GÜNDEM - 20 Nisan 2018 Cuma 09:41

Neden erken seçim?..

A
A
A
Neden erken seçim?..

Türkiye gazetesi yazarlarından Süleyman Özışık, bugünkü yazısında 'erken seçim' analizi yaparak önemli değerlendirmelerde bulundu.

İşte Özışık'ın ''Neden erken seçim?..'' başlıklı yazısının tamamı..

Herkesin önce şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Erken seçim kararı yok yere, durduk yere alınmadı. Son dönemlerde yaşananlara baktığımızda bunu çok daha iyi anlayabiliriz.

Hatırlarsanız, bundan iki hafta önce, "Yeni patlama noktası aranıyor" başlıklı bir yazı yazmış ve yaklaşan sessiz tehlikeye şu sözlerle dikkat çekmiştim:

Demiştim ki:

"28 Şubat'ta muhabirlik yapan ve 28 Şubat'ın yaşanmasına neden olan tüm gelişmeleri takip eden bir gazeteciyim. Bugün medyaya baktığımda, tıpkı o dönemde olduğu gibi yeni bir 28 Şubat fırtınası estirilmeye çalışıldığına şahit oluyorum.

Bazı köşe yazarları, Gezi'yi aratmayacak yeni bir ayaklanma için ellerine geçen tüm verileri olanca gücüyle kullanıyor. 'Kullandığımız verilerden hangisi toplumu sokağa döker, orasını bilemiyoruz ama hepsini denemekte yarar var' dercesine yazıyor bu kalem erbapları...

Bazı tarikat ve cemaatlerin bundan yıllar önce verdiği fetvaların ve yaptığı açıklamaların dün yaşanmış gibi yeniden ısıtılarak önümüze getirilmesi boşuna değil."

Evet, hiç de boşuna değildi yapılanlar...

Muhalefet partileri, Allah'ın her günü, "Bu iktidar öyle ya da böyle gidecek" diyordu.

Sonra...

Önemli konularda susup, eften püften meseleler üzerine konuşmayı seven eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ortaya çıktı.

"Hepimiz evimizin içini düzene koymamız gerekir. Bunu koymadığımız süre içerisinde, gün gelir ya insanlar ayaklanır veya dış müdahale kaçınılmaz hâle gelir" diyerek açık açık bir ayaklanmadan bahsetti. 

Daha sonra...

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bu kez sahne aldı, "Eğer siz baskıyı arttırırsanız hiç tereddüdünüz olmasın, bir kalkışma meydana gelir müsebbibi de siz olursunuz" sözleriyle hükûmeti tehdit etti. 
CHP'liler deseniz, onlar böyle bir şey için zaten can atıyordu.

Meclis içinde kavgalar, Meclis önünde soyunmalar. Tırı vırı meseleler yüzünden Anayasa Mahkemesi'ne gitmeler. Ve son olarak "Diktatöre karşı sokaklarda oturma eylemi" yapmalar...

Selahattin Demirtaş'ı 17 kez ziyaret ederek, Demirtaş üzerinden HDP yanlılarını yeni eylem veya eylemlere hazırlama gayretleri...

Ve kanayan yaramız bürokrasi...

Devlet kurumlarında bilerek ve isteyerek gerçekleştirilen iş yavaşlatma eylemleri. Bazı bürokratların, 20 yıl önceki âdetlere geri dönüp, hizmetleri aksatma çabaları... Bazı hastanelerin eskiden olduğu gibi 3-5 ay sonrasına randevu vermesi vs...

Bunların yanı sıra...

Amerika'nın, YPG'nin yerine, yine YPG'lilerden oluşan ama adı "Arap Gücü" olan yeni bir silahlı örgüt kurma çabaları. PKK'nın seçim dönemine girilirken ülkenin Doğu ve Güneydoğu'sunda gerçekleştirdiği çeşitle terör eylemleri...

Her biri ayrı bir ine saklanmış olan FETÖ farelerinin, tüm bu açıkları çok iyi kullanarak Türkiye hakkında kara kampanya yönetmeleri ve yeni bir fenalık için plan yapmaları...

OHAL ve KHK'lar üzerinden yapılan algı oyunları. KHK ile masumların mağdur edildiği yalanları, OHAL'in gereksiz yere uzatıldığı söylemleri..

Ve ekonomi üzerine oynanan oyunlar. 

Spekülatörlerin döviz üzerine oynadığı oyunlar, uluslararası kuruluşların büyüme oranlarını yok sayıp Türkiye'nin notunu düşürme girişimleri...

Bunlara bir son vermek, "Patlama noktası" arayanlara bir cevap vermek gerekiyordu. Verilecek en iyi cevap, erken seçime gitmekti.

MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli yukarıda saydığım tehlikeleri öngörüp, kaos peşinde koşanların oyunlarını bir kez daha bozdu. Belki de AK Parti ile ortaklaşa bir karar aldılar, orasını bilemiyorum.

Ama bildiğim şu:

Erken seçim iç piyasalara büyük bir güven verecek. İçimizde olup yanımızda olmayan hainlerin motivasyonunu yerle bir edecek. AK Parti iktidarından memnun olmayan dış dünyaya ise sağlam bir mesaj verecek.

Bu seçim pek çok yeniliği de beraberinde getirecek. 

Mesela, artık milletvekillerine ayrı, Cumhurbaşkanı'na ayrı oy vereceğiz. Partiler bize istediği adayı dayatamayacak. Biz, istediğimiz partinin beğendiğimiz adayına oy vereceğiz. Beğenmediğimiz milletvekillerine de milletvekili adaylarına da “Güle güle” diyebileceğiz.

Bir başka yenilik...

Cumhurbaşkanı adayı olan kişi, milletvekilliği için aday olamayacak. Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyar da kaybederse, elindeki milletvekilliğinden de olacak. Aday olmaz da kaybederse, yine gidecek. 

Bu seçimde CHP delegeleri değil, halk oy verecek. Halkın oy verdiği yerde Kılıçdaroğlu'nun başarılı olma şansı milyonda bir bile değil. Bu kez CHP delegeleri bile onu istemeyecek.

Bakmayın siz "Kazanacağız" demesine...

Daha önce 14 partiyle birlikte ne kadar başarılı oldu ki şimdi başarılı olsun! 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.