GÜNDEM - 17 Kasım 2016 Perşembe 10:57

Küçük Dilara için istediği sadece bir umut

A
A
A
Küçük Dilara için istediği sadece bir umut

Manisa’da kusma şikayetiyle gittiği hastanede beyninde tümör tespit edilen 8 yaşındaki Dilara Kahya, yaklaşık 6 buçuk aydır Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde yaşam mücadelesi veriyor. Küçük kız için babası Tayfun Kahya bir umut arıyor.

Manisa’nın Yunusemre ilçesine bağlı Fevzi Çakmak Mahallesi’nde yaşayan Vakıfbank İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencisi Dilara Kahya’nın yaşama tutunma çaresizliği yürek burkuyor. 6 Mayıs 2016 tarihinde babası Tayfun Kahya ile gittikleri Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde beyin tümörü teşhisi konulan Dilara Kahya, hemen tedavi altına alınarak 3 ameliyat geçirdi. Kızının beynindeki tümörün pataloji sonuçlarında kötü huylu olduğunu öğrenen baba Tayfun Kahya’nın hayatı karardı. Sanayi sitesinde kendisine ait oto döşeme işletmesini sattıktan sonra işçi olarak hayatına devam eden baba Kahya, kirada oturduğu evden de çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Maddi olarak zor günler geçiren baba Kahya’nın tek isteği ise gözleri önünde her gün eriyen kızının sağlığına kavuşabilmesi.

“Yaşaması artık şansa kalmış gibi”

Kızının hastalık sürecini İHA’ya anlatan baba Tayfun Kahya, “Kızım evde oturduğu sırada kusmaya başladı. Biz ilk olarak soğuk algınlığıdır deyip fazla önemsemedik. Sonradan Moris Şinasi Çoçuk Hastanesi’ne götürdük. Orada çocuğuma serum verdiler. Susuz kalmış çocuğunuz deyip bizi geri gönderdiler. Bir gece evde kaldıktan sonra sabah yine fenalaştı ve şuurun kaybetti. Apar topar Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’ne getirdik. Hemen ameliyata aldılar. Ameliyat sonrasında beyin sapında bir kitle olduğu söylendi. O kitleyi temizlediklerini söylediler. Sonra 2 kere daha ameliyat oldu. Şuan en son öğrendiğime göre kitle görünmüyormuş. Bize, ‘Belki 6 ay, belki 1 sene, belki 2 sene yaşayabilir. Allah bilir. Biz elimizden geleni yapıyoruz’ dediler. Bu sabah beyin filmi çekilmiş, yarın sabah ışın tedavisine girecek. Yaşaması artık şansa kalmış gibi. Doktorlar da elinden geleni yapıyor, bu süreçten sonra onların da elinden gelen bir şey yok” dedi.

“Benim yapabileceğim bir şey kalmadı”

Maddi açıdan zor günler geçirdiğini de aktaran baba Kahya, “Dükkanımı kapattım. Uzun bir süre çalışamadım, psikolojim bozuldu. Evim kira. 3-4 aydır kiramı ödeyemiyorum. Çocuğa hastanede annem bakıyor. Çocuğumun ihtiyaçlarını karşılayamıyorum. Şimdi yine sanayide bir yer de çalışıyorum. Günlük 25-30 lira yevmiye alıyorum. Yetkililerden bir yardım eli uzanmasını istiyorum. 8 aylık bir bebeğim daha var. Onun da ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorum. Az önce benden su ve bez istediler ama alabilecek bir durumum yok. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan yardım bekliyorum. Buradaki doktorlarımız elinden geleni yapıyor ama başka bir yerde bir umut varsa bize ulaşılmasını istiyorum. Bu çocuğu kurtarsınlar. Benim yapabileceğim bir şey kalmadı” dedi.

