GÜNDEM - 20 Temmuz 2018 Cuma 21:10

MHP Lideri Bahçeli’den 'bedelli' çıkışı

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli’den 'bedelli' çıkışı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bedelli askerlikte 28 günlük eğitimin gereksiz olduğunu belirterek, “28 günlük teorik eğitim de nedir? Bedelliden istifade edecek kardeşlerimiz 28 günde deyim yerindeyse ‘yaylalar yaylalar’ türküsünü bile öğrenemeyeceklerdir. Bedelli olacaksa, 28 güne ne gerek vardır, bu kadar zahmete lüzum olacak mıdır” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabı üzerinden gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 44. yıldönümü vesilesiyle mesajlarına Kıbrıs konusunda başlayan Bahçeli, “Kıbrıs bir adadan daha ötesidir, Türk vatanıdır. Kıbrıs bir coğrafyadan daha fazlasıdır, milli davadır. Kıbrıs; çözüm oldu olmadı, anlaşma sağlandı sağlanmadı karmaşasına havale edilemeyecek büyük bir değerdir, nitekim tarih ve hatıralarımızın kalp atışıdır. Hülasa Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır. Bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye yeltenenler ademe mahkum olacaklar, hayat boyu mahcubiyet yaşayacaklardır. Milli karakter milli kadere yön çizer, milli tarih milli istikbale yol verir. İstiklal onuru bu yönden, bu yoldan yükselir. Eğer bu onurdan mahrum düşersek ne tutunacak bir dalımız, ne de sığınacak bir limanımız kalır” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs’ın Türk milletinin Akdeniz’deki milli mukavemeti ve şehit emaneti olduğuna vurgu yapan Bahçeli, “Kıbrıs’ta yıllarca kalıcı ve adil barış ortamı arandı. Seri ve sürekli görüşme turları atıldı. Uluslararası düzeyde müzakere kapıları aralandı, sorun tespiti yapılıp çözüm ümitleri aşılandı. Ne var ki bir arpa boyu mesafe alınamadı. Kaldı ki art niyetli adımlarla alınması da zordu. Gömleğin ilk düğmesi hep yanlış iliklendi. Müspet ve yapıcı diyaloglar yerine, maksatlı ve marazi diplomasi öne çıktı. Devasa bir milletten taviz istendi, hatta tarihi haklarından vazgeçmesi beklendi. Çözüm dayatmaları devamlı önyargıya hapsedildi, ödün verme üzerine bina edildi. Kıbrıs’ın ruhuna nüfuz eden, duruşuna hakim olan, damarlarına kadar işleyen Türk varlığından rahatsız olan karanlık çevreler engel üstüne engel çıkardılar. Vicdanlarına diktikleri bariyerlerle, zihniyetlerine düşürdükleri lekelerle çözümsüzlüğün failleri, çarpıklığın fanileri oldular. Aslında dedikleri şuydu, çözümden anladıkları da şu şekildeydi: ‘Kıbrıs’ı terk edin, milli ve tarihi haklarınızı çiğneyin, Türklüğün Akdeniz’de boğulmasına sessiz ve seyirci kalın!’ Bu Rum komplosuydu. Bu Enosis kumpasıydı. Tutar mı, asla! Olur mu, kesinlikle hayır” açıklamasında bulundu.

“Kıbrıs’tan taviz verirsek Anadolu’yu ateşe atarız, Kıbrıs’tan çekilirsek Ankara’da çürümeye başlarız” 

“Türksüz Kıbrıs kalpsiz beden gibidir. Türksüz Akdeniz feci kuraklıktan sonra kuruyan göl veya nehre benzer” diyen Bahçeli, mesajına şöyle devam etti: 

