GÜNDEM - 30 Nisan 2017 Pazar 23:19

'Murat 124' tutkunları kan bağışına konvoyla geldi

A
A
A
'Murat 124' tutkunları kan bağışına konvoyla geldi

Muğla'nın Bodrum ilçesine konvoy halinde gelen Turkish Classic Car Murat 124 ve Turkish Classic Car grubu kan bağışında bulundular.

Kızılay ile irtibata geçen Murat 124 tutkunları, Milas-Bodrum karayolu üzerindeki bir akaryakıt istasyonuna konvoy halinde geldiler. Muğla bölgesinde bulunan onlarca murat 124 tutkunu Kızılay’a kan bağışında bulunarak örnek bir davranışa imza attı. “1 Kan 3 Can” sloganıyla hareket eden Murat 124 tutkunları havalı kornaları ve modifiye edilmiş araçlarıyla konvoy halinde kan bağışının alındığı bölgeye geldi.

Aileleriyle birlikte kampanyaya katılan bir Türk klasiği Murat 124 tutkunları gerekli kontrollerden sonra kan bağışında bulundular.

Etkinlik hakkında konuşan Grup Sorumlusu İbrahim Çelik, “Kızılay ile bir görüşme yaptık. Kan bağışlarının bu kış biraz az olduğunu, kan sayılarının düştüğünü söyledi. Bizde bir otomobil grubu olarak dedik ki, bizimde bir faydamız olsun. Üyelerimizle görüştük sağ olsunlar hiçbiri bizi kırmadı. Böyle güzel bir etkinlik yapalım dedik. Dedik, 1 kan 3 candır, hayat kurtarmak senin kanında var adıyla adım attık” dedi.

Bu anlamlı davranışa imza atan Murat 124 sevdalılarına Kızılay yetkilileri tarafından plaket verildi. 