“Hastayı radyoterapi ve kemoterapiye hazır hale getiremedik”

Küçük Dilara’nın doktoru olan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde görevli Doç. Dr. Yusuf Kurtuluş Duransoy, “Dilara bize acil servisten gönderildi. Beyin sapı tümörü teşhisi konuldu. Acil olarak ameliyata aldık. Tümörün tamamının çıkmasının mümkün olmadığı beyin sapındaydı. Büyük oranda tümörün önemli bir kısmını aldık, patoloji sonucu maalesef kötü huylu geldi. Bir süre kliniğimizde yatarak, tedavisi devam etti. Biraz daha toparlandıktan sonra izinli olarak evine gönderdik. Daha sonra tabi bu tümörün cerrahi sonrası tedavileri var. Radyoterapi ve kemoterapi alması gerekiyor. Biraz toparlandıktan sonra tedavilere başlayacaktık ama hasta bize tekrar kötüleşerek geldi. Bu sefer beyin sapındaki tümör nedeniyle beyin omurilik sıvısı birikmiş. Tekrar bir ameliyat gerçekleştirdik. Kendisi daha sonra yine toparladı. Tekrar radyoterapisini planlarken evde toparlasın dedikten sonra bize geldi ancak tetkiklerde tümörün büyüdüğünü gördük. Bayram tatiline girmeden önceydi son bir şans daha cerrahi yapmayı düşündüm. Çünkü tümörde büyüme var. O ameliyatı da gerçekleştirdik, biraz toparladı ama istediğimiz duruma gelmedi. Hastayı radyoterapi ve kemoterapiye hazır hale getiremedik. Şu anda da genel durum bozukluğu nedeniyle çocuk bölümü hastamızı aldı ve orada daha iyi bir bakımla toparladıkları takdirde kemoterapi ve radyoterapi için bir şans vermeye çalışacağız" diye konuştu.

