EKONOMİ - 22 Haziran 2017 Perşembe 14:43

Kuveyt ile ikili ticaret hacminde hedef; 3 milyar dolar

A
A
A
Kuveyt ile ikili ticaret hacminde hedef; 3 milyar dolar

Türkiye ile Kuveyt arasında karşılıklı yatırımların ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için öneriler gündeme getirildi. DEİK Başkanı Vardan "Hedefimiz, 2020’ye kadar ikili ticaret hacmimizi 3 milyar dolarına ulaştırmak" dedi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan’ın ev sahipliğinde Kuveyt Ticaret ve Sanayi Bakanı Khalid Nasser Abdallah Al Rodan’ın katılımları ile gerçekleştirilen toplantıya Kuveyt ve Türkiye’de karşılıklı yatırımları bulunan iş dünyası temsilcileri katıldı. Toplantıda iki ülke arasında karşılıklı yatırımların ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için öneriler gündeme getirildi.

DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan toplantı açılışında yaptığı konuşmada Kuveyt’i Katar krizinde oynadıkları rol için tebrik etti. Türkiye ile Kuveyt arasındaki ikili ekonomik ilişkileri değerlendiren DEİK Başkanı Vardan, “Kuveyt ile ikili ilişkilerimiz hızla artarak devam etmekte. Son 10 yılda ticaret hacmimiz 2’ye katlandı. Ticaret hacmimiz hali hazırda 542 milyon doları düzeyinde. Hedefimiz 2020’ye kadar ikili ticaret hacmimizi 3 milyar dolarına ulaştırmak, yani 6 kat artırmaktır. Kuveyt’te iş yapan Türk firmalarımız zaman zaman sıkıntılar yaşıyorlar. Bizlere bürokratik engeller, ihalelelerin ve kontratların gecikmesi ile ilgili sıkıntılar ve yabancı işçilere yönelik uygulanan kotalar konusunda çözümlerin geliştirilmesi adına destek vermenizi bekliyoruz” dedi. DEİK Başkanı Vardan, Türkiye’de 271 Kuveytli şirketin finans ve gayrimenkul sektörleri başta olmak üzere bir çok alanda faaliyet gösterdiğini hatırlattı ve yatırımların artması için çağrıda bulundu. Vardan, “Kuveytli dostlarımızı Türkiye’de yatırım yapmaya, Türkiye ile ortaklık yapmaya davet ediyorum. Kuveytli kardeşlerimizin Türkiye’de yapabilecekleri işler ve potansiyel iş fırsatları için gözlerini dört açmaları gerekiyor. Tarım ve enerji sektörlerinde de önemli fırsatlar var” diye konuştu. DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında müzakere süreci askıya alınan Serbest Ticaret Anlaşması’na dair görüşmelerin yeniden başlatılması için Kuveyt’in desteğine ihtiyaç duyduklarını da sözlerine ekledi.

Kuveyt Ticaret ve Sanayi Bakanı Khalid Nasser Abdallah Al Rodan açılış konuşmasında, Kuveyt’in serbest piyasaya dayalı rekabet üstünlüğüne dayanan bir ekonomiye sahip olduğunu, ülkede özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün hakim olduğunu vurguladı. Bakan Al Rodan, Kuveyt’in Bölge ülkeleri ile dostluk esasına dayalı bir ilişkisi olduğunu, ekonomik girişimlere açık bir yapının mevcut olduğunu söyledi. Kuveyt’in geniş bir coğrafyada ticaret ağını geliştirmiş olduğunu, tecrübesini hatırlattı. Türkiye ile Kuveyt arasındaki ekonomik ilişkilere de değinen Bakan Al Rodan, “Türkiye ile tarihin derinliklerine doğru giden köklü bir ilişki var. Mevcut anlaşmalarla yetinmememiz gerekiyor. Kuveyt Emiri’nin kısa zaman içerisinde Türkiye ziyaretini planlıyoruz. Ziyaret esnasında imzaya sunabileceğimiz anlaşmalar hazırlayalım istiyoruz. Türkiye ile stratejik ilişkimizi geliştirmek bizler için önemli. Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olma hedefini destekliyoruz. Ekonomi, tek taraflı bir kalkınma ile olmaz. İş dünyası lokomotif görev görmektedir. İki ülke arasındaki yatırımları korumamız ve artırmamız gerekiyor. Kalıcı, köklü ve sürdürülebilir sağlam ilişkilere önem verelim ki, verimliliği sürekli olsun” dedi. Bakan Al Rodan, Kuveyt’te kalkınma planları çerçevesinde 20 milyar doların üzerinde altyapı, üstyapı ve konut projeleri için yatırım planladıklarını, bu kapsamda Türk yatırımcılarının sayısını artırmanın başlıca hedefleri arasında yer aldığını vurguladı.

Türkiye-Kuveyt ikili ticareti

Türkiye’den Kuveyt’e yapılan ihracat: 431 milyon dolar
Başlıca ihracat kalemleri: Demir-çelik çubuklar,savaş tankları, dokunmuş halı, tekstil.
