POLİTİKA - 21 Ekim 2016 Cuma 16:52

Kurtulmuş: 'Türkiye, Irak ve Suriye’de hem saha hem masada olacak'

A
A
A
Kurtulmuş: 'Türkiye, Irak ve Suriye’de hem saha hem masada olacak'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Türkiye hem Irak, hem Suriye’de sahada ve masada olacak” dedi.

Süleyman Demirel Üniversitesi’nin 2016-2017 akademik yılı açılışında ilk dersi vermek üzere Isparta’ya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, SDÜ Rektörlüğü'nü ziyareti öncesi gazetecilere açıklamada bulundu. Resmi ziyaret için Türkiye’ye gelen ABD Savunma Bakanı Ashton Carter’in Türkiye’nin Musul operasyonunda olması gerektiğine yönelik açıklamalarını değerlendiren Kurtulmuş, Türkiye’nin tezlerinde haklılığının ortaya çıktığını söyledi. Savunma Bakanı Carter’in açıklamasının sorunun çözümüne katkı sunacak yaklaşım olduğunu aktaran Kurtulmuş, “Carter’ın açıklamalarını olumlu karşılıyoruz. En başından itibaren meydanda ne söylüyorsak, diplomatik, tek taraflı, çoklu görüşmelerde ne söylediysek onu söylüyoruz. Bizim başından itibaren tezimiz Türkiye hem Suriye’de, hem Irak’ta, hem sahada hem masada olmalı teziydi. Bunu Irak merkezi hükümetiyle, ABD ile ve diğer tüm ülkelerle sürdürdük. Kaldı ki Türkiye en başından beri tezlerinden biri de hem Irak hem Suriye’de şehirlerin DAEŞ’ten temizlenmesi, o şehirlerin asıl yerel halklarıyla esas olduğu bir hareketin olmasıydı. Eğer Musul’u alacaksak Musul halkının esas olduğu koalisyon güçlerinin de havadan taarruzlarla DAEŞ’i süpürdüğü ve ardından Musul’un yerel halkının için içine girdiği bir mücadele olsun. Aynı şekilde Cerablus’ta ve Fırat Kalkanı operasyonunda biz aynı stratejiyi takip ettik. Cerablus halkından oluşan ÖSO’ya destek verdik. Onlar orayı DAEŞ’ten temizlediler ve oranın halkı gelip kendi memleketlerinde oturmaya başladı” diye konuştu.

“Özgür Irak ve Suriye olmalıdır”
Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim tezimiz Musul’da Musul halkının esas olduğu bir operasyon yapılması. Biz Musul’dan DAEŞ’i çıkarıyoruz derken onun yerine Haşdi Şabi gibi, PYD-YPG gibi bir takım silahlı gruplar yerleştirilmesin. Musul’da böylece mezhebi ve etnik anlamda demokrasiyi değiştirecek adımlar atılmasın. Bunları bıkmadan usanmadan her platformda tekrar ettik. Türkiye’nin amacı hiçbir ülkenin bir karış toprağını işgal etmek olmadı. Meselemiz hem Suriye hem Irak’ta terör örgütlerinden temizlenmiş özgür bir Suriye ve Irak olmasıdır. Bunların ABD tarafından anlaşılıyor olması, Savunma Bakanı düzeyinde bunların dile getirilmesi önemlidir. ABD Bakanı’nın tüm terör örgütlerine karşı mücadele edilmesine yönelik sözleri var. Bu sözlerin gereği sahada yapılmalıdır. Türkiye her bakımdan hazırdır.”

