerde sürücüler Kış lastiği zorunluluğu ne zaman başlayacak? Kış lastiği takmamanın cezası ne kadar? gibi soruların cevaplarını mearak ediyor. Peki kış lastiği takma zorunluğu hangi tarihlerde başlayacak, kış lastiği takmayana kaç TL para cezası kesilecek? İşte detaylar...

Yaz bitti, son bahar geldi derken kış yüzünü göstermeye başladı. Birçok ilimizde kar yağışları şimdiden başladı. Ülkenin Batı'sından Doğu'suna kar yağışının ardından yollarda kalan sürücüler için bir nevi kurtarıcı olan kış lastiği uygulaması yürürlüğe giriyor. Peki Kış lastiği zorunluğu ne zaman başlayacak ve kış lastiği takmayan sürücülere kal TL para cezası kesilecek? Şehirler arası yollarda seyahat eden tüm araç sürücülerinin kış lastiği takma zorunluluğu tarihi belli oldu. Kış lastiğini takan sürücüler, yağışlı havalarda genel itibarıyla sorun yaşamıyor. Ancak araçlarına kış lastiği takmayan sürücüler, kar çilesi ile baş başa kalıyor. Yürürlüğe giren yasa ile 1 Aralık ile 1 Nisan tarihleri arasında sürücüler kış lastiği kullanmak zorunda. Aksi taktirde 715 lira ceza kesilecek. İşte kış lastiği ile ilgili merak ettiğiniz detaylar...

Bundan böyle otomobilleri de kapsayan zorunlu kış lastiği yasası, sürücülerin aklında birçok soru işareti uyandırdı. Aslında bu uygulama sürücülerin can güvenliği ve sağlıklı bir trafik hayatı için oldukça önemli. Biz de sizler için en çok merak edilen soruları cevaplandırdık.

NEDEN KIŞ LASTİĞİ KULLANMALIYIZ?

Her şeyden önce tabii ki güvenliğiniz için! Araç lastikleri farklı yol şartlarına göre daha iyi tutunma sağlamak adına çeşitlere ayrılır. Mesela, hız ve asfalt için tasarlanmış lastikler kullanan 4x4 bir SUV, toprak ve kum zeminde bütün çekiş özellikleri kaybeder. Kış lastikleri de özellikle soğuk havalarda aracınızın yol ile temasında hayati önem taşır. Kuru ve asfalt zemin için tasarlanan normal lastikler veya ‘dört mevsim’ olarak adlandırılan modeller ‘karlı ve soğuk’ kış günlerinde sürüş güvenliği açısından randımanlı değildir.

KULLANMAYANA YAPTIRIMLARI NASIL?

Bu kış özel otomobiller de kış lastiği takmak zorunda! Ülkemizde 5 yıldır ticari araçlar için uygulanan kış lastiği zorunluluğuna, yeni yasal düzenlemeyle binek araçlar da dâhil edildi. Bu kapsamda 1 Aralık ile 1 Nisan tarihleri arasında şehirler arası yollarda seyahat eden bütün araçlar kış lastiği kullanmak zorunda. Şehir içinde uygulama yapılıp yapılmayacağı, ortalama yerel sıcaklıklar dikkate alınarak valilikler tarafından belirlenecek ve duyurulacak. Valilikler, tarih aralığını öncesinde veya sonrasında birer ay artırabilecek. Aksi durumlarda 715 lira para cezası söz konusu. Yeni uygulama Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş durumda.

ZİNCİR Mİ, KIŞ LASTİĞİ Mİ?

Karlı havalarda kar zinciri bulundurmak zorunlu. Kış lastikleri özellikle düşük sıcaklıklarda aracın yola tutunmasını arttırır, çok aşırı buzlanma olmadığı sürece aracın kar üzerinde ve soğuk zeminde ilerlemesini ve fren mesafesini kontrol altına alır. Yol şartlarına göre özellikle yokuş iniş ve çıkış senaryolarında, şehir içinde kış lastikleri zincir ihtiyacını ortadan kaldırır. Çok zor şartlarda ise yaz lastiklerine göre daha az zincir takma ihtiyacı doğurur. Araca zincir takıldığında seyir hızının 30 km altında olması, kuru zeminde ise kesinlikle kullanılmaması gerekir.

ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Öncelikle kendini kanıtlamış markaları dikkate almak gerekir. Her kış lastiği, üstünde yazdığı gibi kış lastiği değildir. Büyük markalar ciddi harcamalarla yaptığı AR-GE raporlarına göre gerek taban tasarımı gerekse araç sınıf ve ağırlıklarına göre kauçuk oranını belirler. Özellikle Uzak Doğu’dan ülkemize gelen ve muhtemelen markasını ilk defa duyduğunuz markaları araştırın. Kararı satıcıların tavsiyesine bırakacaksanız ülkemizde kurumsal altyapısı olan markalara yönelin. Unutmayın “Dört Mevsim Lastiği” olarak da bilinen M+S lastikleri ( M = Mud = Çamur S = Snow = Kar ) ancak “Kış Lastiği” sembolünü taşıyorsa değerlendirilebilir.

YAZ LASTİĞİ KIŞIN GÜVENLİ Mİ?

Otomobil lastikleri farklı yol şartlarına göre daha iyi tutunma sağlamak adına çeşitlere ayrılır. Araçların üzerindeki standart yol lastikleri +7 derece ile +40 derece arasındaki sıcaklıklarda maksimum tutunma, viraj ve yakıt ekonomisi gibi unsurlarda etkilidir. Kış lastikleri üretiminde kullanılan özel bileşenler sayesinde +7 derecenin altındaki sıcaklıklarda kuru ve yağışlı zeminde yüksek tutunma ve fren hâkimiyeti sağlar. Kış lastikleri zor şartlarda yüzde 80’lere kadar güvenli olduğu bağımsız testlerle ispatlanmıştır. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de amatör radyocular mikrofon başına geçti Esenler Belediyesi, Dünya Amatör Radyocular Günü’nde radyoculuğa ilgi duyan vatandaşlara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Vatandaşların mikrofon başına geçtiği programa ilgi yoğun oldu. Esenler Belediyesi, 18 Nisan Dünya Amatör Radyocular Günü’nde keyifli bir programa ev sahipliği yaptı. Esenler Dörtyol Meydanı’na kurulan sahneyle radyoculuğa ilgi duyan vatandaşların mikrofon başına davet edildiği programa ilgi yüksek oldu. Radyo Esenler programcılarından Umut Kuzkaya ve Musa Ada’nın sunumuyla gerçekleşen programda vatandaşlar, canlı yayın heyecanını deneyimlemenin mutluluğunu yaşadı. “Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım” Heyecanlarının her sene tazelendiğini aktaran Umut Kuzkaya, “Dünya Amatör Radyocular Günü’nde mesleğe başladığımız ilk günler aklımıza geliyor. Genç kardeşlerimizle radyoya olan ilgi, alaka ve bağlarını konuşup tavsiyelerde bulunduk. Güzel bir sohbet gerçekleştirme imkanı yakaladık. Esenler Belediyesine ve Kültür Müdürlüğüne özellikle teşekkürlerimi iletiyorum. Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım. Çünkü bu eğitimler iş hayatındaki ilişki ve diyaloglarda özgüven olarak kişiye önemli kazanımlar sağlıyor. Mesleğe sağlam adımlarla başlamanıza yardımcı oluyor. O yüzden radyoculuk büyük önem taşır” ifadelerini kullandı. “Çok coşkulu bir yayındı” Oluşturulan bu gençlik ruhuyla heyecanlandığını belirten Musa Ada ise, “Esenler Dörtyol Meydanı’nda bir ilk gerçekleştirildi. Meydanın ortasında dev bir radyo koymak ve onun üzerinde bir yayın gerçekleştirmek inanılmaz coşkulandırdı. Burada bulunan öğrencilerin gelecekte çok büyük işler başaracağına inanıyorum” dedi. "Eğitimlerle heyecanımı yendim" Esenler Belediyesi tarafından verilen eğitimler sonucu iki yıldır radyoculuk yaptığını aktaran lise öğrencisi Rumeysa İmam ise, ”İlk yayınımda heyecan yaptım ama sonrasında eğitimlerde aldığımız kayıtlar sayesinde alıştım. Şu an eğitimlerini aldığımız için gelecekte radyoculuk konusunda hedeflerim var. Bu etkinlik hem arkadaşlarımız için hem de bizler için ilk adım niteliği taşıyor” dedi.
Sivas Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2024 yılını ‘Kalite Yılı’ ilan etti Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesin ’de kalite eğitim programı düzenlendi. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), 2024 yılını "Kalite Yılı" olarak ilan etti ve bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarına başladı. Üniversite, bu alandaki tecrübelerinden yararlanmak için Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile de iş birliği yaptı. TSE’den gelen eğiticiler, üniversitenin akademik ve idari kadrosuna Kalite Yönetim Sistemi ile ilgili alanlarda eğitim verdi. “Biz bütün işlerimizi fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz” “Kalite eğitiminde ki amaç sadece belge almak değil bunu özümsemek, süreçleri tanımlamak ve yaygınlaştırmak ve kurum geneline yaygınlaştırıp kurumsallaştırmaktır” diyen Sivas Bilim ve Teknoloji üniversitesi Mehmet Kul, “Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak 2024 yılını kalite yılı olarak ilan etmiştik. Bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarımıza başlamıştık. Bu konuda tecrübeli bize yol gösterebilecek kuruluşlarla da temasa geçtik. Ülkemizde de bu anlamda en yetkili kuruluşlardan bir tanesi Türk Standartları Enstitüsü. Onlarla temaslarımız gerçekleşti. TSE başkanı, genel sekreteri ve diğer uzman personellerle görüştük niyetimizi belirttik. Özellikle bunu kalite belgesini almak değil özümseyerek bütün süreçlerimize adapte etmek istiyoruz. Bütün süreçlerimiz de hem eğitim hem araştırma hem toplumsal katkı ve bilişim sistemleri olsun, bu süreçlerinin Kalite Yönetim Sistemi Standardına uygun olarak oluşturulması koordine edilmesi ve geliştirilmesini amaçlıyoruz. Bununla birlikte fırsatları ve tehditleri tespit etmek ve bu süreç içerisinde bizim stratejik planımıza uygun kalite süreçlerini oluşturmak anlamında faydalı olacağını düşündüğümüz için Türk Standartları Enstitüsü ile görüşmelerimizi yaptık ve tamamladık. Bu eğitim kapsamında Türk Standartları Enstitüsünden uzman arkadaşımız geldi ve eğitime başladık. Hem akademik personelimiz hem idari personelimiz bu eğitimleri alıyorlar. İlerleyen süreçlerde ISO 9001 belgesini alıp, bu kalite süreçlerini denetleyici kuruluş tarafından denetimlerin gerçekleştirilmesini yapacağız. Bu eğitim o sürece hazırlık amacıyla gerçekleştiriliyor. Biz bütün işlerimizi mensuplarımıza, mezunlarımıza, kuruma ve topluma fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz. Amacımız bu kalite süreçlerini bütün akademik ve idari personelimizin özümsemesini sağlamak. Bu süreçlere uygun iş ve işleyişi gerçekleştirmek” dedi.
Gaziantep HKÜ’de ’Adölesan İdiopatik Skolyoz’ kongresi Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından, “Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep” Kongresi, alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla HKÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde doğa dostu bir yaklaşımla gerçekleştirildi. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda geniş bir perspektifi kapsayarak, uzman konuşmacılar ile katılımcılara zengin bir bilgi paylaşım platformu sunmayı amaçlayan kongreye; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serkan Usgu, hekim ve fizyoterapist kadrosundan oluşan 18 alanında uzman konuşmacı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan, Kongre Başkanı ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, “Öncelikle, bu yıl düzenlediğimiz kongreyle ilgili bir geleneği başlatmak istediğimizi belirtmek isterim. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusuna gönül ve emek vermiş, yıllarca bu alanda bilimsel katkıları olan hocalarımızla bir araya gelmek, bu alandaki gelişmeleri tartışmak ve paylaşmak amacıyla düzenli olarak gezici bir kongre oluşturma hedefimiz var. Bu yılki kongremizin konusu dar kapsamlı olabilir, ancak 300’ün üzerinde kayıtlı katılımcının bulunması bizleri son derece mutlu etti. Bu, alanımıza olan ilginin ve katkıların arttığının bir göstergesidir. Bu kongre, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak birbirimizi daha da ileriye taşıyacağımız bir platform sunuyor. Bilimsel açıdan verimli bir etkileşim ve iş birliği için kongrenin düzenlenmesinde başta HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi. Doğa dostu yaklaşım ile gerçekleşen kongrenin ilkini düzenlemenin heyecanını yaşadığını belirten Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, “Skolyoz konusunda 2017 yılında Prof. Dr. Yavuz Yakut hocamızın koordinatörlüğünde Gaziantep ve çevre ilçelerini içine alan kapsamlı bir çalışma gerçekleştirmiştik. Aynı şekilde bu önemli kongrenin; üniversitemiz, fakültemiz ve bölümümüzde güzel bir farkındalık oluşturacağına ve bilimsel içeriğinin yüksek olacağına inanıyorum. Bu sebeple