Türkiye’nin Kuveyt’ten yaptığı ithalat: 111 milyon dolar
Başlıca ithalat kalemleri: Ham petrol, saf alkol, etilen polimerleri.
Toplam dış ticaret hacmi: 542 milyon dolar
Dış ticaret dengesi: 321 milyon dolar 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Başdeğirmen: "8 bin 500 metrekare alana modern bir Engelsiz Gençlik ve Yaşam Merkezi inşa ettik" Isparta Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan Adayı Şükrü Başdeğirmen, Emre ve Sülübey Mahalleleri mitinginde vatandaşlarla buluştu. Mitingte konuşan başkan Başdeğirmen yeni dönemde yapacağı projelerden bahsederek “8 bin 500 metrekare kapalı alana sahip, modern bir Engelsiz Gençlik ve Yaşam Merkezi inşa ettik. Çalışmaları 8 ay sonra bitecek” dedi. Isparta Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan Adayı Şükrü Başdeğirmen, Emre ve Sülübey Mahalleleri mitinginde vatandaşlarla buluştu. Büyük bir coşku içerisinde yoğun kalabalıkla karşılanan Başkan Başdeğirmen, 2024-2029 yılları arasında yapacakları projeleri anlatarak, bugüne kadara şehre kazandırdıkları yatırımlardan bahsetti. Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan Adayı Şükrü Başdeğirmen, vatandaşlara seslenerek, 5 yıl kendilerine hizmet edecek belediye başkanı ve ekibini seçerken iyi düşünmeleri gerektiğini belirtti. Başkan Başdeğirmen, “Yerel seçimlerde seçeceğimiz kişileri bilmemiz gerekir. Bize ve şehrimize faydalı olur mu olmaz mı, çocuklarımızın geleceğine katkı sağlayabilir mi, engelli, yaşlı, ihtiyaç sahiplerimize dokunabilir mi, gönülden belediyecilik yapabilir mi bunlara bakmamız lazım. Herkes projelerini anlatıyor. Belediyeciliğin rutin hizmetleri her zaman yapılır. Ama önemli olan o belediye başkanının insanlara yaklaşımı nedir, gönül belediyeciliği yapabilir mi, ihtiyaç sahiplerinin yanında olabilir mi bunları iyi irdelememiz gerekiyor” dedi. Başkan Başdeğirmen, “Andık Deresi ve Kirazlıdere’ye gerek var mıydı?’ diye yazmışlar. Bu kadar olabilir mi? Vatandaşlarımızın en çok gezmekten, vakit geçirmekten keyif aldığı Andık ve Kirazlıdere’yi neden yaptın diye soruyor. Bu insanların biz göreve geldiğimizde hesaplarına baktık. 2019 Şubat’ında Kitap Fuarı’nı yaptılar. O günün parasıyla 1 milyon 510 bin lira para harcamışlar. 10 günlük fuara bu kadar harcamışlar. Bu arada çocuk mezarlığının kaldırıldığı, mezarlık içerisinde vatandaşa ait bir arsa var. Arsa sahibinin talebi 600 bin lira. Bu yeri almadan o alana 20’ye yakın bebek cenazesi gömmüşler. Bu parayı arsa sahibine vermiyor, 1 milyon 510 bin liraya Kitap Fuarı yapıyor ve o arsa sahibi belediyeye dava açıyor, haklı görülüyor oradaki 20 bebeğin kabri açılıyor cenazeler başka yere taşınıyor. Bu insan bir kez daha sizden oy istiyor. O çocukların ailelerini düşünün, 20 cenaze. Arsanın değeri 600 bin lira 10 günlük Kitap Fuarı’na harcanan para 1 milyon 510 bin lira. Bu cenazelerin alınması bizleri çok üzdü. Biz göreve geldik aynı Kitap Fuarı’nı aynı sistemle üzerine 40 bin lira fuar alanı kirası alarak yaptık, üzerine hiç para vermedik. Almadıkları arsanın mahkeme sürecinde geçen kirası olan 450 bin lirayı göreve geldiğimizde üçüncü günde ödedik. Böyle insanın yüreği burkuluyor, canımız yanıyor. Bir belediye başkanının basiretsizliği, vizyonsuzluğu ve çok büyük ayıbıdır. O ailelerin hakkını ne yaparsa yapsın ödeyemez” ifadelerinde bulundu. Konuşmaların ardından İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi Üyesi adayları tanıtıldı.
