SAĞLIK - 08 Ekim 2018 Pazartesi 13:39

Meme kanseri taramasında altın yöntem mamografi

A
A
A
Meme kanseri taramasında altın yöntem mamografi

Meme kanserinin kadınlarda sık görülen ve görülme sıklığı gittikçe artan bir kanser türü olduğunu söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ve Meme Sağlığı Merkezi Başkanı Prof. Dr. Hasan Besim, meme kanserinin, yaşam süresince her sekiz kadından birinde geliştiğini, tarama ile yakalanabilecek bir hastalık olması nedeni ile buna yönelik çeşitli tarama program ve yöntemlerin uygulanabileceğini, dünyanın çeşitli ülkelerinde farklı tarama programları geliştirilse de gen

Meme kanserinin tanı ve taramasında altın standardın mamografi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hasan Besim, kadınların 40 yaşından başlayarak yaptırdığı mamografi taramasının meme kanseri taraması esasını oluşturduğu gibi meme kanserine bağlı ölümlerin azalmasına da katkıda bulunduğunu belirtti. Mamografinin kaba bir tanım ile meme dokusuna uygulanan röntgen filmi olduğunu ifade eden Besim, bu yöntemin genellikle iki düzlemde çekilen bir filmden oluştuğunu ve her iki meme için de ayrı ayrı uygulama yapıldığını belirtti. Meme ile ilgili herhangi bir sorunun varlığı ile çekilen mamogramların tanısal olarak adlandırıldığını, herhangi bir şikayet olmadan uygulanan mamogramlara ise tarama mamografisi adı verildiğini de söyleyen Besim, “Mamogramlar genellikle muayene ya da kendi kendini kontrol yolu ile fark edilemeyen küçük tümörlerin yakalanması için uygulanırlar. Küçük ve ele gelmeyen tümöral kitleler yanında, meme dokusunda bulunan küçük kireçlenmeler de bu yol ile yakalanabilmekte ve bazı tümörlerin erken tanısı gerçekleştirilebilmektedir” dedi.


Dijital mamografi görüntü kalitesi açısından avantaj sağlıyor

Mamografilerin eski sistemlerde olduğu gibi direkt olarak röntgen filmine basılabildiğini ya da yeni jenerasyon cihazlarda olduğu gibi dijital ortamda çekilebildiğini söyleyen Besim, dijital mamografilerde daha yüksek çözünürlük ve daha iyi görüntü elde edilebildiğini, bilgisayar ortamında görüntüler üzerinde ayarlar yapılabildiğini ve yoğun meme dokusu olan kadınlarda bu yöntemle göreceli olarak daha iyi görüntüler alınabildiğini belirtti. Tanısal amaçlı mamografilerde farklı açılardan görüntülemelerin alınabilmesi ve baskı ile doku bozukluğu bölgesinde büyütme grafileri uygulanabilmesi için daha fazla miktarda ışın verilmesi gerektiğini söyleyen Besim, buna karşılık tarama mamografilerinin genellikle iki planda çekildiğinden dolayı işlemin daha kısa sürdüğünü ifade etti. Besim, “Mamografi sırasında alınan radyasyon, meme kanserini erken evrede yakalama imkanı sağladığı düşünüldüğünde önemini kaybediyor” dedi. Mamografi ile az miktarda röntgen ışınına maruz kalındığını, tarama mamografilerinin meme kanserini daha erken evrelerde yakalama imkanı sağladığını ve kansere bağlı ölümlerin azalmasına katkıda bulunduğunu belirten Besim, mamografinin meme dokusuna çok fazla miktarda radyasyon vermediğini, ancak uzun yıllar tekrarlayan ve defalarca çekilen mamografiler nedeni ile alınan toplam doz miktarının artış gösterdiğini ifade ederek şunları söyledi “Çok sık ya da çok erken mamografi çekimleri konusunda hekim ve hastalar dikkatli olmalıdırlar. Özellikle hamilelik şüphesi bulunan durumlarda fetüse potansiyel zararı nedeni ile kesinlikle mamografi çekilmemelidir. Adet gecikmesi ya da bilinen bir gebelik durumunun hekim açısından sorgulanması yanı sıra hasta tarafından da gerekli uyarı yapılmalıdır. Tarama anında memede var olan kanserlerin yüzde 20’sinde yalancı negatif sonuç alınabilmektedir” dedi.
“Meme protezi olan hasta, mamografi kontrollerine düzenli şekilde devam etmeli”
Mamografilerin her zaman doğru sonuç vermeyebileceğini söyleyen Besim, en sık rastlanılan sorunlardan birisinin, kişinin herhangi bir sorunu olmaması halinde bile mamografide şüpheli bir durumun bulunduğuna dair rapor edilmesi olduğunu belirtti. Bu durumun hastada gereksiz bir strese ve aynı zamanda gereksiz biyopsi ve cerrahi işlemler yapılması ile maddi ve manevi kayıplara neden olacağını kaydeden Besim, “Olmayan bir patolojinin var gibi görülmesi ya da bu yönde şüphe olması durumu “yalancı pozitif” bir sonuç olarak tanımlanmaktadır. Bu durumun tam olarak tersi ise “yalancı negatifliktir”. Başka bir deyişle var olan bir meme kanserinin mamografide saptanamaması ve sonucun normal verilmesi durumudur. Tarama anında memede var olan kanserlerin yüzde 20’sinde mamografide yalancı negatif bir sonuç alınabilmektedir. Bu durum daha çok meme dokusunun yoğun olduğu genç hastalarda görülmektedir. Meme protezine sahip olan hastaların mamografi kontrollerine düzenli şekilde devam etmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Bazı hastalarda estetik ya da onarım amaçlı silikon meme uygulaması olabileceğini söyleyen Besim, bu durumda olan hastaların en merak ettiği konunun ise mamografi filminin yapılıp yapılmaması olduğunu kaydetti. Memede silikon implantı olan hastaların da mamografi kontrollerine devam etmesi gerektiğini, implantların genelde göğüs ön duvarındaki kas arkasına yerleştirildiği için genellikle orijinal meme dokusu ile direkt ilişki içerisinde olmadığını ifade eden Besim şöyle devam etti, “Ancak bazı uygulamalarda kas üstüne ve meme dokusunun hemen altına implant yapılabilmektedir. Her iki durum da mamogafik bir tetkikin yapılmasına engel değildir. Esas önemli olan mamografiyi çekecek olan teknisyenin implant olduğundan haberdar edilmesi ve filmin uygun şekilde çekilmesidir. Tomosentez yöntemi yoğun meme dokusuna sahip hastaların patolojilerini daha başarılı saptamaktadır” dedi. Tomosentezin son yıllarda geliştirilen meme dokusunun kesitsel mamografi görüntülerini alan ve bunları bilgisayar ortamında işleyerek üç boyutlu (3D) bir dijital mamografi görüntüsü elde eden yeni bir teknoloji olduğunu söyleyen Besim, “Bu konuda devam etmekte olan ve planlanan çalışmalar bulunmaktadır. Ancak yoğun meme dokusuna sahip hastalardaki patolojilerin saptanmasında, farklı açılardan değerlendirme ile arka plandaki küçük patolojilerin normal dijital mamografiye oranla daha başarılı bir şekilde yakalandığına dair çalışmalar bulunmaktadır. Ülkemizde de bulunmakta olan bu imkânın, yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda şüpheli klinik bir durum ya da tetkik varlığında kullanımı akılda tutulmalıdır” diyerek cümlelerini sonlandırdı.

Prof. Dr. Hasan Besim, mamografi çekim evrelerinde hastaların dikkat etmesi gereken noktaları şöyle sıraladı;
 

Mamografi çekimi öncesinde dikkat edilmesi gerekenler

• Tetkikin yapılacağı gün deodorant ya da pudra kullanılmamalıdır. Bu materyaller mamografide oluşturdukları yalancı görüntüler nedeni ile tanı karmaşası doğurabilir.
• Hamilelik ya da hamile olma şüphesi durumunda, mamografi teknisyeni ya da hekime mutlaka durum hakkında bilgi verilmelidir. Emzirme döneminde mamografi çok bilgi vermeyebileceğinden, tetkikin süt vermenin kesilmesinden sonra yapılması daha uygun olabilmektedir.
• Tetkik günü iki parçalı bir kıyafet giyilmesi, sadece üst kısmın çıkarılması ile çekim ve muayene kolaylığı sağlayacaktır.

