MAGAZİN - 25 Mart 2017 Cumartesi 11:52

O şimdi Bordo Bereli

A
A
A
O şimdi Bordo Bereli

Yeni filminde gerçek bir hikayeyi anlattıklarını ifade eden Cenk Ertan 'Türkiye'nin bütün bu insanları kabul etmesi duygulandırıyor beni. Batı'nın bugüne kadar gösterdiği tavır ise sorgulamaya açık' dedi.

Bordo Bereliler Suriye filminin başrol oyuncusu Cenk Ertan,Türkiye Gazetesi'nden Kübra Şafak'ın sorularını yanıtladı. Ünlü oyuncuyu birçok dizide farklı karakterlerde izledik. Ancak Yüzbaşı Mehmet rolünü kendisi için iyi başlangıç olduğunu belirtiyor. Ertan ile filmden, rolünden, devlet sorunlarından ve hayatından konuştuk. Hoş sohbetimizde kendisini daha yakından tanıdık...

Günleriniz nasıl geçiyor? Heyecan var mı?

Heyecan hiç bitmiyor hayatta. Film ile ilgili zaten heyecan var. Ne olacak diye merak ediyoruz. İnsanlar sevecek mi beğenecek mi? Az kaldı cevabını yakında alacağız. Çekimler bittikten sonra İstanbul’a döndükten sonra dublajlar, afiş çekimleri, röportajlar böyle geçiyor günlerimiz. Bunlar dışında herkes gibi normal. Vizyon tarihini ve galayı bekliyoruz.

Çekimler nerede yapıldı? Ne kadar sürdü?

Adana Düziçi, Osmaniye, Kozan buralarda hep arazileri kullandık askeri film olduğu için. 5 hafta boyunca çok yorucu ve zor bir süreç oldu. Gece çekimleri vardı. Geceler gündüzler birbirine karıştı. Sürekli arazideydik.

Bu proje size nasıl geldi? Kabul etmenizde ki en büyük etmen ne oldu?

Beni aradılar. Senaryoyu gönderdiler. Bir nefeste okudum. Çok hoşuma gitti. Akıcı güzel bir hikaye. Hemen istedim. Bordo Bereli ve yüzbaşı rolü ne güzel olur dedim ve kabul ettim.

15 Temmuz’da ne yapıyordunuz? Neredeydiniz?

Bodrumdaydım.15 Temmuz gecesi saat 22.20 uçağı ile Sabiha Gökçen’e geldik. Kapalıydı havalanı. Hayat durmuştu. Uçağa binerken bir mesaj geldi. Köprüyü askerler kapattı diye. Herhalde bomba ihbarıdır dedik. Kötü bir şey olsa uçak kalkmaz diye düşündük. İndiğimizde net bilgiler yoktu. Havaalanından çıktık hiçbir araç yok. Bomboş bir alan. Çıkışa doğru yürüdük. Yollar kapatılmış. İnsanlar tankların üzerine çıkmış bayrakları sallıyor. Tam ortasında kaldık. Baya bir süre bavullar elimizde yürüdük. Karşıya geçemiyoruz. Eşimin kuzenin evine geçmeye çalıştık. Servis aracı hayrına bize yardım etti taksiye kadar bıraktı. En yakında o varda. Kutlamalar anına denk geldim. Şiddet bitmişti bayram havasına geçilmişti. Darbe durdurulmuş zafer bizimdi.

Mülteciler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Geniş ve kapsamlı bir konu. Dünyada herkes için bir açısı var. Türkiye’nin tüm bu insanları kabul etmesi duygulandırıyor beni. Batının bugüne kadar gösterdiği tavır sorgulamaya açık. İnsani bir durumdur bu. Hepsi olmasa da güçlü dünya kuruluşlar var. Ama yetersiz ve bireysel kalıyor. Türkiye’nin bunu yapması muazzam bir şey. Doğrusu budur. Zor tabi değişik insanların bir arada yaşaması bunu da görüyoruz zaten. Umarım insanlık kazanır. Herkes birbirine silah yerine elini uzatsın.