Zonguldak Bakan Özhaseki: "Yapmamız gereken afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem gibi afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak için kentsel dönüşümünün önemine değindi. Zonguldak’a gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki STK, iş insanları ve sektör temsilcileriyle buluştu. Programda konuşan Özhaseki, “Tarihte Anadolu’da doğuya birçok baş şehirler var. Fakat zamanın ruhunu okuyamadıkları için şimdi birçoğu sıradan il olduğu gibi bazen ilçe konumuna da düşmüş durumdalar. Öyle bir şehir konumuna da düşmemek lazım. Eğer şehirdeki yerel yöneticiler, başta belediye başkanımız, valimiz, milletvekili, siyasi partilerimiz o şehirle ilgili düşünceleri var. Hedef koymuşlar, bir araya gelmişler, kol kola girmişler, gayret ediyorlarsa şehirlerin geleceği ayrılık. Değilse emin olun şehirleri ben görüyorum. Gittikçe kötüye doğru gidiyor” dedi. “Şehirlerimizde bir takım sorunlar var” diyen Özhaseki, “Çünkü biz Batı’dan şehirleşme noktasında önceden çok açık ara öndeyken özellikle sanayi devrimiyle birlikte bizim de gerileme dönemimize denk geldiği için iyice geriye kalmışız. Onlar oradan bir mimari plan üzerine, bir şehir planı üzerine gelişmelerini sağlarken, ekonomileri daha güçlüyken, güzel şehirler oluşturmuşlar bizim de zayıflama ve gerileme dönemimiz olduğu için iyice aradaki fark açılmış. Şimdi bizi hükümet Amerika’ya götürmüştü. Washington’da İmar Daire Başkanı Türk’tü. Söylediğine göre 1711’de şehir planları yapılmış. 11 tane göbek yapmış birbirine bağlamışlar. Şehir planı bu demişler mesela. Ya bizde daha mekansal planlamada 3-5 sene öncesine tamamlayabildik. Böyle bir şey olabilir mi?” ifadelerini kullandı. “Kimliksiz ve sağlıksız şehirlerimiz olmuş” 1940-50’li yıllardan itibaren büyük şehirlere göçlerin başladığını aktaran Özhaseki, “O göçler neticesinde insanlar evlerini rastgele yerlere yapmaya başlamışlar. O günkü yöneticiler iyi veya kötü niyetle ben bilmiyorum yargılamak için de söylemiyorum. Hazırlıksız yakalanmışlar bu göçlere. Bazen de ideolojik yaklaşmışlar. ‘Bunlar evleri buralara yapsınlar, bizim arka mahalle olur’ gibi bir düşünce. Sol rüzgârların estiği bir dönemde buralarda örgütlenmeler yaparız. İşçileri de örgütleriz gibisinden. Rusya gibi oluruz. Arnavutluk’ta sapık bir Enver hoca var onun bir hayalini kuran adamlar vardı bu memlekette ne yazık ki. Castro’nun hayranları vardı bu memlekette. Türkiye’yi buraya götürürüz gibi bir fikirle şehirlere doğrusu tarumar etmişiz. 2000’li yıllara doğru geldiğimizde objektif olarak söylemek gerekirse ne yazık ki üzülerek söylüyorum. Kimliksiz ve sağlıksız şehirlerimiz olmuş. Herkes bunun farkında” diye konuştu. Cumhuriyet tarihinde mimari noktasında yetersiz kalındığını kaydeden Özhaseki, “Bakın geçmişe doğru baktığımız zaman Selçuklu medeniyeti diye bir medeniyet var bakınca sivil mimarlık örneklerinden ibadethanelerine kamu binalarına kadar bu Selçuklu dersiniz. Peki 100 yıllık Cumhuriyet’te bilim adamlarımız, mimarlarımız, hocalarımız ve mimarlarımız var. Şimdi kurduğumuz şehirlere bir bakın. Ne medeniyeti edersiniz şimdi kurduğumuz ortama. O sosyal ağda arabesk medeniyet deriz. İstanbul’a varıyorsunuz. Camdan muhteşem bir bina. Son teknolojiyle donatılmış. Yanında bir tane tamirhane. 2 tane pirketten gecekondu. ‘Allah Allah’ falan diyorsunuz. Şimdi böyle bir medeniyet olabilir mi?” şeklinde konuştu. Özhaseki, konuşmasına şu şekilde devam etti: “En üzücü tarafı da bu ülkenin bir deprem ülkesi olduğunu unutmamız. Afetlerin her an bizi beklediğini unutmamız ve bunları göz ardı ederek şehirleşmeye doğru geçmemiz. Son yüzyılda bu memlekette meydana gelen deprem sayısı 6 ve üzerindeki şiddetteki deprem sayısı yıkıcı diye tarif ediyoruz biz bu depremlere. Hem denizlerimiz hem karadakileri toplarsak 231 tane deprem olmuş. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar. Niye böyle? Bilimin gerçekliğini tespit ediyoruz, dikkate almıyoruz. İşimize geldiği gibi hareket ediyoruz. Gidip belediyeleri zorluyoruz. Bir takım çıkar ilişkileri başlıyor. Neticesinde de böyle bir felaketle karşı karşıya kalıyoruz.” Deprem gibi afetler için bütün işlerin gözden geçirilmesi gerektiğini anlatan Özhaseki, “Bizim her şeyi yeni baştan bir daha ele alıp, ‘Bismillah’ diyerek bu işe görmemiz gerekiyor. Doğru bir şekilde planlamamız gerekiyor. 6 Şubat’ta Kuzey Anadolu Fay Hattı malum bizim de biraz 100 kilometre altımızdan geçiyor. Şimdi bütün bilim adamlar diyorlar ki ‘İstanbul’da beklediğimiz tehlike var. Allah korusun büyük bir bela bekliyor’ bizi diyor. 6 Şubat’ta da Doğu Anadolu Fay Hattı kırıldı. Aynı yerden başlıyor neredeyse. Van Gölü’nün biraz daha batısından bu tarafa doğru gelirken diğeri de Adıyaman, Malatya Kahramanmaraş ve oradan Hatay üzerinden Akdeniz’e doğru iniyor. Binlerce yıldır aynı hatlar kırılıyor. Bakın binlerce yıldır, yeni değil. Bunu bilerek hareket etmezsek ne olur? Bir daha başımıza bela gelir. Oturur, ağlarız. Dizlerimiz de vururuz, yardımlar ederiz. Vicdanımızı biraz avutuyoruz. Sonra yine aynı yerden bir daha başlamış oluruz. Bu gerçekleri bilerek hareket etmekten başka çaremiz yok. En son depremde 680 bin ev yıkıldı. Dile kolay 170 binde iş yeri yerle bir oldu. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasar zaten hiç ölçülecek gibi değil. Ne yapsak oradaki insanların o acısını dindirmez mümkün değil” dedi. Deprem bölgesinde 300 bin konut yapımına devam edildiğini belirten Özhaseki “Çelik evler yapıyoruz köylerde. Şehirlerin meydanlarını yapıyoruz bir taraftan. Meydanlara açılan ana caddeleri yapmaya çalışıyoruz ki kimlik binalar çıksın ortaya diye. O şehrin kendine has özgün mimarisi çıksın diye. Şehir merkezlerini de biz bakanlık olarak yapma kararı aldık. Altyapılar için 60 milyar liraya yakın bir kredi temin ettik. Oradaki 11 tane şehrin altyapısını baştan sona bir daha yapıyoruz. Geçtiğimiz hafta dağıttığımız evlerle birlikte şu ana kadar 76 bin konutu dağıttık. Her ayda 15 bin evi dağıtmaya devam edeceğiz. Bu sayıları söylemesi kolay da bunlar aslında Türkiye’nin inşaat kapasitesinin çok üstünde rakamlar” ifadelerini kullandı. “Yapmamız gereken afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak” Afet öncesi yapılması gereken konulara da değinen Özhaseki şunları söyledi: “O hasarları sararken bu tür afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak. Konutlarımızı daha sağlam, güvenli hale getirmek. Bunun hazırlığını yapmalıyız. Eğer deprem gelmeden, afet gelmeden bunu yaparsak bir birim harcıyoruz. Felaket geldikten sonra harcamaya başlarsak tam 7 birim harcıyoruz. Bilim adamları tek tek hesaplamışlar. Onun içinde İstanbul, İzmir’de depreme daha çok maruz olabilecek yerlerde birçok projeleri açıklıyoruz. Bunun peşinden koşuyoruz. Bunun da bir tek yolu var, o da kentsel dönüşüm. Bakanlık olarak biz her yerde duyuruda bulunuyoruz. ‘Gelin beraber yapalım. Hangi partiden olursanız olun hiç fark etmez. Yeter ki gelin bu siyaset üstü bir durum. Bunu siyasete lütfen alet etmeyin’ diyoruz ama derdimizi de bir türlü anlatamıyoruz.” “Türkiye’de inşaat sektörünün geleceği çok parlak” diyen Özhasek, “Böyle 10 senede falan bitecek gibi gözükmüyor. Belki Avrupa’da restorasyonlarda vakit geçirebilirler. Yeni uydu kentler, küçük yerlere kurabilirler. Onların ihtiyacı olabilir ama bizde ihtiyaç çok daha fazla. İşin yüzde 80 adeta özel sektörde. Bu alanda şu anda bir buçuk milyona yakın insan çalışıyor. Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 6’sını oluşturuyor ama inşaat sektörünü besleyen yan sektörleri de ele aldığınız zaman 250 ayrı grubu ilgilendiriyor ve yurtiçi hasılamızında yüzde 30’unu oluşturuyor” dedi.
