GÜNDEM - 06 Kasım 2016 Pazar 09:50

Milyonlarca balık üretimi yapılan havuzlarda artık ot yetişiyor

A
A
A
Milyonlarca balık üretimi yapılan havuzlarda artık ot yetişiyor

Trabzon’un Maçka ilçesi sınırları içerisinde yer alan Altındere, Coşandere ve Akarsu Deresi üzerinde başta HES’ler olmak üzere yapılan yol çalışmaları kültür balığı yetiştiricilerini olumsuz etkiledi.

Bölgede üç, dört yıl öncesine kadar milyonlarca yavru üretimi ve tonlarca balık yetiştiriliği yapan işletme sahipleri, havuzlara dereden gelen suyun kimyasal ve biyolojik yapısı değiştiği için balıkların yaşamasını engellediğini söylediler. Havuzlar artık otlarla kaplı duruma gelirken bölgede 22 yıldır balık üreticiliği yapan Su Ürünleri Mühendisi Hüseyin Şeremet, yaşadıkları olumsuzluklar yüzünden havuzlarda balık yerine ot yetiştiğini söyledi.

Akarsu üzerinde inşa edilen HES regülatörü, iletim tüneli, cebri boru ve santral yapıları, sel-taşkın koruma duvarlarının inşasında kullanılan beton ve kimyasallar akarsuya karıştığı süre boyunca su kalitesini bozduğunu, bunun da balık ve diğer su canlılarının dokularını tahriş ederek oksijen alımını engelleyip kitlesel ölümlere neden olduğunu belirten Şeremet, "22 yıldır bu işlerle uğraşan su ürünleri mühendisiyim. Maalesef geldiğimiz noktada uğradığımız haksızlıklar ve yapılan uygulamalardan dolayı balıkçılık faaliyetlerine devam edemez duruma geldik. Kamunun uygulamış olduğu uygulamalar, HES inşaatları, yol inşaatları ve benzeri uygulamalardan dolayı balıkçılık faaliyeti bölgemizdeki vadimizde yapılamaz duruma gelmiştir. Su kalitesinin bozulması, çiftliklerle beraber doğal ortamda da balık stoklarının tamamen yok olma durumuna gelmesine sebep olmuştur. İnşaat aşamasında dökülen betonlar, benzeri kimyasallar suyun kalitesini olduğu gibi bozuyor. PH’nı maksimum seviyeye balığın da dayanamayacağı düzeylere çıkarıp toplu ölümlere sebep oluyor. Buradaki bütün işletmeler bunu sistematik bir şekilde yaşadılar. HES’lerin faaliyetinden sonra suyun belli ölçüde tünele sonrasında cebri borulara alınmasından dolayı gaz sıkışması, aşırı gaz uygunluğu gibi olaylardan dolayı suyun kimyasal ve biyolojik yapısı değişti. Bu sebepten dolayı balıklar yaşayamaz duruma geldi" dedi.

"Havuzlarımızda balık yerine ot yetişiyor"
Havuzlarda artık balık yerine ot yetiştiğini kaydeden Şeremet, "Havuzlarımız üç, dört yıl öncesine kadar ful kapasite ile çalışıyordu. Bulunduğumuz tesis ağırlıklı olarak yavru üretimi ve yetiştiricilik tesisiydi. Yıllık 150 ton yetiştiricilik kapasitesi, 20 milyon adet de yavru üretimi vardı. Bunun içinde Gökkuşağı ve Karadeniz Alabalığı vardı. Artık havuzlar boş. Ne üretim ve ne yetiştiricilik yapılamıyor. Dışarıdan balık getirsek bile yaşamaz durumda. İşletmemize herhangi bir bölgeden balık getirmemize rağmen yaşatamıyoruz. 2013 yılından beri burada balık daha yetiştirilemiyor. İlgili bütün yerlere müracaat ettik, bakacağız, ilgileneceğiz şeklinde cevaplar verildi. Vadide 10 kadar işletme var. 7 tanesi direkt HES’lerden etkileniyor, bunların 3 tanesi Altındere Havzasında. O havzada HES yok ancak yol inşaatları benzeri şeyler var ancak onlar da benzeri sıkıntıları yaşıyor. En çok bizler zarara uğruyoruz" diye konuştu.

İşletme sahiplerinden Devrim Altıntaş ise 25 yıla yakın sektörün içinde olduğunu, 3 senedir balık üretimi yapamadıklarını kaydederek, “25 yıla yakın bu sektörde çalışıyorum. Vadideki sıkıntılardan dolayı artık 3 yıla aşkın süredir balık üretimi yapamıyoruz. Kasım ayı bizim nakil ayımızdı, denizdeki işletmelerimize balıklarımızı nakil ediyor olmamız gerekirdi. Artık boş havuzlarda oturmuş bekliyoruz. Bölgede üretim bitti, dışarıdan parayla satın alarak getirdiğimiz balığı yaşatamıyoruz. İlgili kurumlara başvurduk bize burada problem olmadığını belirtiyorlar, yaptığımız ihbarları, şikayetleri de dikkate almıyorlar” ifadelerini kullandı.
Restoran sahiplerinden Ali Kemal Küçükosmanoğlu ise, vadide üretim yapan işletmelerden balık alıp sattığını belirterek, “Bu havuzlar daha önceleri balık kaynıyordu, çok güzel de balık satıyor para kazanıyorduk. Son 2-3 sene içinde bura bitti balık yetişmiyor. 5 sene önce buradan Türkiye’nin dörtte üçüne balık gidiyordu. Kaliteli balığın yeri Coşandere idi. Şu anda bırakın dörtte üçüne göndermeyi artık buraya balık taşıyorlar. Biz de kendilerinden alıp satıyorduk. Balıkçılık burada bitti. Buradaki istihdam elden gitti. Her nedense devletten gerekli ilgi yok. Akdeniz’de, Ege’de turizmden gördükleri zarardan dolayı devlet yardım etti, biz burada çaresizlik içindeyiz. Yanımıza ne gelen var ne giden” dedi. 

Bekir Koca - Gökmen Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.