SPOR - 30 Haziran 2015 Salı 14:25

Lösemi hastası genç boksör yeniden ringe çıkmak istiyor

A
A
A
Lösemi hastası genç boksör yeniden ringe çıkmak istiyor

Türkiye Şampiyonası’na katılmak üzere başladığı antrenmanlarda sakatlanan ve tedavi için gittiği hastanede lösemi olduğunu öğrenen genç boksör Ömer Türkmen, yeniden ringe çıkacağı günü bekliyor.

Küçük yaştan itibaren boksa ilgi duyan ve Giresun’da boks dersi alan 17 yaşındaki Türkmen, Türkiye Şampiyonası’na katılmak için antrenmanlara başladı. 3 ay boyunca sıkı bir antrenman programı uygulanan genç boksör, çalışmalar sırasında sakatlık geçirdi. Giresun’da hastaneye kaldırılan Ömer, ayağından tedavi olurken morlukların geçmemesi ve kendisinden alınan kan örneklerinden şüphelenilmesi üzerine Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’ne sevk edildi.

ANTRENMANDA SAKATLANDI, LÖSEMİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Farabi Hastanesi’nde yapılan tahlil ve tetkikler sonucunda lösemi teşhisi konulan Türkmen, ailesinin aldığı karar üzerine tedavi olmak üzere İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahpaşa Hastanesi’ne geldi. Ömer’in tedavisine Çocuk Hematoloji bölümünde zaman kaybetmeden başlandı. Yaklaşık 2 buçuk ay süren tedavilerin ardından taburcu edilmeye hazırlanan Türkmen, hastalığı atlatarak yeniden ringe çıkacağı günü bekliyor.

“BOKSA BAŞLAMASAM HASTALIĞIMIN FARKINDA OLMAYACAKTIM”

