GÜNDEM - 14 Eylül 2017 Perşembe 15:32

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı Türk iş dünyasına hitap etti

A
A
A
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı Türk iş dünyasına hitap etti

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ‘Güncel Gelişmeler Işığında Kıbrıs Görüşmelerinin Geleceği ve Türkiye için Çıkarımlar’ konferansına katılarak iş dünyasına hitap etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ‘Güncel Gelişmeler Işığında Kıbrıs Görüşmelerinin Geleceği ve Türkiye için Çıkarımlar’ konferansına katıldı. Konferans, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros'un katılımıyla İstanbul'da gerçekleşti. Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,KKTC’nin ticaret, turizm, eğitim ve yatırımlar açısından Türkiye için önemli bir ortak olduğunu belirterek, “İktisadi bağlantımızı daha da yükseltecek bir potansiyelin olduğunu da biliyoruz. Biz iş dünyası olarak Kıbrıs Türklerinin zenginleşmesini istiyoruz. Kıbrıs Türklerine haksız yere uygulanan izolasyonların da zenginleşmeyi yavaşlattığının farkındayız ama Kıbrıs Türklerinin çalışkanlığı ve azmi sayesinde zenginleşme süreci devam edecek. Biz Türk iş dünyası olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türklerini yanında olacağız. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm sürecini her zaman destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz” dedi.

KKTC’nin rahatlıkla uluslararası bir eğitim adası ve çekim merkezi olabileceğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Biz KKTC Türk Ticaret Odası ile birçok alanda da birlikte çalışıyoruz. Kıbrıs’taki ortak çalışmalarımızın yanında da uluslararası platformlarda da KKTC Türk Ticaret Odası’nı devamlı destekliyoruz” şeklinde konuştu.
Konferansta KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, önemli mesajlar verdi. Akıncı, 50 yıllık müzakere tarihinin son 2 yılında Kıbrıs Türk halkı adına sorumlu konumda bulunduğunu, iki yılın kısa bir özetinde birinci yılda işlerin nispeten olumlu seyrettiğini, yeni yakınlaşmalar sağlandığını, ancak Eylül 2016’dan itibaren ise farklı bir Rum liderliği ile karşılaşıldığını dile getirdi.

2017 Haziran sonu Temmuz başlarında Cranz-Montana’da çözüm için niyetsiz, isteksiz, gerçekçi ve makul çizgiden oldukça uzak bir muhatapla karşı karşıya kaldıklarını belirten Akıncı, “Tüm bu süreçte 5’li konferansın toplanması aşamasına ulaşılabilmişse bunda en başta Kıbrıs Türk tarafının çözüm odaklı kararlı tutumu ve Türkiye’nin de desteği önemli rol oynamıştır. Rum tarafı ve Yunanistan ne yazık ki ayak sürüyerek bu konferansa katılmıştır. Sonuçta Rum liderliği Cranz-Montana’da ‘Sıfır asker, sıfır garanti’ sloganına sarılarak, çok daha az asker yerine Kıbrıs’ta bugün 40 bin askerin varlığını ve garanti anlaşmasının günümüz şartlarına uyarlanması yerine aynen devamını sağlayarak döndü. Şimdi bu slogan bir seçim sloganı olarak kullanılıyor” şeklinde konuştu.

Ada’da çözümün, Türk-Yunan ve Türkiye-AB ilişkilerine de kuşkusuz olumlu olarak yansıyabileceğinin altını çizen Akıncı, ”Bunun ötesinde Türkiye’nin gelişen İsrail ilişkileri de dikkate alınarak, İsrail doğalgazı iel Kıbrıs’ta bulunması muhtemel gazın birleştirilerek Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya iletilmesi AB için de yeni bir altenatif oluşturabilirdi. AB ve Türkiye’nin doğalgazda tek bir ülkeye olan bağımlılığı azaltılıp kaynaklara çeşitlilik kazandırılabilirdi. Kıbrıs’a Türkiye’den ulaşan su, artırılarak Güney Kıbrıs’ın ihtyaçları için de kullanılabilirdi. Bunların ötesinde en büyük yarar; bir bütün olarak Ada’nın gelecek belirsizliğinden kurtarılması sağlanabilirdi. Ancak başta Rum liderliğinin isteksizliği ve Rum toplumunun da yetki ve güç paylaşımına dayalı bir çözüme hazırlanmış olmaması çözüme ulaşmamızı ne yazık ki engelledi” diye konuştu.

"Rum tarafında çok ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacı var"

Kıbrıs sorununda bir 50 yıl daha bu şekilde devam etmeye kimsenin niyetinin olmadığını belirten Akıncı “En başta Rum tarafında çok ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu değerlendiriyorum. Yeni yılda Ocak ayı sonunda Güney Kıbrıs’ta başkanlık seçimleri yer alacak. Bu seçim dönemi gerçekten ne istedikleri konusunda ciddi bir sorgulama dönemi olmalıdır” dedi.