Aykut Yeniçağ - Önder Aydın
MANİSA 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli’ye 21 yılda 305 milyar liralık yatırım KOCAELİ (İHA) – 31 Mart yerel seçimleri öncesi son mitingini Kocaeli’de yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre yapılan yatırımları açıkladı. Erdoğan, 21 yılda Kocaeli’ye 305 milyar liraya yakın yatırım yaptıklarını ifade etti. 31 Mart yerel seçimleri öncesi miting finalini Kocaeli’de yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kente yapılan yatırımları tek tek açıkladı. Son 21 yılda Kocaeli’ye 305 milyar liraya yakın yatırım yaptıklarını ifade eden Erdoğan, “Eğitimde 12 bin 941 adet yeni derslik inşa ettik. Gençlik ve sporda 18 bin 538 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık, 57 spor tesisi inşa ettik. Bunlar arasında 33 bin kişilik Kocaeli Stadyumu, 1328 kişilik Kartepe Öğrenci Yurdu ve 192 kapasiteli İzmit Sporcu Kamp Eğitim Merkezi de var. Kocaeli’deki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 5,75 milyar tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta 1220 yataklı Kocaeli Şehir Hastanesi başta olmak üzere, toplamda 3 bin 71 yataklı 22 hastane dahil, 93 sağlık tesisini şehrimize kazandırdık. Hala 200 yataklı Çayırova ve 250 yataklı Gölcük Devlet Hastanesiyle 9 sağlık tesisimizin inşası sürüyor. TOKİ kanalıyla 12 bin 506 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 7 bin 230 konutun yapımına devam ediyoruz. Kentsel dönüşümde 42 bin 334 adet konut ve ticaret alanını dönüştürdük, 3 bin 545’de bağımsız bölümün dönüşümü devam ediyor. Kocaeli’deki 14 millet bahçesi projesinden 9’unu tamamladık, 4’ünün yapımı, birinin de projelendirme çalışmaları devam ediyor” dedi. Ulaştırmada 151 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol mesafesini toplamda 376 kilometreye çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, “İstanbul-İzmir otoyolunu, Osmangazi Köprüsünü ve Kuzey Marmara Otoyolunu şehrimize kazandırdık. TEM Otogar Köprülü Kavşağını inşa edip, trafiğe açtık. Derince Limanı, D-100 ve TEM Otoyolu bağlantısını 2025’de tamamlayacağız. İzmit Doğu Kavşağından Kavacık Kavşağına kadar bu kesimdeki TEM Otoyolu ve bağlantı yollarında üstyapı onarım çalışmalarına başladık. İzmit-Kandıra-Kaynarca yolunun 18 kilometresini tamamladık, kalan kesimlerdeki çalışmalarımız devam ediyor. Yalova-İzmit Otoyolu proje çalışmalarını başlattık. Büyükşehir Belediyemiz aracılığıyla Otogar-Kuruçeşme Tramvay Hattını ve Kartepe Teleferik Hattını hizmete aldık” ifadelerini kullandı.
Çorum Sungurlu’da Ramazan coşkusu meydana sığmadı Çorum’un Sungurlu ilçesinde ilçe belediyesi tarafından düzenlenen Ramazan şenliğine çok sayıda vatandaş yoğun ilgi gösterdi. Ramazan heyecanını ve coşkusunu paylaşmak için Atatürk Meydanı’nda yapılan Ramazan şenliği yoğun ilgi görürken, çocuklar Başkan Abdulkadir Şahiner’in yanından bir an olsun ayrılmadı. Yediden yetmişe herkesin gölünü fetheden Başkan Şahiner ile fotoğraf çektirmek için izdiham oluştu. Vatandaşların göstermiş olduğu ilgiye teşekkür eden Başkan Şahiner, “Ramazan ayının güzelliklerini sizlerle birlikte burada yaşamaktan büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Ne zaman bir program yapsak bizi hiç yalnız bırakmadınız. Biz birlikte güzeliz, birlikte iyiyiz. İnşallah da böyle devam edeceğiz. Her şeyin en güzelini çocuklarımız hak ediyor. Bugün de en çok onlar için hazırlandı. İnşallah gönüllerince eğlenirler” diye konuştu. Hacivat-Karagöz gösterisi ile başlayan etkinlikte, semazen gösterisi büyük beğeni topladı. Etkinlikte çocuklara pamuk şekeri, Osmanlı macunu, oyuncak ve balon dağıtılırken, yetişkinlere ise Osmanlı şerbeti ve çay ikramı yapıldı. Programa Belediye Başkanı Abdulkadir Şahiner’in yanı sıra, İlçe Başkanı Av. Hakan Tekercioğlu, İl Genel Meclis Üyesi Ercan Şahin, Belediye meclis üyeleri ve adayları, belediye başkan yardımcıları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Samsun Halit Doğan: “Samsun ‘Cumhur İttifakı’ diyor” Cumhur İttifakı AK Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Halit Doğan, “Samsunumuz, 17 ilçemiz kararını verdi. 