POLİTİKA - 14 Ekim 2016 Cuma 17:27

Milli Tarım projesi açıklandı: Müjde üstüne müjde geldi

A
A
A
Milli Tarım projesi açıklandı: Müjde üstüne müjde geldi

İzmir’in Ödemiş ilçesinde Milli Tarım Projesini açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, çiftçinin kullandığı mazotun yarısını devlet tarafından karşılanacağını müjdeledi.

İzmir Ödemiş’te Tarım Lansmanı ve Girişimci Kadın Çiftçiler Ödül Töreninde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Milli Tarım Projesini açıkladı. Programda havza bazlı üretime destek verileceğini belirten Yıldırım, “Herkes kafasına göre değil havzasına göre ekim yapsın” derken, çiftçinin kullandığı mazotun yarısını devlet tarafından karşılanacağını açıkladı.

HAVZA BAZLI ÜRETİME DESTEK

Yıldırım Milli Tarım Projesi kapsamında tarımda havza bazlı üretime destek verileceğini açıklayan Yıldırım, şunları söyledi:

“Şimdiye kadar destekler veriliyordu ama daha bilinçli hale gelecek. Bu ne demek; Türkiye’deki tüm ilçeler, iller tarım yapılan her yer tek tek masaya yatırıldı. 941 havza ortaya çıktı. Bu havzalarda hangi ürünler yetişir, arpa, buğday, çeltik. Ürünleri havzalara uygun 50 tane ürün var. Bizim için önemli sonuç alacak stratejik 19 ürün belirledik. Bu ürünleri hangi havzalarda daha iyi daha az maliyetli yetişiyor diye dağıttık. Mesela buğday her yerde desteklenecek. Yurdun hangi köşesinde buğday ekerseniz ekin destek alacaksınız. Yem bitkileri her yerde desteklenecek.”

“HERKES KAFASINA GÖRE DEĞİL HAVZASINA GÖRE EKİM YAPSIN”

Adana Ceyhan’da kuru fasulye, nohut, çavdar gibi 14 ürünün desteklendiğini ifade eden Yıldırım şöyle devam etti:

“Bunlar dışında bir ürün ekmek isteyen ekebilir ama destek alamayacak. Piyasa düzenini sağlamak için Toprak Mahsulleri Ofisi etkin bir şekilde kullanılacak. Herkes kafasına göre değil havzasına göre ekim yapsın. Hem çiftçi kazansın hem memleket kazansın.”

“PİYASADA FİYAT İSTİKRARI SAĞLANACAK”

Havza modeliyle vatandaşın kazanacağını da aktaran Yıldırım, “Türkiye artık akıllı tarıma geçiyor. Planlamaya geçiyor. ‘Ekelim de Allah kerim’ diyelim ama bununla yetinmeyelim baştan tedbirimizi alalım. Patates burada vazgeçilmez bir üründür. Bir başka il diyor ki ‘patates iyi para getiriyor biz de ekelim.’ Herkes patates ekince piyasa çöküyor. İstikrarlı, düzenli yaptığın işin karşılığını alacaksın. Nasırlı elin karşılığını alacaksın. Arz fazlası ya da arz azlığı olunca mağduriyet oluşuyor. Piyasada fiyat istikrarı sağlanacak” dedi.

“GÜBRE FİYATLARI YÜZDE 23 DÜŞTÜ”

Destekleme başvurularının çok basitleştirildiğini belirten Yıldırım, “Çiftçiler 1 yıl içinde tek bir başvuru yapacak. 12 parçaya yayılmış destekler hiç bir işe yaramıyor. ‘O zaman öyle bir şey yapalım ki insanların aldığı destek anlamlı hale gelsin’ dedik. Yılda iki sefer bir ekim zamanı bir de hasat zamanı destek vereceğiz. Gübrede KDV’yi kaldırdık. Yüzde 18 ucuzlayacak. Tarım Kredi Kooperatifi burada bir çalışma daha yaptı. Gübre fiyatlarını yüzde 23 düşürdü. Böylece gübrede neredeyse 4’te 1 oranında bir iyileşme sağladık. Mazotta da şimdi bir karar verdik. Çiftçinin kullandığı mazotunun yarısı kendinden yarısı bizden” açıklamasında bulundu.

’’184 OVA SİT İLAN EDİLECEK”

184 ovanın SİT ilan edileceğini açıklayan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:

“Arazi toplulaştırması bir bakanlıkta, sulama başka bakanlıkta. Dolayısıyla burada istediğimiz gibi ilerleyemiyoruz. Araziler bölünüyor, bölünüyor. 10 parçaya, 20 parçaya bölündü kimseye faydası yok. Şimdi 7 milyon hektar araziyi 2023’e kadar toplulaştıracağız. Bu sefer ne olacak ektiğiniz, biçtiğiniz alan bize karşılığını verecek. Emeğimizin karşılığını alabileceğiz. Toplulaştırma ve sulama işini tek bakanlıkta toplayacağız. O bakanlığın adı da Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.”

’’DAMIZLIK AMACIYLA İTHALAT”

Damızlık amacıyla ithalat yapılacağını söyleyen Başbakan Yıldırım, “Eti ucuzlatacağım, et ihtiyacını karşılayacağım diye bu kadar zengin toprakları olan, bu kadar imkanı olan bir ülkenin, sürekli ithalat yapması akıllı bir iş değil. Onun için 25 ilimizde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturuyoruz. Bu illerimiz toplam mera varlığımızın yüzde 52’sini büyükbaş hayvan varlığımızın yüzde 32’sini oluşturuyor. Bu meralar, teröristlerin dolandığı yerler, onlar gidecek mal, davar yayılacak. Meralarda hayvancılık yapmak isteyenlere ıslah yapma şartıyla cüzi paralarla kiraya vereceğiz” ifadelerini kullandı.

“ÖDEMİŞ TARIMIN BAŞKENTİ”

Ödemiş’i tarımın başkenti olarak kabul ettiğini belirten Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

“Bugün burada Ödemiş’te Ödemiş’in ruhuna uygun, bereketine uygun bir önemli kararı önemli bir projeyi de ilk defa burada açıklıyoruz; Milli Tarım Projesi. Daha sonra girişimci kadın çiftçilerimize ödül vereceğiz. 26 kadın çiftçimiz, Türkiye’nin bereketine bereket katan kadınlarımız, ödüllerini alacaklar. Görüyorum ki bugün bu törene Iğdır’dan Kars’tan velhasıl Anadolu’nun dört bir yanından kadınlarımız geldiler. Hepinizi yürekten selamlıyorum.”

İZMİR’İN ÖNEMİNE VURGU

15 Ekim’in Dünya Kadın Çiftçiler Günü olarak kutlandığını hatırlatan Yıldırım, “Ekmeğini topraktan çalışan tüm kadınlarımızın gününü tebrik ediyorum. Bu gün vesilesiyle açıklayacağımız müjdeleri başta çiftçilerimiz olmak üzere tüm ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. İzmir tarımda önemli bir ilimiz, büyük bir gücümüz. İzmir 4 milyarın üzerindeki bitkisel üretim değeriyle beşinci sırada. 1 milyar üzerinde hayvansal üretim, 3 buçuk milyar üzerinde canlı hayvan var. İzmir ihracatın yüzde 13’ünden fazlasını tek başına gerçekleştiriyor. Süt üretiminde 1 numara. Sadece 2015 yılında 77 milyon TL süt desteklemesi İzmir’de gerçekleşti. Fazla süt olunca fiyatların düşmesi söz konusu oluyor. Bunun önüne geçmek için fazla sütü süt tozuna çeviriyoruz. Bu uygulamayı ilk defan geçen nisan ayında İzmir’de başlattık. İzmir bunu hak ediyor. Helali hoş olsun” ifadelerine yer verdi.

“ÖNEMİMİZ TARIM VE HAYVANCILIK”

Kaldırımları süsleyen bitkilerin merkezinin de İzmir Bayındır ve Ödemiş olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

“Türkiye’deki tüm süs bitkilerinin 3’te 1’inden fazlası İzmir’den geliyor. 4 bin 347 alanda süs bitkisi yetiştiriciliği yapılıyor. Bu özelliği itibariyle gene İzmir ilk sırada. Geçen yıl en fazla tarım projesi İzmir’de gerçekleşti. Bizler de sizin başarınızı artırmak için destekleri artırmaya devam ediyoruz. Gelecek nesillere üreten bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Geçtiğimiz 14 yılda birçok alanda gelişmeler sağladık ancak toprak, tarım, hayvancılık diğer sektörler nereye giderse gitsin önemini korumaya devam etti. Hükümet olarak bizim önceliğimiz tarım ve hayvancılık.”

“BUGÜNKÜ SORUNLARIN YERİNİ GIDA SORUNLARI ALACAK”

Dünyada 7 milyardan fazla insan yaşadığını söyleyen Yıldırım, ”Gıda olmasa dünyanın halini düşünün. Bu haliyle bile birçok ülke kendi kendine yeterli değil. Teknolojisi eksik yeni bir dünya hayal edebilirsiniz ama gıdasız hiç bir şey hayal edemezsiniz. İnsanlar doğal yaşamdan kopuyor, hazır tüketime yöneliyor. Bir kesim de açlıkla mücadele ediyor. Bugün 800 milyon insan açlıkla, 6 milyar insan aşırı şişmanlıkla mücadele ediyor. Bu rakamlardan anlaşıyor ki bugünkü sorunların yerini gıda sorunları alacak” açıklamasında bulundu.

“TOPRAĞIN BEREKETİNİ ARTIRMAK İÇİN 14 YILDIR ÇALIŞIYORUZ”

Bugün 1,5 milyar nüfusun 2040’larda 10 milyara çıkmasının beklendiğini kaydeden Yıldırım, “Buna rağmen tarım arazileri yok olup gidiyor. 34 ülke gıda sıkıntısı, 80 ülke sus sıkıntı çekiyor. Şükredeceğiz. Bu sıkıntılar bizde yok. Yarınımızı şimdiden görüp hesap edip ona göre tedbir alacağız. Çok şükür verimli topraklarımız var. Ama sadece bu yetmez. Alın teriyle sulanmayan hiç bir toprak bereketini sofraya taşıyamaz. Toprağın bereketini artırmak için 14 yıldır çalışıyoruz” diye konuştu.

“TÜRKİYE DAHA FAZLA VERİMİ HAK EDİYOR”

15 yılda tarıma 90 milyar destek verildiğinin altını çizen Başbakan Binali Yıldırım, “Tarımdaki krediler yüzde 59-69. faizler şimdi 0 ile 8 arasında değişiyor. Genç ve kadın çiftçilerimize ilave destekler sağladık. Böylece bitkisel üretimimiz 98 milyon tondan 117 milyona, hayvansal üretimimiz 13 milyon tondan 23 milyon tona, su ürünlerini 61 bin tondan 240 bin tona çıkardık. Tarımsal yıllık gelirimiz 36 milyar iken 150 milyara dayanmış. Tarımsal ihracat 4 milyar doların altındayken 17 milyar dolar. Bunlar yeter mi, yetmez. Türkiye daha fazla verimi hak ediyor” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı açıkladı: Kangallar sıcakta yaşayabilir mi Uzman Kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, soğuk iklimi seven dünyaca ünlü Kangal köpeklerinin zamanla bulunduğu bölgenin iklimine ayak uydurabildiklerini söyledi. Uzman Kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, Kangalların sıcak iklimlerde yaşayıp yaşayamayacağına dair önemli bilgiler verdi. Yıldız, Kangalların soğuğa ve sıcağa uyum sağlayabilen bir ırk olduğunu, ancak bazı bölgelerde bakımlarına daha fazla özen ve dikkat gösterilmesi gerektiğini belirtti. Sıcak iklimde Kangal köpeklerinin durağan bir hal aldığını ifade eden Yıldız, “Bu coğrafyada soğuğun, bir o kadar da sıcağın, normal süreçte gerçekleşen mevsimlerin ırkları oldukları için taş, toprak, ağaç, bitki, börtü böcekler gibi Kangalların da yaşamlarında olumlu veya olumsuzluklar görülebilir. Kangal’ın hali şu şekildedir; yemek yeme ihtiyaçları çoğalır. Fazla olmamakla beraber anksiyete durumu meydana gelebilir. Sürekli yatağan bir şekle de bürünebilirler, çok gezmemeyi planlayabilirler. Yani sıcak bir iklime yakın bir iklim, Kangal’ı coğrafyasına yakın bir iklimde göremediğiniz zaman bazı olumsuzluklarla karşı karşıya gelebilirsiniz. Bu olumsuzluklar fiziksel özelliklerine tüy anlamında yansıyabilir” dedi. “Zaman bu hayvanları da eviriyor” Zamanla Kangal köpeklerinin sıcak havalara adapte olabildiklerine değinen Yıldız, “Bugün dağdaki bir kurdun eşdeğeri bir yapıya, bir dokuya, bir boyuta, tüy oranına, yağ dokusuna sahip oldukları için bunlara alışık bir şekle, vaziyete dönüştüğünü de asla unutmamak lazım. Çünkü zaman bu hayvanları da eviriyor. Sıcağa da çok çabuk bir şekilde dönüş yapabiliyorlar. Soğuğa da çok çabuk bir şekilde dönüş yapabiliyorlar. Onun için bunu çok çok büyük bir şekilde yüzdeleyip de ’Kangal sıcakta yaşayamaz’ demekle hata yaparız” diye konuştu. “Kangal’ın yaşamı sahibine bağlıdır” Kangal köpeklerinin bugün Torosların zirvesinde de çok rahat yaşayabileceğini söyleyen Yıldız, "Şanlıurfa’nın merkezinde veya deniz seviyesinde bile hayatlarına çok güzel devam edebilirler. Kangal’ınki uyumluluk döneminde yaşayabileceği değil, yaşatabildiğin bölgelerde daha çok yaşam bulacak bir şekle dönüşebilir. Kangal merkezinin dışında Antarktika bölgesine de uyum sağlar, eksi 50’de Kuzey Kutbu’nda da yaşar. Sibirya bölgesinde de yaşar, Afrika’da da yaşar. Biliyorsunuz projeler vardır bu konuda ama Kangal’ın olmazsa olmazı sadece sahibidir. Sahibinin ona olan bakımı, sevgisi, dokunuşu onun için gönülden bağdır. Biz Kangal’ı Kanada’ya gönderdiğimizde de biliyoruz Sibirya’da nasıl yaşam şekline büründüğünü, hayata nasıl bağlı olduğunu. Bir de Anadolu merkezindeki bağlılığını görüyoruz. Kangal’ın yaşamı, sağlığı tamamen sahibiyle kurduğu bağdır” şeklinde konuştu.
İstanbul Başakşehir’de freni patlayan yük dolu kamyonet karşı şeride geçerek hafriyat kamyonu ve otomobile çarptı Başakşehir’de fazla yük yüklendiği iddia edilen kamyonetin yokuşta freni patladı. Freni patlayan kamyonet, sürücüsünün kontrolünden çıkarak karşı şeritteki kırmızı ışıkta bekleyen hafriyat kamyonu ve otomobile çarptı. Kaza da 2 kişi yaralandı. Kaza, bugün saat 11.00 sıralarında Başakşehir Şahintepe Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi üzerinde gerçekleşti. İddiaya göre fazla kumaş yüklü 59 AFB 663 plakalı kamyonet freni patlaması üzerine sürücüsünün kontrolünden çıkarak yolun karşısına geçti. Yolun karşısına geçen kamyonet kırmızı ışıkta bekleyen 34 YR 0047 plakalı hafriyat kamyonuna çarptı. Çarpışma sonucunda kayan hafriyat kamyonu da 34 CAT 222 plakalı otomobile çarptı. Kaza sonucunda isimleri henüz öğrenilemeyen hafriyat kamyonu şoförü ve fazla yük yüklendiği iddia edilen kamyonetin şoförü yaralandı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye , ambulans ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri araçta sıkışan sürücüleri çıkartarak sağlık ekiplerine teslim etti. Yaralılar ambulanslar ile hastaneye kaldırılırken , sürücülerin araçlarından çıkartılma anları cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Kazayı gören vatandaşlardan Emrah Sivritepe, “Burada daha öncede kaza oldu çok dik olduğu için yokuş bu tarz kazalar oluyor. Bugün kamyonette fazla yüklenmiş sanırım freni patlayınca ışıklarda bekleyen bu araçlara çarpmış” şeklinde konuştu.