Mamografi sırasında ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler

• Normal olarak her memeden farklı açılarda iki görüntü alınmaktadır. Gerekli görülen durumlarda ikiden fazla görüntü alınması gerekebilmekte ve hasta ek grafi için yeniden çağrılabilmektedir.
• Mamografi işlemi tamamlandıktan sonra, görüntüler radyoloji uzmanı tarafından değerlendirilerek bir rapor hazırlanacaktır. Doktorunuz, muayene ve mamografi sonucu ile değerlendirmenizi yaparak sizi bilgilendirecektir.
• Önceden başka bir merkezde yapılmış mamografileriniz varsa, yanınızda olması yeni tetkikinizle karşılaştırma yapılabilmesi açısından kolaylık sağlayacaktır.
• Çekilen mamografiler sonrasında yüzde 10 olguda ek testlere ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu hastaların az bir bölümünde biyopsi yapılması gerekebilmektedir. Bu şekilde yapılan biyopsilerin yüzde 80’inde kanser saptanmamaktadır. Genel olarak çekilen her 1000 mamogramdan 2-4 adetinde kanser tanısı konulmaktadır.
• Mamogramlar meme kanserlerinin yüzde 20’sinde tanı koyamamaktadır.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Ünlü, Muğla’da temaslarda bulundu Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, Muğla Valisi İdris Akbıyık, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal’ı ziyaret etti. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü; bugün Muğla’da bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Muğla Valisi İdris Akbıyık’ı makamında ziyaret eden Ünlü ve beraberindekiler ayrıca Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, Belediye Meclis Üyeleri Müjgan Gürgan, Ahmert İnoğlu, İlkay Şimşek, Ahmet Özdemir, Erdem Karaosmanoğlu, Kemal Açar, Erdal Nur, Alara Kargın ile birlikte ilk olarak Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı makamında ziyaret etti. Hayırlı olsun dileklerini ileten Başkan Ünlü, “Muğla ve Marmaris için büyük işler yapacağına inandığım Ahmet Başkanımızla omuz omuza çalışacak, kentimizi hak ettiği yere taşıyacağız. ‘İşimiz gücümüz Muğla’ diyerek çıktığı bu onurlu yolda kendisine ve ekibine üstün başarılar diliyorum” diye konuştu. MBB Başkanı Ahmet Aras da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Hep birlikte Muğla için çalışacağız” ifadesini kullandı. Başkan Acar Ünlü ve beraberindekiler daha sonra Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal’ı ziyaret etti. Muğla’nın tek, Menteşe’nin de ilk kadın belediye başkanı olan Gonca Köksal’ı tebrik eden Başkan Ünlü, “Gonca başkanımız kadınların gücünün temsilcisi olarak Menteşe’de çok başarılı olacak ve önemli işlere imza atacak. Buna inancım tam” şeklinde konuştu. Başkan Ünlü ve meclis üyelerine teşekkür eden Köksal ise Muğla’daki belediye başkanları olarak her zaman yan yana olacaklarının altını çizdi. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, Muğla’daki son ziyaretini Vali İdris Akbıyık’a gerçekleştirdi. Valilik makamındaki ziyarette Başkan Acar Ünlü, Vali Akbıyık’ı Marmaris’e davet etti.
Ankara Bakan Ersoy, Dünya Fikri Mülkiyet Günü’nü kutladı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Dünya Fikri Mülkiyet Günü’nü; temsil ettiği değerleri korumak, yaygınlaştırmak ve geliştirmek noktasında kutluyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy, “Dünya Fikri Mülkiyet Günü” dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajda telif hakkını da kapsayan ve fikri mülkiye haklarına ilişkin farkındalığı arttırmak için 2000 yılından itibaren her yıl 26 Nisan’ın ’Dünya Fikri Mülkiye Günü’ olarak kutlandığı ifade edildi. Bakan Ersoy, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından ilan edilen 2024 yılının temasına ilişkin, şunları kaydetti: "Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından 2024 yılının teması, ’Fikri Mülkiyet ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Ortak Geleceğimizi Yenilikçilik İnşa Etmek’ olarak belirlendi. Bu pencereden baktığımızda; yenilikçiliğin teşvik edilmesinde ve sürdürülmesinde fikri mülkiyetin oynadığı etkin rolün, 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı başta olmak üzere ülkemizin önemli politika belgelerinde karşılık bulduğunu memnuniyetle ifade etmek isterim." Kültür ve Turizm Bakanlığının telif haklarında sürdürülebilir kalkınmaya ve Türkiye’nin kültür-sanat hayatına katkısını artırmak amacıyla çalışmalar yürüttüğünü belirten Bakan Ersoy, "Geldiğimiz noktada ‘Dünya Fikri Mülkiyet Günü’nü; temsil ettiği değerleri korumak, yaygınlaştırmak ve geliştirmek noktasında attığımız adımların, elde ettiğimiz kazanımların memnuniyetiyle ve daha fazlasını yapma, bu hususta öncü ve özgün konuma gelme kararlılığımızı vurgulayarak kutluyorum" ifadesi kullanıldı.
Karabük U18 Türkiye Şampiyonası 1. Kademe Grubu Karabük’te başladı Karabük’te dört gün sürecek U18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakaları başladı. Karabük Onur Futbol Sahası’nın ev sahipliğini yaptığı U-18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakalarında altı farklı şehirden 6 takım yer alıyor. Şampiyona 25-28 Nisan tarihleri arasında oynanacak ve bu müsabakalardan birinci çıkacak takım 2. kademe mücadelelerine katılmaya hak kazanacak. Karabük’ün futboluna, ekonomisine ve reklamına katkı sunması için U18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakalarında 6 takıma ev sahipliği yaptıklarını söyleyen Karabük Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı İhsan Çevik, “Ankara Gölbaşıspor, Eskişehir DSİ Bentspor, Zonguldak Asmaspor, Kastamonu Köy Hizmetleri İdare Spor Kulübü, Bartınspor ve Bolu 14 FK takımları mücadele ediyor. Takımlarımızı en güzel şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. Şehrimize elimizden geldiğince hizmet etmeye çalışıyoruz. Katılan tüm takımlara başarılar diliyoruz” dedi. Başkan Çevik, 6 takımda ortalama 25 sporcudan 150 sporcu yar aldığını belirterek, “Bu etabı birincilikle bitiren takım 2. kademe müsabakalarına katılacak. Oradan da başarı ile çıkarsa 3. kademede final müsabakasında ter dökecekler. Karabük’teki mücadelelerden galip çıkacak takım yarı finallere hak kazanacak diyebiliriz” şeklinde konuştu. U18 Türkiye Futbol Şampiyonası 1. Kademe müsabakalarının final mücadelesi 28 Nisan Pazar günü saat 11.00’de Onur Futbol Sahası’nda oynanacak.
Antalya Türkiye’nin İlk ve Acil Yardım öğrencileri ALKÜ’de kıyasıya mücadele etti Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ev sahipliğinde, Antalya İl Sağlık Müdürlüğü paydaşlığında düzenlenen 16 farklı üniversiteden 26 ekip; 9 farklı etaptan oluşan “VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi"nde kıyasıya yarıştı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ); bünyesinde bulunan bölümlerle ilgi sempozyum, panel, konferans gibi çeşitli etkinlikler düzenlerken aynı zamanda uygulamalı eğitimlere ev sahipliği yapmaya da devam ediyor. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü paydaşlığında, ALKÜ ev sahipliğinde düzenlenen ve 16 farklı üniversitenin 102 öğrencisinden oluşan 26 ekip; 9 farklı etapta “VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi"nde gerçeği aratmayan görüntülerle kıyasıya mücadele etti. ALKÜ Yaşam Merkezi yanında saat 09.00’da başlayan yarışma; araç içi trafik kazası, motosiklet kazası, otobüs kazası, yüksekten düşme vakası, KBRN yanığı vakası, ileri yaşam desteği, dar alan (enkaz), bilgi ve taşıma teknikleri etaplarında gerçekleşti. Öğrencilerin zaman, hız, bilgi ve doğru müdahale ile ter döktükleri yarışmayı, katılımcılar ve sağlık sektörünün öncüleri takip etti. Uzman hakemlerin değerlendirdiği yarışma sonrası ALKÜ Alev Alatlı Konferans Salonu’nda ödül töreni gerçekleşti. Yarışma ve ödül törenine ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, dekanlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. “Her an hazırız” Yarışma sonrası ödül töreninde konuşan, aynı zamanda Acil Tıp Uzmanı olan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Türkiye’de son yıllarda paramedik sayısının hızla arttığından vakalara anında müdahale edildiğine vurgu yaptı. Türkiye’de 1993 yılında 9 Eylül Üniversitesinin girişimiyle paramedik mesleğinin eğitimlerine başlandığını hatırlatan Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, “Günümüzde Sağlık Bakanlığına bağlı 112 acil sağlık hizmetlerimizin ülke genelinde toplam istasyon sayısı 3 bin 402’ye, il sağlık hizmetlerinde kullanılan kara ambulans sayısı ise 5.738’e ulaşmış durumda. Paramedik; dağ, taş, köy, göl, sokak, yol, ev demeden yardım etmeye koşan, işini aşkla heyecanla en iyi şekilde yapmaya çalışan 112 çalışanlarıdır. Vatan için, millet için, bayrak için ve tabii ki sizler için ülkemizin dört bir yanında hep en iyisini yapmayı hedefler. Yılmadan, bıkmadan çalışmaya devam eder. Paramedik siren sesiyle, tepe lambasıyla, vakanın stresiyle yaşamaktan mutludur. İsimsiz kahramanlarımız yerinde, zamanında ve yeterli ekipmanlar ile hizmet vermeye her an hazırdır. Gözünüz arkada kalmasın, acil sağlık hizmetleri paramediklere emanet. Türkiye’nin Acil Sağlık Hizmetlerindeki gücü tartışılmaz. Bu gücün paydaşı olan paramediklerin özverisi hayranlık uyandırıcı. Her biriyle gurur duyuyor, VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi sebebiyle kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Bu vesileyle siz kıymetli öğrencilerimize ve tüm paramediklere başarılar diliyorum” dedi. Ödül töreninde yarışmaya katkı sunan Alanya Belediyesine, Özel Anatolia Hospital’a, Syedra Policlinic’e, yarışmayı düzenleme kurulu üyelerine ve hakemlere teşekkür plaketi takdim edildi. En iyisi olmak için mücadele ettiler 9 etabın her birinde yarışan öğrenciler hünerlerini, uygulamaya dökerek gösterdi. Heyecan dolu yarışmada ekipler gerçeği aratmayan bir mücadele sergiledi. Soluk soluğa geçen yarışmada öğrencilerin etaplarda gösterdikleri performanslar uzman hakemlerce değerlendirildi. 9 etabın sonucunda genel derecelendirmede birinci, ikinci ve üçüncü olarak kupa alan üniversiteler ise şu şekilde: Ankara Gazi Üniversitesi Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO Yarışmanın 9 etabında birincilik, ikincilik ve üçüncülük farklı üniversiteler arasında paylaşıldı: Motosiklet Kazası: Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gazi Üniversitesi Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Araç İçi Trafik Kazası: Ankara Gazi Üniversitesi İstanbul Rumeli Üniversitesi Ankara Gazi Üniversitesi Dar Alan (Enkaz): Ankara Gazi Üniversitesi Ankara Gazi Üniversitesi Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO Yüksekten Düşme: Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar Shmyo Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mersin Üniversitesi Taşıma Teknikleri: Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Gümüşhane Üniversitesi Kelkit MYO Triyaj: Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gümüşhane Üniversitesi Kelkit MYO Ankara Gazi Üniversitesi / Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İleri Yaşam Desteği (Bilgi): Konya Selçuk Üniversitesi Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Giresun Üniversitesi /Şebinkarahisar SHMYO KBRN Yanık: Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir SHMYO Ankara Gazi Üniversitesi Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yetişkin İleri Yaşam Desteği: Ankara Gazi Üniversitesi Konya Selçuk Üniversitesi Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi