GÜNDEM - 02 Mart 2015 Pazartesi 12:23

Nüfusun yüzde 70'i deprem riski altında

A
A
A
Nüfusun yüzde 70'i deprem riski altında

Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kent başta olmak üzere ülke nüfusunun yüzde 70’inin ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’inin kurulduğu bölgelerin büyük bir deprem riski altında olduğunu söyledi.

Tatar, 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, sadece depremler nedeniyle 1900’lerden günümüze kadar yaklaşık 100 bin insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Türkiye’nin büyük can ve mal kayıplarına yol açan depremlerle sık sık karşılaştığı gerçeğini hatırlatan Tatar, “Topraklarımızın yüzde 66’sının 1 ve 2. derece deprem bölgesinde bulunduğu, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kentimiz başta olmak üzere ülke nüfusunun yüzde 70’inin ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’inin kurulmuş bulunduğu bölgelerin büyük bir deprem riski altındadır” dedi.

Son 60 yıllık istatistiklere bakıldığında doğa olaylarının ülkemizde yol açtığı doğrudan ve dolaylı ekonomik kayıpların GSMH’nın yüzde 3’ü kadar olduğunun görüldüğünü ifade eden Tatar, "Deprem ve afet gerçeği artık hepimizin tereddütsüz olarak önemsediği ve bu konuda ortak eylem dahilinde çalışmalar yapılması gereken en önemli konulardan birisidir” diye konuştu.

Bugün, 1999 öncesine göre kentlerin depremlere karşı daha güvenli olmadığını ifade eden Tatar, şunları kaydetti:
"Afet risklerini azaltmaya yönelik ulusal afet politikaları hala oluşturulmamıştır. Ülkemiz afet tehlike haritaları hazırlanmamıştır. Afet risklerini azaltmaya yönelik bütçe kalemleri, fonlar oluşturulmamıştır. Halkın afet bilinci ve afetlerle mücadele kültürünün geliştirilmesi için gerekli ve yeterli çaba gösterilmemiştir. Marmara depremlerinden bu yana zarar azaltma-risk yönetimine ilişkin kayda değer bir gelişme sağlanamamıştır.”
Depremlerin jeolojik nedenlerle meydana gelen doğa olayları olduğunu hatırlatan Tatar, “Bu doğa olayı, bilimden, akıl ve teknikten uzak uygulanan politikaların sonucunda birer afete dönüşmektedir. Depremleri önlemek mümkün değildir, ancak zararlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak mümkündür ve bizim elimizdedir. Sadece veya ağırlıklı olarak afetin ortaya çıkmasından sonra yara sarma uygulamalarına odaklanmış mevcut afet yönetim sistemi terk edilerek, tüm bileşenlerin birbiriyle bütünleştirildiği ileri düzeyde zarar azaltma ve dengeli afet yönetimi (Entegre Afet Yönetim Sistemi) ilkesini benimsemektir. Diri Fay Haritası ve Türkiye Deprem Tehlike Haritası güncellenmelidir. Ülkemizin jeolojik yapısı nedeniyle afet tehlikeleri açısından oldukça riskli olması nedeniyle zemin ve temel etütlerinin yapım, üretim ve raporlama süreçleri yapı denetim kuruluşlarının bünyesinde yer alacak jeoloji mühendisleri tarafından yerinde denetlenmelidir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yerine insan merkezli toplumsal politikaların hayata geçirilmesini esas alan, bilim çevreleri, ilgili meslek odaları, yerel yönetimler ve halkın katılımı ile rant odaklı olmayan, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkını sağlayan yeni yasal düzenleme yapılmalıdır.

Ülke olarak depremlerden en az zarar görmenin en önemli bileşeninin eğitim ve farkındalık çalışmaları olduğu gerçeğinden hareket edilerek, toplumun her kesimini içine alan eğitim uygulamaları ve tatbikatlar ile ülkemizde depremlere karşı bir farkındalık ve dirençlilik kültürü oluşturulmalı, bu kapsamda ülkemizin deprem sorununa stratejik yaklaşım getiren ilk yol haritası niteliğindeki belgesi olan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı ülke genelinde uygulanmalıdır” dedi.