Film konusu nedir? İzleyenler bu filmi neden izlemeli?

İlham kaynağı birkaç yıl önce bir borda bereli timin Suriye’de bir göreve gidip görev esnasında bir arkadaşlarının ağır yaralanması bir arkadaşlarının esir alınmasını anlatıyor. Bu gerçek bir hikaye. Onlar arkadaşlarını kurtarmak için geri gitmek istiyor. Komutanları izin vermiyor. Ama onlar yine de kurtarmaya gidiyor. Bu bir aksiyon ve macera filmi türünü belirtiyim. Bu bir belgesel değil filmdir.

Bu role nasıl nasıl hazırlandınız?

Aktör olarak hep hazır olmak gerekir. Elinizde ne kadar çok yeteneğiniz varsa malzemeniz var demektir. Orduya ve Özel Kuvvetlere karşı merakım var. Takip eder saygı duyarım. Bordo bereliler çok özel insanlar bilgili ve entelektüel yetiştirilen birkaç dil bilen arkadaşlar. Üstün insan olmak için eğitim görüyorlar. Bizden üstlünler açlığa, susuzluğa, yokluğa dayanmakta. İşi adam öldürmek. Ölüm makinası olarak yetiştiriliyorlar. Sette emekli bordo berelimiz vardı. Dağda kolu donmuş fark etmeden görevine devam etmiş biri. Silah tutuşu, yürüyüşleri, gizlenme biçimlerini öğretti bize. Yanlış gördüğünde müdahale etti. Senaristimiz aynı zamanda dövüş uzmanı olan arkadaşımızla dövüş sahnelerine çalıştık. Dövüş sahneleri dans gibi biraz.

Çekimler sırasında askerlik zamanlarınıza geri döndünüz mü?

İster istemez dönüyorsunuz. Anılar canlanıyor. Usta birliğini bende Adana’da yaptım.

Karakterinizde en beğendiğiniz yönü nedir?

Karakteri bütün olarak sevdim. İnsan Mehmet yüzbaşından bahsediyor film. Ölüm makinesi olan Mehmet operasyonlarda var. Onun dışında içinde dürüstlük, merhamet, sevgi olan bir adam var. Güçlü bir şekilde yansıtılıyor filmde.

Filmin bütçesi nedir biliyor musunuz?

Cevabı yapımcıda. Bende kendi kaşemi söylemem kadınlara yaşı erkelere maaşı demişler

Sette hiç gergin anlar yaşandı mı?

Hiç yaşanmadı. Zor şartlar bizi birbirimize kenetledi. Kardeş gibi olduk.

Komik anlar yaşandı mı?

Çekimler zorlu geçtiği için haftanın 6 günü arazide ortalama 15 saat. Dağ başına yemek getirtmek bile kolay değil. Hep güldük ama çok sıkı çalıştık. Sadece 4 saat uyuyup sete gidiyorduk.

Keyif aldığınız sahneler oldu mu?

Hepsinden keyif aldım. Hatta kaptırıyordum daha sürecek sanıyorken kestik duyunca niye kestik ki? diyordum. Dövüş sahneleri eğlenceliydi.

Sette tahammül edemediğiniz şeyler var mı?

Biz oyuncular her şeye tahammül ediyoruz. Bu işler bizde yeni bir Hollywood sektörü değiliz. Aksiliklerde oluyor. Hollywood’da her şey programlı. Planlanan sürede çekim tamamlanıyor. Bizde öyle değil. O kadar profesyonelleşmedik. Sette geç kalınması ayıptır. Haklı nedenleri yoksa.

Son zamanlar askeri film ve diziler arttı nasıl değerlendiriyorsunuz? Eksileri artıları ne olur?

Çok yaptığımız bir şey değildi. Bir anda oluverdi. Bende şaşkınım. Biz filme başlarken dizilerden haberimiz yoktu. Bence iyi bir şey. Türkiye’nin yüksek bir potansiyeli var. Özel bir ülkeyiz. Bu işide iyi yapıyoruz. Sinema geçmişimiz var. Kendi anlatım dilimiz var. Doğu ile batıyı birleştiren bir kültürüz var. Bu kadar izlenmesinin sebebi de bu. Balkanlar izliyor bütün Arap ülkeleri izliyor. Küçümsenemez bişi bu. Eksileri olmaz memlekete bunların yapılması gerekli. Kendi hikâyelerimizi anlatmalıyız.