Bursa Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Temmuz’ ayında emekli maaşlarını masaya yatıracağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaşadığı ekonomik sıkıntıdan dolayı sitem eden her vatandaşın sonuna kadar haklı olduğunu belirterek, " "Emeklilerimizi hak ettiği refah seviyesine biraz daha yaklaştıracağız. Milletimize asla bugüne kadar yalan söylemedik. İnsanımızı kandırmaya çalışmadık. Temmuz ayında yılın 6 ayındaki enflasyona göre emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız. Memurlarımıza yaptığımız ek gösterge ilave edilmesi uygulamasını genişletecek düzenlemenin hazırlıkları tamamlandı. Küçük esnafın prim gün sayısındaki adaletsizliği giderecek adımı atacağız” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bursa Gökdere Meydanı’nda vatandaşlara seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Mayıs seçimlerinde yüzde 55 oranındaki destek için Bursalılara teşekkür ederek, “Nice alimi ve evliyasıyla Bursa yüzyıllardır gönüllerimizi imar ediyor. Gönül semamızı billur bir avize gibi aydınlatan bu şehir ecdadımızın medeniyet anlayışının yaşayan örneğidir. Kuruluşun ve yükselişin şehri Bursa bu vasfını tarihinin hiç bir döneminde yitirmedi. Bugün de koruyor. Biz de Bursa’dan aldığımız feyizle bir ayağımız ülkemize sabitleyip diğeriyle tüm dünyaya sesimizi, sözümüzü dostluğumuzu taşıyoruz. Bursa nasıl balkanlardan Kafkaslara başı dara düşen her kardeşimize kucak açmışsa biz de bu coğrafyalarla bağlarımızı daima güçlendiriyoruz. Bursa’nın sanayi ve tarım üretiminin gücüyle dünyaya nam saldığını dile getiren Erdoğan, “Biz de ekonomide ve diplomaside aynı kucaklayıcılığı sergiliyoruz. Bu vesileyle 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakında milletvekilliğinde yüzde 52, Cumhurbaşkanlığında yüzde 55 desteğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Ne diyor o güzel Bursa türküsünde, Ak buğdayım buğdayım, sereyim gurudayım, senin güzel dilini, ben nasıl unutayım. Biz de Bursa’nın bunca bizden esirgemediği ahde vefasını kadirşinaslığını muhabbetini asla unutmayacağız. Her gelişimizde kalbimizin bir köşesini Bursa’da bırakıyoruz. Sordum. Bugün Bursa’da katılım ne durumda diye. Rakamı aldım, 90 bin kişiyiz. Pazara 2 gün kaldı. Pazar günü inşallah sandıkları gümbür gümbür patlatıyoruz. Şimdi buradan Bursa’yla birlikte Türkiye yüzyılına hazırlanıyoruz” diye konuştu. Türkiye yüzyılında şehirlerin inşasında Bursa ile yol arkadaşlığın yapmak istediklerini söyleyen Erdoğan, “Bursa’nın boş lafla palavrayla yalanla dolanla işi olmaz. Çünkü Bursa emeğin, alın terinin, üretimin şehridir. Bursa yatırıma, esere bakar. Hizmete bakar, projeye bakar, velhasıl Bursa icraata bakar. Dolayısıyla Türkiye yüzyılı yolculuğumuzda bizi en iyi anlayacak olan Bursa’dır. Bursa ilk yerli markamız Togg fabrikası başta olmak üzere ülkemizin prestij eserlerine ev sahipliği yapıyor. Medeniyetlerin mirası eşsiz birikimi ile vakur insanı ile de Bursa’ya da böylesi yakışır. Bursa 31 Mart’taki tercihi ile büyükşehirde ve ilçelerde belediye yönetimlerine de yansıtacaktır. Bursa’ya güveniyorum. Biz de belediye başkanlarımızla el ele verip Bursa’nın önünde yeni bir dönem açmayı planlıyoruz. Öyleyse şimdi buradan öyle bir ses verin ki Marmara’nın karşı kıyılarından bile duyulsun. Bursa; Emirsultan Hazretleri’nin Üftade Hazretleri’nin şehri Bursa, Eşrefoğlu’nun Süleyman Çelebi’nin şehri Bursa, Uludağ gibi yüze bereketli ovaları gibi dingin. Sanayinin, ticaretin, tarımın, turizmin iftiharı Bursa 31 Mart’ta Türkiye yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar ana kademe kapı kapı dolaşmaya var mıyız?" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizleri Ramazan-ı Şerif’e eriştiren Rabbimizden sağlıkla huzurla esenlikle bayrama da ulaştırmasını niyaz ediyorum. Kadir Gecenizi ve bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Kardeşlerim, Bursa sadece sahip olduğu maddi imkanların değil, özgürlüğün kıymetini de çok iyi bilir. Çanakkale’de 7 düvele karşı verdiğimiz tarihi istiklal mücadelesinde en büyük desteği veren yerlerden birisi bu şehirdir. 