Kongre Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut hocama, HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. İlki düzenlenen Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep Kongresi’nde kayıt ve bilimsel program detayları dijital ortamda katılımcılarla paylaşılırken, Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda cerrahi, kalp damar problemleri, ortopedik cerrahi, erken ortez tedavisi, farklı fizyoterapi uygulamaları, proprioseptif eğitim, vestibüler sistem, ağrı ve yaşam kalitesi, tedavinin nitel başarısı konularının yanı sıra okul taramaları, aile eğitimi, spor konuları ve 20 farklı sözel bildiri geniş bir kapsamda ele alındı.
Diyarbakır 77 kişinin hayatını kaybettiği Serin-2 Apartmanı’nın sanıkları hakim karşısına çıktı Diyarbakır’da geçen yıl 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Serin-2 Apartmanı’nda 77 kişinin hayatını kaybetmesi, 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin biri müteahhit 4 tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı. İddianamede, sanıklar hakkında 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz yargılanan binanın müteahhidi Hüseyin B, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. hazır bulundu, binanın statik proje müellifi Cihan U. da bulunduğu ilden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Diğer tutuksuz sanık olan bina fenni mesulü Ekrem B. ise duruşmaya katılmadı. Duruşma salonunda bazı mağdurlar ve avukatları da hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık Hüseyin B, binanın müteahhitti olmadığını ve söz konusu proje hakkında bilgisinin bulunmadığını ileri sürdü. Mağdur olduğunu savunan Hüseyin B, "Söz konusu apartmanda herhangi bir mülküm yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı. Sanık Nasır Ç. ise, dava konusu binanın proje tarihinde İnşaat Odası Diyarbakır Şubesi’nde yönetim kurulu üyesi olduğunu bildirdi. Üyeleri tarafında uygulanmak üzere hazırlanan projelerin vize işlemleri ile yükümlü olduklarını öne süren Nasır Ç, şöyle devam etti: "Burada projeyi inceleme, onaylama, uygulamaya sevk etmek gibi bir görev ve sorumluluğum yoktur. Projeyi değerlendirmem söz konusu değildir. Tek yaptığımız işlem projeyi hazırlayan kişinin projeyi hazırlamaya ehliyeti olup olmadığına yöneliktir. Projenin kapağına imza atıyoruz. Ancak inceleme yetkimiz ve görevimiz bulunmamaktadır. Bu inşaatın yapımındaki eksiklikler ve deprem nedeniyle yıkılmasında kusurum bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum." Sanık Cihan U. da, binanın sadece statik projesini hazırladığını ve inşaatın statik projesine uygun imal edilip edilmediğini denetleme görevinin belediyeye ait olduğunu savundu. İnşaat yapım aşamasında yıkılan binaya hiç gitmediğini ileri süren Cihan U, şunları kaydetti: "1999 yılında İzmir’e taşındım ve o zamandan beridir proje hakkında bilgim yoktur. Projemizin 1975 yönetmeliğine göre denetlenmesi gerekmektedir. Ancak biz kendimizi sağlama almak adına değerleri hep yüksek girerdik. Bu nedenle üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum." Mağdur olan müştekiler ise depremde binanın enkazında yakınlarını kaybettiklerini, binanın yakınında köprülü kavşak yapılmasının sarsıntıya sebep olduğunu savundu. Binanın altında bulunan bankada ise kolon kesme iddialarının bulunduğunu aktaran müştekiler, bu konuların araştırılarak, kusuru bulunanların cezalandırılmalarını istedi. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti de savunmaların alınmasının ardından ilgili kuruma köprülü kavşak inşaatının bölgedeki yapılara zarar verip vermediğine yönelik araştırma yapılıp yapılmadığının sorulması, Bağlar Belediyesine bölgedeki zeminin bataklık olup olmadığının tespiti ve binanın altında bulunan bankanın da tüm tadilat projeleri hakkında bilgi verilmesi için müzekkere yazılmasını kararlaştırarak, duruşmayı 14 Ekim’e erteledi. Davanın iddianamesinde, tutuksuz sanıklardan binanın müteahhidi Hüseyin B, binanın statik proje müellifi Cihan U, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. ve bina fenni mesulü Ekrem B. hakkında, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor.