POLİTİKA - 05 Mayıs 2016 Perşembe 09:37

Kuzu: 'Yürütmede iki başlılık olan yerde sorun olur'

A
A
A
Kuzu: 'Yürütmede iki başlılık olan yerde sorun olur'

AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, “Şunu kabullenmek gerekir ki yürütmede iki başlılık olan her yerde ufak tefek sorunlar mutlaka olur. Mesele bunu büyütmeden tolere edebilmek” dedi.

TBMM Anayasa Komisyonu eski Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Kuzu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Geçmişte cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında birçok kez sorunlar yaşandığının altını çizen Kuzu, “Niye başkanlık modelini istiyoruz? Bunun eski örneklerini gördük; Özal ile Mesut Yılmaz arasında, Akbulut arasında. Demirel, Çiller’i camdan aşağıya atıyormuş neredeyse. Sezer ile malum Ecevit arasında sorunlar oldu. Bence en makul ve sağlıklı bu ikili arasında gidiyor. Cumhurbaşkanımızla bugün konuştuk ama bu mesele hiç gündeme bile gelmedi” ifadelerini kullandı.

“SAYIN BAŞBAKANIMIZ ‘İLK İMZAYI BEN ATIYORUM’ DEDİ”

İl ve ilçe başkanlarının atama yetkilerinin genel başkandan alınıp MKYK’ya verilmesi hakkında konuşan Burhan Kuzu, “Geçen hafta bizim MKYK Toplantısı’nda bu konu gündeme geldi. Bizim tüzüğümüz gereği bu mesele aslında MKYK’nın meselesi. Gerek il başkanı, gerek ilçe başkanı arkadaşlarımız zaten kongrede 3-4 yılda bir rutin olarak geliyor. Burada geçici bir durum var. Yani bir boşalma olursa, bir değiştirme olursa diye bir durum. Uygulamada bu teşkilat başkanına verilmiş. O da genel başkanla birlikte bu yetkiyi kullanıyor. Bu yükü sadece teşkilat başkanına ve genel başkana yüklemeyelim diye, iyi niyetli bir adım olarak ondan alınıp tekrar kurula verildi. Basında söylentiler olabilir ama Sayın Başbakanımız ‘ilk imzayı ben atıyorum’ dedi. Oylama yapıldığı zaman da oybirliğiyle karar alındı” şeklinde konuştu.

“İKİ BAŞLILIK OLAN HER YERDE UFAK TEFEK SORUNLAR MUTLAKA OLUR”

Kuzu, yürütmede iki başlılık olan her yerde ufak tefek sorunların olabileceğini belirterek, “Pelikan dosyasının internette ortaya çıkması, perşembe günü yapılacak toplantının çarşamba yapılması ve biraz da gazetelerde ‘arada sorun mu var’ gibi bir takım durumlar ortaya çıkması, bugünkü toplantıyı önemli hale getirdi. Açıklamalara baktığımız zaman normal bir toplantının uzun halini görüyoruz. Benim gördüğüm önemli bir problem yok. Ama şunu kabullenmek gerekir ki; yürütmede iki başlılık olan her yerde ufak tefek sorunlar mutlaka olur. Mesele bunu büyütmeden tolere edebilmek. Niye başkanlık modelini istiyoruz? Bunun eski örneklerini gördük; Özal ile Mesut Yılmaz arasında, Akbulut arasında. Demirel, Çiller’i camdan aşağıya atıyormuş neredeyse. Sezer ile malum Ecevit arasında sorunlar oldu. Bence en makul ve sağlıklı bu ikili arasında gidiyor. Cumhurbaşkanımızla bugün konuştuk ama bu mesele hiç gündeme bile gelmedi. Şuan bir şey görünmüyor ama yarın basın bunu farklı yorumlayabilir. Diyelim bir gerilim olduğunu varsayalım; istifa gibi bir şey olmuş olsaydı yine bu kadar sürmezdi. Ben bunu öyle görmüyorum” ifadelerini kullandı.

“RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN HUKUKEN OLMASA DA DOĞAL LİDERLİĞİ TARTIŞILMAZ”

Kuzu, partiye emek vermiş bir liderin sözlerinin mutlaka dinlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Olağan olsun, olağanüstü olsun kongre her partinin bir sürecidir. Kongrelerde aklıselim davrandıktan sonra parti çok güçlü de gelir. Olağanüstü kongre yapan parti zayıflar diye bir şey yok. Demek ki hizmet şeklinde bir farklılık ortaya çıktı. Recep Tayyip Erdoğan’ın hukuken olmasa da doğal liderliği tartışılmaz. Eski yıllarda özellikle cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki durumlarda, eğer cumhurbaşkanının bir kenara çekerek başbakan tek başına hareket etmişse, hem Mesut Yılmaz’da bunu gördük, hem Çiller’de bunu gördük, parti bitmiştir. Partiye emek vermiş doğal liderleri mutlaka dinleme, ona göre hareket etmek lazım. Aralarında ufak tefek sorunlar olmuştur. Hayırlı uğurlu olsun, kongre yapılır, bir arkadaşımız aday olur. Belirtilen şekilde parti yoluna devam edecek zaten” diye konuştu.

