EĞİTİM - 06 Mayıs 2016 Cuma 15:11

Mücevher sektöründe tasarımdan üretime en değerli yolculuk

A
A
A
Mücevher sektöründe tasarımdan üretime en değerli yolculuk

Teorik bilgiyi pratikle buluşturmayı hedefleyen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü, öğrencilerini aranılan ana eleman olarak yetiştiriyor.

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi okulda verdiği eğitimin yanı sıra bilgiyi pratiğe çeviren nitelikle öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda Kuyumculuk ve Takı Tasarımı bölümünde okuyan öğrenciler haftanın belli günlerinde Altınbaş Holding'in bünyesinde kuyumculuk mesleğini görerek eğitim alıyorlar.

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinde, öğrencilerin aldıkları eğitimin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekiliği'nin yanı sıra ASSOS ve ONSA Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş, "Eğitim bizim olmazsa olmazımız dedi. Ama eğitimin yanında aynı zamanda pratiğin de olması gerektiğini düşünüyoruz. Burada hem eğitim verdiriyoruz hem de onu pratiğe dökmeyi gösteriyoruz. Hatta belirli saatlerde uygulamalı olarak öğrencilerimize ürün yaptırıyoruz. İş adamları olarak sanayi ile eğitimin iç içe olması gerektiğini düşünüyoruz. Bir tarafta sanayi bir tarafta eğitim… Biz bunun ikisini buluşturduk. Yaptığımız iş insana dayalı. Biz buradaki öğrencilere yalnız mesleği öğretmiyoruz. Kurumuna, ülkesine bağlılığını ve müşteriye olan sadakati de öğretiyoruz. Bizim için müşteri de önemli. Müşterimize düzgün servis, düzgün hizmet vermemiz ve bu işin sürekliliğini sağlamak çok önemli. Bunu bir bütün olarak düşünüyoruz ve bir paket olarak da bunu uygulamaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

TEORİK VE UYGULAMALI BİLGİ BİR ARADA
Öğrencilerin teorik bilgileri iyi bir şekilde aldığını ama işi öğrenme açısından fabrikada ustalarla birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulayan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölüm Başkanı Elanur Güner, "Kuyumculuk ve takı tasarımı öğrencilerimiz bizden teorik ve uygulamalı olarak bilgi alırken, fabrikadaki ustalardan ne şekilde çalışacaklarını, firmaların neler istediğini ve tasarımlarına nasıl yön katabileceklerini öğreniyorlar. Bunların öğrencilerimize çok büyük faydası var. Zaten bu uygulama Türkiye'de bir ilk. Çünkü fabrikada eğitim verebilen bir üniversitenin içerisindeyiz. Öğrencilerimiz haftanın bir günü burada ustalarla beraber fabrikanın içerisinde ne şekilde tasarım yapıldığına, ne şekilde üretime dönüştürüldüğüne, daha sonra da bunların paketlenip nasıl satışa sunulduğuna dair bilgiler alıyorlar. Tüm aşamaları görüp bu şekilde yetişiyorlar" şeklinde açıklamalarda bulundu.

"SEKTÖRE ARANILAN ANA ELEMAN YETİŞTİRİYORUZ"
"Üniversite olarak en büyük hedefimiz bilgiyi bilerek, öğrenerek mezun edebileceğimiz öğrenciler yetiştirebilmek" diyen Güner, "Burası doğru adres. Bu doğru adresin içerisinde öğrencilerimiz bizzat fabrikanın kendi elemanıymış gibi çalışıyorlar. Aynı zamanda biz eğitimlerimizi verirken tasarım, üretim ve değerli taşlarla ilgili eğitim de veriyoruz. Süs taşı tanımlamaları dersimizin eğitimini İstanbul Kuyumcular Odası'nın yaptığı bir proje ile entegre ederek öğrencilerimize veriyoruz. Yani biz sadece üniversitenin çatısı altında değil firmalarla ve bu konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla da iş birliği yaparak eğitimlerimizi veriyoruz. İstanbul Kuyumcular Odası'nda verilen bu eğitim sonunda da sertifikaya sahip olarak sektörün istediği gemologların da yetişmesi için ön ayak oluyoruz. En önemli hedefimiz sektöre ara eleman değil aranılan ana eleman yetiştirmek. O yüzden de tasarımdan üretime kadar olan bu değerli yolculukta birlikte yol alıyoruz. Öğrencilerimizi bu konuda yetiştiriyoruz" şeklinde konuştu.

"BURADA OLMAKTAN MUTLUYUM"
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü öğrencilerinden Esra Kalaycıoğlu ise, "2012'de Hacettepe Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü'nü bitirdim. İkinci üniversite olarak da Kemerburgaz Üniversitesi Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü'nü burslu olarak kazandım. Babam kuyumcu olduğu için bu işe merak sardım. Burada okulda teorik kısmını aldığımız derslerin pratiğe dönüştürülmüş halini görüyoruz. Burada olmaktan çok mutluyum" dedi.

SİNEM ERYILMAZ - UĞUR GÜLBOY
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.