1 asır önce 2 yılı aşkın süre işgal altında kalan Bursa için milletimiz karalar bağlamıştır. Osmanlı döneminde de Bursalı yiğitler gönül coğrafyamızın dört yanında destanlar yazmıştır. Hatta bu mücadele sırasında yaşanan acılar üzerine yakılmış ağıtlar vardır” dedi. Gazze’de yaşananlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’e sefere çıkanların ardından yakılan ağıt bize önemli mesajlar veriyor. Gazze’de yaşananların bundan bir farkı yok. Gazze’de oluk oluk akan Müslüman kanı karşısında kör sağır kesilenler yarın bizim başımıza benzer felaket gelse emin olun aynısını yapacaklar. Aslında biz bunu yaşadık. Rusya ile aramızın açıldığı terör örgütlerinin sınırlarımıza dayandığı bir dönemde batılı ülkeler güney şehirlerimizdeki hava savunma sistemlerini alıp götürmüşlerdi. Hamdolsun o dönemdeki sıkıntıların üstesinden gelmeyi kendi gücümüzle, imkanımızla mücadelemizle başardık. Suriye’de, Libya’da Akdeniz’de, Karadeniz’de, Karabağ’da büyük bir küresel ittifak bulduk. Güven ve istikrar iklimimizi bozmak için yıllardır ülkemizde etki edebildikleri her kesimi kışkırtmaya hareketlendirmeye çalıştılar. Her seçim döneminde aynı senaryoyu devreye soktular” diye konuştu. "CHP DEM’le neyin karşılığı karanlık ittifaklar kurdu? “Milletimizle bir olup tüm bu oyunları birer birer bozduk. Kimi tuzakları geçtiğimizi mayısta olduğu gibi hüsrana uğrattık. Kimi zaman 15 Temmuz’da sokakta bertaraf ettik. Kimi zaman askeri operasyonlarda sınır ötesinde durdurduk. Bu uzun soluklu mücadeledir. Her dönemde yeni araçlar argümanlar, taktikler devreye giriyor” diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti; “Hiç şüpheniz olmasın. Önümüzde bizi zorlu bir süreç bekliyor. Bu toprakları vatan yapmak için verdiğimiz uğraşı, vatanımızı elde tutmak için de sürdürmek mecburiyetindeyiz. Aksi taktirde bir asır öncesi gibi bizi bu topraklardan jiletle kazıyıp atmaktan tereddüt etmeyecekleri açıktır. Muhalefetin anlamadığı, anlıyorsa bile önemsemediği hakikat işte budur. İhtirasları öylesine gözleri bürümüş durumda ki ülkenin ve milletin uzun vadeli çıkarlarının altına dinamit döşemekten çekinmiyorlar. PKK’ya göz kırpıyorlar. Bu uğurda FETÖ’ye göz kırpıyorlar, emperyalist heveslere göz kırpıyorlar. Bu uğurda her türlü arsızlık hırsızlığa yol veriyorlar. Siyasi program sıfır. Proje mevcut değil. İcraat desen zaten yok. Buna karşılık muhalefet cenahında her türlü istismar, kirli pazarlık her türlü entrika kol geziyor. CHP çeşitli şehirlerde DEM’le neyin karşılığı hangi paylaşımların ürünü belli olmayan karanlık ittifaklar kuruyor. Bundan öylesine utanıyorlar ki saklamak için 40 takla atıyorlar. CHP’nin ihtirasları, DEM’in de içini hallaç pamuğuna çevirdi. Kimi diyor ki kendimize oy verelim, kimi diyor ki CHP’nin kuyruğuna takılalım. Yani her kafadan ses çıkıyor. Üye sayısı 500’ü bulmayan partililer sağa sola talimat veriyor” dedi. "Muhalefetin içine düştüğü tutarsızlık, savrulma, kirlenmişlik hali utanç verici" Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü; “CHP’li faşist yöneticiler kapıdan giremezsiniz diyerek her gün bunları tokatlıyor. Ortada savunduklarını iddia ettikleri hak, hukuk, değer, prensip namına bir şey kalmadı. Bize karşı ortalığı ayağa kaldıranlar CHP’nin küstahlıkları karşısında uslu bir kediye döndü. Bir de terazinin diğer tarafı var. Ülkemizin en büyük muhalefet partisinin içine düştüğü tutarsızlık, savrulma, kirlenmişlik hali utanç verici. Valizler, çantalar dolusu dolarlar, avrolar bunları saymaya bile yetişemiyorlar. Sayma görüntülerini kimse izah edemiyor. Bir CHP’li çıkıp da paradan yapılan kulelerin kime ait olduğunun cevabını veremiyor. Daha darbe güzellemelerini, millete yaptıkları hakaretleri saymıyorum. Bu seçimlerde sadece başkanları seçmekle kalmayacaksınız, ülkemizin geleceğinde hangi siyaset tarzının önünün açılacağını da belirleyeceksiniz. Sizlerden 31 Mart’a bu gözle bakmanızı istiyorum. Bursa’nın en doğru kararı vereceğine inanıyorum.” "Temmuz ayında emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız" Dünyadaki ekonomileri zorlayan en büyük şeyin enflasyon olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu an dünyadaki tüm ekonomileri zorlayan en büyük sorun 50-60 yılın zirvesindeki enflasyondur. Avrupa’dan Amerika’ya herkesin kontrol altına almaya çalıştığı enflasyonla biz de mücadele ediyoruz. Hayat pahalılığından etkilenen en fazla çalışan kesimlerimiz ve emeklilerimizdir. Yılbaşında yüzde 50 oranında artışlar yaptık. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini aynı oranda arttırdık. Ayrıca bir defaya mahsus 5 bin lira ödemede bulunduk. Öncesinde 16 milyon emeklimizin tamamına tek sefere mahsus 5’er bin lira ödemede bulunduk. Şimdi de banka promosyonlarını 12 bin liraya yükselterek yeni bir imkân sağladık. Temmuz ayında yılın 6 ayındaki enflasyona göre emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız. Memurlarımıza yaptığımız ek gösterge ilave edilmesi uygulamasını genişletecek düzenlemenin hazırlıkları tamamlandı. Küçük esnafın prim gün sayısındaki adaletsizliği giderecek adımı atacağız” ifadelerine yer verdi. "Emeklilerimizi hak ettiği Ev hanımlarımızın isteğe bağlı sigorta prim teşviklerini hayata geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, “Gençlerimize çeşitli başlıklarda vereceğimiz ilave destekleri deprem bölgesinden başlayarak uyguluyoruz. Milletimizin farklı kesimlerine verdiğimiz sözlerin takibini yapıp tek tek yerine getiriyoruz. Elbette yüksek enflasyonun çalışanlar ve emeklilerde yol açtığı refah kaybı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Ekonomi programımızı öncelikle kararlıca sürdürerek fiyat istikrarını sağlamamız gerekiyor. Yüksek enflasyon ortamında kime ne verirseniz verin istediğiniz neticeyi alamıyorsunuz. Yılın ikinci yarısında enflasyonun inişe geçtiğini göreceğiz. Emeklilerimizi hak ettiği refah seviyesine biraz daha yaklaştıracağız. Milletimize asla bugüne kadar yalan söylemedik. İnsanımızı kandırmaya çalışmadık. ‘Dün verdiğimiz sözleri bugün hatırlamıyoruz’ diyerek kulak arkası yapmadık. Milletimizin tüm kesimleriyle irtibat halinde olduğumuz için talepleri en kısa sürede karşılayacak adımları attık. Yapamayacağımız işleri asla söylemedik. Emeklilikteki yaş uygulaması gibi aslında içimize sinmeyen bir takım hususları bile milletimizden gelen yoğun talepler karşısında hayata geçirmekten kaçınmadık. Bu uygulamanın kamu maliyesine getirdiği yükün ve sosyal güvenlik sisteminin dengesine getireceği tamir epeyce zaman alacak” diye konuştu. ’Yaşadığı sıkıntılardan dolayı sitem eden her vatandaşım elbette sonuna kadar haklıdır" “Emekli maaşlarında kaçınılmaz olarak asgari ücrette ara artış istekleri ile karşılaşıyoruz. Sadece emekli maaşlarında 10 bin liralık artışın mali yükün hesabını milletimizle paylaşmıştık” diyen Erdoğan, “Yatırım bütçemizin tamamını ve eğitim sağlığa ayırdığımız kaynağın tümünü bu artışa tahsis etsek bile yetmeye mümkün olmadığını göreceksiniz. Devlet yönetiminde böyle bir durum olmaz olamaz. Yaşadığı sıkıntılardan dolayı sitemlerini dile getiren her vatandaşım elbette sonuna kadar haklıdır. Çalışanların ve emeklilerin kayıplarını nasıl telafi edeceğiz. Her zaman yaptığımız gibi daha çok çalışarak üreterek, devletimizin kaynaklarını çoğaltarak yapacağız. Sizin karşınıza gelip atıp tutanların hiç biri bırakın kaynak arttırmayı mevcuda bile sahip çıkamayacağı için derdinize derman olamayacak” dedi. "Muhalefet belediyeleri iflas etti. Yalanları ile sizleri kandırmanın peşindeler" Muhalefet belediyelerini eleştiren Erdoğan, “Belediyelerde yaptıklarını görüyorsunuz. 5 yıldır iflas etmedikleri yer kalmadı. Sorunsuz ilerleyen sistemi bile devam ettiremediler. Yalanları ile sizleri kandırmanın peşindeler. Tüm samimiyet ve içtenlikle tüm hak ve hakkaniyetle size gerçeği söylüyor çözüm yolumuzu paylaşıyoruz. 21 yılda nasıl 3 kat Türkiye’yi büyüttüysek önümüzdeki dönemde 2 kat daha büyütüp sözlerimizi fazlasıyla tutacağız. Yeter ki birliğimize beraberliğimize sahip çıkarak ülkemizin bütünlüğünde devletimizin bekasında gözü olanları sevindirmeyelim. Gerisi sadece gayret vakit ve planlama meselesidir” ifadelerini kullandı. Bursa’ya 21 yılda 327 milyar liralık yatırım 21 yılda Bursa’ya 327 milyar lira kamu yatırımı yaptıklarını işaret eden Erdoğan, “Eğitimde 10 bin 632 yeni derslik inşa ettik. İkinci devlet üniversitesi olarak Bursa Teknik Üniversitesi’ni kurduk. Gençlik ve sporda 102 bin 78 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık. 81 adet spor tesisi inşa ettik. Bu tesisler arasında 43 bin seyirci kapasiteli Timsah Arena Stadyumu, Atıcalar Spor Kompleksi ve Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi de var. Bursalı ihtiyaç sahibi kardeşlerimize 11 milyar kaynak ayırdık. Bin 300 yataklı Bursa Şehir Hastanesi başta 88 sağlık tesisi yaptık. Şehir Hastanesi standardında bin 315 yataklı Çekirge Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi inşaatını tamamladık. Test ve devreye alma işlemleri bittikten sonra 3 ay içinde hasta kabulüne başlıyoruz. Uludağ Üniversitemiz bünyesinde 250 yataklı kadın doğum ve çocuk hastanesi inşaatı sürüyor. Bursa’ya bin yataklı bir hastane daha yapmayı planlıyoruz. Bursa’da TOKİ eliyle 23 bin 547 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 2 bin 943 konutun yapımına devam ediyoruz. 54 bin 292 konut ve ticari alanı dönüştürdük. 20 bin 416 adet bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. Hanlar bölgesi, 14 han bir bedesten 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü, 11 kapalı çarşı 4 pazar alanı 21 cami 177 sivil mimarlık örneği yapı 1 okul ve 3 türbesi ile adeta bir açık hava müzesidir. Bursa’daki Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesini eski ihtişamına kavuşturacak bir projeyi hayata geçiriyoruz. Ulucami ile Hanlar bölgesi arasındaki bağlantı ile 3 yeni meydan, 12 bin 500 metrekarelik yeraltı otoparkı kazandırıyoruz. Yeri kaybolan Sıngır Mescidi’nin duvarlarını bularak yeniden ihya edip ibadete açtık. Bursa’daki 11 millet bahçesi projesinden 7’sinin yapımını tamamladık” dedi. Erdoğan, mitingin finalinde Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Alinur Aktaş, Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan, MHP İl Başkanı Muhammet Tekin, milletvekilleri ve belediye başkan adayları ile bir araya gelip hatıra fotoğrafı çektirdi.