Akıncı, Türkiye’nin AB hedeflerini devam ettirmesinin Kıbrıs Türkleri için de önem arz ettiğini, Kıbrıs Türklerinin de çözüm hedefinden vazgeçmemesinin de Türkiye için önemli olduğunu vurguladı.
Akıncı, adada bir federal devlet kurulmasından yana olduklarını dile getiren Akıncı, bunun gerçekleşmemesi sonucunda ayır çatı devlet olarak kalacaklarını Rum tarafının azınlığı olmayacaklarını vurguladı. Akıncı şöyle konuştu: “Ya bu varlığı biz bir çözüm çerçevesinde onlara eş değer yeni bir kurucu devlet yapılanması haline getirip federal çatıda buluşacağız ya da yan yana iki ayrı çatı olarak devam edeceğiz. Bunun başka yolu yok. Federal bir yapı için mücadele etmiş bir insanım ama bu sadece bizim taleplerimizle olmuyor. Olmadığı noktada da kendi varlığımızdan da vazgeçecek değiliz. Gidip Rum tarafının da azınlığı olacak değiliz”.

Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Adası rozeti takması

Güney Kıbrıs Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Adası rozeti takmasının kendisini rahatsız etmediğini belirten Akıncı, bu rozeti bir coğrafi bir işaret olarak gördüğü belirtti. Akıncı şunları kaydetti: “Rozet takıyor Anastasiadis, Kıbrıs Adası’nın rozetidir. Üstünde herhangi bir siyasi ibare yoktur. Kıbrıs Adası olarak takıyor. Takabilir, o adanın sadece ona ait olmadığını da herkes bilir. O ada hepimizindir. Sadece onun değil. Dolayısıyla ondan ben neden sıkıntı duyayım ki? Duymam. Çünkü onu coğrafi bir işaret olarak görüyorum. Siyasi bir olgu olarak değerlendirmiyorum. O nedenle oradan bir rahatsızlığım yok. Benim orada yanında durmamdan o adanın kendine ait olmadığını zaten hem kendi hem de bütün dünya görüyor”. 

