EKONOMİ - 24 Ekim 2016 Pazartesi 15:09

Müsteşar Yardımcısı Yücel: 'Türkiye her yıl 25 milyar lirayı çöpe atıyor'

A
A
A
Müsteşar Yardımcısı Yücel: 'Türkiye her yıl 25 milyar lirayı çöpe atıyor'

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, yapılan çalışmalarda sebze ve meyve ticaretindeki zayiat oranında istedikleri başarıyı elde edemediklerini belirterek, "Sektörün hep kabul ettiği zayiat oranı var, yüzde 25. Sebze, meyve ticareti perakende fiyatlar itibariyle 2015 yılı büyüklüğü 100 milyar. 100 milyarın yüzde 25'i zayiat oranı. Türkiye her yıl 25 milyar lirayı çöpe atıyor" dedi.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Sebze ve Meyve Değerlendirme Toplantısı, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ATSO) gerçekleştirildi. Programın açılışında konuşan ATSO Başkanı Davut Çetin, Antalya’nın tarımdaki sorunlarının yanı sıra bu yıl bir de Rusya krizini yaşadıklarını hatırlatarak, kentin tarım üretimiyle Türkiye'nin bahçesi, serası, sebze deposu olduğuna vurgu yaptı.

Antalya’nın yıllık 5.5 milyon tona yaklaşan üretimle sebze meyve üretim değerinde birinci sırada yer aldığını kaydeden Çetin, ihracatın yarısının da sebze meyveden oluştuğuna değindi.

"Kışın gıda enflasyonu artıyor"
Antalya tarımının kış aylarında Türkiye'nin enflasyonunu belirlediğini savunan Çetin, "Kasım ayından itibaren, rahmetli sanatçı Barış Manço'nun şarkısındaki gibi, 'Domates, Biber, Patlıcan' enflasyonu başlıyor. Taze sebze ve meyvenin enflasyon sepetindeki payı yüzde 4.6'dır. Yani sigarayla aynı oran. Yine de şu anda 50 kuruş olan ürünler, aralık veya ocak ayında soğuk hava nedeniyle 1.5 liraya çıktığında, enflasyonu 1 puandan fazla artırmaktadır. Tarımda yıllık enflasyon düşük olmasına rağmen, kış aylarında gıda enflasyonu dikkat çekmektedir" diye konuştu.

"Türkiye’de sebze meyve Avrupa’ya göre çok ucuz"
Kışın fiyatların artması ile ilgili birlikte haller arasında farklar oluştuğuna değinen Çetin, "Fiyatlar artınca televizyon kanalları tarım ürünleri için 'Antalya Hali'nde şu kadar kuruş, İstanbul manavında şu kadar lira' haberleri ile enflasyonun yanı sıra dağıtım kanallarına dikkat çekmeye başlıyor. Enflasyona çare olmasa da üretici ve tüketici fiyatlarını yakınlaştırması, üreticinin de tüketicinin de kazanmasının sağlanması gerekiyor. Kamyonda, markette, manavda ürünün dörtte biri çürür ve çöpe atılırsa, tüketici fiyatının çok farklı olması kaçınılmaz. Meyve ve sebze Türkiye'de Avrupa'ya göre çok ucuz. Buna rağmen birçok sebze ve meyvede ihracatın üretime oranı halen yüzde 5'ler düzeyinde" dedi.

"İhracatın artması gerekiyor"
Antalya Toptancı Hali'ne darbe vuran en önemli faktörün zincir marketler olduğunu ileri süren Çetin, "Perakende ticaretin düzenlenmesi yasası çok geç çıktı. Sektörde biraz düzelme beklenirken, bu yıl Rusya ve turizm krizi ortaya çıktı. İhracat cephesine bakarsak, Türkiye'nin 9 aylık yaş meyve ve sebze ihracatı miktar olarak yüzde 3 artmış, ama değer olarak yüzde 7 düşmüş. Bazı ürünlerde asıl kaybı fiyat veya değer düşüşünden dolayı yaşadık. Örneğin domateste ihracat miktarı yüzde 12 düştü ama değer kaybı yüzde 37. Son haftalarda içerde fiyatlar çok düşük olmasına rağmen ihracat artmıyor. Rusya kapısı halen açılmadı, Suriye ve Irak'a ihracat iyice zorlaştı ve ekim ayında bölgemiz ihracatında yüzde 29 düşüş yaşıyoruz. Bu yıl ürünün en bol olduğu nisan ve mayıs aylarında fiyatlar yarıya düştü, fiyatlar böyle gider ve ihracat artmazsa, artık tarımda kim nasıl dayanır bilmiyoruz" ifadelerine yer verdi.

