SAĞLIK - 15 Ekim 2018 Pazartesi 11:15

Meme kanserinde erken teşhis çok önemli

A
A
A
Meme kanserinde erken teşhis çok önemli

Meme kanseri konusunda araştırmalara imza atan Türk bilim insanı Prof. Dr. Atilla Soran, “Meme kanserini erken yakaladığınız zaman yaşam şansı yüzde 95’in üzerinde” dedi.

Amerika’da Pittsburgh Üniversitesi’nde Meme Hastalıkları Klinik Araştırmalar Direktörü ve Amerikan Ulusal Meme Merkezi Konsorsiyum Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Atilla Soran, Liv Hospital Ulus’ta meme kanseri ile ilgili düzenlenen “Başlamadan Durdurun” adlı söyleşiye katıldı. Meme kanseri farkındalık ayı nedeniyle düzenlenen söyleşiye kadınlar büyük ilgi gösterdi. Prof. Dr. Atilla Soran, söyleşi öncesinde meme kanseriyle ilgili merak edilenleri detaylarıyla anlatarak uyarılarda bulundu.

“MEME KANSERİNİ ERKEN YAKALADIĞINIZ ZAMAN YAŞAM ŞANSI YÜZDE 95’İN ÜZERİNDE” 

Meme kanserinde erken tanının önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Atilla Soran, “Kanserin erken tanınması ve tedavisi çok önemli. Meme kanseri farkındalık ayındayız. Bu şu demektir, meme kanserinin ne olduğu, kimlerde görülebileceğini hastalara daha doğrusu yaşayan bütün bayanlara anlatmak gerekir ki onlar da ne yapacaklarını bilebilsinler. Meme kanserini erken yakaladığınız zaman yaşam şansı yüzde 95’i n üzerinde. Kanserin bilinen tedavileri zaten çok önemli gelişmeler oldu ama farkındalık dediğimiz şu, ne zaman kanser olabilirim, kanser olursam ne yapacağım, ailemi kanserden nasıl koruyabilirim üzerine gitmek. Tabi en önemli şey erken tanı. Erken tanı yapılabilmesi için mutlaka ve mutlaka belli dönemlerde öncelikle kendi kendine muayene daha sonra da mamogram dediğimiz her iki memenin yıllık takipleridir. Bunun haricinde eğer ailede erken meme kanseri varsa hastaların mutlaka ve mutlaka genetik danışmanlık alması gerekir ki kanseri erken yakalayalım. Ülkemiz için farkındalığın şöyle bir önemi var, ülkemizde Amerika ile karşılaştırdığınızda 50 yaş meme kanseri görülme riski yüzde 40, bu Amerika’da yüz hastadan yirmisinde. Bu şunu gösteriyor, bizim demek ki ülkemizde bir takım genler buna etken oluyor. Onun için erken yaş meme kanserini azaltabilmek, farkındalığı artırabilmek için hastaların genetik paneline bakabilmek hastanın tüm ailesinin, tüm kanserlerinin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Bu da genetik bir farkındalığı gösterir. Eğer ailede genetik bir yatkınlık yoksa da mutlaka ve mutlaka 40 yaşında mamograma başlanması gerekir. 25-30’lu yaşlardan itibaren kendi kendine muayene ve bir meme cerrahının muayenesi gerekir ki tümör açığa çıkmadan, ileri evre olmadan hastayı yakalayabilelim” dedi.

“BİR KİTLE AÇIĞA ÇIKTIĞINDA DA HEMEN PANİK OLMAMAK GEREKİR” 

Kadınların meme kanserinde erken tanı için kendi kendilerini muayene ederken nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatan Soran, “Meme muayenesi çok kolay değildir. Çünkü genç yaştaki kadınların memeleri daha yoğundur. Ele sanki bir kitle geliyormuş gibi olabilir elle muayenede. Bir kitle açığa çıktığında da hemen panik olmamak gerekir çünkü kadınların özellikle genç yaştaki kadınların memelerinde ortaya çıkan kitleler genelde iyi huyludur. Şöyle bir örnek verebilirim, bin mamogram yaptığınızda yaklaşık 20-25’inde ancak otopsi yapma endikasyonu doğar. Bunun da ancak binde 5’inde veya 7’sinde kanser çıkar yani 900 küsüründe kanser yoktur. Biz o 5’i, 7’yi yakalamaya çalışıyoruz önemli olan o. Hiçbir şekilde panik olmadan hemen bu konuda uzman yani herhangi bir doktora değil de meme hastalıkları hakkında uzman olan birine görünmesi lazım ki ondan sonraki ileri tetkikler yapılabilsin ve kanser olup olmadığına karar verilebilsin” diye konuştu.

