ASAYİŞ - 30 Ekim 2014 Perşembe 20:38

O madendeki kazanın olduğu noktaya ilk kez ulaştılar

A
A
A
O madendeki kazanın olduğu noktaya ilk kez ulaştılar

Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri 301 madenciye mezar olan Soma Eynez Maden Ocağı’nda kazanın olduğu yere ilk kez ulaştı.

Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs tarihinde meydana gelen ve 301 madenciye mezar olan Eynez’deki maden ocağında kazanın olduğu noktaya ilk kez ulaşıldı. Yaklaşık 3 saat boyunca madende kazanın olduğu alanda incelemelerde bulunan Meclis Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyeleri madenden çıktılar. Madenden çıkışta bir açıklama yapan Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, incelemenin kazanın nasıl olduğuna dair kafalarında yeni fikirler oluşturduğunu ve netlik kazandırdığını anlattı. Alaboyun, “Kazanın olduğu mahalle indik. Belli bir noktaya indikten sonra normalde 50 metre ile ul0aşabileceğimiz bir yere göçme olduğu için kapatılmış.

Biz o yoldan daha farklı bir yol üzerinden 450 metrelik bir bypass yaparak girdik. Bizim kazanın olduğu göçüğün olduğu ve tahmin ettiğimiz bazı değişikliklerin olduğu birinci tahrik motoru cebinin orada çok farklı gözlemlerimiz oldu. Burada çok fazla detaya girmek istemiyorum. Ocağın içerisindeki galerilerle kıyasladığımızda oradaki boşluklar, ortaya çıkan pasalar, yığılmalar çok farklı. Bu gözlemlerimiz bize büyük bir fikir verdiği kanaatindeyim. Bunu Ankara’ya döndüğümüz zaman oranın videosunu çektik. Ankara’ya döndüğümüzde hocalarımızla, teknik ekibimizle bunu tartışacağız. Ankara’daki değerlendirmemizin ardından burada çektiğimiz videoları kamuoyuyla paylaşacağız. Şuan için söyleyeceklerim bu kadar. Sağ salim girdik, sağ salim çıktık” dedi.

Kulikarla daha önce daha derine indiklerini kaydeden Alaboyun, “Şimdi imkanlar biraz daha farklı olduğu için kulikarla bir ayak sökümü var oradan malzeme çıkarıyorlar. Daha yokuşlara indik. Bu maden mühendisi arkadaşlarımız, işçi kardeşlerimiz burayı her gün yürüyorlar bu yokuşu. 25-30 derecelik bir sıcaklıkta her gün yürünüyor. Kolay bir şey değil madencilik. Tam kaza noktasına ulaştık. 20 metrelik bir yeri sürünerek gittik. Dizlerimizin üzerinde taşların içerisinde. Aşağı yukarı 55-60 santimetrelik dar diyebileceğimiz bir yerden geçtik. Oradan eğilerek elimizdeki krokilerden, görüntüler ve güzergah çerçevesinden gittik. Kazanın olduğu yerde birinci tahrik motorunu göremedik. Üzerinde tonlarca yığıntı ve pasalar var. Ama onun üzerinde çok büyük bir boşluk ve bakir bir toprak var. Daha sonra üzerine is ve duman yalamış. Bunlar bize çok farklı fikirler veriyor. Onun yorumunu artık biz kendimiz yapacağız hep beraber” şeklinde konuştu.

“KAZANIN NASIL OLDUĞU KAFAMIZDA NETLEŞTİ”

Kazanın nasıl olduğuna dair kafalarında büyük bir fikir oluştuğuna değinen Alaboyun, “Bizim kafamızda ne varsa uzmanlarla görüştüğümüz hatta işçi arkadaşlarımızla görüştüğümüzde üst üste alıp da örtüşen her şey burada gözümüzün önündeydi. Kaza yüzde 90-95 oranında kafamızda netleşti diyebilirim” dedi.

Komisyon üyesi CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ise yaptığı değerlendirmede, “Benim buradan birinci çağrım soruşturmayı yürüten savcılaradır. Çünkü bilirkişi raporu yazılmış gördüklerimizin büyük bir kısmı bilirkişi raporunda da olan onu doğrulayan yerler. İfadeler doğruysa eğer şirket yetkililerinin kazanın tam olduğu yere o günlerde bilirkişi heyetinin ulaşamadığını söylüyor. Bugün bu imkan burada var. Soma savcısı harekete geçerek bilirkişilere görevlendirme yaparak yeniden ek bir rapor talep ederek, kazanın olduğu yerin de bilirkişiler tarafından görülmesini sağlamalıdır” dedi.

“ERMENEK VE SOMA KAZALARI BİRBİRİNE BENZİYOR”

“Bu kazayla Ermenek’teki kaza arasında çok önemli bir benzerlik var” diyen Özel, “Bunu komisyon üyeleri de hocalar da teyit edecektir. İkisinde de eski imalat denilen daha önceden alışılmış, kömür alınca da orayla işi bitmiş boş alanlar var. Ermenek’te oranın suyla dolu olduğu ve Maden işleri Genel Müdürlüğü tarafından da madeni gösteren topografya haritasına tam işlenmediği, işlenmediği için de yeni maden ilerlerken adeta bir haritası olmayan bir mayın tarlasında olduğu gibi orayı patlatarak büyük bir facia ortaya çıkıyor. Burada da detaylı bir şekilde gördü ki eski imalat var yakın tarafta ve orada metan gazı birikmiş olmalı ve metan gazı orada ortaya çıkan bir süreç içinde sıkışma sonucunda fışkırırken ama işte onu uzman kişilerce bilirkişi raporlarında göreceğiz. Şuan göçük altında olan tahrik motorunun ifadelerde de var. ‘Bastım çalışmadı, bastım çalışmadı. Üçüncü de bir alev geldi’ şeklinde söylüyorlar. Sanki oradan alev aldı ya da bilirkişi raporlarında yazdığı gibi aşağılarda olan bir kömür tabakasının kızışarak geldiği. Ama o yangının da birikmiş olan bir metanın parlamasıyla patlama noktasına gelmiş olması söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.

“BİR ARPA BOYU YOL ALINMADI”

13 Mayıs’tan bugüne hiçbir şeyin değişmediğini kaydeden Özel şunları söyledi:

“Bir diğer hususta Soma havzasında 15 bine yakın madenci çalışıyor. Türkiye’de de 48 bine yakın madenci çalışıyor. Ne Türkiye’de şuanda yürüyen mevzuat 13 Mayıs’la aynı. Yani 13 Mayıs’tan bugüne bir arpa boyu yol alınmadı. Bilimin temel kuralıdır. Aynı deneyi tekrarlarsanız aynı sonucu almaktan şaşırmayın. O yüzden de hiçbir madende 48 bin madencimizin hiçbir tanesi 301 madencimizin o gün içeri girerken olduğu kadar güvende bile değiller. Onu bir kez bilmemiz lazım.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.