“Türkiye sahada ve masada olacak”
Fırat Kalkanı Harekatı'nın sürdüğünü belirten Kurtulmuş, “ABD Başkanı Barack Obama’nın bizzat Cumhurbaşkanımıza söz verdiği PYD-YPG unsurlarının Fırat’ın doğusuna geçmesi sağlanmalıdır. Bu anlamda Amerikalılar kararlılıklarını ortaya koymalı. Musul operasyonunda da Türkiye sahada olacak. Hem Araplar'ın, hem Türkmenler'in, hem Ezidiler’in, Sünniler'in genel olarak Allah muhafaza bir takım silahlı gruplar tarafından baskı altına alınmasını önleyecek kararlılığı ortaya koyacağız. Bunun Amerikalılar tarafından görülmesi Musul’da DAEŞ sonrası düzenin doğru kurulması bakımından önemli bir destektir. Oranın DAEŞ’ten temizlenmesi iyi güzel de ama her şey değil. DAEŞ’ten temizlendikten sonra burada nasıl bir düzen tutturulacağı, eğer Musul ve Halep’te doğru düzen tutturulmazsa çatışmaları sürdürmeye yönelik yeni bir karmaşa, yeni bir düzensizlik ortaya çıkarsa Allah muhafaza bu bölgede düzensizliğin uzun süre devam etmesi anlamına gelir. İç çatışmaların devam etmesi anlamına gelir. Bizim tezlerimizde ne kadar doğru ve açık şekilde davrandığımızı bugün en azından Bakan Carter’in sözleriyle karşılığını aldığımızı görüyorum. Şimdi sözlerin uygulamada da görülmesini istiyoruz. İnşallah bu sözlerin gereği yapılacak. Türkiye hem Irak, hem Suriye’de sahada da, masada da olacak” şeklinde konuştu. 

Ferhat Kaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya UCLG Başkanı Altay Latin Amerika belediyelerine seslendi Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) Başkanı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, UCLG Latin Amerika Bölge Teşkilatı (FLACMA) Yönetim Kurulu Toplantısı’nda Latin Amerika belediyelerine seslendi. Başkan Uğur İbrahim Altay, "Daha adil ve daha sürdürülebilir şehirler inşa etme vizyonumuzu birlikte gerçekleştirebiliriz” dedi. UCLG Latin Amerika Bölge Teşkilatı (FLACMA) Yönetim Kurulu Toplantısı Kosta Rika’da gerçekleştirildi. FLACMA üyesi ülkelerden belediye başkanları ile çok sayıda yerel ve bölgesel temsilcinin katıldığı toplantıda konuşan Başkan Uğur İbrahim Altay, dünyanın böylesine karmaşık bir dönemden geçtiği bir zamanda, belediye hareketi birliğinin her zamankinden daha önemli olduğuna değindi. Demokrasi için, sosyal uyum için, hiç kimseyi ve hiçbir yeri geride bırakmayan adalet için birleşilmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Altay, “İnşa etmek için çok çalıştığımız uluslararası hukukun temellerine saygı duyulmasını sağlamalı ve bizi birbirimize bağlayan dayanışma ruhunu ve ortaklıklarımızı güçlendirmeye devam etmeliyiz. FLACMA’nın teşkilatımızın ön saflarında yer alacağını, üyelerinin katılımını sağlayacağını ve onların vizyon ve değerlerini kolektif gündemimize taşıyacağını biliyoruz. Kısa süre önce gerçekleştirilen su istişaresi de bunun bir örneğidir ve bu yönetim kurulunda gerçekleştirilecek tartışmalar dünya çapındaki konumumuzu güçlendirmek için de hayati önem taşıyacaktır” ifadelerini kullandı. “İş birliği ve deneyim paylaşımı, bizi bir araya getiren ortak hedeflere ulaşmamızı sağlayacaktır” Toplantıya sadece UCLG Başkanı olarak değil, aynı zamanda 30 farklı ülkeden 1.200’e yakın üye belediyesi bulunan Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB) Başkanı olarak da katıldığını hatırlatan Başkan Altay konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bugün