Naz Elmas ile Haziran Gecesi’nde beraber oynadınız. Şimdide Açelya Elmas ile oynadınız hangisinden daha çok keyif aldınız?

Ben her zaman pozitif olmaktan yanayım. Bir iş yapıyorsak eğlenerek yapalım. İyi niyetli ve güler yüzlü ve sıkı çalıştık. İkisinide çok beğeniyorum.

Naz Elmas ile görüşüyor musunuz?

Hayır görüşmüyorum.

Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?

Biraz tesadüf oldu. Kamera önü çok istemiyordum. Kamera arkasına yönelik girişim yaptım. Ortaklarımla sorun yaşadım olmadı. Daha önce kamera önü geçmişim vardı. Ama meslek gibi değil hobi gibiydi. Sevdiğim bir şeydi. Kamera önünde kendimi izlemekten ireti oluyordum.

İlk ünlü olduğunuzu ne zaman anladınız? Sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Haziran Gecesi’nde ün olayı sokağa taştı. Bende sokakta yaşayan bir insanın kahveye, manava giden bir adamım. Tuhafınıza gidiyor. Kurtlar Vadisi’nde de aynı şekilde. Laf atmalar fotoğraf çekilmeler falan başladı. Kolay bir şey değil şaşırıyorsunuz. İş gözüyle bakıyorsunuz. İzleyici değiliz. Doktorlar bıkar ya şuram ağrıyor diye duymaktan. Diziden konuşmakta öyle bir şey.

Sokakta komik bir anınız oldu mu?

Abi ne yaptın paraları dedi bana. Ne parası diye düşünüyorum. Borcumu vardı diye düşünüyorum. Meğerse dizide ki parayı diyormuş. Eşimle sokakta yürürken biri bağırıyor senin bilmem kime söyleyeceğim diyor.

Bilmediğimiz yönlerimiz var mı?

Doğayı çok severim en büyük tutkum. Trekking yapıyorum yılda iki kez. Sırt çantası ile çadırla uzun yürüyüşler. Huzur buluyorum. Şehir insanı yoruyor. Hatta komple mi gitsem diye düşünüyorum doğaya.

Yalan söylemenin uygun olduğu bir durum var mıdır? Beyaz yalanlar söyler misiniz?
Biz oyuncuyuz hayatımız yalan. Biz ne yazılıyorsa onu söyleriz. Herkes yalan söyler. Bazen yakalıyorum kendimi gereksiz yere. Refleksi var insanın. İnsan kendini beyaz yalanlarla örtüyor.

Bulunduğunuz konumdan mutlu musunuz? Hedefleriniz var mı?

Yolun başında görüyorum kendimi. Bu film benim için iyi bir başlangıç.Daha çok keyif alacağım işte olmak istiyorum.

Terör, savaş, mülteci sorunlarını elbette devlet çözecek ama sizce nasıl çözülür?

Kapitalizm ve emperyalizmden bir an önce vazgeçmek. Daha güçlü olmak için başkalarının üzerinden geçinmekten vazgeçmek gerek. Değişim böyle ivme kazanır. Silah yerine yardım eli uzatmak gerek. Allah’ında bizden istediği dinimizde de neler yapılması gerektiğini görüyoruz. Kötülükten uzak durun diyor.

Beklenmedik olaylar karşısında tepkileriniz nasıl?

Çok soğukkanlıyım. Beni sinirlendirmek kolay değildir. Hayat zor bir mücadele. Çatışmadan güler yüzle yaparsak her şey daha güzel olur.

Çılgınlıklarımız var mı?

Hiç sevmem çılgınlığı. Bazılarına göre geceyi bir ormanın ortasında çadırın içinde geçirmek çılgınlık olabilir. Ama benim için özümle buluştuğum yer. 

Kübra Şafak - Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.