“AMERİKA BU KONUDA EN FAZLA PARA AYIRAN ÜLKE” 

Dünyada meme kanseri ile ilgili yapılan çalışmalara değinen Prof. Dr. Atilla Soran, çalışmaların ülke ekonomisine ve çalışmalara ayrılan paya göre değiştiğini belirterek, “Dünyada Amerika bu konuda en fazla para ayıran bir ülke. Dolayısıyla da çalışmalar oradan çıkıyor. Tüm tıpta patentlerin yüzde 60-70’i Amerika’dan çıkıyor. Bu şu demektir, zaten çalışmalar da Amerika’da yapılıyor. Bu konuda tabi çok farklılık var. Ülkemizde araştırmaya bütçe ayırma hala istediğimiz seviyelerde değil. Ülkemizde bir takım klinik araştırmalar yapılıyor ki benim de kendim öncülüğünde olduğum çalışma başkanı olduğum bir takım çalışmalar var. Özellikle Meme Hastalıkları Federasyonu altında yaptığımız çalışmalar var. Daha yeterli istediğimiz seviyeye gelmedi ama gelecektir diye düşünüyorum. Fakat Amerika’da bu konuda çok yüksek bütçe ayrılıyor. Dolayısıyla gelecek 5-10 yıllık yol haritaları araştırmalar için gelmiş durumda. İmmünoterapi en son çıktı biliyorsunuz. Şimdi daha az kemoterapi daha az cerrahi daha çok genetik panele gidiliyor. Özellikle genç hastalar için eskiden 2 gen bakılırken bugün 36 gene kadar çıktık. Bu genlerin önemi tabi hasta takibinde ve tedavisinde çok önemli. Ülkemizde maalesef daha yeterli bütçe ayrılamadığı için istediğimiz seviyede değiliz” şeklinde konuştu.

“SAYILI GENEL CERRAH YALNIZCA MEME CERRAHİSİ YAPIYOR” 

Türkiye’de meme kanseri ile ilgili yapılan çalışmaları değerlendiren Soran, “Hastaneler, tıp merkezleri günü takip etmeye çalışıyorlar. En iyi tanı ve tetkik tedavi yöntemlerini getirmeye çalışıyorlar. Bu bağlamda birçok hastanede yeterince tanı ve tetkik için imkan var. Problem yetişmiş eleman özellikle meme spesifik çalışan uzmanlar çok fazla yok. Sayılı genel cerrah yalnızca meme cerrahisi yapıyor. Sayılı medikal onkolog yalnızca meme onkoloğu. Dolayısıyla bunların artması gerekir. Bunun için de en önemli şey Amerika’da olduğu gibi spesifik merkezlerin olması gerekiyor. Spesifik merkezlere gelen kişilerin de bu konuda eğitilmiş olması gerekir. Ülkemizde hala meme hastalıkları uzmanlığı bir yan dal değil. Dolayısıyla genel cerrahi, medikal onkolojisinden çıkanlar meme hastalıkları ile ilgisi varsa bunu yapmak durumunda kalıyorlar. Bu da tabi bir takım sıkıntılar oluşturuyor. Doğrusu bunun bir yan dal olarak çıkması ve o insanların o konuda spesifikleşmesi ve bu Türkiye’de olan imkanları doğru bir biçimde kullanabilmesi gerekir. Kaynağınızın doğru kullanılması gerekir. Ne gereksiz tedavi ne fazla tedavi. Bunu da ancak günü takip ederek ve ancak o konuda uzmansanız yapabilirsiniz. Meme kanseri dünyada tüm kanserler arasında en çok araştırma yapılan, en çok para harcanan kanser. Bu bir şans tabi ama bunu da takip edebilmeniz için de sizin de yalnızca ve yalnızca meme ile uğraşıyor olmanız gerekir. Çünkü meme kanseri bugün en çok çalışma yapıldığı için en hızlı tedavisi değişen kanser. Dolayısıyla örneğin biz Amerika’da rehberler kullanıyoruz. Rehberler artık 2019’un rehberleri çıktı. Yani eğer siz bir meme hastalıkları uzmanı değilseniz, hala günü takip edemiyorsanız bir adım geride kalmaya başlıyorsunuz. Doğrusu meme ile uğraşan uzmanların daha çok önde olması gerekir” dedi.

“GEÇ KALMAMAK GEREKİYOR” 

Meme kanserine yakalanmış veya tedavi sürecinde olanlara meme kanserinden korkmamak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Soran, “Kadınlarda en çok görülen kanser meme kanseri olmasına rağmen en çok araştırmanın yapıldığı, tanısı erken konulduğunda tedavisi ile birlikte yüzde yüze yakın yaşam şansı olan bir kanser türü. Geç kalmamak gerekiyor. Geç kalmamak için de mutlaka ve mutlaka doğru takibe, doğru tedaviye gitmek gerekiyor. Onun için de meme hastalıklarının merkez olduğu yerlere gitmelerini tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.