SAĞLIK - 12 Ocak 2017 Perşembe 10:37

Kişilik bozukluğuna dikkat

A
A
A
Kişilik bozukluğuna dikkat

Psikoterapist/Aile Çift Ve Evlilik Terapisti Uzman Psikolog Naciye Tokaç, kişilik bozukluğu konusunda uyardı.

“Kişilik; bireye özgü özellikler, kişinin nasıl bir kişi olduğunu yani kalıcı özeliklerini tanımlayan ifadedir” diyen Uzman Psikolog Naciye Tokaç, “Çoğu kişi kişilik kavramını, kendisi hakkındaki her şeye yorumlayarak birçok özelliğinden bahsederken; “benim kişiliğim böyle” gibi bir ifade kullanmaktadır. O zaman kişilik ve kimlik kavramlarını birbirinden ayırt etmek gereklidir. Kimlik kavramı; bireyin kişisel, mesleksel, toplumsal konumunu, yani bireyin “kim” olduğunu belirleyen özelliklerdir. Kimlik denilince kişinin aynı, sürekli devam eden özellikleri yani “ben kimim” sorusuna cevap verdiği belirgin özelliklerinden bahsedebiliriz” dedi.
Kişilik özelliklerimizin doğum öncesinden gelişmeye başlar ancak özellikle yaşamın 0-6 yaş arasında hızlı bir gelişim sürdürerek yaşam boyu gelişmeye devam ettiğini anlatan Uzman Psikolog Naciye Tokaç, “Örneğin; kalabalık bir ortama girince, bazı kişiler çok rahat olup herkesle hızlıca kaynaşıp iletişim kurabilirken; bazı kişiler ise daha içe dönük kalabilir ve başkalarının kendisi ile iletişim kurmasını bekleyebilir. Kişilerin arasındaki işte bu farklılıklar bireylerin kişilik özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
Kişiliğin temel yapılanması doğum öncesi dış dünya ile etkileşim ile başlar ve doğum sonrası oldukça hızlı bir şekilde devam eder. Bebeğin çevresi ile iletişimi; yani hem içine doğduğu fiziksel koşullar ile hem de ruhsal ortam kişiliğinin gelişimini etkiler. Örneğin; özgüven kavramını çocuğun 2 yaş sonrası 6 yaşına kadarki dönemde babası ile kurduğu iletişim çok etkilemektedir. Babası uzakta yaşayan, baba ile teması neredeyse hiç bulunmayan ve baba yerine geçebilecek herhangi bir kişinin eksikliği bireyin gelecekteki özgüven gelişimini olumsuz etkileyecektir.

Kişilik dediğimizde en önemli durum “Kişilik Bozuklukları” dır ki; herkesin birbirinden farklı kişilik yapılanması olması normaldir ancak bozukluk olduğunda çok ayrı bir durumdan bahsetmekteyiz. Kişilik bozukluğu olan bireylerdeki en belirgin özellik; bu kişilerin toplumsal uyumda zorlanmaları başta gelirken; iş-meslek hayatında düzenlilik olmaması, sık iş değiştirme, kişiler arası ilişkilerinde, karşı cins ile ilişkilerinde süreklilik sağlayamamaları sayılabilir. Kişilik bozukluğundaki bir diğer önemli durum ise; kişilerin kendisinin içinde bulundukları durumdan haberdar olmamaları, kendilerine söylendiğinde ise kabul etmemeleridir. Onlara kendi özellikleri anlatıldığında çoğunlukla “benim bir şeyim yok” cümlesini duyacak veya karşısındaki kişileri suçlarken bulacaksınızdır.” diye konuştu.

Kişilik bozukluğu olan kişilerde yaptıkları herhangi bir yanlıştan ders almadıklarını ve sıklıkla da tekrarladıklarını ifade eden Uzman Psikolog Naciye Tokaç, daha sonra şunları söyledi; “Örneğin; sevgilisini aldatan bir kişinin, bu durum ortaya çıktığında yoğun bir pişmanlık duygusu sergilemesine karşılık, kısa bir süre sonra aynı şeyi tekrar etmesi hatta bundan dolayı sevgilisini suçlaması görülebilir. Bu kişilerin davranışlarındaki ve duygularındaki bozukluğun sürekli, yaşamının her anında aynı şekilde devam etmesi görülür. Yani ergenlik dönemi sonrasında da aynı davranışları yaparken görebilirsiniz. Eşini arayan bir kişinin eşi telefonu hemen açamadığında aklına mantıklı nedenlerden önce kendisini aldattığını düşünmesi kişilik bozukluğu olan bir kişinin tipik davranışlarından biridir.