"Türkiye yediği sebze ve meyveye saygı duymuyor"
"Üreticide, taşımada, pazar ve marketteki ambalaj sorunu, ürünün çürümesine ve israfa neden oluyor" diyen Çetin şöyle konuştu:
"Türkiye, yediği sebze ve meyveye saygı duymuyor. Bolluktan dolayı değerini bilmiyor. Şu anda mevsimin başında nar, maliyeti karşılamadığı için toplanmıyor. Bahçede para etmiyor, ama bir restoranda veya kafede bir bardak nar suyu isterseniz, ya olmaz ya da 5-10 liraya satılır. Bir başka sorun Türkiye'de pazarların amacı dışına çıkmış olmasıdır. Pazarlar üretici pazarı olmaktan çıkmış, giyim ve ev eşyası satılan, sebze meyvenin tüccar tarafından satıldığı yerlere dönüşmüştür. Avrupa'da halen geleneksel sabit üretici pazarları var, ama bizde kalmadı. Bu konuda belediyelere büyük görev düşmektedir."
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, Türkiye’nin sebze ve meyvede 50 milyon ton civarı üretimle Avrupa'da 1'inci, dünyada da 5'inci ya da 6'ncı sırada yer aldığına işaret etti.

"Küçük işletme büyütülmeli"
Türkiye'nin üretimdeki en büyük sıkıntısının küçük ölçekli üretim, köy tipi aile işletmeleri olduğunu anlatan Tavşan, "Üretimden başlayan planlama ve bölgeye göre ürün seçimi yapılması gerekiyor. Büyük ölçekli üretime geçilmesi gerekir. Burada küçük ölçek, büyük problem. 3 milyon civarı küçük işletme var. Küçük ölçekli işletmelerin büyütülmesi lazım" dedi.

"Antalya’daki 23 hal hızla birleşmeli"
Toptancı hallerinin rehabilitasyonu ve yenilenmesi gerektiğinin altını çizen Tavşan, "Hallerin özerk yapıyla idare edilmesi gerekir. Belediyelerin kendi içerisindeki hiyerarşik düzen hal müdürünün hareket kabiliyetini azaltıyor. Hal müdürünün yönetimini oluşturarak kendi bütçesi ve imkanlarıyla hareket etmesi gerekiyor. Antalya'da 23 civarında hal var ve bu sayı çok yüksek. Bu hallerin süratle birleştirilerek, büyük ölçekli, ihracata hizmet veren, borsa değeri olan hallere dönüşmesi gerekir" diye konuştu.

