GÜNDEM - 18 Ekim 2017 Çarşamba 12:01

“Lozan’a giden yol Mudanya’dan başlar”

A
A
A
“Lozan’a giden yol Mudanya’dan başlar”

Kurtuluş Savaşı’nın askeri aşamasını sona erdiren Mudanya Mütarekesi, imzalanmasının 95’inci yıldönümünde İstanbul Aydın Üniversitesi’nde (İAÜ)düzenlenen panelde Mudanya’nın, Lozan’a giden yolun başlangıcı olduğu görüşü öne çıktı.

11 Ekim 1922’de TBMM Hükümeti, Büyük Britanya, İtalya ve Fransa arasında imzalanan ve Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhasını sona erdiren Mudanya Mütarekesi, imzalanışının 95’inci yıldönümünde İAÜ’ de düzenlenen “95. Yılında Mudanya Ateşkes Antlaşması-Bir Diplomasi Zaferi” adlı panelde, Mudanya Mütarekesi’nde izlenen stratejinin son derece başarılı bir diplomatik mücadeleyi ortaya koyduğu, bu diplomatik başarının Lozan Antlaşması’na da zemin hazırladığı görüşü ağırlık kazandı.

“M. Kemal ve İsmet Paşaların diplomatik zaferi”

Mudanya Mütarekesi’ne giden süreci ve mütareke görüşmelerinin ayrıntılarını anlatan İA ÜFen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Hakan Özçelik, “Bir tarafta Anadolu’yu esaret altına alan Mondros Mütarekesi, bir tarafta ise Türk askeri zaferini diplomatik bir zaferle perçinleyen Mudanya Mütarekesi var. Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa, süreç boyunca son derece başarılı bir diplomasi yürüterek hem Yunanları, hem de İngilizleri deyim yerindeyse köşeye sıkıştırdı. Örneğin TBMM’ye gelen ‘Tarafsız bölgeye yaklaşmayın’ uyarılarını ‘Biz Yunan ordusunu takip ediyoruz’ şeklinde cevaplayarak, Kurtuluş Savaşı’nı bir Türk-Yunan savaşı gibi lanse etmiş ve İngilizlerin daha aktif müdahale etme şansını ellerinden almıştır. Yine bu dönemde uygulanan itidalli ve barışçıl strateji, Mudanya Mütarekesi’nin diplomatik zaferle sonuçlanmasında büyük bir etki yaptı. Ordunun Çanakkale bölgesini zorlamamasından, askerin silahlarını namlu aşağı gelecek şekilde ters asmasına kadar yapılanlar, ‘Barış istiyoruz ama gerekirse de savaşırız’ havasını çok iyi yansıttı. Özellikle konferansın kesildiği 5 Ekim’le yeniden başladığı 7 Ekim arasında ordunun İstanbul ve Çanakkale’ye iyice yaklaştırılması çok etkili oldu” diye konuştu.

Hakimiyet-İ Milliye: “Meydan Savaşı’ndan daha büyük zafer”

İAÜ Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emine Tutku Vardağlı ise, Mudanya Mütarekesi sürecindeki kimi anekdotları aktardı. Bu süreçte Türkiye dostu olarak bilinen Fransız diplomat Henry Franklin Bouillon için Lord Curzon’un anılarında “Mudanya Mütarekesi’nde bizden tarafta kullandık” ifadelerine dikkat çeken Vardağlı, savaşın Türk ve Yunan kuvvetleri arasında geçmesine rağmen anlaşma masasında İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yer almasına dikkat çekti. Bu durumun, asıl savaşın kimler arasında olduğunun en net göstergesi olduğunu ifade eden Vardağlı, “Yunan tarafı Mudanya Mütarekesi sürecinde ‘etkisiz eleman’ konumunda görünse de, Doğu Trakya’nın TBMM’ye teslimi konusunu tıkayarak görüşmeleri çıkmaza soktular. Bu konu nedeniyle görüşmelere ara verildi ve tekrar savaş ihtimali doğdu” diye konuştu. Görüşmelerin başladığı ilk gün, hala savaşın etkilerini taşıyan Mudanya’ya gelen İtilaf Devletleri heyetinden İtalyan General Ernesto Mombelli’nin “Buradan eşkıyalar geçmiş” sözlerini, İtilaf Devletleri nezdinde bir çeşit “itiraf” olarak değerlendiren Vardağlı, “Mütareke sürecinde İstanbul hükümetinin halka işgale karşı direnmemeyi öğütlemesi için kurduğu Heyet-i Nasiha (Nasihat Heyeti) Mudanya’ya da geldi. Bunu İstanbul hükümetinin mütarekeye bir çeşit sabotaj girişimi şeklinde de değerlendirebiliriz” ifadelerini kullandı. Mütarekenin imzalanmasının dönemin basını tarafından coşkuyla verildiğini kaydeden Vardağlı, dönemin en ünlü gazetelerinden Hakimiyet-i Milliye’nin Mudanya için “Bir meydan savaşından daha büyük bir zafer” dediğini belirtti.