burada, coğrafi sınırların ötesinde, farklı kültürlerin ve toplumların temsilcisi olarak bulunuyoruz. FLACMA ve TDBB farklı coğrafyalarda faaliyet gösteriyor olsalar da küreselleşen dünyada yerel meseleler ekseriyetle aynı düzlemde hareket etmektedir. İmkanlar ve sınırlar değişse de yerel yönetimlerin tek ihtiyacı daha adil ve daha sürdürülebilir bir şehir inşa etmektir. Bu çerçevede teşkilatlarımız arasındaki ilişkileri, karşılıklı iş birliği ve deneyim paylaşımı temelinde geliştirmemiz mümkündür. Nüfus artışı, şehirleşme, iklim değişikliği ve toplumsal eşitsizlikler gibi konular, sadece belli bir coğrafyada değil, küresel bir düzlemde herkesi etkilemektedir. Ancak, bu zorlukları aşmak için elimizde büyük bir potansiyel var. İşte bu potansiyeli harekete geçirmek için, FLACMA ve TDBB gibi teşkilatlar arasındaki ilişkileri güçlendirmeliyiz. Karşılıklı iş birliği ve deneyim paylaşımı, bizi bir araya getiren ortak hedeflere ulaşmamızı sağlayacaktır. Bu nedenle, bu toplantıyı bir başlangıç olarak görmeli ve birbirimizle daha yakın bir iş birliği içinde olmalıyız. Birlikte hareket ederek, daha adil ve daha sürdürülebilir şehirler inşa etme vizyonumuzu gerçekleştirebiliriz.” “Yeni döneme büyük bir heyecanla başlıyoruz” Konuşmasının sonunda FLACMA üyelerine seslenen Başkan Altay, “Daha adil, daha sevecen ve barışçıl bir dünyaya ulaşmak için yanınızda duran bir dünya teşkilatının parçası olduğunuzu unutmayın. FLACMA’nın Bölge Teşkilatı Genel Sekreterliği olarak üstlendiği rol hayati önem taşımaktadır. UCLG’nin kuruluşundan bu yana geçen 20 yıl boyunca yaptığı çalışmalar ve teşkilata olan bağlılığı nedeniyle 1 Mayıs 2024 tarihinde San Jose belediye başkanlığını devredecek olan Johnny Araya’ya teşekkür ediyorum. Bu yeni döneme büyük bir heyecanla başlıyoruz. Göreve başlayacak olan yeni başkan Kelvin Cruz’a tam desteğimizi ifade ederek kendisiyle dayanışma temennimizin olduğunu bilmesini istiyoruz. Yönetim Kurulunuzun çıktılarının dünyaya ulaşmasını sağlamak için dünya teşkilatınıza güvenebileceğinizi bilmenizi isterim. Sizleri ortak gündemimize katkıda bulunmaya ve şehirlerdeki yaşamı ve geleceği şekillendirmeye davet ediyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Sivas ÇEDAŞ’ın gönüllüler ekibi profesyonel “arama-kurtarma” personeli oldu ÇEDAŞ çalışanlarından oluşan 27 kişilik bir ekip, AFAD’ın “Cumhuriyetimizin 100. Yılında 100 Bin Arama Kurtarma Personeli Yetiştirme” Projesi kapsamında eğitimlerini tamamladı. ÇEDAŞ’ta gönüllülerden oluşan ekibin 6 gün, 42 saat süren eğitimleri, AFAD ile düzenlenen ortak tatbikat ile tamamladı. Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı’nın (AFAD), Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başlattığı “Cumhuriyetimizin 100. Yılında 100 Bin Arama Kurtarma Personeli Yetiştirme” Projesi’ne Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ) çalışanlarından oluşan bir ekip de dahil oldu. Depreme karşı hazırlıklı olmak ve deprem sırasında arama-kurtarma çalışmalarında aktif bir şekilde yer almak isteyen 18 asil ve 9 yedekten oluşan toplam 27 kişilik gönüllü ekibe, AFAD tarafından 42 saat eğitim verildi. Ortak tatbikat ile tamamlanan eğitimler neticesinde ÇEDAŞ’ta, arama-kurtarma çalışmaları için profesyonel bir ekip oluşturulması anlamında önemli bir adım atılmış oldu. “Akredite programla birlikte acil durumlara daha da hazır hale geleceğiz” 6 Şubat 2023 tarihinde peş peşe yaşanan ve Türkiye’yi yasa boğan iki büyük depremin ardından hızla ekiplerin sahaya çıktığını anımsatan ÇEDAŞ Genel Müdürü Niyazi Kıvılcım, “Biz de hızla deprem bölgesine giderek elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık. Ekiplerimiz bir yandan elektrik arızalarını giderirken diğer yandan da arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Yüzyılın felaketi, depreme hazırlıklı olmak gerektiğini, arama-kurtarma çalışmalarının ne kadar önemli ve ihmal edilemez olduğunu, çok acı bir şekilde bir kez daha gösterdi. Bu yönde AFAD tarafından başlatılan “Cumhuriyetimizin 100. Yılında 100 Bin Arama Kurtarma Personeli” Projesi’nin çok değerli bir adım olduğunu görerek, projeye dâhil olduk. AFAD tarafından gönüllülerden oluşan ekibimize verilen arama-kurtarma eğitimleri geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Akredite programla beraber, ciddi manada donanımlı ve teçhizatlı bir insan kaynağıyla oluşturulan profesyonel arama kurtarma ekibimizle acil durumlara hazırlıklı olmaya çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Şekip Mosturoğlu, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu başkanlığına adaylığını açıkladı Fenerbahçe Kulübü’nün eski yöneticisi Şekip Mosturoğlu, Yüksek Divan Kurulu başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Mosturoğlu, “Yüksek Divan Kurulu’nun, kulübümüzün gelişiminde, mücadelesinde en etkin organ olarak görev yapacağını, bilgisi ile tecrübesi ile çok önemli rol oynayacağına inanıyorum” dedi. Fenerbahçe’de Seçimli Yüksek Divan Kurulu Toplantısı, 27 Nisan Cumartesi günü yapılacak. Sarı-lacivertli kulübün eski yöneticisi Şekip Mosturoğlu da Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmanla Yüksek Divan Kurulu başkanlığına adaylığını açıkladı. Programa kongre üyeleri, eski yöneticiler ve basın mensupları katıldı. Heyecanlı olduğunu belirterek sözlerine başlayan Mosturoğlu, vefatının 11. yılında kulüp eski genel müdürü Serkan Acar’ı andı. Basketbol Süper Ligi’nde şampiyonluğa ulaşan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nı tebrik eden Mosturoğlu, “Bu işin ruhu olarak gördüğüm kulüpçülük anlayışının zayıfladığını görüyorum. Geçmiş zamanlarda üyelerimiz arasındaki bireysel iletişimle sağlanabilen kulüp iletişimi, bugün daha yoğun iletişim vasıtalarıyla sağlanamıyor. Aslında üye sayılarımızın büyümesi ile birlikte müşterek olarak oluşturduğumuz etkinliklerin, hizmetlerin ve fikirlerin pozitif etkisinin artması beklenmekteydi. Ancak son yıllarda değerli insanlardan oluşan Yüksek Divan Kurulu’nun varlığına rağmen bu büyüklüğün konsolide edilemediğini, etkin olarak divan kurulumuzun kulüp içerisinde yer almadığını düşünüyorum” diye konuştu. “Görev süremde kulübümüz sayısız şampiyonluklar kazandı” Şekip Mosturoğlu, hayatı ve Fenerbahçe’de aldığı görevlerle ilgili bilgiler de aktararak, “Ben çocukken hayalim şu an aramızda bulunan Cemil Turan’ın 10 numaralı formasını giyebilmekti. Babam Fenerbahçe forması aldı, annem de 10 numarayı işledi. Fenerbahçe’de 12 yıl yönetim kurulu üyeliği yapacağım aklımın ucundan geçmiyordu. Aynı dönemlerde futbol federasyonunda hukuk kurulu üyesi oldum. Bu işin mutfağından gelip federasyonda görev alan ilk kişi oldum. Başkanımız Aziz Yıldırım, beni kulübün 