"Türkiye her yıl 25 milyar lirayı çöpe atıyor"
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, hal kanunu ile sebze meyve ticaretindeki kayıt dışı oranının yüzde 70'lerden yüzde 48'e düştüğünü kaydetti.
Yapılan çalışmalarda sebze ve meyve ticaretindeki zayiat oranında istedikleri başarıyı elde edemediklerine değinen Yücel, "Sektörün hep kabul ettiği zayiat oranı var, yüzde 25. Sebze, meyve ticareti perakende fiyatlar itibariyle 2015 yılı büyüklüğü 100 milyar. 100 milyarın yüzde 25'i zayiat oranı. Türkiye her yıl 25 milyar lirayı çöpe atıyor. Kanunda bununla ilgili tedbir almıştık. Depolama standardı getirdik, soğuk zincirde taşıma düzenlemeleri yaptık. Kap ve ambalaj düzenlemesi getirdik. Toptancı halleri ile ilgili arzu ettiğimiz gelişme sağlanmadı. Sebze meyve ticareti çok aktörlü bir sektör, en önemli taraflardan biri belediyeler. Türkiye'de 176 toptancı halinin yüzde 99'unu belediyeler işletiyor. Toptancı halinin kanunda öngörülen şartı taşıyabilmesi için belediyeler sorumluluk almalı" dedi.
Sebze ve meyve ticareti yapanlarla gerçekleştirdikleri toplantılar sonucunda kanunda bazı değişiklikler yapmayı planladıklarını dile getiren Yücel, "Toplantılarda üretici örgütleri, toptancı hali durumu, zayiat oranını azaltmak için neler yapılması gerektiğini değerlendireceklerini anlattı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fatih’te hareketli gece: Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla saldırıp kapıyı ateşe verdi Fatih’te iddiaya göre, psikolojik sorunları olan bir kişi sesten rahatsız olduğu için üst komşusunun kapısını önce balyoz ve matkapla kırmaya çalıştı, başarılı olamayınca 4 kişinin bulunduğu evin dış kapısını ateşe verdi. Polis, itfaiye ve özel harekat polisleri olaya müdahale ederek saldırganı etkisiz hale getirdi. Olay, saat 01.30 sıralarında Fatih İskenderpaşa Mahallesi Feyzullah Efendi Sokak’ta yaşandı. İddiaya göre, 5 katlı binanın 4’üncü katında oturan psikolojik sorunları olan bir kişi, üst komşularının çıkardığı sesten rahatsız olunca eline aldığı balyoz ve matkapla üst komşusunun kapısına vurarak açmaya çalıştı. 5’inci katta oturan komşuları neye uğradıklarını şaşırarak panik içinde polise haber verdi. Kapıyı balyoz ve matkapla açamayan saldırgan başarılı olamayınca kapıyı ateşe verdi. Özel harekat polisleri saldırganı etkisiz hale getirdi Olay yerine gelen polis ve itfaiye ekipleri balyoz saldırgana müdahale etmekte güçlük çekince olay yerine polis özel harekat ekipleri sevk edildi. Özel harekat ekiplerinin çalışmasıyla saldırgan etkisiz hale getirilirken dairede bulunan 4 kişi itfaiye ekiplerince evin camından merdiven aracıyla tahliye edildi. Binadan dışarı çıkmak istemeyen saldırgan polis özel harekat tarafından etkisiz hale getirilerek sedye ile binadan dışarı çıkarıldı. Sedye ile dışarı çıkarılan saldırgan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Alt komşularının saldırısına uğrayan 4 kişi, saldırgandan şikayetçi olmak ve ifade vermek için polis merkezine götürüldü. Saldırı anında dairede olan ev sahibi Muhammet Enes, “Alt kattaki komşu eve matkapla içeri girmeye çalıştı, evin kapısını yaktı. Balyozla kapıya vurdu. Polisi aradık polis geldi. Camdan bağırıyorum ben polislere, yardımcı olsanıza adam kapıyı yakıyor. Adamı almıyorlar. Özel harekat geldi, tek bir adam ancak alabildi. Saldırgan benim alt komşum, daha önce hiçbir tartışma yaşamadık. Ruh hastası kendisi kuruluyor. Daha önce de biz polis çağırmıştık. Çevik kuvvet gelmişti kapıyı koçbaşıyla kırmıştı. Kapısını biz mi kırdık zannediyor artık. 2-3 akşamda bir geliyor. Daha önce 4-5 defa şikayetçi olduk. Birinci kattaki komşu onu da rahatsız ediyor, saldırıyor. O da şikayetçi oldu ama almıyorlar” dedi. Yanan kapı içeriden cep telefonu kamerasıyla anbean görüntülendi Görüntülerde, evde yaşayan 4 kişinin yaşadığı panik anları ve dışarıdan yanan kapının dumanlarının daireden içeri girdiği anlar görülüyor. Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen saldırganın daha önce de aynı daireye matkapla saldırdığı iddia edildi. Hastaneye kaldırılan saldırganın hastanedeki işlemlerinin ardından ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldüğü öğrenilirken ekiplerin olayla ilgili çalışmaları sürüyor.
Aksaray Aksaray’da kontrolden çıkan otobüs bahçe duvarına çarptı: 8 yaralı Aksaray’da önüne aniden bir otomobilin geçmesi üzerine fren yapan tıra, arkadan gelen yolcu otobüsü çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. Kazada otobüs sürücüsüyle birlikte toplam 8 kişi yaralandı. Kaza saat 02.00 sıralarında Aksaray - Adana Karayolunun 6. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ankara’dan Diyarbakır’a giden Muhammet T. (45) idaresindeki 42 EKB 68 plakalı demir profil yüklü tır, önüne aniden geçen Şammas A. (29) yönetimindeki 68 AE 610 plakalı otomobili son anda fark ederek ani fren yaptı. Ani fren yapmasıyla birlikte tırın arkasından seyreden İstanbul - Adıyaman seferini yapan Murat T. (43) idaresindeki 02 AG 525 plakalı yolcu otobüsü tıra arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. 21 yolcunun bulunduğu otobüs kazasında otobüs şoförü ve 7 yolcu olmak üzere 8 kişi yaralandı. Kazayı gören diğer sürücüler durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan 3 yaralı ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırılırken, hafif yaralanan 5 yolcuya olay yerinde ayakta müdahale yapıldı. Hastanede tedavi altına alınan otobüs sürücüsü ve 2 yolcunun da durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, tır ve otomobil sürücüsü gözaltına alındı. Yaşanan kazayı anlatan tır sürücüsü Muhammet T., “Şahin bir gitti bir geldi derken, ben tanımıyorum sürücüsünü ama önüme durdu. Durunca da ben fren yaptım. Çok sert fren yapmadım aslında yavaştım ben, otobüs de vurmuş arkamdan. Ben Ankara’dan Diyarbakır’a gidiyordum” dedi. Otobüste bunulan yolculardan Kadir Göçer (54) ise “Şahin taksi tırın önünde ani fren yaptı. Tır şoförü de ona vurmamak için ani fren yapıyor. Otobüste ona vurmamak için sağa kırınca duvara vuruyor. İyi ki de duvara vurmuş. Direk tıra vursaydı çok kötü olurdu” diye konuştu. Kazanın ardından yolcular otobüs firması tarafından olay yerine tahsis edilen servis minibüsü ile terminalde bulunan başka bir otobüse taşındı. Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.