GÜNDEM - 02 Aralık 2015 Çarşamba 04:22

Kolları olmayan ressamın hayat azmi

A
A
A
Kolları olmayan ressamın hayat azmi

İki kolu olmadığı halde resim yapan ve bununla da yetinmeyip milli yüzücü olan Yusuf Akgün, ağzıyla tuttuğu kalemle, engelinin daha çok azaldığını saygınlık kazandığını fark ettiğini belirterek, hayalinin Meclis’te milletvekili olarak daha geniş alanlara seslenmek olduğunu ifade etti.

İki kolu olmayan 1987 doğumlu Iğdırlı ressam Yusuf Akgün, 6 yaşında yüksek gerilim direğine çıkma sonucu iki kolunu kaybettiğini ve daha sonra sosyal hizmetlerde 20 yıllık bir geçmişi olduğunu anlattı. Ailesiyle hala görüştüğünü söyleyen Akgün, “Hayatımı inandığım yolda ilerlettim. Yurtla beraber kendimi iş alanımda geliştirdim, spor alanında geliştirdim, üniversiteyi bitirdim, evlendim” dedi.

 “AĞZIMLA TUTTUĞUM KALEMLE DEVAM ETTİKÇE , ENGELİMİN DAHA ÇOK AZALDIĞINI SAYGINLIK KAZANDIĞIMI FARK ETTİM”

"Resim yapmaya yurtlarda başladım” diyen Akgün, şöyle konuştu:

“Ailemin diğer bireylerine baktığım zaman karalama yaptıkları zaman el alışkanlığı aileden gelen bir özellik olduğumu gördüm. İlkokul ikinci sınıfta öğretmenimin test kağıdı dağıtırken dalgınlıkla benimde önüme bir test kağıdı koyması ve benimde kalemi ağzımla tutup karalamam öğretmenimin şaşkınlığı, arkadaşlarımın şaşkınlığı bana orada engellime karşı kullanabileceğim bir şey bu şansı gösterdi. Meraklıydım çizgi romanlara, çizimlere, fantastik karakterlere meraklıydım. Bunları bir şekilde yapmaya çalışırdım. Geliştirmeye devam ettim. Ağzımla tuttuğum kalemle devam ettikçe çevremdeki şaşkınlığın daha çok arttığını engelimin daha çok azaldığını saygınlık kazandığımı fark ettim. 11-12 yaşında çizgimiz yavaş yavaş kazanmaya başladım. İlkokul ortaokul öğretmenlerimin teşviki üzerine hayal gücümü kullanmaya başladım. Liseler arası ortaokullar arası bölge okul bazındaki resim yarışmalarına katıldım, dereceler kazandım. Bu beni daha çok teşvik etti. Daha sonra geniş kapsamda profesyonelliğe doğru gidebilecek kapsamda çalışmalara başladım. Güzel sanatlara niyetlendim. Özel bir üniversitede burslu olarak başladım. Moda tekstil ve tekstil mühendisliğini okudum. Sergiler açtım.”

ENGELLİ ÖĞRENCİLERE KURS VERİYOR

Gönüllü olarak öğrencilere, özellikle engelli öğrencilere engel durumunu tespit edip, kendi aştığı tekniği onlara da aşılamaya çalıştığını ifade eden Akgün, “Kurs gönüllü oluyor. Kişi beni ya evine davet eder orada çalışırız ya da gelir benim evimde orada çalışırız. Bu yer yer başka özel kurslar verip oradan gelen gelirleri de bu arkadaşlara yönlendiriyorum” diye konuştu.