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: “Havalimanı-Halkalı metrosunu önümüzdeki sene bugünlere kalmadan açmış olacağız” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Havalimanı-Halkalı metrosunu önümüzdeki sene bugünlere kalmadan açmış olacağız. Hedefimiz İstanbul’da 10 yılda metronun uzunluğunu 600 kilometreye çıkarmak” diye konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Küçükçekmece’de AK Partinin seçim koordinasyon merkezini ziyaret ederek vatandaşlara hitap etti. Bakan Uraloğlu’na partilerin ilçe başkanları eşlik etti. Bakan Uraloğlu, burada vatandaşların sorduğu sorulara yanıt verdi. Ardından esnaf ziyaretin bulundu. Programda vatandaşlara konuşan Bakan Uraloğlu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın İstanbul’da birçok devam eden ve yaptığı işler var. İstanbul’da iki tane boğaz köprüsü var. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki günlük trafik aşağı yukarı 250 bin civarında. Fatih Sultan Mehmet Köprüsünde yaklaşık 200 bin, bunlar neredeyse tamamen şehir içerisinde hitap eden. Bakın şurada Avrasya Tüneli var. Aşağı yukarı 80 bin bir trafikte orada var günlük. Yine Marmaray var, aşağı yukarı günde 290-300 sefer yapılıyor orada. Orada da aşağı yukarı 650 bin civarında İstanbullumuza, vatandaşımıza hizmet ediyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günlük geçen araç miktarı 150 bin değerli kardeşlerim. Yüz elli bin ile büyük bir bölümü ağır taşıt trafiği. Ulaşım adına bizim yaptığımız. İstanbul Havalimanı Avrupa’nın en büyük dünyada da altıncı sırada. Geçen sene oradan sadece taşınan yolcu miktarı 78 milyonu geçti. Neredeyse Türkiye nüfusu kadar oradan yolcu taşıdık” dedi. “Sadece bu sene 4 tane metro açılışı yaptık" İstanbul’da bu yıl içinde 4 tane metro açtıklarını belirten Bakan Uraloğlu, “Sadece bu sene 4 tane metro açılışı yaptık. En sonunda havalimanı Arnavutköy arasındaki metro metroyu 14 kilometre olarak açtık. Geri kalan oradan başlayıp Halkalı’ya kadar inecek olan 17,5 kilometrelik metro inşaatımızla da çalışmalar devam ediyor. O Küçükçekmece’ye İnşallah hizmet etmiş olacak. Ne zaman açacağız? Muhtemelen önümüzdeki senenin bugünlerine kalmadan İnşallah onu da açmış olacağız ve o anlamda da İstanbul’un trafiğine ciddi bir katkı sağlamış olacağız” şeklinde konuştu. "Hedefimiz on yılda İstanbul’a yaklaşık 600 kilometre daha yeni metro yapmak" diyen Uraloğlu şunları kaydetti: “Başkan adayımızı tercih etmedi diye biz İstanbul’u cezalandırabilir miyiz? Asla cezalandıramayız. Öyle de yapmadık. Biz atılmış olan temellerin yerini hafriyatla doldurma merasimleri de yapmadık. Siz şimdi biz beş yılda eğer bu belediye gerçekten AK Parti belediyeciliği, Cumhur İttifakı alışmış olsaydı ya da devam etmiş olsaydı şu metroların büyük bir çoğunluğunu bitirirdik. Onlar bugün tartışılıyor olmazdı. Biz 400 kilometre metro ağını geçmiş olurduk. Şimdi 600-700’lere çok başlamış olurduk. Ha hedefimiz bir miktar zaman kaybettik ama önümüzde fırsatımız var. İnşallah biz beş artı beş, on yılda İstanbul’a yaklaşık 600 kilometre daha yeni metro yapmak. İstanbul’un trafiğini sizin her bireyin ortalama 65 dakika, altmış dört dakika trafikte geçiriyor. Bazılarının bir saat, dört saattir. Bu zamanı inşallah bunları bitirdiğimizde 30 dakikalar, 35 dakikalara en fazla 40 dakikalara düşürmüş olacağız."