Kişilik bozukluğu toplumda aslında sıklıkla görülmesine rağmen, gerek fazla bilinmemesi, gerek kişinin sergilediği davranışların bir bozukluktan çok kişiliğinin normal bir parçası olarak görülmesi tedaviye başvurmalarını geciktirir. Tabiî ki en önemli neden kişinin kendisinde kişilik bozukluğu olduğunu kabul etmemesi ve tedavi olacak bir durumunun bulunduğunu düşünmemesidir. Kişilik bozukluklarına tedavi sürecinde de dikkat edilmeli ve bu konuda uzman psikologlar tarafından psikoterapisi yürütülmelidir. Zorlu denebilecek, uzun süreli psikoterapi ile kişilik bozukluklarında oldukça yüksek oranda düzelme görülmektedir.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini düşünmüyorum" Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Tokat’taki fay hareketinin Türkiye’nin en büyük fay hattı olan Kuzey Anadolu Fayı’na doğrudan stres aktarımı yaptığını belirterek, "Ama bu demek değildir ki 5.7’lik bir deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem oluşturacak. Orada bir deprem oluşturabilmesi için Kuzey Anadolu Fayı’nın hareket edebilecek bir deprem enerjisini biriktirmiş olması gerekir. Dolayısıyla şu anda korkulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" dedi. 18 Nisan tarihinde merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 5.6 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Deprem yerin 5,9 kilometre derinliğinde meydana gelirken, sarsıntı, çevre illerde de hissedildi. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin sahil kesimlerinde hissedilen depremle ilgili Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, açıklamalarda bulundu. Doğu Karadeniz sahili yerleşkesinin kumsal alan üzerinde olduğunu dile getiren Bektaş, yaşanılan en büyük sorunun deprem yönetmenliğini ve deprem tehlikesi haritalarını tamamıyla uygulamamak olduğunu söyledi. Tokat depreminin beklenilen bir deprem olmadığını kaydeden Bektaş, "Beklenen deprem değildi ama Türkiye’de her an, her yerde bir deprem olabilir. O açıdan beklenen bir deprem diyebiliriz. Ama yer ve zaman açısından beklenen bir deprem değildi. 5.7’lik bir deprem bugün uluslararası standartlarda orta deprem sayılmasına rağmen tehlikeli değildir. Ancak bizim Türkiye’deki yapı stokçularının dikkate alırsak tehlikenin başladığı bir seviyedir. Özellikle eğer bu deprem 6 büyüklükte olsaydı çok daha fazla tahribat yapabilirdi. Ancak burada ilginç olan şu 5.7 büyüklüğündeki bir deprem tüm Doğu Karadeniz sahilinde hissedildi. Bu bize ne anlatıyor? Ne gösteriyor? Bu şu anlama geliyor; deprem enerjisinden ne kadar uzakta olursan elbette ki deprem enerjisi o kadar sömürlenir. Etkisi azalır. Ama bu tam doğru değil. Eğer fayın kırılması size doğruyorsa o zaman uzaktaki deprem enerjisi çok daha fazla olabiliyor. Buna bir yönelme diyoruz. Şimdi Kuzey Doğu istikametinde kırılma olduğu için direkt Doğu Karadeniz’e doğru olduğu için deprem enerjilerinin etkinliği o bakımdan daha fazla oldu. Peki bunun bir başka anlamı ne? Bir ilin depremden etkilenmesi için illa ki o ilden bir fay geçmiş olması gerekmiyor. Yani o ilin illaki bir fay üzerinde bulunması gerekmiyor" şeklinde konuştu. "Trabzon bir ateş çemberi gibi 3 tane aktif deprem üreten fayın ortasındadır" Dünyanın 7 şiddetindeki bir depremden korkmadığını vurgulayan Bektaş, "Trabzon bir ateş çemberi gibi 3 tane aktif deprem üreten fayın ortasındadır. Kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Türkiye petrolleri Rize’den itibaren Rize, Trabzon, Ordu fayları diye faylar isimlendirildi ki bu faylar doğrudan ile uzanıyor. Yani orada olabilecek olan bir kırılmanın deprem önerisi doğrudan sahildeki illeri vuracak. Nitekim bu yaşandı. 