100. yılında yönetim kurulu üyeliğine davet etti. Biz o sezon şampiyon olduk. Çocukken Cemil Turan’ın formasını giymekle başlayan Fenerbahçe rüyam, hiç hayal edemeyeceğim, 100. yılda kupa kaldırmakla oldu. Bundan da kıvanç, onur duydum. Aziz Yıldırım yönetiminde asbaşkanlık görevini yürüttüm. Bu görev süresince kulübümüz sayısız şampiyonluklar kazandı, sporcularımız sayısız madalyalar kazandı. Onları sarı-lacivertli formayla mücadele ederken görmek, bu yarışmalara katılmasına katkıda bulunmak kıvanç kaynağı oldu” ifadelerini kullandı. “FETÖ örgütünün ilk çarptığı sarı-lacivert duvarı birlikte ördük” Sarı-lacivertli kulübün 3 Temmuz 2011’de yaşadığı sözde şike kumpası ve sonrasında yaşananlarla alakalı ise Mosturoğlu, şunları dile getirdi: “Hem kulüp tarihimizde hem de Türkiye Cumhuriyeti’nde eşi benzeri olmayan bir olayla karşı karşıya geldik; 3 Temmuz kumpası. Tam 8 ay dava arkadaşlarımla birlikte Metris Cezaevi’nde tutulduk. Bir hukuk adamının böyle bir kumpas davasında tutuklanması çok ağır bir şey. Bunu da yaşadık. Başkanımız Aziz Yıldırım, Asbaşkanımız İlhan Ekşioğlu, efsanemiz Cemil Turan, sporcumuz ve profesyonel çalışanımız Tamer Yelkovan hepsi benim için değerli dava arkadaşlarımla birlikte tutsaklığa ve baskıya karşı büyük Fenerbahçe taraftarıyla birlikte direndik. Yıllarca mahkeme salonlarında haklılığımızın ortaya çıkması için haykırdık, elimizden gelen her türlü çabayı verdik ve mücadele verdik. Sonunda camiamızla birlikte bu savaşı kazandık. Bu FETÖ örgütünün ilk defa çarptığı ve güç kaybettiği sarı-lacivert duvarı hep birlikte ördük. Sizlerin sayesindedir. Mücadele hala bitmedi. Yargı önünde hesap vermesi devam ediyor. Takip etmeye devam ediyoruz. Bu mücadelede bizimle birlikte gözyaşı döken, kulübümüzün uğradığı zararlar son kuruşuna kadar tanzim edilene kadar sürecek ve biz daima bu mücadelenin içinde olacağız. Hayatım boyunca unutmayacağım, aile fertlerime büyük bir miras olarak devredeceğim çok önemli bir şey var; 2010-2011 sezonu şampiyonluk madalyası. Evimin en güzel yerinde saklıyorum.” “Eksikliklerin giderilmesi için çalışmaya söz veriyorum” Sarı-lacivertli üyelere, kendisine gösterilen sevgiden dolayı teşekkür eden Şekip Mosturoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Buradaki toplantılar ancak 3-5 sözcünün fikrini ifade edeceği platform olabilir. Ancak bunun arka planda divan kurulu ile divan üyeleri arasında sürekli bir ilişki içerisinde fikirlerini söylemeli, vizyonlarını ortaya koymalı ve bunlardan kulüp yönetiminin istifade etmesidir. Bunun da mekan ve zaman eksikliğidir, bunların giderilmesi için çalışmaya söz veriyorum. Kulübümüzün gelişiminde, mücadelesinde en etkin organ olarak görev yapacağını, bilgisi ile tecrübesi ile çok önemli rol oynayacağına inanıyorum. Fenerbahçe’nin daha da ötesinde Türk sporunun kaptan köşkü, en yüksek tüzük organı. Yüksek Divan Kurulu üyeleri, eşleri ve çocuklarıyla birlikte yaklaşık 15 bin kişilik topluluğuz. Ben kendimi, büyük bir ailenin ferdi olarak görüyorum. Bu aile içerisinde büyük sevgi, saygı gördüm. 3 yıllık dönemimizin sonunda büyük ailemize karşı hesabımızı verdiğimizde aynı sevgi, saygı, ilgi ve desteğe mazhar oluruz. Buna layık olursak, biz görevimizi yaptığımıza kani oluruz.” 57 yaşındaki Mosturoğlu, konuşmasının ardından kulüp üyeleri ile fotoğraf çektirerek, sohbet etti.