Eren Ayhan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Kayıp mürettebatın ailelerinin feryadı: "İhmallerin araştırılmasını istiyoruz" Marmara Denizi açıklarında, İmralı Adası’nın ise güneybatısında batan bin 250 ton mermer tozu yüklü olan Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan 4’ünün cansın bedenine ulaşılırken 2 kişiden ise haber alınamadı. Çalışmalara devam edilmesini isteyen acılı aileler, sorumluların da bir an önce adalete hesap vermelerini istedi. 15 Şubat tarihinde Marmara denizinde batan Batuhan A. isimli kargo gemisinin kayıp mürettebatı arasında bulunan makine stajyeri Ahmet Atav’ın babası Şenol Atav, geminin ihmal sonucu battığını ileri sürerek açıklamada bulundu. Şenol Atav, “Ben 25 yıldır gemiciyim. O gemi o günkü hava şartlarından dolayı ya da geminin yaşından dolayı batmadı. O geminin batış sebebi tamamen ihmaldi. Bu ihmalle birlikte geminin denetimlerinin doğru yapılmadığını delilleriyle savcılığa sunduk ve sunmaya da devam edeceğiz. Bu ihmallerde en büyük kabahatli Marmara Liman Başkanı, Bandırma Liman Başkanı, Bandırma Kara Sörveyi, Gemlik Liman Başkanı ve Gemlik Liman Sörveyi’dir. Geminin rutinlerine uygun yapılması gereken kontrol ve denetimlerin doğru olarak yapılmamıştır. Bundan ihmallerden dolayı oğlumun cenazesine ulaşamıyorum. İlgili kurumların bu konuda ellerinden geleni yapmasını rica ediyorum. “ dedi. Batan geminin kaptanı Hasan Mehmet Uyanık’ın oğlu Abdullah Uyanık ise “Kazadan yaklaşık 45 gün sonra babamın cesedine ulaşıldı. Bulunamayan iki mürettebat üyesinin bulunmasını istiyorum. Aramalara 15 gün sonra son verildi. Aramalara yeniden başlanmasını istiyorum. İhmallerin araştırılması ve adaletin sağlanmasını istiyoruz“ ifadelerini kullandı. Ailelerin avukatı Muhammed Emin Çelik, “15 Şubat tarihinde Batuhan A. adlı gemi Bursa Karacabey açıklarında ne yazık ki ağır ihmaller sonucu batmıştır. Devletimiz Kızılay, AFAD, Türk Silahlı Kuvvetleri, Bursa Valiliği, Karacabey Kaymakamlığı başta olmak üzere bütün organlarıyla arama çalışmalarını sürdürmüştür. Ancak, ne yazık ki Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan yalnızca 4 kişinin cesedine ulaşılmış, kalan 2 mürettebat hala bulunamamıştır. Bizler mavi vatanın bütünlüğüne inanıyoruz. Deniz emekçileri de mavi vatanın bir parçasıdır. Denizcilerimiz asla ihmal edilemez ve göz ardı edilemez. Bu doğrultuda Batuhan A. Gemisinin batmasına sebep olduğu düşünülen bütün ilgili kurum, kuruluş ve şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu açıklamaktayız. Batuhan A. Gemisi 53 yaşında bir gemidir. Bu kadar yaşlı ve artık tamir görmekten paslanmış bir geminin özellikle bu hava şartlarında seyrine izin verilmesi nasıl mümkün olabilir. Geminin azami alabileceği yükün üzerinde yük almasına kim neden müsaade etmiştir. Bilindiği üzere geminin denize ve yüke elverişli olması gerekmektedir. Brandasının dahi sertifikası olmayan bir gemiye denize elverişlilik belgesi kim tarafından verilmiştir. Bu bahsettiklerimize ek olarak gerekli hususlar Karacabey Başsavcılığına sunulmuştur. Ancak bu sebeplerden daha fazlası bulunmaktadır ve bu sebepler göstermektedir ki Batuhan A. Gemisi hava şartları nedeniyle değil, ağır ihmaller sonucunda batmış olmakla birlikte 6 mürettebatımız elzem bir şekilde hayatını kaybetmiştir. Bizler gemilerimiz batmasın, denizcilerimiz yaşasın istiyoruz” dedi.
Zonguldak Zonguldak’ta 4. Bahar Sempozyumu başladı Zonguldak’ta 4. Bahar Sempozyumu açılış konuşmaları ile başladı. ZBEÜ Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda 4. Bahar Sempozyumu “Ortopedik Cerrahilerde Anestezi ve Hasta Güvenliği” konusuyla başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu programın açılış konuşmasını ZBEÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Hilal Ayoğlu yaptı. Ardından Türkiye Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği İç Anadolu Şube Başkanı Atilla Erol konuşma gerçekleştirdi. Türkiye Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı Ali Fuat Erdem, “Biz dernek olarak özellikle Anadolu’da farklı illerde sempozyum, kurs ve kongrelere büyük önem veriyoruz. Özellikle hasta güvenliği konusuna temas etmek istiyorum. Hilal Ayoğlu hocam konuda Türkiye’de önemli bir isim. Böyle bir konuyu seçmesinden dolayı da son derece mutlu olduk. Kendisi Dünya Anestezi Dernekleri Federasyonu’nda Hasta Güvenliği Komitesi’nin bir üyesi. Bu konuda sadece Türkiye değil dünyada çalışmalar yapıyor. Ayrıca kendisi Dünya Anestezi Federasyonu’nun Avrupa temsilcisi. Böyle bir değerli hocamızın burada emekleri çok fazla. Avrupa Anestezi Derneği ile hasta güvenliğiyle ilgili bir protokol yaptık. Bu protokol ile sertifikasyonları artık Türkiye’de yapacağımız kurslardan sonra vermeye devam edeceğiz. Çünkü bütün dünya hasta güvenliğini çok önemsiyor” dedi. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ise “Sağlık alanındaki modern yenilikler ve çığır açıcı buluşlarla geçmişten günümüze insanlığın karşı karşıya kaldığı, nice hastalığın tedavisinde gerek tıp camiasındaki çalışmalara ışık olup gerek hastaların yaşam kalitesini artırarak umut olduğu aşikardır. İşte bu hususta tıbbın ve teknolojin birlikteliğinde; yakın zamanda tüm insanlığın maruz kaldığı Covid-19 pandemisinde dahil cerrahi tedavilerin titizlikle uygulandığı ve hasta güvenliğin sağlandığı konusunda hemfikiriz. Nitekim bulaşıcı hastalıkların ortadan kaldırılması, tüm tıbbi tedavi yöntemlerinin ve hasta güvenliğinin sağlanmasında ülkemizin bütün sağlık kuruluşlarında yapılan çalışmaların değerinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Ortopedi tedavilerindeki anestezi uygulamalarında da büyük başarılar elde edilmektedir. Bunun yanında anestezi ve sağlık hizmetlerinin temel taşlarından olan hasta güvenliğinin de her yönüyle ele alınarak geliştirilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verdi. Sempozyum, açılış konuşmalarının ardından “Ortopedik cerrahilerin intraoperatif yönetiminde hasta güvenliği” oturumuyla başladı.
Bursa Elektrikli araçların enerjisi Bursa’dan Bursa AFSİAD Yönetimi, genç girişimci Onur Tunç’un geleceğin önemli ihtiyaçlarından olacak ev tipi elektrikli araç şarj istasyonu çalışmasını inceleyerek, destek ve önerilerini sundu. Bursa ile Afyonkarahisar’ın üretim ve ticarette buluşması adına çalışmalarını sürdüren Bursa Afyonkarahisarlı Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (Bursa AFSİAD), ülke ekonomisine katkı sağlayan genç girişimcilerle de bir araya geliyor. Bu kapsamda Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu, Afyonkarahisarlı enerji mühendisi Onur Tunç ve ekibinin geliştirdiği ev tipi elektrikli araç şarj istasyonu çalışmasını inceledi. Genç girişimciyi Dernek Merkezi’nde konuk eden Bursa AFSİAD Yönetimi, geleceğin önemli ihtiyaçlarından biri olacak ürün hakkında bilgi alırken, tebrik ve önerilerini sundu. “Genç girişimcilerin destekçisiyiz” Bursa AFSİAD ailesi olarak, genç girişimcilerin her zaman yanında olduklarının altını çizen Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İlker Duran, açıklamasının devamında ise “Günümüz otomotiv sektöründe global ölçekte büyük bir dönüşümün yaşandığını görüyoruz. Elektrikli araçlar artık her yerde karşımıza çıkıyor. Sayıları hızla artan bu araçların, enerji ihtiyacının karşılanması noktasında ülkemiz insanı tarafından atılan her adım kıymetlidir. Yerli ve milli aracımız Togg’un üretildiği Bursa’ya bu konuda ayrı bir görev düştüğünü düşünüyorum. Bugün de kıymetli hemşerimiz enerji mühendisi Onur Tunç ve ekibinin ürünü olan ev tipi elektrikli araç şarj istasyonunu inceledik. Bu ürün, eminim elektrikli araç sahiplerinin işlerini fazlasıyla kolaylaştıracaktır. İlerleyen süreçte üretimi Bursa’da yapacaklarını duymak da bizlere ayrı bir gurur yaşattı. Hep söylediğimiz gibi ülke olarak artık katma değeri yüksek üretim modellerine yönelmemiz gerekiyor. Bursa AFSİAD olarak;Onur Tunç kardeşimize çalışmalarında başarılar diliyor, her zaman destekçisi olduğumuzu ifade ediyoruz” dedi. Üretim Bursa’da olacak Enerji mühendisi Onur Tunç ise Bursa AFSİAD Yönetimi’yle gerçekleşen buluşmaya dair yaptığı açıklamada, “Üretimde sizin gibi tecrübeli isimlerin, genç girişimcilere destek olması bizleri cesaretlendiriyor. VOLTARGEmarkasıylapiyasaya sunduğumuz ev tipi elektrikli araç şarj istasyonumuz kısa sürede büyük ilgi gördü. Bu ürünler taşınabilir olması açısından elektrikli araçları olanlar için büyük avantajlar barındırıyor. Bu ürünleri ister yazlığınıza, isterseniz iş yerinize götürebilir ve aracınızı şarj edebilirsiniz. Projemizi geliştirmek için 6 ay gibi bir zamandır üzerinde çalışıyoruz.Bu çalışmaların sonucunda ilk prototipimizi çıkarmış olup sizlere tanıtmaktayız. Geldiğimiz noktada ise üretim tesisimizi Bursa’da kurmayı planlıyoruz. Yerli üretim sağlamak önceliğimizdir. Uygulamalı ve ekranlı olan ürünümüzü geliştirerek, yapay zeka desteği verme üzerinde de çalışıyoruz. Ayrıca yine çalıştığımız bir başka projeyle ürünümüzü güneş panelleriyle destekleyerek, istasyonumuza çevreci ve maliyetsiz bir enerji sağlamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.