“Anlayacağınız, abes olduğu kadar akıl dışılıktır, tarih dışılıktır, tek kelimeyle hezeyan ve hüsran derinliğidir. Kıbrıs’ın Türklüğünü herkes inkar etse tarih etmez, herkes ihmal etse maşeri vicdan etmez, dahası affetmez. Türk milleti namertliği hazmetmez. İki kesimli; adaletin ve eşitliğin paydasında buluşmuş iki toplumlu bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ulaşılırsa ne ala, aksi halde kendi göbek bağımızı kesecek gücümüz, kendi ayaklarımız üzerinde duracak takat ve özgüvenimiz hamdolsun vardır, yeri geldiğinde bu gösterilecektir. 20 Temmuz 1974’te, zulüm ve eziyetler arşa çıkınca, Ayşe de tatile çıktı! Türkiye Cumhuriyeti isabetli ve iradeli bir şekilde, milli namusa musallat olan Rum emellerine haddini bildirdi, gerekli ve gecikmiş dersini çok şükür verdi. Bununla övünüyoruz. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 44’üncü yıldönümünde sahnelenen milli kahramanlığı saygıyla anıyorum. Bu Harekatın öncesi ve sonrasında şehit düşen millet evlatlarına Allah’tan rahmet diliyorum. KKTC’nin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bilinsin ki, Kıbrıs’tan taviz verirsek Anadolu’yu ateşe atarız, Kıbrıs’tan çekilirsek Ankara’da çürümeye başlarız. Böylesi bir zillete hiç kimse tamam demeyecek, tamah etmeyecektir.”

“Bedelli olacaksa, 28 güne ne gerek vardır? Bu kadar zahmete lüzum olacak mıdır” 

Son günlerde çokça tartışılan bedelli askerlik ve 28 günlük eğitim konularına da değinen Bahçeli, “Tam bu sırada süresi 28 gün olarak belirlenmiş bedelli askerliğin konuşulmasına şahit oluyoruz. Askeri ihtiyaçlar elbette gözetilmiş, dikkate alınmıştır. Meşru herhangi bir sebeple askerliğini yapamayan insanlarımızın yığılması da söz konusudur. Buraya kadar diyeceğim bir şey yoktur. Bedelli askerliğin çıkmasını olumlu görüyor, gereğinin yapılmasını arzu ediyorum. Ancak 28 günlük teorik eğitim de nedir? Bedelliden istifade edecek kardeşlerimiz 28 günde deyim yerindeyse ‘yaylalar yaylalar’ türküsünü bile öğrenemeyeceklerdir. Bedelli olacaksa, 28 güne ne gerek vardır? Bu kadar zahmete lüzum olacak mıdır” dedi. 

Askerliğin teorik eğitiminin doğru bir değerlendirme olmadığı görüşünde bulunan Bahçeli, “Madem bedelli askerlikle ilgili düzenleme yapılacak, o zaman bunca kafa karışıklığı ve karmaşaya niye ihtiyaç duyulur? Adı üstünde bedelse verilir, sonuçta ilgililer terhis edilir. Bedelli askerlik tartışmalarını uzatarak canıyla bedel ödeyen kahramanlarımızın ruhlarını ve fedakarlık numunesi evlatlarımızın duygularını incitmemek asıldır, esastır, şarttır, elzemdir, temennimdir” değerlendirmesini yaptı.

“Yahudi Ulus Devleti Yasası şiddetli provokasyondur, açık ve kategorik bir tahriktir” 

İsrail Parlamentosunda dün kabul edilen “Yahudi Ulus Devleti Yasası”na dair açıklama yapan Bahçeli şunları aktardı: 

“Yahudi Ulus Devleti Yasası şiddetli provokasyondur, açık ve kategorik bir tahriktir. Kudüs’ün başkent olarak tanınmasından sonra yeni bir meydan okuma bölgesel dinamikleri alt üst edecektir. Buna da kimsenin hakkı yoktur. İsrail’in ırkçı girişimi ve Filistinli kardeşlerimizi yok sayan bu yasal düzenlemesini kınıyor, adım adım felakete doğru kaydığını ikazla ifade ve ilan ediyorum. Bu terazi bu sıkleti çekmez, Evanjelist ve Kabala tertibi asla dikiş tutmaz. Filistin topraklarını işgale kalkışan, İslam’ın manevi ve tarihi mirasına sataşan ve ağır saldırı düzenleyen Siyonist bozgunculuk mutlaka kaybedecektir. İsrail sadece ateşle değil, bizzat bölgesel ve küresel dengeyle oynamakta, bunda da ısrar etmektedir. Ancak rüzgar eken fırtına biçerek eninde sonunda layığını bulacak, maneviyatın ve muazzam tarihi hakikatin hisarlarına çarpacaktır.”  

