SAĞLIK - 25 Mart 2018 Pazar 06:58

Obezitede ameliyatsız tedavi yöntemi

A
A
A
Obezitede ameliyatsız tedavi yöntemi

Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) tarafından düzenlenen “13. Girişimsel Radyoloji Yıllık Toplantısı'nın Kongre Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Küçükay, kilo vermeye yönelik damar tıkama işlemi olan Bariatrik Embolizasyon tedavi yönteminin obezite tedavisinde daha güvenli ve ölüm riski oranın az olduğunu belirterek, Türkiye'de 15-20 kişiye başarıyla uygulandığını belirtti.

Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) tarafından düzenlenen “13. Girişimsel Radyoloji Yıllık Toplantısı”, Antalya’nın Belek Turizm Merkezindeki bir otelde gerçekleştirildi. 

Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Girişimsel Radyoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. Halil Öztürk, 450’yi aşkın katılımcının takip ettiği toplantıda, girişimsel radyolojideki bilimsel son gelişmelerin ve güncel uygulamaların sunulduğunu ve karşılaşılan sorunlara çözümler üretilmesinin hedeflendiğini bildirdi. Prof. Dr. Öztürk, 38’i oturum başkanı olmak üzere 50 konuşmacının yer aldığı toplantıda, 2 salonda 21 oturum düzenlendiğini ayrıca her gün 2 adet çalıştayın gerçekleştirildiğini belirtti. 

Girişimsel radyolojini hastalıklara teşhis koymak veya tedavi etmek için görüntüleme cihazları eşliğinde icra edilen minimal invazif işlemler olduğuna değinen Prof. Dr. Öztürk, "Bir diğer ifade ile görüntüleme cihazları eşliğinde gerçekleştirilen kapalı ameliyatlardır. Bu işlemler sırasında en sık kullanılan görüntüleme cihazları, Tanısal Radyoloji’de kullanılan cihazlardan, ultrasonografi, anjiyografi ve bilgisayarlı tomografidir. Ancak daha nadir de olsa mamografi ve emar cihazları da bu operasyonlarda kullanılabilmektedir. Bütün bu cihazlar Tanısal Radyolojide hastalıklara tanı konması için kullanılırken, Girişimsel Radyolojide hastalara yapılan minimal invazif operasyonlarda kılavuz olarak kullanılmaktadır" dedi.

"Dünyada en sık ikinci ölüm nedeni" 

Prof. Dr. Mehmet Halil Öztürk, inmeyi beyin damarlarında aniden oluşa tıkanıklıklara bağlı oluşan bir klinik durum olarak tanımladı. 

İnmenin dünyada en sık 2'nci ölüm nedeni olduğunu kaydeden Prof. Dr. Öztürk, "Ayrıca inme dünyada en sık engelli kalma sebebidir. 2016 yılının TÜİK verilerine göre 38 bin vatandaşımızı inme nedeniyle hayatını kaybetti. Bu sayının 5 katına yakın vatandaşımızda engelli şekilde kalmıştır. İnme zamanında saptanır ve zamanında müdahale edilirse, hastaların yaşamının kurtulması ve engelsiz şekilde veya hafif engelle hayata devam ermesi mümkün olacaktır. Ama zaman aralığı azdır. İnmenin tedavisi için zamana göre yarışıyoruz. İnmeli hastanın 6 saat içinde sorunun çözülmesi gerekiyor." 

Prof.Dr. Öztürk, "İnmenin belirtileri neler? Hızlı şekilde tanımamız gerekiyor. Ani oluşmuş bilinçsel ve fizikle kayıp inme bozukluğudur. He türlü bulguyu anlayabiliriz. Konuşma bozulması, konuşulanın anlaşılamaması, vücudun bir anda bacakta kolda kuvvet, his kaybı ama bunlar ani olarak oluşması gerekir. Görme bozulması, dengesizlik çift görme gibi bir sürü bulguyla karşımıza çıkabilir. İnmeyi tanıma konusunda toplumumuzun bilinçli olması gerekir. Girişimsel radyoloji inmenin sebeplerinin anlaşılmasında ve önlenmesi ve tedavisinde yer almaktadır" diye konuştu. 

Prof. Dr. Öztürk, girişimsel radyoloji alanında malzeme temininde sıkıntı yaşadıklarını vurgulayarak, "Girişimsel radyoloji gelişmekte olan branş ve yüksek teknolojik cihazlar kullanıyor. Bu malzemelerin kolaylıkla ulaşılabilir olması için fiyatlarının uygun olması gerekir. SGK bu malzemelerin fiyatlarını enflasyona orantılı arttırmadı. Gittikçe artan güçlükler yaşıyoruz. İleride kritik malzemelere ulaşma noktasında fiyat politikası nedeniyle sorun yaşayacağız. Hasta mağduriyetlerin önüne geçmek adına bu konuları yetkilileri dile getirmek istiyoruz. Yılda bir kez enflasyona bağlı fiyat artışı yapılmasını talep ediyoruz" dedi.