“BEN RESİMLE SINIRLI KALMADIM. YÜZME, KİCK BOKS TARZI SAVUNMA SPORLARI, ATLETİZMLE TÜRKİYE’Yİ 12 ÜLKEDE TEMSİL ETTİM”

Zorlukların mutlaka olduğunu kaydeden Akgün, “Kollarınızı kaybettiğinizde hiçbir şey yapamadığınızı düşünün çocuk yaşta bağımlısınız. Hayatınızdaki en ufak hareketinizde birinin olması gerekiyor. Bu zorluklarla karşılaştım. Sosyal hizmetlere geldiğim zaman ayrı zorluk oldu. Üniversiteyi bitirdiğimde ev tuttuğumda şu düşüncem vardı ‘evi tutacağım ama kapıyı nasıl açacağım’ diyordum. Kaldığım öğrenci yurdunda yardım etmeye kalkıştıkları zaman izin vermezdim. ‘Ben deneyim’ derdim. İki üç defa anahtarı kırdım ama sonunda öğrendim. Bugün çok rahatlıkla evimin kapısını açabiliyorum. Zorlukları aşama aşama birçok alanda yaşıyorsunuz. Bu konuda sürekli deneyerek saçımı taramayı, öz bakımı yapmayı öğrendim. Resim benim için rehber oldu ama ben resimle sınırlı kalmadım. Başka alanları da denedim. Yüzme, Kick Boks tarzı savunma sporları, atletizmle Türkiye’yi 12 ülkede temsil ettim. Türkiye’ye belli dereceler getirdim. Sanatsal alanlarla daha çok aktif olmaya başladım. İletişimci arkadaşlarla kamerayı çekimi senaryoyu öğrendim. Çektikleri filmlere dahil oldum. Ne bulduysam atladım tabiri caizse” ifadelerini kullandı.

“HEDEFİM MECLİS’TE DAHA GENİŞ ALANLARA SESLENMEK”

Kendisinin de bir sanatçı adayı olduğuna inandığını belirten Yusuf Akgün, şunları kaydetti:

“Sanatçılarında bir özelliği var. Kendisi göçtükten sonra daha değerlenir. O sürece ne kadar başarılı eserler bırakıp, dünyaya farklı mesajlar verecek ne bırakabilirim. Hayalim olarak sorarsanız, bugün engellileri en iyi temsil noktası Türkiye’nin merkezinin Meclisi’dir. Bende bunu Meclis’te bir vekil olarak hem haklarını savunmak hem de farkındalıklarını arttırmak, kendilerine olan onurunu, saygısını kazandırmak, başkasına bağımlı olmadan özgür bireyler olabileceğine inandığım için bunu hedefim Meclis’te daha geniş alanlara seslenmek.”

“İŞ ALANINDA ÇOK ZORLUK YAŞADIĞIMA İNANMIYORUM AMA KALIPLARLA KARŞILAŞTIM”

İş hayatındaki yaşadığı zorluklara değinen Akgün, “İş alanında çok zorluk yaşadığıma inanmıyorum ama kalıplarla karşılaştım. En büyük zorlukta buydu. Özellikle rapor almaya gittiğim zaman büyük hastanenin verdiği rapor şuydu, yüzdesini yüksek verip beni çıkarttılar. İçeriye yeniden girdim, ‘bu hayatı ben yaşıyorum’ dedim. Benim ceketimi katlayıp koymam onları şaşırtmıştı. Onun dışında iş hayatına girdiğimde ne yapabilirsiniz dediler; ‘bilgisayar kullanabilirim’ dedim. Daha sonra verilecek işlerde yapabilmeye müsaittir diye raporun altına yazıldı. Bu kalıpları kırmakta engellilerin kendini ifade etmesine bağlı bir şeydir" dedi.

“PES ETMESİNLER, MÜCADELE ETSİNLER, OLMAYACAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR”

Dünya Engelliler Günü için mesaj veren Akgün, “Pes etmesinler, mücadele etsinler, olmayacak diye bir şey yoktur. Gerçekten çabalasınlar, denesinler en azından. Ebeveynleri de çevresinde engelli bireyi düşünüp de savunduğuna inanıyorsa onu zorluklara teşvik etmeli, yere düştüğü zaman kaldırmamalı, kendisinin kalkmasını sağlamalı. Bağımsız olabilmesi için kendi kendisi o sıkıntılarla yüzleşmeli, korkmamalı” şeklinde konuştu.

PELİN ÜZEK - İBRAHİM BERAT YILMAZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.