GÜNDEM - 10 Kasım 2017 Cuma 15:20

Mehmet Şahin: Orta Doğu’da insanların irade ve kaynaklarını kullanması istenmiyor

A
A
A
Mehmet Şahin: Orta Doğu’da insanların irade ve kaynaklarını kullanması istenmiyor

Prof. Dr. Mehmet Şahin, Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Orta Doğu konferansında yaptığı konuşmada, Orta Doğu’nun yapısal meselelerini ve son gelişmeleri değerlendirdi.

İstanbul Aydın Üniversitesi Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi’nin İAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen “Orta Doğu’da Son Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı konferansta Prof. Dr. Mehmet Şahin konuştu. İAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Özüm Sezin Uzun’un moderatörlüğünde gerçekleşen konferansta Prof. Dr. Mehmet Şahin yaptığı konuşmasında Orta Doğu’daki mevcut durumu ve son gelişmeleri değerlendirdi.
Orta Doğu’nun risk ve potansiyelleri bir arada bulundurduğuna ve her an yeni bir hareketlilik olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Şahin, Osmanlı Devleti’nin 400 yıldan fazla bu coğrafyayı yönetmesine rağmen hiçbir zaman ‘Orta Doğu’ tanımlamasını kullanmadığını belirterek, “Orta Doğu çalışanlar olarak Orta Doğu diye belirli bir bölge yok, deriz. Sebebi, herkesin farklı bir alanı Orta Doğu olarak tanımlamasıdır. İngilizlerin bir Orta Doğu tanımlaması var. Yine, İngilizlerin tanımı üzerinden yapılan ABD’nin bir Orta Doğu tanımlaması var. Soğuk Savaş sonrası dönemde yeni bir Orta Doğu tanımlamasına ihtiyaç duyuluyor. Meşhur oryantalist tarihçi Bernard Lewis yazdığı makalesinde, mevcut tanımlamaların Batı’nın menfaatlerine ters düştüğünü ifade ediyor. Afganistan ve Pakistan’dan başlayan, Batı’da Fas’a, Güney’de Yemen’e kadar Türki Cumhuriyetleri de kapsayan Büyük Orta Doğu tanımlaması yapılıyor. Bu tanımlamalar Osmanlı çekildikten sonra yapılmış. Uluslararası siyasette bir yer hakkında bir tanımlama yapılmışsa, orada bir proje yapılmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

"İnsanların kendi irade ve kaynaklarını kullanması istenmiyor"

Orta Doğu’ya farklı boyutlarla bakmanın mümkün olduğu ifade edilen “Orta Doğu’da Son Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı konferansta konuşan Prof. Dr. Mehmet Şahin, Orta Doğu coğrafyasına tarih boyunca yabancı güçlerin çok fazla eğildiğine, İslamiyet’teki Şiilik gibi ana akım düşüncelerin oluştuğu merkezlerin bu bölgede olduğuna dikkat çekerken, Bağdat denildiğinde yalnızca Irak’ın başkentinden değil, aynı zamanda Abbasiler gibi önemli bir medeniyetin başkentin de söz edildiğini hatırlattı. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Orta Doğu’da insanların kendi iradelerini ve kaynaklarını kullanmasının istenmediğini belirten Prof. Dr. Şahin, aynı zamanda o irade ve kaynağı kullanabilecek kitlenin da yok edildiğine işaret ederken, “Orta Doğu’da öldürülen akademisyen, kanaat önderi, siyasetçi ve sanatçıların istatistiği dahi tutulamıyor” dedi. Bütün bunlarla Orta Doğu’yu ortaçağa sokma amacının güdüldüğünü belirten Prof. Dr. Şahin, Orta Çağ Avrupası’nın küçük siyasi yapılara bölündüğünü hatırlatarak PKK ve YPG üzerinden Suriye’nin de bölünerek fedaratif bir yapıya bürünmesinin amaçlandığını iddia etti.

"Orta Doğu’da işleyen üç devlet var"

İran, Türkiye ve İsrail’den başka Afganistan’dan Fas’a kadar olan coğrafyada işleyen dördüncü bir devletin bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Şahin, işleyen devletlerin olmadığı bir coğrafyada ‘devlet dışı aktörler’ olarak terörist grupların faaliyet gösterdiğini ifade etti. Demokratik toplumlarda siyasetin silahsız yapılacağını fakat bölgede siyasetin silahla yapıldığını ve siyasi partilerin silahlı kanadının bulunduğu hatırlatılırken, bölgede yasal ve yasal olmayan aktör sayısının çok fazla artış gösterdiği belirtildi.

"Kobane’de HDP değil, PKK doğru söyledi"

Ekranda siyasetçinin söylediğinin inandırıcı olmadığını, söylem yerine alanda yapılan eyleme bakarak doğru analizlerin yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Şahin, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “Talabani’nin partisinin politbürosunun etrafındaki binaların tamamı PKK ve YPG’lilere verilmiştir. Bölgede görüşme yaptıktan sonra Türkiye’deki HDP’lilerin söylemine ve oradaki PKK’nın söylemine baktığımda PKK’nın doğru söylediğini görüyorum. Sorduğumda, Kobane ve Afrin’i birleştirmek istediklerini söylediler. Ancak bu bölgede Kürtlerden farklı düşünen Araplar, Türkmenler, Yezidiler, Keldaniler gibi diğer etnik unsurların olduğunu hatırlattığımda bana ‘Bunlara bizim yönetimimizi kabul edip etmediklerini soracağız. Ederlerse bizim yönetimimizde kalacaklar, etmezlerse kamyonlara doldurup göndereceğiz’ dediler. Nitekim de öyle yaptılar. Yani, PKK’nın doğru söylediği ortaya çıktı. Kobane’de söylemde demokrasi varken, sahada yoktu. Siyasetin silahla yapıldığı yerde demokrasi olmaz” ifadelerini kullandı.

"PKK ve PYD de radikal gruptur"

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada Orta Doğu’da radikal gruplar denildiğinde akla hemen dini grupların geldiğini ancak PKK ve YPG’nin de radikal grup olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Şahin, “Türkiye’nin kendi Kürtleriyle sorunu olamaz, olmamalı. Ancak PKK’yla olmalı. Türkiye’nin bölge Kürtleriyle sorunu olamaz, olmamalı. Ancak YPG’yle olmalı. 30 binin üzerinde Kürt, PKK ve PYD’den kaçtılar. Bugün, Türkiye’de yaşıyorlar” dedi.

"Yahudiler İsrail’i yıkmak istiyor"

“Orta Doğu’da Son Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı konferansta yaptığı konuşmasında, Arap coğrafyasında Araplara öncülük edecek bir devlet ne zaman ortaya çıksa, müdahale edilerek İsrail eksenine sokulduğunu ya da ortadan kaldırıldığını belirten Prof. Dr. Mehmet Şahin, “2006’da İsrail’deki radikal gruplar kendisi bir karar verdi. İsrail devletini yıkıp yerine BM üyesi bir Yahudi devleti kurmak istiyorlar. İsrail’de yaşayan herkesin kâğıt üzerinde yazan anayasada eşit olduğunu görürsünüz. İsrail’in nüfusunun yüzde 20’si Arap, şu an eşit vatandaş olarak görülüyorlar. Ancak Yahudi devleti kurulduğunda Arapların hukuksal statüsü azınlık konumuna düşecek” iddiasında bulundu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.