"2 bin beyin ölümünün yüzde 28’ini kullanabilmişiz" 

Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Ramazan Kutlu, organ nakillerinin çok önemli olduğunun altını çizerek, Türkiye’de 25 bin civarında organ nakli bekleyen hastanın olduğunu kaydetti.
Türkiye’de 350 bin civarında donör olduğunu belirten Prof. Dr. Kutlu, "Bu donör sayısı yeterli değil. Kadavradan nakilde kullanılacak beyin ölümü olması lazım. Bunun sayısına baktığımız zaman 2 binin üzerinde beyin ölümü var ancak yüzde 28’i kullanılabilmişiz. Beyin ölümü tespitinde ve kalımında gerideyiz, mecburen canlılardan yapılan nakillere başvuruyoruz. Biz girişimsel radyoloji olarak bu işin neresindeyiz. Her yerindeyiz. İşlem esnasında ve sonrasında her yerindeyiz. Uygun şekilde hastanın hazırlanmasında, alıcının nakile kadar ulaşmasını ve tedavi sonrası süreçte yer alıyoruz" ifadelerine yer verdi.

Girişimsel radyolojinin organ naklindeki önemi 

Girişimsel radyologların görüntüleme eşliğinde tanı ve tedaviye yönelik uygulamalar yaptığını dile getiren Prof. Dr. Kutlu, "Bunu zevkle yapıyoruz. Organ nakli benim alanım. Bu hastalarla kardeş gibiyiz. Bir kere tanışıyoruz, sonra ayrılmıyoruz. Onların tedavilerinde etkin şekilde yer alıyoruz. Bizi ayrı bir dal değil, ayrı bir anabilim dalı olması rahatlatacak. Hastalarımıza daha kolay hizmetler verebiliriz. Bu işim ameliyatla bitmediği uzun süreli bir ekiple takip edildiğini biliyoruz. Bizler olmanda bu nakiller olmaz iyi sonuç alınması gerekiyorsa bizi işimizi yapmamız gerekiyor. Organ nakli cana can katan, insanları rahatlatan ağırlıklı hale getiren güzel yöntem, girişimsel radyoloji bunun ayrılmaz bir parçasıdır" dedi.

"Damar tıkanarak kilo verin" 

Kongre Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Küçükay, morbid obezite hakkında bilgi vererek amaçlarının aşırı kilolu hastalara en iyi tedaviyi uygulamanın amaçları olduğunu belirtti. 

Aşırı şişmanlığın genç yaşa doğru kaymaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Küçükay, "Cerrahi yöntemler ek olarak, endokronolojik ilaç tedavi yöntemlerin ek olarak, özellikle 2014’li yıllardan sonra ortaya çıkan yeni bir tedavi yöntemi var. Bariatrik embolizasyonu (kilo vermeye yönelik damar tıkama işlemi) tedavi yöntemi. Bu tedavi aşırı derecede şişman vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde hastalarda uygulanıyor. Buradaki amaç midenin bir bölgesi var. Üst bölgesinden aşırı derecede açlık hormonu sentezleniyor. Bizim yaptığımız tedavide kasıktan girerek o bölgeyi besleyen damarı tıkayarak, açlık hormonunu sentezleyen hücrelerin sayısını azaltıyoruz. Amaç hastamızın açlık hissetmesini azalmak. Açlık krizlerini önlemek. Daha yeni bir yöntem daha emekleme aşamasındayız" diye konuştu.

"Türkiye'de 15-20 kişiye uygulandı" 

Uygulamanın dünya çapında 600, Türkiye’de 15-20 hastaya uygulandığını dile getiren Prof. Dr. Küçükay, "Başlangıç sonuçları iyi. Cerrahi yöntemlerle karşılaştırdığımız zaman kilo kaybı biraz daha yavaş şekilde gelişiyor. Sabırlı bir hasta gerekiyor. 6 ay sonunda yüzde 11’lik bir kilo kaybı oluyor. 100 kiloluk hasta, 89 kilo oldu. Şuana kadar belirgin bir yan etkisi çıkmadı. Orada bir delinme söz konusu olmuyor. Yeni bir yöntem ve hastayı aynı gün en geç bir gün sonra taburcu ediyoruz" dedi. Prof. Dr. Küçükay, yöntemin güvenli, ölüm ve komplikasyon oranının diğer yöntemlere oranla daha az olduğunun altını çizdi. 

Hemoroid konusuna da değinen Prof. Dr. Küçükay, bu konuda hastaların büyük bir kısmının utanma ve çekinme duygusu yaşadıklarını belirterek, çekinmenin doğru olmadığını konforlu yaşamın tüm insanların hakkı olduğunun altını çizdi.  

İsa Akar-Memiş Akın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.