Ortada 7 Haziran gibi bir tablo olmadığını ve gerginliğe gerek olmadığını söyleyen Kuzu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kongre başbakanlığı, hükümeti düşüren bir şey değil. Bir parti kongre yapar, genel başkan seçildiğinde Cumhurbaşkanımız Başbakanımızı çağırır. O da görevi iade eder. Hükümet kurulana kadar görevini devam ettirir ya da aynı gün de verebilir. Anayasa gereği başbakan olacak kişinin milletvekili olması lazım. Cumhurbaşkanı, görevi birinden alıp bir başka kişiyi hükümet kurması için görevlendirebilir. Yani bir seçim sonrası yaşadığımız 7 Haziran gibi bir tablo ortada yok, o yüzden gerginliğe gerek yok. Parti zaten oldukça güçlü, vekil sayısı ortada.”

Muhalefetten yeni parti kurulması durumunda o partinin uzun ömürlü olmayacağını dile getiren Kuzu, “Ben siyasete dönüp baktığım zaman zayıflayan partilerde bu durumun daha çok olduğunu görüyorum. Düşmeye başladıkları zamanlarda kendilerine bir yer bulup buradan kavga etmeye devam ediyorlar. Türkiye’de muhalefet evlere şenlik. Böyle bir muhalefette yeni bir parti kursan da yaşamaz, partiyi bölsen de yaşamaz. CHP’nin geldiği yer belli. Bugün seçim yapılsa partilerin bir kısmı baraja takıldığı zaman AK Parti gümbür gümbür gelir” ifadelerini kullandı.

“DAVUTOĞLU, ‘PARTİ İÇERİSİNDE BİR KEZ DAHA ADAY OLAYIM’ DEMEZ”

Kongre sürecinde yumuşak bir geçiş yaşanacağının altını çizen Kuzu, “Ben partinin içini bilirim. Parti kurucusu arkadaşlarla irtibat halinde biriyim. Ben çok sokulgan bir adamım. Davutoğlu benim 40 yıllık dostum. Böyle bir şeye tenezzül etmez. Yani bunu bir gerilim, bir laf olsun diye değil bildiğim şeyi söylüyorum. Davutoğlu’na teorik olarak, tüzük gereği hiçbir engel tabi ki yok. Ama iş bu noktaya gelmişken Davutoğlu, ‘Parti içerisinde bir kez daha aday olayım’ demez. Davutoğlu böyle bir şeye gelecek bir yapıda değil. Dolayısıyla böyle bir tablo çıkmaz. Geçiş yumuşak olur. Yani ben sert bir şey olacağını zannetmiyorum. Başka bir aday da çıkmaz, aday bir tane olur. 7 Haziran gibi bir şey olsa ya da bir koalisyon hükümeti gibi bir durum olsaydı evlere şenlik, o zaman iş gerçekten zor olurdu” diye konuştu.

“KONGRE 2-3 HAFTA İÇERİSİNDE OLUR”

İçerisinde bulundukları durumda kongrelerle uğraşacak durumlarının olmadığını belirten Kuzu, şunları söyledi:

“Kongre neticede 2-3 hafta içerisinde olur. Malum bir terörle mücadelemiz var. Dolayısıyla böyle bir ortamda bizim kongrelerle uğraşacak halimiz yok. En kısa sürede çözmek lazım. Ben öyle görüyorum ki; AK Parti bu bilgiler doğru ise bu ayın sonunda yeni bir hükümetle göreve başlar. Şu an istifayı gerektiren bir şey yok. 22’si bile olsa kongreye götürür Davutoğlu. Kongrede arkadaşlara teslim eder. Cumhurbaşkanı da ondan aldığı başbakanlık görevini buraya tevdi eder. O da 3-4 günlük bir mesele. Herhangi bir kaygıya, paniğe bence gerek yok. Rutin olarak bu iş devam eder. AK Parti’nin buradan bir yara alarak çıkacağına ihtimal vermiyorum. Partinin içini biliyorum, delege yapısı olsun, arkadaşlar olsun. Ne Ahmet Bey böyle bir şeye fırsat verir. Ne de başka bir arkadaş ben de şuradan fırsatını bulayım der.”

Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Kuzu, Fransa’daki “Dögol” örneğinden bahsederek, “Bu tablo Dögol’ün Fransa’daki tablosunu hatırlatıyor. Dögol yarı başkanlık modelini 1946’da getirmeyi amaçladı. Anlatamadı derdini Meclis’e ve grubuna. Küstü, bıraktı gitti, ‘ne haliniz varsa görün’ gibilerinden. ‘Bu sistemi değiştirin, yürümez bu tablo’ dedi. Sonra 1958‘e gelene kadar 10-12 yıl içinde 25 tane hükümet kuruldu. Yani bir yıl yok hükümetlerin ömrü, 6 ay ömürleri oldu. Sonra Dögol’ü aradılar. ‘Gitme Dögol’ diye kırmızı halılar serdiler. Adam geldi bu sistemi kurdu. Fransa’da cumhurbaşkanı yetkileri elbette var. Ama aman aman bir yetki değil, başkanlıktaki gibi. Fakat öyle bir şey yerleşti, Dögol’ün karizmatik lider olmasıyla öyle bir uygulama yerleşti ki mesela diyelim cumhurbaşkanı ile başbakan bir konuda anlaşamasalar, ‘biri diyor şöyle olsun, öbürü diyor böyle olsun’ kamuoyu cumhurbaşkanının dediğine bakar ve onun dediği yönde biter işler. Bu Dögol’den beri böyle. Şimdi sana sorsam, ‘Fransa’nın cumhurbaşkanını sayar mısın’ diye, sayarsın. Yani durum bu, yarı başkanlık var ama esasen parlamenter sistem. Yani başbakan var, yetkileri var, hükümeti kurar. Bir çatışma gibi durum çıktığı anda hemen cumhurbaşkanından yana başbakan çekiliverir. Bu gidiş Türkiye’de yarı başkanlık modeli bile gelse böyle gideceğini gösteriyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Ziraat Türkiye Kupası: Trabzonspor: 3 - Fatih Karagümrük: 2 (Maç sonucu) Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında Trabzonspor, sahasında karşılaştığı Fatih Karagümrük’ü 3-2 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 49. dakikada Visca’nın pasında ceza sahası içinde topla buluşan Fountas, kaleci Sirigu’nin solundan topu ağlarla buluştu. 3-1 74. dakikada Mendy’in sol çaprazdan ceza sahası içine ortasında Visca’nın gelişine vuruşunda top kaleci Sirigu’dan döndü. 81. dakikada sağ taraftan ceza sahası yapılan ortada Trabzonspor savunmasından seken topla buluşan Paoletti’nin şutu ağlara gitti. 3-2 89. dakikada Mendes’in sağ taraftan ceza sahasına ortasında Nasım Sangare’nin kafa vuruşunda meşin top kaleci Uğurcan Çakır’da kaldı. Hakemler: Ali Şansalan, Murat Tuğberk Curbay, Süleyman Özay Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Meunier, Mendy, Denswill, Eren Elmalı, Berat Özdemir (Fernandez dk. 86), Bardhi (Umut Güneş dk. 86), Fountas (Onuachu dk. 58), Visca, Pepe (Orsic dk. 90), Enis Destan Yedekler: Muhammet Taha Tepe, Baniya, Umut Bozok, Kerem Şen, Göktan Gürpüz, Arif Boşluk Teknik Direktör: Abdullah Avcı Fatih Karagümrük: Sirigu, Veseli (Nazım Sangare dk. 46), Biraschi, Ceccherini, Levent Mercan, Rohden (Can Keleş dk. 78), Feghouli (Teklic dk. 88), Emre Mor (Paoletti dk. 78), Eysseric, Mendes, Güven Yalçın (Vinicius dk. 56) Yedekler: Emre Bilgin, Emir Tintiş, Salih Dursun, Adnan Uğur, Adnan Uğur, Tarık Tuğyan Teknik Direktör: Tolunay Kafkas Goller: Visca (dk. 15), Denswill (dk. 41), Fountas (dk. 49) (Trabzonspor), Mendes (dk. 22), Paoletti (dk. 81) (Fatih Karagümrük) Kırmızı kart: Enis Destan (dk. 44) (Trabzonspor) Sarı kartlar: Eren Elmalı, Fountas (Trabzonspor), Biraschi, Emre Mor, Levent Mercan, Eysseric (Fatih Karagümrük)
Antalya ALKÜ’de Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin (ALKÜ) gurur günü olan “Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni” eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katılımıyla yapıldı. Akdağ, “Daha ileriye gitmemiz gerekiyorsa ezber bozmamız gerekiyor. Yeni yöntemlerle ezber bozarak devam etmemiz gerekiyor” dedi. Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni bilim dünyasına büyük katkılarıyla bilinen Yazar Alev Alatlı’nın isminin verildiği konferans salonunun kurdele kesimiyle başladı. Salonun açılış kurdelesini eski Bakan Recep Akdağ, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan ile protokol heyeti kesti. Açılışın ardından heyet, Alev Alatlı Konferans Salonu’ndaki törene katıldı. “Daha ileriye gitmemiz için ezber bozmamız gerekiyor” Törenin onur konuğu 58, 59, 60, 61 ve 65. hükümetlerde Sağlık Bakanlığı görevini yürüten Recep Akdağ konuşmasında böyle bir törene katılmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. Antalya ve Alanya’nın bir Selçuklu kenti olduğunu vurgulayan Akdağ, kadim Selçuklu Devleti’nin hatırasını yaşatmanın da büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti. ALKÜ’nün kısa sürede gelişmiş bir üniversite haline geldiğini söyleyen Akdağ, "Bu kıymetli salonumuza değerli yazarımız Alev Alatlı’nın isminin verilmesi hepimizi gururlandırdı. Bilimsel alanda ileriye gitmemiz için akademisyenlerimizin büyük bir önemi var. Daha ileriye gitmemiz gerekiyorsa ezber bozmamız gerekiyor. Yeni yöntemlerle ezber bozarak devam etmemiz gerekiyor. Uzun süre yaptığım bakanlık görevinde yeni uygulamalarla ezber bozarak ülkemize sağlık alanında büyük gelişmeler yaşattık. Bugün burada 115 öğretim üyemizin yeni cübbelerini giyecek olması inanılmaz mutluluk verici bir olay. Bu törende giyilen her cübbenin arkasında annelerin, babaların, eşlerin ve çocukların büyük emeklerinin olduğuna ben bizzat şahidim. Cübbelerini giyen akademisyenlerimize başarılar diler; törenin üniversitemize, ülkemize ve bilim dünyasına hayırlı olmasını dilerim” dedi. “ALKÜ olarak nice başarılara şahit olacağız” Rektör Türkdoğan konuşmasında törenin yapıldığı konferans salonunun düşünce dünyasına ışık tutan mütefekkir yazar Alev Alatlı’nın isminin verildiği bir gün olduğunu vurguladı. ALKÜ Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni’nin büyük bir gurur günü olduğunu söyleyen Rektör Türkdoğan, “Bilime katkı sağlayan 115 akademisyenimizin yükselmelerinin heyecanına şahit oluyoruz. Ülkemizin kalkınması için bilimin ışığında yetişen akademisyenlerimizin yetişmesi kolay olmuyor. Bir akademisyen zamanının çoğunu ailesinden, çocuklarından feragat ederek bilime ayırıyor. ALKÜ çok daha büyük bir üniversite olacak ve nice başarıları hep birlikte kutlayacağız. Bu onurlu başarıyı bizlere yaşatan ailelere ve değerli akademisyenlerimize yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Rektör Türkdoğan, Piri Reis tarafından çizilen Alanya ve Alanya Kalesi’nin tablosunu eski Bakan Akdağ’a hediye etti. 115 akademisyen yeni cübbelerini giydi Konuşmaların ardından ALKÜ’lü akademisyenler atama ve yükselme ile yeni cübbelerini giydi. ALKÜ’de 22 profesör, 50 doçent, 43 doktor öğretim üyesi olmak üzere toplamda 115 öğretim üyesi atama ve yükselme ile yeni ünvanlarına erişti. Bunun yanında 15 akademisyene akademik başarı ödülü, 5 akademisyene de tanınırlık ödülü takdim edildi. Öte yandan emekli olan bir akademisyen ve bir idari personele teşekkür plaketi verildi. Unvanlarına kavuşan akademisyenlere cübbelerini eski Bakan Akdağ, Rektör Türkdoğan, protokol üyeleri ve akademisyenlerin aileleri giydirdi. Törenin devamında ALKÜ’nün kuruluşunun 9’uncu yılı dolayısıyla pasta kesimi yapıldı. Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni, toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Törene eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yanısıra Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Akbaş, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Alanya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Güner, Almanya Federal Cumhuriyeti Antalya Konsolosu Martin Tscherner, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Kılıç, Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Prof. Dr. Mehmet Akın, Alanya İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Hüseyin Direk, Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Yılmaz Güler, ALKÜ Genel Sekreteri Dr. Sinan Kartal, akademisyenler ve aileleri katıldı.