2012’de 5.6’lık bir deprem yaşadık Batum açıklarında Trabzon fayı üzerinde. Trabzon bir haftaya yakın sallandı. Demek oluyor ki sadece deprem kaynağından uzakta olmak her şey bitti demek değildir. Bakın biz Trabzonlu olarak biz 3 büyük depremi de şaşadık. Elazığ, Maraş ve biz yine en son 5.7’lik Tokat’taki depremi yine hissettik. Neden? Demin dediğim gibi kırılma doğrultusu direkt size doğru geliyorsa deprem enerjisi o denli artı olur. Şimdi aynı zamanda depremin etkinliği sadece depremin yaydığı enerjiyle değil, zemin de önemli. Bugün şu anda bulunduğumuz zemin bir kumsal alan. Doğu Karadeniz sahili zaten yerleşkesi zaten kumsal alan üzerindedir. Dolayısıyla bu alan ne yapıyor? Depremin şiddetini büyütüyor. Buna da büyütme faktörü var. Bir diğer çekincemiz de bizim Trabzon, Rize, Ordu olarak topoğrafyamız. Yani bugün yerleşme alanları ya sahilde kumun üzerinde deprem büyütmesine maruz kalıyor. Ya da yamaçlarda denize bakan yamaçlardaki buralar heyelanlı bölgeler ve çok katlı binalar var. Burada da bir heyelan riski var. Netice olarak depre tehlikesi sadece aktif faydan kaynaklanmıyor. Bulunduğunuz zemin ve üzerinde oturulan şehrin coğrafi konumu, yani heyelanlı olması gibi bunlarda son derece etkili. Bu bakımdan yeni yapılan haritada deprem tehlikesi haritasında bütün bu riskler alınmıştır. Bizim yaşadığımız en büyük sorun deprem yönetmenliğini, deprem tehlikesi haritalarını tamamıyla uygulamamak veya uygulamamaktan kastım şu. Yönetmenliğimiz çok güzel. Kanunlarımız iyi ama sorun bunların uygulanmasında. Umarım kısa zaman içerisinde yapı stokları daha da iyi hale gelir. İnsanlar zaten deprem konusunda bilgilendirildi ama bu yönetmenlikleri daha titiz bir şekilde uygularsak depremden korkulacak bir durum söz konusu olmaz. En azından 5 ve 6’lık depremlerden korkmama durumuna gelinmemiz lazım. Bugün dünya 7’lık bir depremden hiçbir şekilde korkmuyor. Çünkü binalar ona göre yapılmış. Ancak maalesef bizim standartlarımızda 5.7 ve 6 civarındaki bir deprem özellikle Doğu Anadolu’da ve İç Anadolu’da tehlike oluşturabiliyor" diye konuştu. "Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" Korkulacak bir şey olduğunu düşünmediğini belirten Bektaş, "Tokat depremi ve 5.7’lik fay hareketi doğrudan Kuzey Anadolu Fayı’na yani Türkiye’nin en büyük fayına stres aktarımı yaptı ama bu demek değildir ki 5.7’lik bir deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem oluşturacak. Orada bir deprem oluşturabilmesi için Kuzey Anadolu Fayı’nın hareket edebilecek bir deprem enerjisini biriktirmiş olması gerekir. 1942 yılında o fay hareket etti ve enerjinin büyük kısmını boşalttığını düşünüyoruz. 7 büyüklükteki depremde enerjisini önemli bir şekilde boşalttığını düşünüyoruz. Dolayısıyla burada bir tetikleme söz konusu olamaz. Tetikleme olabilmesi için muhakkak suretle o fayın bir kırılma eşiğine gelmesi, kayma eşiğine gelmesi gerekir ki küçük bir depremin yaptığı stres transferi de onu tetikleyebilsin. Dolayısıyla şu anda korkulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
Sivas Sivas’ta Arapça şiir yarışması düzenlendi Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce Sivas’ta 11. Arapça Şiir ve Çocuk Şarkıları Yarışması düzenlendi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde Sivas Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen yarışmaya 22 okuldan 42 öğrenci katıldı. Okul salonunda düzenlenen yarışmada öğrencilerin heyecanına Milli Eğitim Müdürü Necati Yener de ortak oldu. Öğrencilerin okuduğu şiirler ve seslendirdikleri şarkılar büyük beğeni toplarken jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda dereceye giren takım ve öğrenciler belirlendi. Ortaokul şarkı kategorisinde Ülkü