Samsun Markus Gisdol: "Ya kazanacağız ya da kaybetmeyeceğiz" Samsunspor Teknik Direktörü Markus Gisdol, hafta sonu oynayacakları Adana Demirspor maçını kazanmak istediklerini söyledi. Trendyol Süper Lig ekiplerinden Samsunspor, ligin 33. haftasında 20 Nisan Cumartesi günü sahasında Adana Demirspor’u konuk edecek. Bu maçın hazırlıkları Nuri Asan Tesisleri’nde Alman Teknik Direktör Markus Gisdol yönetiminde sürdürülürken, tecrübeli teknik adam takımın son durumu hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Adana Demirspor’un çok zorlu bir rakip olduğuna değinerek sözlerine başlayan Gisdol, "Cumartesi günü güçlü bir rakip bekliyorum. Zor bir karşılaşma olacağını düşünüyorum. Son haftalarda başarılı sonuçlara imza atıyorlar. Adana Demirspor, bireysel anlamda çok iyi oyunculardan kurulu bir takım. Mario Balotelli ve Luiz Nani’nin yaşları genç değil ama çok kaliteli oyuncular. Ayrıca ofansif kanat oyuncuları da çok iyi. Hazırlıklı ve dikkatli olmamız gereken bir karşılaşma olacak" dedi. "Ya kazanacağız ya da kaybetmeyeceğiz" Hafta sonu oynanacak karşılaşmayı kazanmayı hedeflediklerinin altını çizen Markus Gisdol, "Her maçın çok önemli olduğunu belirtiyoruz. Takımım ve ben tamamen odaklanmış durumdayız. Her maçın zor olduğunu bilmemiz gerekiyor. Hangi maçın nasıl geçeceğini de bilemiyoruz. Taraftarımız, cumartesi de bizi destekleyecek ve biz de takım olarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız. Puan ya da puanlar almaya çalışacağız. Ya kazanacağız ya da kaybetmeyeceğiz. Tüm maçlara böyle bakmak gerekiyor. Kazanamıyorsak da kaybetmeyeceğiz ki biz bu maçı kazanmak istiyoruz" diye konuştu. "Ligin sonuna kadar savaşmaya devam edeceğiz" Şu anki lig konumlarının sevindirici olduğunu fakat kesin olarak ligde kalmayı garantileyemediklerini belirten Alman çalıştırıcı, "Göreve ilk geldiğimde keşke şu andaki konumumuzda olacağımızı biliyor olsaydım. Böylece o dönemde biraz daha rahat etmiş olurdum. Gelmiş olduğumuz lig konumu dolayısıyla mutlu olmamız gerekiyor. Henüz her şey bitmedi. Bir sonraki adımı da düzgün atmamız, iyi sonuçlar almamız gerekiyor. Kesinlikle lig bizim için bitmedi. Ligin sonuna kadar savaşmaya devam edeceğiz. Oyuncularımla benim aramda çok güzel bir bağlantı var. Bunu ligin sonuna kadar devam ettirip, ligi en iyi yerde bitirmeye çalışacağız" şeklinde konuştu. "Odağım sözleşme değil, takımın başarısı" Sezon sonu sona erecek sözleşmesiyle ilgili sorulan soruya ise Gisdol, "Şu anda odağım tamamen takımın başarısı üzerine. Ligin son maçına kadar da bu şekilde devam edecek. Hataya yer vermemiz, düşmememiz gerekiyor. Önemli olan takım ve takımın başarısının yanı sıra alacağımız sonuçlar. En önemli konu ligde kalmak. Önce bu hedefimize ulaşmak istiyoruz. Bu hatalara düşüp, rehavete kapılıp, farklı tartışmalar çıksın da istemiyorum. Bu sebepten dolayı da tek odak noktamız takımın başarısı" şeklinde cevap verdi.