Ali Canberk Özbuğutu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Gemlik’teki heyelanın boyutu havadan görüntülendi Bursa’nın Gemlik ilçesinde yağmurun etkisiyle istinat duvarı apartmanın üzerine çöktü. 2 apartmanın hasar gördüğü olayda 2 kişi yaralandı, 2 otomobil de duvarın altında kaldı. Olayın büyüklüğü dron ile havadan görüntülendi. Edinilen bilgiye göre, Gemlik ilçesi Balıkpazarı Yeni Mahalle’de gece saatlerinde başlayan yoğun sağanak yağış, bir inşaat firmasının yaptığı istinat duvarını sabah saatlerinde büyük bir gürültüyle yıktı. Çöken duvar 2 apartmana doğru yıkılırken binada yaşayan 2 kişi de yaralandı. Ayrıca sitenin otoparkında bulunan 2 araç da hasar gördü. Yaşanan olayın büyüklüğünü ise dron görüntüleri gözler önüne serdi. Duvarın çökmesi ile birlikte vatandaş durumu ekiplere bildirdi. Kısa sürede olay yerine itfaiye, AFAD, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çalışmaları devam ediyor. Bursa Valisi Mahmut Demirtaş gelişmeleri yakından takip ederken, Gemlik Kaymakamı Hasan Göç de olay yerine geldi. Gemlik Kaymakamı Hasan Göç, "Geceden beri devam eden sağanak yağış sebebiyle bulunduğumuz bölgede istinat duvarı göçtü. 2 tane vatandaşımız hafif yaralı. Onları hastaneye intikal ettirdik. Bir kaç tane aracımız hasar gördü. Bunların alandan çekilmesini sağladık. Şimdi Çevre İl Müdürlüğü’müz ile konuştuk. Sayın Valimiz Mahmut Demirtaş’a durumları arz ettim. Onun emir ve komutası dahilinde işlerimizi yürütüyoruz. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’müzden teknik elemanlar gelecek. Hem istinat duvarının hem de apartmanın durumuyla ilgili bir inceleme yapacaklar. En kısa sürede oluşan zararı gidermek üzere vatandaşlarımızı evlerine yerleştirmek üzere işlerimize başladık. En hızlı şekilde de devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
İstanbul Kök hücre, otizmde tedavi yaklaşımını değiştirebiliyor Kök hücre uzmanı Prof. Dr. Erdal Karaöz, kök hücrenin, otizmde tedavi yaklaşımını değiştirebileceğini söyledi. Liv Hospital’in, Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı ile birlikte düzenlediği etkinlikte, Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Hakkı’nın “Sevgi, Genetik, Sağlık” konseptindeki resimlerinden oluşan sergi yoğun ilgi gördü. Sergi, 28 Nisan’a kadar gezilebilecek. Prof. Dr. Karaöz, kaybedilen hücreleri yerine koyabilen bir teknoloji veya ilacın söz konusu olmadığını ancak modern tıbbın tedavi edemediği hastalıklarda işlevselliğini kaybetmiş hücrelerin yerine koymayı amaçlayan yegane yöntemin kök hücre esaslı hücresel tedaviler olduğunu belirterek, “Otizm spektrum bozukluğu son yıllarda ülkemizde ve dünyada oldukça artmış durumda. Bazı ülkelerde yüzde 1 oranında dense de bilimsel çalışmalar bu oranın attığını gösteriyor. Çocukların yüzde 80’i genetik problemden dolayı bu sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Otizm gelişimsel dönemde beynin gelişmesiyle alakalı bir problem. Sinir hücreleri arasındaki bağlantıların bozulması sonucu ortaya çıkan bir problem. Günümüzde tedavisi söz konusu değil ama bir takım terapilerle palyatif çözümler üretilebilmekte. Yayınlanan makaleler, kök hücrelerin, otizmin sebep olduğu klinik sonuçlar üzerinde olumlu etkileri olabilir diyor. Yüzde 100 tedavi edilebilir bir hastalık değil. Dereceleri var. Asıl amaç özellikle ağır vakaların erken dönemde yakalandığı zaman 3 ila 7 yaş arasında kök hücrelerin bazı olumlu etkileri olabiliyor. Konuşamayan çocukların konuştuğu, göz temasının arttığını söylüyor bilimsel çalışmalar. Ülkemizde kök hücreyle ilgili başta merkezi sinir sistemi ve kas sistemini ilgilendiren dejeneratif hastalıklar olmak üzere kalp-damar sistemi ve otoimmun bazı hastalık modellerinde oldukça ilgili kurumlardan yasal izinler alınarak yapılan uygulamalarda başarılı sonuçlara ulaşıldı. Sinir gelişim bozukluğu olan Otizm Spektrum Bozukluğu’nun da tam olarak etkili bir tedavisi bulunmuyor. Her yıl bu tedavi için yapılan araştırmalarda milyarlarca dolar harcanıyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarda hücresel tedavi uygulamalarının yalnızca güvenli değil, aynı zamanda hastaların davranışlarında iyileşmeler sağladığı rapor ediliyor. Hücresel tedavilerin güvenilirliği kanıtlanmış, etkinliği ile ilgili ise oldukça umut verici sonuçlar rapor ediliyor olsa da, tedavilerin standardizasyonu ve etkinliğinin tam olarak kanıtlanabilmesi için daha detaylı çalışmalara ve klinik araştırmalara halen ihtiyaç duyulmaktadır” diye konuştu. Resimleri sergilenen Prof. Dr. Sema Hakkı da, "2008 yılından beri profesyonel olarak resim yapıyorum. Resimlerimle, insanları ulaşmayı seviyorum. Yaptığım resimlerden gelen gelirle ihtiyacı olan çocuklara tedavilerinde yardımcı olmak istiyorum" dedi.
Antalya Turunç Masa, 10 yılda 5 milyon 426 bin 85 kent sakiniyle iletişime geçti Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin 10’uncu yılını geride bırakan yönetişim sistemi Turunç Masa’yı ilçe sakinleri anlattı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın her detayıyla ilgilendiği Turunç Masa, halkla ilişkiler, iletişim ve bir yönetim projesi olarak 17 Kasım 2014’te uygulanmaya başladı. Turunç Masa, 10 yıl içinde başvuru masası, çağrı merkezi, gezici ekipler, sosyal medya, web ve basın birimleriyle kuruluşundan bu yana Muratpaşalıların istek, öneri ve şikayetlerini çözüme kavuşturdu. Turunç Masa, 10 yılda 5 milyon 426 bin 85 kent sakiniyle iletişime geçti. İlçe sakinleri anlattı Muratpaşa sakinlerinden Neslihan Demircioğlu, Turunç Masa’nın ihtiyaç duyduklarında ulaşabildikleri bir destek hattı olduğunu söyledi. “Benim için Turunç Masa, belediyemizin hem bilgi alabileceğimiz hem de bize kolaylıklar sunan bir hizmeti” diyen Demircioğlu, birçok konuda Turunç Masa’dan destek aldığını belirtti. Demircioğlu, sokak hayvanları, sosyal yardımlaşma ve bitki desteğinin yanı sıra deprem felaketinde de Turunç Masa faaliyetlerinin etkisinin büyük olduğunu dile getirdi. Turunç Masa’nın Muratpaşa Belediyesi’ne bağlı şikayetlere çözüm üreten bir birim olduğunu söyleyen Raşit Mercan ise “Benim için Turunç Masa, taleplerimiz sonuçlanana kadar takibin sağlanmasıdır” dedi. Kadir Akgöl ise “Benim için Turunç Masa, belediyeye gitmeden şikayetlerimizi dile getirmektir. Onlar da gereken işlemleri yapıyor” diye konuştu. Akgöl, ayrıca işlemler tamamlanırken Turunç Masa’nın kendilerine dönüş yaparak süreç hakkında bilgilendirdiklerini de söyledi.