“Mudanya, Türkiye’de güneşin doğuşudur”

Konferansta son olarak söz alan İAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şuayip Karakaş ise “Mudanya Türkiye’de güneşin doğuşudur. 1911’deki Trablusgarp Savaşı’ndan 1922’ye kadar devam eden savaş dönemi Mudanya’yla sona ermiştir. Mudanya’da kazanılan diplomatik zafer aynı zamanda Lozan Antlaşması’na giden yolu da açmıştır. Yani Lozan’a giden yolun başlangıç noktası Mudanya’dır. Çünkü Anadolu insanı, Kurtuluş Savaşı’nı son nefesiyle kazanmıştır. Öyle düşünüyorum ki, İtilaf Devletleri Anadolu’da 2-3 yıl daha kalabilseydi, belki biz de 20’nci yüzyılı esir milletlerden biri olarak geçirirdik” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için eylem yaptılar İstanbul’da bir grup taksici bir araya gelerek, öldürülen taksici Yaşar Yanıkyürek için ve son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetleri, kötü şartları protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Sarıyer’de 34 TFY 89 plakalı taksinin şoförü Yaşar Yanıkyürek, otomobilinde önce gasp edildikten sonra bıçaklanarak yol kenarına atılmıştı. Bu duruma tepki gösteren bir grup taksici bir araya gelerek, son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetler, kötü şartları protesto etti. Göztepe Köprüsü önünde toplanan taksiciler, Beşiktaş Meydanı önüne kadar konvoy yaptı. Göztepe Köprüsü önünde basın açıklaması yapan taksiciler, ardından Beşiktaş Meydanı’na doğru yolu çıktı, oradan tekrar Göztepe Köprüsü’ne gelen taksiciler protestoyu sonlandırdı. Durumla ilgili konuşan taksici Osman Balıkçı, "Burada bugün toplandık, iyi bir şey için toplanmak isterdik ama maalesef ki kötü bir olay için toplandık. Sevdiğimiz bir taksici ağabeyimiz Yaşar ağabeyimiz bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir vatandaş Ataşehir’den binip Sarıyer tarafına gidiyor ve ağabeyimizi katlediyor. Bu üzücü haberi aldıktan sonra bütün taksi camiası olarak toplandık. Şimdi de güzergahımız olarak buradan çıkacağız, artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz senelerdir gece çalışıyoruz, burada arkamda duran bütün abilerim, arkadaşlarımız hepsi evlerine ekmek parası götürmek için gece sabaha kadar çalışıyorlar ve hiçbir güvencemiz yok, bugün de gördük ki bu kadar basit bir şekilde, üstelik gündüz vakti bir abimizi kaybettik. Yaşar abimiz hakkın rahmetine kavuştu ancak bu ne ilk ne de son olacak gibi duruyor, burada toplanmamızın amacı sadece insanlara zarar vermek ya da bir şeyleri engellemek değil, sadece sesimizi duyurmak için buradayız. Buradaki bütün arkadaşlar da bu saatten sonra sadece can güvenliklerini ve Yaşar abimiz gibi bir son olmaması için ellerinden geldiğince birbirlerini kolladıkça da bir şeylerin olmasını istiyorlar ama maalesef olmuyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz, bugün bir abimizi daha kaybettik, Yaşar Yanıkyürek ağabeyimiz bıçaklanarak katledildi. Bunların yaşanmaması için yetkilileri de artık göreve bekliyoruz. Şu anda Göztepe köprüsü altından çıkacağız, Beşiktaş güzergahında kimseyi rahatsızlık vermeden sessiz bir protesto yapacağız, bu sessiz çığlığımızı lütfen duyun. Toplamda yaklaşık 600-700 araçlık bir grup olacak" ifadelerini kullandı.