“Doğal olan depremdir, doğal olmayan ise afettir" diyen Tatar, "Depremleri önlemek mümkün değildir, ancak zararlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak mümkündür ve bizim elimizdedir. Bu doğa olayı, bilimden, akıl ve teknikten uzak uygulama ve politikaların sonucunda birer afete dönüşmektedir. Çoğunluğu 1. ve 2. derece deprem bölgesinde yaşayan insanlarımızın sağlıklı ve güvenilir yaşam alanlarının belirlenmesinde ve planlanmasında jeolojik araştırmaların öneminin daha iyi anlaşılabilir olması gerekmektedir. Aksi taktirde yitirilen canlarımızın, maddi kayıplarımızın sorumlusu, Odamızın sürekli vurguladığı, bilime, tekniğe, uluslararası örneklere uygun önerilerini dikkate almayan, jeoloji mesleğini hiçe sayan zihniyet olacaktır” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazi Belediyesi’nden ihtiyaç sahiplerine her gün sıcak yemek Sultangazi Belediyesi, her gün 65 yaş üzeri ile kronik rahatsızlığı bulunan ve tek başına yaşayan vatandaşlara yemek dağıtımı gerçekleştiriyor. Hijyen kurallarına uyarak özenle hazırlanan yemekler, her gün ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor. İhtiyaç sahibi ailelerden desteğini esirgemeyen Sultangazi Belediyesi, yemek yapmakta zorlanan, kronik rahatsızlığı bulunan tek yaşayan, engelli ve 65 yaş üstü vatandaşlar için aşevinde her gün yemek pişiriyor. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile Çözüm Merkezi’ne gelen başvuruların detaylı bir şekilde incelenip değerlendirilmesi neticesinde yemek yardımından faydalanacak vatandaşlar belirleniyor. Tansiyon, kalp ya da kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşlar da göz önünde bulundurularak sağlıklı bir menü hazırlanıyor. Aşevinde tüm hijyen kurallarına uyarak titizlikle hazırlanan yemekler resmi tatil günleri dahil her gün ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Sıcacık yemekler, belediye ekipleri tarafından güvenli bir şekilde muhafaza edilerek Sultangazi’nin 15 mahallesinde ikamet eden vatandaşlara teslim ediliyor. “Hayatı kolaylaştırmak için çalışıyoruz” İlçe genelinde çalınmadık kapı, uzatılmamış el kalmasın diye hummalı bir çalışma yürüttüklerini belirten Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “ Yaş almış büyüklerimizi yalnız bırakmıyor, onlara destek oluyoruz. 65 yaş üzeri kronik rahatsızlığı bulunan ve tek başına yaşayan kısacası yemek yapacak durumda olmayan vatandaşlarımıza her gün sıcak yemek dağıtımı gerçekleştiriyoruz. Aşevimizde titizlikle hazırladığımız yemekler, belediye ekiplerimizce her gün ihtiyaç sahibi ailemizin kapısına teslim ediliyor. Resmi tatil demeden her gün yemek dağıtımımız gerçekleştiriliyor. Vatandaşımızın hayatını kolaylaştırmak için gece-gündüz çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Sinop Sinop’ta en donanımlı ve en hızlı yangın ekibi yarışması Sinop’ta 2024 Yılı En Donanımlı ve En Hızlı Yangın Ekibi Yarışması yapıldı. Gerçekleşen yarışma dron ile görüntülendi. Sinop’ta Orman Bölge Müdürlüğü tarafından 2024 yılı en donanımlı ve en hızlı yangın ekibi yarışması düzenlendi. Sinop Orman İşletme Müdürlüğü Sinop Orman İşletme Şefliği Toplu Koruma Binası yanından düzenlenen yarışmaya Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, Sinop Orman Bölge Müdürü Celal Kambur, kurum ve daire amirleri ve personeller katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başlayan programda konuşan Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarlsan, meydana gelen yangınların insan kaynaklı olduğunu belirterek, “Yangınlarda asıl sorun insanların hatası. Bunu biliyoruz. Bu insan hatasını nasıl düzeltebiliriz? Eğitim şart diyoruz. Eğitimle olabiliyor. Şu anda yapılan çalışma tabii ki bir egzersiz yapma, sezonu açma, yeniden enerji yükleme, toplu halde bir araya gelerek sinerji oluşturma, kendi içimizde güç ve kuvvet kurma çalışması. Aynı zamanda kamuoyuna böyle bir mesaj vererek, farkındalık oluşturacak herkes birbirini kontrol ederek bu yüzde 95 gibi yüzde 96 gibi olan insan kaynaklı yangın sayımızı düşürmek" dedi. Ardından Sinop Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı personeller 400 metrelik mesafede ilk önce yangın söndürme tatbikatı yaptı, daha sonra en erken ve etkin müdahale yarışması düzenledi. Yarışmacılar itfaiye araçlarına bağlı hortumları ek yaparak hortumu önce serme, vanayı önce açma, yangına köpüklü ya da köpüksüz müdahale gibi dallarda yarıştı. Yarışma sonucunda Türkeli Orman İşletme Müdürlüğü 1’inci, Gerze Orman İşletme Müdürlüğü 2’nci ve Sinop Orman İşletme Müdürlüğü 3’üncü oldu.
Adana Vali Köşger: "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, kentte huzur ve asayişi sağlamaya yönelik çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini belirterek, "Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir" dedi. Köşger, polis sorumluluk bölgesi trafik düzenleme uygulamaları, asayiş çalışmaları ve ilçelerin genel durumu ile ilgili emniyet müdürlüğü yetkililerinden bilgi aldı. İl Emniyet Müdürü Ahmet Hakan Arıkan ve polisler tarafından karşılanan Vali Köşger, şeref defterini imzalamasının ardından Müdür Arıkan ile görüştü. Görüşmenin ardından gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında, trafikteki sorunların analizi, güvenlik önlemleri, trafik akışının iyileştirilmesi için alınan tedbirler ile ilçelerde gerçekleştirilen asayiş uygulamaları ele alındı. "Trafik, kentin yaşam damarlarından biri" Toplantı sonrasında değerlendirmelerde bulunan Vali Köşger, trafiğin kentin yaşam damarlarından biri olduğunu belirterek "Güvenli ve düzenli bir trafik, hem vatandaşlarımızın günlük yaşamlarını sürdürebilmesi hem de şehirlerimizin gelişimine katkı sağlaması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle trafik düzenlemeleri ve uygulamaları konusunda çalışmalarımızı ve bunun yanında ilimizin mevcut güven ortamının devamlılığını sağlamak için yapılması gerekenleri değerlendirdik" şeklinde konuştu. Vatandaşın can güvenliğinin her zaman öncelikleri olduğunu da ifade eden Vali Köşger, şöyle devam etti: "İlimizin huzur ve asayişini sağlamaya yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Adana, her yönüyle güzel hadiselerle anılmayı hak eden bir şehir. Ülkemiz genelinde olduğu gibi Adana’mızda da suç ve suçluyla mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bu konuda emeği geçen, ilimizin huzur ve güvenliğinin teminatı İl Emniyet Müdürlüğümüz personeline teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum."