ASAYİŞ - 13 Eylül 2017 Çarşamba 16:57

Köpeğin ısırdığı genç, korku dolu o anları anlattı

A
A
A
Köpeğin ısırdığı genç, korku dolu o anları anlattı

Göktürk’te arkadaşıyla yolda yürürken 3 köpeğin saldırması sonucu sağ bacağından yaralanan Bora Bayru, yaşadığı o korku dolu anları anlattı. Bayru, belediye ve hayvanseverlerin ortaklaşa bir çözüm üretmeleri gerektiğini söyledi.

Olay, Göktürk’te meydana geldi. Geçtiğimiz pazar gecesi arkadaşı ile birlikte yürüyen 17 yaşındaki Bora Bayru, her zaman kullandığı yoldan tekrar geçerken 3 köpeğin saldırısına uğradı. Arkadaşı olay yerinden koşarak uzaklaşırken, saldırgan köpeklerden biri Bora Bayru'nun bacağını ısırdı. Bacağında derin bir yara oluşan Bora Bayru'nun tedavisi devam ederken, 17 yaşındaki genç yaşadığı o korku dolu anları anlattı.

Kendisinin de köpek beslediğini ifade eden Bora Bayru, köpeklerin eziyet görmemesi ve insanların mağdur olmaması için belediyenin hayvanseverlerle ortaklaşa bir çözüm bulması gerektiğini belirtti.

“Acı çekiyorum”

Köpek saldırısından sonra günlük hayatında zorluklar yaşadığını belirten Bora Bayru, “Pazar gecesi köpek saldırısına uğradım, bacağımdan feci şekilde yaralandım. Bir araca havlamaya başladı köpek, daha sonra bize doğru gelmeye başladılar. Ben köpeklerin bir şey yapmayacağını tahmin ediyordum çünkü daha önce de oradan geçmiştim. Soğukkanlılıkla geçerken bir anda ayağımdan yakaladı köpek, kaçmaya başladım. Birkaç adım sonra tekrar yakaladı köpek ve yere düşürdü beni. Kuduz ve tetanos aşısı yapıldı bana, yaranın 4.5 santimetrelik bir açık oluşturduğunu söyledi doktor. Yatarken yön değiştirmekte çok zorlanıyorum. Acı çekiyorum” dedi.

“Belediye ve hayvanseverler ortaklaşa bir çözüm bulmalı”

Kendisi de köpek besleyen yaralı Bayru, “O köpeklerin saldıracağını düşünmüyordum. Şimdi de gidip o hayvanların canının alınmasını, eziyet edilmesini istemiyorum. Ben de köpek besleyen biriyim. Bu konuda hayvanseverler ve belediyenin ortaklaşa bir masaya oturup çözüm bulmaları gerekiyor. Benim başıma geldi, bir başkasının başına gelip daha kötü de olabilir. Ortak bir çalışma yapılırsa bu konuda iyi olur” ifadelerini kullandı.

“Bizim canımız yandı, kimsenin canı yanmasın”

Konuyla ilişkin konuşan anne Pınar Tokal, Bora’nın meydana gelen köpek saldırısından dolayı eğitim hayatının bir süre aksadığını dile getirdi. Anne Tokal, “Bizim canımız yandı, kimsenin canının yanmasını istemiyoruz. Belediye ve hayvanseverler olarak acilen toplanılması, ortak bir çözüm yolu üretilmesi gerekiyor” diye konuştu. 

Harun Basat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.