31 Mart’ta Cumhur İttifakı diyor” dedi. AK Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Halit Doğan, Tekkeköy’de vatandaşlarla buluştu. Samsun’a bir ahenk içerisinde 17 ilçenin tamamıyla el ele vererek hizmet edeceklerini belirten Doğan, “Samsunumuz kararını verdi. Cumhur İttifakı diyor” şeklinde konuştu. Tekkeköy programında konuşan Halit Doğan, “Yerel seçimlere günler kalmışken, 31 Mart sonrası hayata geçireceğimiz projelerimizi anlatıyor, hemşehrilerimizin fikirlerini dinliyoruz. Biz 17 ilçemizin tamamında bir ahenk içerisinde hemşehrilerimize hizmet etmek için yola çıktık. İnsan odaklı projelerimizle vatandaşlarımızın her anında hep yanlarında olan bir yaklaşımla hareket ettik. Bundan sonra da aynı yaklaşımla şehrimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Daha hızlı, daha güçlü, daha ileri Samsun sözü veriyoruz. Bunu sadece sözde kalacak bir ifade olarak söylemiyorum. Ulaşımda, kent sağlığında, turizmde, sosyal belediyecilikte örnek olacak hizmetler üretecek; şehrimiz için, hemşehrilerimiz için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Bizler 31 Mart’a giden bu süreçte kendimizi hemşehrilerimize emanet ediyoruz. Birlikte el ele vererek, her alanda ileri giden, çağa ayak uyduran bir Samsun sözü veriyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul 15 aylık oğlunu döverek öldürdüğü iddiasıyla yargılanan babaya müebbet hapis cezası Arnavutköy’de 2003 yılında 15 aylık oğlu Armağan’ı döverek ölümüne neden olduktan sonra gizlice gömdüğü iddia edilen ve 3 çocuğunun ihbarı üzerine olaydan 20 yıl sonra hakkında dava açılan baba yargılandığı davada müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Arnavutköy’de 2003’ün kış aylarında 15 aylık öz oğlu Armağan’ı tekme ve yumruk atmak, duvara fırlatmak ve eşarpla boğazını sıkmak suretiyle darp edip ölümüne neden olduktan sonra gizlice gömdüğü iddia edilen ve 2016’da 3 çocuğunun ihbarı üzerine olaydan 20 yıl sonra hakkında dava açılan sanık baba Hüseyin K.’nın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Hüseyin K. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Sanığın 1 çocuğu ise ’müşteki’ sıfatıyla salonda yer alırken, tarafların avukatları hazır bulundu. ‘’Çocuklarım bu olayı bir araya gelerek uydurmuşlardır’’ Duruşmada bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirterek savunma yapan sanık Hüseyin K. “Hiç bir delil yok. Sadece yorum yapılıyor. Çocuklarımın anneleri, çocuğumuz öldüğünde ilk benimle paylaştı. Kurumda kalan çocuklarım bu olayı bir araya gelerek uydurmuşlardır. Eşimi seviyorum ve 5 tane pırlanta gibi evladım var. Avukatım beni savunuyor mu? Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyor oysaki. Öcü gibi bekliyorum. Kızım ‘biz rutubetli evde yaşıyorduk’ demiş. Biz giriş katta bile oturmadık. 2. katta oturuyorduk. Müştekiler harici diğer aile üyelerinin tanık olarak dinlenmesini istiyorum ve tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. ‘’Ölen çocuğun saatler önce sanık tarafından şiddete uğradığını kanıtlamış bulunmaktayız’’ Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatı “Kayıt dışı çocuk olup ölenler de var. Çocukları nüfusa kaydetmediğinden dolayı çocukların ölüm kaydı yoktur. Çocukların annesi kaç çocuk doğurduğunu bilmiyor. Annenin bugüne kadar 13 çocuğu olduğu ve 9’unun yaşadığına dair ifadesi var. Müvekkillerim şiddetten kaçıp yurda yerleşmişlerdir. Ölen çocuğun saatler önce sanık tarafından şiddete uğradığını kanıtlamış bulunmaktayız. Sanığın kasten öldürmekten cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi. Duruşmada son sözü sorulan sanık, beraatını talep ettiğini ifade etti. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı Kararını açıklayan mahkeme, sanık Hüseyin K.’yı ‘kendini beden bakımından savunamayacak durumda bulunan çocuğunu kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanık hakkında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağına hükmeden heyet, sanığın tahliye talebini de reddederek tutukluluk halinin devamına karar verdi. Olayın geçmişi Edinilen bilgiye göre 14 Temmuz 2016 tarihinde Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden 3 kardeş V.K. (25), Ö.K. (23) ve M.K. (21) bir ihbarda bulunmuş, babaları Hüseyin K.’nın (57) 2003 yılında o dönem 15 aylık olan kardeşleri Armağan’ı döverek öldürdüğünü ve bir arkadaşıyla Arnavutköy Mezarlığı’na gömdüğünü iddia etmişlerdi. Olaya ilişkin Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada ise 9 Haziran 2022’de şüpheli baba Hüseyin K.’nın gösterdiği alanda ‘fethi kabir’ denilen ‘mezarın açılması’ işlemi yapılmış, işlem sonrası bulunan bebek cesedinde yapılan DNA incelemesiyle şüpheli babanın DNA’sının uyumlu olduğu ortaya çıkmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına fezleke ile gönderilen soruşturma çerçevesinde ise 27 Ekim 2023’te iddianame hazırlanmış, hazırlanan iddianamede şüpheli baba Hüseyin K.’nın 2003’ün kış aylarında öz oğlu olan 2001 doğumlu Armağan’ı kablo ile başına vurmak, tekme atmak, yumruk atmak, eşarpla boğazını sıkmak ve duvara fırlatmak suretiyle darp ettiği kaydedilmişti. İddianamede ayrıca, şüpheli Hüseyin K.’nın ‘olası kastla nitelikli kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Konuya ilişkin yargılama İstanbul 36.Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken 13 Şubat 2024’te mahkeme, Hüseyin K.’nın suçun değişme ihtimalini de göz önüne alarak tutuklanmasına karar vermişti.
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.