İmam Hatip Ortaokulu takımı birinci, Zeki Hayran İmam Hatip Ortaokulu takımı ikinci, Kadıburhaneddin İmam Hatip Ortaokulu takımı ise üçüncü oldu. Ortaokul şiir kategorisinde ise Zeki Hayran İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Ömer Faruk Coşar birinci, Kadıburhaneddin İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Ayşe Sena Yavaşer ikinci, Asım Şahin Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi/Ortaokulu öğrencisi Hayrunnisa Koç ise üçüncü oldu. Lise şiir kategorisinde ise Sivas Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Turan Çil birinci, Abdussamed Bal Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi İldem Deve ikinci, Asım Şahin Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Zeynep Lamia Ertugay ise üçüncü oldu. Yarışmada derece elde eden öğrenciler bölge finalinde Sivas’ı temsil etmeye hak kazandı. Yarışmanın ardından dereceye giren ve katılım sağlayan tüm öğrencileri tebrik eden Milli Eğitim Müdürü Necati Yener, programın düzenlenmesinde emeği olanlara da teşekkür etti.
Hatay Depremin vurduğu İskenderun’da bilardo turnuvası başladı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde düzenlenecek ve 64 oyuncunun mücadele vereceği ‘Longoni Türkiye Pool Turnuvası’ başladı. Hatay’ın İskenderun ilçesi bilardo salonunda düzenlenecek ve 64 oyuncunun katıldığı ‘Longoni Türkiye Pool Turnavası’ başladı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden dolayı düzenlenemeyen turnuva, bu yıl İskenderun’da düzenlenecek. 64 oyuncunun katıldığı turnuva, 2 yıldır Türkiye’de düzenleniyor. Turnuvada rakiplerini yenen oyuncu, toplamda 110 bin TL para ödülü verilecek. “Türkiye pool turunu 2 senedir Türkiye’de düzenliyoruz” Longoni Türkiye pool turunun Türkiye’deki temsilcisi ve organizatörü olan 48 yaşındaki Murat Teker, “Ben işletmeci ve milli takım oyuncusuyum. Longoni, Türkiye pool turunu 2 senedir Türkiye’de düzenliyoruz. Türkiye’nin ve yine yakın ülkelerdeki en iyi oyuncuların katıldığı bir turnuva serisi, bu yılda 5 veya 6 etap yapılıyor. Bu etaplarda toplanan puanlarla, en iyi oyuncular yine özel ödüller kazanıyorlar” dedi. “Amerikan bilardoyu en iyi şekilde temsil eden arkadaşlarımız bu turnuvada yarışacak” İskenderun’da düzenlenecek turnuvaya 64 oyuncunun katılacağını ifade eden Murat Teker, “Bu turnuvayı yapıyoruz. 64 oyuncumuz var. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen ve çoğu da milli takım görmüş üst düzey oyuncular pul bilardo veya Amerikan bilardoyu en iyi şekilde temsil eden arkadaşlarımız bu turnuvada yarışacak. Turnuvadaki ödülümüz yaklaşık 110 bin TL civarında olacak. Bu ödülleri kazanmak için canla başla mücadele ediyorlar. Ben de aynı zamanda bir oyuncuyum. Ben de tabii ki bu turnuvada mücadele ediyorum, 5 profesyonel masamız var. 64 sporcumuz var ve ilk 16’ya giren sporcular, toplam ödülden kademeli bir şekilde faydalanıyorlar” şeklinde konuştu. “Hedefimiz şampiyonluk olacak” Bu turnuvada hedefi şampiyonluk olan 22 yaşındaki Mustafa Anlar, “Geçen yıl 6 Şubatta deprem oldu. 8 Şubatta düzenlenecek turnuva ertelendi. Bu yıl düzenlendi. Bizde katıldık. Ev sahipliği ve her şey çok güzeldir. Hatay halkı çok sıcakkanlı. Bu turnuvanın ilk etabı Hatay’da düzenlenecek. Ben son 8 yıldır Kıbrıs şampiyonu oldum. Hedefimiz şampiyonluk olacak” dedi. “Bu turnuva, çok kaliteli bir organizasyon olacak” İskenderun’da düzenlenen turnuvanın çok kaliteli organizasyon olacağını dile getiren 42 yaşındaki Sami Erdem Köylü, “Konya’da katılıyorum turnuvalara defalarca Türkiye şampiyonu olduk. Ben bilardoyu çok seviyorum. Türkiye’nin her yerinden oyuncular var. Turnuva, çok kaliteli bir organizasyon olacak” ifadelerini kullandı.