Boksa küçük yaşlarda ilgi duymaya başladığını dile getiren Ömer Türkmen, “Antrenmanda sakatlandıktan sonra hastanede lösemi olduğum ortaya çıktı. Boksa başlamasam belki de hala hastalığımın farkında olmayabilirdim. İnşallah kısa sürede iyileşip önce yeniden boksa devam etmek istiyorum. Ziyaretime gelen milli antrenörlerime ve sporculara teşekkür ediyorum. Onların gelip beni ziyaret etmesi çok güzel bir hediye ve benim için büyük moral oldu” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Savunma Bakanı Güler: “Sizler geleceğimizin güvencesisiniz” Şehitler ve gazilerin çocuklarıyla bir araya gelen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Sizler geleceğimizin güvencesisiniz” dedi. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, şehitlerin ve gazilerin çocukları ile Millî Savunma Bakanlığında bir araya geldi. Onlarla yakından ilgilenen, okul hayatlarıyla ilgili sorular soran Bakan Yaşar Güler daha sonra Türkiye Millet Meclisi’nin açılışı ve Cumhuriyet’in kuruluşuna ilişkin sorular sordu. Bakan Yardımcısı Alpaslan Kavaklıoğlu’nun da yer aldığı kabulde Bakan Yaşar Güler şunları söyledi: “Siz kıymetli evlatlarımızı, bu anlamlı gün münasebetiyle Bakanlığımızda ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bundan bir asır önce ülkemizin bir kısmı işgal edilmişti. Ama kahraman atalarımız, bu zor zamanlarda Millî Mücadele’yi başlattı ve Türkiye Büyük Millet Meclisini kurdu. İşte sizler için özel bir gün olan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de açıldığı gündür. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere atalarımız, Meclis vasıtasıyla yürüttükleri Millî Mücadele sayesinde, vatanımızı işgalden kurtarıp Cumhuriyetimizi kurdular” şeklinde konuştu. “Kendinizi en iyi şekilde yetiştirmelisiniz” Bugün Türkiye’de özgürce yaşıyorsak bunda en büyük payın aziz şehit ve gazilerimize ait olduğunu belirten Güler,” Bizler de onların emaneti olan aziz vatanımızı korumak ve kollamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Sizler de geçmişi zaferlerle dolu şanlı tarihimizi çok iyi bilmeli, ileride ülkemize hizmet edebilmek için kendinizi en iyi şekilde yetiştirmelisiniz. Çünkü sizler, tarihte olduğu gibi bugün de vatan topraklarını korumak ve savunmak için cesaretle ve fedakârca görevini yaparken şehit ve gazi olan kahramanlarımızın evlatlarısınız” dedi. “Sizler geleceğimizin güvencesisiniz” Çocukların geleceğin güvencesi olduğunu vurgulayan Güler, “Şehit ve gazilerimizin en kutsal emaneti ve canımızdan bir parça olan sizleri çok seviyoruz. Kocaman yüreğinizle, bugünün çocukları yarının büyükleri olarak; geleceğimizin teminatı, asil milletimizin en güzide bireylerisiniz. Devletimiz, siz değerli çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak, iyi şartlarda eğitim almanızı sağlamak için tüm imkânlarını seferber ediyor. Çünkü sizler, geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizsiniz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şanlı tarihimizdeki nice zaferleri bizlere armağan eden aziz şehitlerimizi minnet ve rahmetle; kahraman gazilerimizi şükranla anıyor, siz değerli evlatlarımıza sağlık, başarı ve esenlikler diliyorum” ifadelerini kullandı.
Çankırı Şehir hayatından sıkıldı, doğa ile iç içe yaşamaya başladı İstanbul’da şehir hayatından sıkılan Veysel Elmas, çocukluk hayalini gerçekleştirerek Çankırı’da doğa ile iç içe yaşamaya başladı. Doğanın kendisine huzur verdiğini belirten Elmas, “Burası benim tüm negatif enerjimi attı” dedi. İstanbul’da yaşayan 69 yaşındaki Veysel Elmas, şehir hayatından sıkılarak çocukluk hayalini gerçekleştirmeye karar verdi. Memleketi Çankırı’nın Korgun ilçesinde doğada bulunan müstakil bir ev satın alan Elmas, bahçede çeşitli ürünler ekip evcil hayvan besliyor. Doğada olmanın kendisine huzur verdiğini belirten Elmas, İstanbul’da yaşarken sürekli stres yaşadığını kaydetti. “İstanbul’da otursaydım bu imkanlara sahip olamayacaktım” Korona virüs döneminde şehir hayatından uzaklaşmak istediğini ifade eden Elmas, “İstanbul’da yıllarca yaşadıktan sonra pandemi döneminde şehir hayatından çok sıkıldığımı anladım. Çocukluğumdan bu yana memleketim Çankırı’da doğa ile baş başa yaşamak hayalimdi. İstanbul’da kulüp çalışmalarım vardı, kulübü bir öğrencime devredip Çankırı’ya gelmeye karar verdim. Bu müstakil evi bir vatandaş satılığa çıkartmıştı. Bu evi aldık ve yerleştik. Eşim ile birlikteyiz, bazen çocuklarım ve torunlarım geliyor, burada mutlu bir şekilde yaşıyoruz. Yaz aylarında bahçemizi ekip yetiştirdiğimiz doğal ürünleri eş, dost ve komşularla paylaşıyoruz. Bazen de İstanbul’a koli koli ürün gönderiyoruz. Biz Anadolu insanları olduğumuz için inancımız gereği tüm canlılara saygılıyız. Bir tane yavru köpek sahiplendim. 17 günlüktü, bana geldiğinde 5 aylık oldu" dedi. "Yoğun trafikten sıkıntı çekiyorduk, yapmak istediklerimizi yapamıyorduk” İstanbul’da yaşarken en çok trafik probleminde şikayetçi olduğunu kaydeden Elmas, "İstanbul’da otursaydım bu imkanlara sahip olamayacaktım. Doğa ile baş başa yaşarken de insanlara, canlılara ve doğaya zarar vermeden hayatımızı sürdürmemiz gerek. Burası benim tüm negatif enerjimi attı. İstanbul’da stres içerisindeydik. Bir yerden bir yere giderken yoğun trafikten sıkıntı çekiyorduk, yapmak istediklerimizi yapamıyorduk” diye konuştu.