Caner Ünver
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye pamuk tohumu dağıtıldı Asrın felaketinin yaralarının sarıldığı Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye 21.3 milyon TL değerinde sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Asrın felaketinin yıkıma uğrattığı Hatay’da depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Depremzede çiftçilerin yeniden ayağa kalkması için başlatılan devlet destekleri devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’ın Amik Ovası’nın bereketli topraklarında üretim yapan 3 bin çiftçiye “Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor” projesi çerçevesinde 21.3 milyon liralık sertifikalı pamuk tohumu dağıtıldı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın katılımıyla Kırıkhan ilçesinde gerçekleştirilen tohum desteğinin bölge çiftçisine bir nebze de nefes olması bekleniyor. Depremin yaralarını sarmak için yapılan desteklerin devam ettiğini belirten Vali Masatlı, "Türkiye’nin en önemli ve en verimli ovalarından biri olan Amik Ovası’nda başta pamuk tarımı olmak üzere sertifikalı tohum dağıtımlarını gerçekleştirdik. Burada da yaklaşık 21.3 milyon TL’lik tohumu bugün vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. 3 bin vatandaşımıza sertifikalı tohum dağıtımı yaptık. Asrın felaketiyle beraber tarım sektörümüz de ciddi hasar aldı ama bu süreçte 1.1 milyar TL’lik destek yapıldı. Bugünkü projemiz sertifikalı pamuk tohumunun dağıtımı da buradaki vatandaşlarımızın üretimine güç katacaktır. Buradaki üretim kabiliyetimizi ve üretim miktarımızı arttırmasına ve kaliteli ürün elde etmemize ciddi katkı sunacak" dedi. 3 bin üreticiye sertifikalı tohum dağıttıklarını söyleyen Hatay İl Tarım Müdürü Abdurrahman Türkmen ise, "Yıllardır temel kaynaklardan biri olan tarım sektörü önemini her gün arttırmaktadır. 180 bin ton pamuk üretimiyle ilimiz Türkiye pamuk üretimi konusunda 4’üncü sırada yer almaktadır. 6 Şubat asrın felaketi sonrasında pamuk üretiminin devamlılığının sağlanması amacıyla birçok proje hayata geçirilmiştir. ’Hatay Depremin Yaralarını Pamuk ile Sarıyor’ projesi ile Antakya, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Hassa, Belen, Altınözü ilçelerindeki yaklaşık 3 bin üreticimize sertifikalı tohum dağıttık" diye konuştu.
İstanbul Dilan ve Engin Polat, iş yeri kurşunlama davasında hakim karşısına çıkacak Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de aralarında bulunduğu 11 sanık bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde hakim karşısına çıkacak. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlanacak. İddianameden Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Dilan Polat’ın sosyal medya hesabından yayınladığı bir videodaki konuşmasında Banu Parlak’a tehdit mesajı gönderdiği açıklanmıştı. İddianamede bu mesajdan kısa bir süre sonra Dilan ve Engin Polat’ın aldığı ortak karar ile sanık Engin Polat’ın müştekinin iş yerine silahlı saldırı düzenlenmesi için Gürcistan’daki bağlantıları vasıtasıyla kamuoyunda "Daltonlar" çetesi olarak bilinen silahlı organize suç örgütünün firari yöneticilerinden Beratcan ve Batın Can Gökdemir’le iletişim kurduğu aktarılmıştı. Gökdemir kardeşlerin de İstanbul’da özel olarak kiralanan hücre evinde eyleme hazır vaziyette bekleyen sanıklar Batuhan İnci, Yunus Emre Yıldız, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç ve İsmail Emre Arifoğlu’na talimat verdiği iddianamede belirtilmişti. İddianamede, iş yerinin kurşunlandığı ve bu nedenle dış cephesinde bulunan 5 camın 4’ünün değiştiği, saldırı sebebiyle toplam zararın 45 bin lira olduğu kaydedilmişti. Olayın ardından şikayetçi olan Banu Parlak, kendisini öldürtmek isteyen Polat ailesinden şikayetçi olmuştu. Dilan Polat ise ifadesinde, tehdit içerikli görüntüdeki konuşmaları Parlak için söylemediğini, kendisine sözlü saldırıda bulunanlara genel olarak çektiğini savunmuştu. Sanık Engin Polat ise saldırıyı sosyal medyadan duyduğunu, saldırıdan 2 gün önce Banu Parlak’ın sosyal medyadan açıklama yapıp kendilerini suçladığını savunarak, bunu kimin yaptığını bilmediğini anlatmıştı. İddianamede, Polat çiftinin "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit suçunu azmettirme" ve "mala zarar vermeye azmettirme" suçlarından toplamda ayrı ayrı 2 yıl 4 aydan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti. Haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Barış Boyun, Beratcan ile Batin Can Gökdemir için ise "silahlı suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit", "mala zarar verme" ve "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından ayrı ayrı toplamda 8 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapis cezası istenmişti. İddianamede, diğer sanıklar Batuhan İnci, İsmail Emre Arifoğlu, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç, Yunus Emre Yıldız ve Sezgin Polat’ın farklı suçlardan 2 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
İstanbul MediaMarkt’ta 1 yılda 700’den fazla akıllı telefon kiralandı MediaMarkt, tüketicilerin akıllı telefonlara kolaylıkla ulaşabilmesi için İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Mersin ve Kayseri’de bulunan seçili mağazalarında Akıllı Telefon Kiralama hizmeti veriyor. 2023 yılının Mart ayından bugüne dek 700’den fazla akıllı telefonun kiralandığı markaların mağazalarında adet bazında en çok kiralama ile Kayseri ili başı çekiyor. Avrupa’nın önde gelen elektronik perakendecilerinden MediaMarkt, 2023 yılından bu yana Akıllı Telefon Kiralama hizmetiyle tüketicilere son teknoloji ürünleri daha erişilebilir kılıyor. Tüketicilere daha sürdürülebilir bir teknoloji deneyimi yaşatmayı hedefleyen markanın İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Mersin ve Kayseri’de bulunan seçili mağazalarında verilen Akıllı Telefon Kiralama hizmeti kapsamında, hizmetin başladığı 2023 yılının mart ayından bugüne 700 adetten fazla akıllı telefon kiralandı. Elde edilen rakamlara göre en çok akıllı telefonun kiralandığı il Kayseri oldu. Kayseri’yi Mersin ve Adana takip etti. Kiralanan akıllı telefonlar sıfır üretici garantili olup kutu açılımı kiralama esnasında gerçekleşiyor. Smart Kirala ödeme uygulaması başladı Yapılan açıklamaya göre, tüketiciler MediaMarkt’tan halihazırda bulunan kredi kartlarıyla 6-12 taksitle ödeme yapabiliyor. Akıllı telefon kiralamalarında ödeme konusunda esnekliği daha da artıran marka, yakın zamanda Smart Kirala ödeme yöntemini de müşterilerine sunmaya başladı. Smart Kirala yöntemiyle kiralama yapmak isteyen ve Findeks puan kriterini karşılayan markanın müşterileri, 6 veya 12 aylık taksit seçenekleriyle kredi kartı limitinin tamamını kullanmadan aylık sabit tutarda ödeme yapabiliyor. 24 aylık Akıllı Telefon Kiralama hizmetinden yararlanan müşterilere kiralamanın 12’nci ayında üç seçenek sunuluyor. İlk seçenek kiralanan cihazla aynı marka aynı model yenilenmiş telefon alma fırsatı olurken diğer seçenek kiralama sonunda ürünlerini sözleşmeye uygun olarak teslim eden müşterilere güncel bedel üzerinden nakit olarak teslimat bonusu verilmesi. Üçüncü seçenek olarak ise teslimat bonusunun, bir üst model kiralanacak akıllı telefona geçişlerde indirim olarak kullanma fırsatı sunuluyor. Hediye çekleri ürün kiralamada da kullanılabilecek Marka, müşterilerin mağazalarda sunulan geri alım hizmetiyle elde ettikleri hediye çeki tutarlarını çok yakında kiralama hizmetinde indirim olarak kullanabileceğini duyurdu. Ayrıca kiralanan ürünün yanında sunulan ömür boyu ekran koruma ve kılıfa ek olarak, powerbank ve şarj adaptörü gibi ürünlerin ekleneceği ürün paketleri de Akıllı Telefon Kiralama hizmeti kapsamına dahil edilecek.
Adana Yusuf Şimşek; "Tek isteğim polis ya da asker olmak ancak, okumak yerine tarlada çalışıyorum" Tarım işçilerinin çocukları okumak yerine anne ve babaları gibi tarlada çalışmak zorunda kalıyor. Bu çocuklardan 14 Yaşındaki Yusuf Şimşek, okuyup polis ya da asker olmak istediğini söyledi. Uçsuz bucaksız tarım arazilerine sahip Adana’ya her sene binlerce işçi başka kentlerden geliyor ve tarıma istihdam sağlıyor. Şanlıurfa’dan Adana’ya gelerek tarım sektöründe çalışan tarım işçileri, okul çağındaki çocuklarıyla birlikte yaz kış demeden tarlalarda hasat yapıyor. Tarlalarda kurdukları çadırlarda barınan ve tarım sektörüne ciddi şekilde katkı sağlayan Şanlıurfalı tarım işçileri, çocukları da okula gitmek yerine tarlada çalışıyor. Tarlalarda aileleriyle birlikte çalışan çocuklar ise okumak istediklerini ve hayalleri olduğunu söyledi. "Okusam asker ya da polis olurdum" Ailesiyle birlikte tarlada çalışan çocuklardan Yusuf Şimşek (14), "Okula gitmiyorum. 5 yıl önce okulu bıraktım. Yazmayı biliyorum, okumayı bilmiyorum. Günlük 50-60 lira kazanıyorum. Yaşım büyüdükçe para artacak. Ailecek burada çalışıyoruz. Küçük kardeşim var 4 yaşında. O da okula gitmiyor ama ben büyüyünce okula gidip onu okutacağım. Soğan bitince portakala gideceğiz sonra karpuza gideceğiz. Nerede iş varsa oraya gideceğiz. Okusam ya asker ya polis olurdum. Şimdi tarım işçisi oldum" dedi. "Çocuklar okuma gitmek istiyor" Tarım işçilerinin elçisi Gülçin Hanter, “Çocuklar okula gitmiyorlar. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Çocukları aileler kendileriyle birlikte süründürüp getiriyor. Bu çocuğu çadırda bıraksa suya girer sonrada boğulur. Bizim Çukurova bir iş alanıdır. Çukurova’da tarım işçileri için barınma alanları istiyoruz. Eğitim alanı olsun ve çocukları güvenle bırakabilelim istiyoruz. Bu aileler 4-5 ay daha kalacaklar. Çocuklar okuma gitmek istiyor” ifadelerini kullandı. 9 çocuğuyla birlikte tarlaya çalışmaya gelen Eyüp Yörük, “Çocuklarımla birlikte burada çalışıyoruz. Biz Şanlıurfa’dan buraya geldik. Biz tatildeyiz şuanda. Çadırda kalıyoruz. Çocuklar okula gitmiyor. Göndermek istiyoruz ama gönderemiyoruz. 8 tane çocuğum var gitmiyorlar okula” diye konuştu.