SAĞLIK - 24 Eylül 2018 Pazartesi 11:04

Okula uyum sürecinde aileye büyük görev

A
A
A
Okula uyum sürecinde aileye büyük görev

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Uzman Psikoloğu Damla Alkan Saygılı, yeni eğitim döneminin başladığı şu günlerde, çocuklarda gözlenebilecek okula uyum sorunları ve bu sorunlarla başa çıkma yöntemlerini anlattı.

Yaz tatilinin sona ermesiyle birlikte bazı çocukların okula keyifle gittiğini, bazılarının ise okula gitmek ya da anne ve babasından ayrılmak istemediğini belirten Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, bu durumda olan çocukların okula gitseler bile okulda yaşanan birtakım sorunlarla ebeveynlerinin karşısına çıktığını söyledi. “Okul, her ne kadar da çocuklar için eğitim ve öğretim işlevi olan bir kurum olsa da diğer yandan aileden sonra gelen ilk toplumsallaşma ortamı niteliğini de taşımaktadır.” diyen Saygılı, çocukların ailelerinden gördükleri ve öğrendikleri davranış kalıplarını, okula gittikleri zaman orada uygulamaya başladıklarını, bunun yanında okula başlarken, tanımadıkları kişi ve öğretmenlerle karşılaşmanın ve iletişim kurmayı öğrenmenin yanı sıra, okulda uymaları gereken kurallar ve başarmak zorunda oldukları öğrenim göreviyle de karşılaştıklarını söyledi.

"Çocuğun okula uyum sürecini uzatabilen etmenler"

Çocukların birkaç hafta içinde okula uyum sağlamalarının beklendiği söyleyen Saygılı, ebeveynlerin, çocuğunu okula bırakırken kaygılı olması ya da evde çocukları ile kaliteli vakit geçirmemesi gibi etmenlerin çocuğun okula uyum sürecini zorlaştırabileceğini ve bu sürenin uzamasına neden olabileceğini belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı konu ile ilgili şunları söyledi: “Ebeveynlerin okuma ve öğrenmeye ilgi göstermemeleri, çocuğun yeni deneyimlerle baş etme becerisinin ve özgüveninin düşük olması, okulda arkadaşlarıyla ilişki kurmakta güçlük çekmesi, çocuğun yaşına uygun bilişsel, fiziksel ve duygusal olgunlukta olmaması gibi etkenlerin yanı sıra, yeni kardeşin dünyaya gelmesi, ebeveynlerin yeni boşanması, yeni okul değişikliği gibi gelişen ani yaşam değişiklikleri gibi etkenler de çocuğun okula uyum sürecinin uzamasına neden olmaktadır. Buna bağlı olarak ise çocukta, okula gitmek istememe, ebeveyninden ayrılırken yoğun kaygı yaşama, derslere karşı ilgisiz olma, okulda iken baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel belirtiler gösterme şeklinde yakınmalar gelişebilmektedir”dedi.

 “Çocuğunuzun okula gitmesinde ısrarcı ve ikna edici tutum sergileyin.”

Bazı etmenlerin çocuğun okula uyumunu kolaylaştırdığını söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, okul öncesi dönemde sağlıklı sosyal ilişkiler geliştiren, kendine güvenen, yaşına özgü sorumluluklarını yerine getirebilen, ebeveynlerinin sözünü dinleyen, onlar tarafından araştırmaya ve yeni şeyler öğrenmeye teşvik edilen, yaşına uygun bilişsel, fiziksel ve duygusal olgunlukta olan çocuklarda okula uyumun daha kolay olduğunu belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı şöyle devam etti; “Çocuk okuluna bırakıldıktan sonra vedalaşma uzun sürmemelidir. Bağımlı olduğu ebeveyn yerine okula diğer ebeveynin götürmesi, çocuğun ebeveyninden daha kolay ayrılmasına yardımcı olacaktır. Anne ve babadan hangisi daha tutarlı ve kararlı davranabiliyorsa çocuğu okula onun götürmesi sağlanmalıdır. Bunların yanında çocuk okula bırakıldıktan sonra ebeveynlerin neler yapacağı konusunda çocuklarını kısaca bilgilendirmeleri, örneğin ebeveynin çocuğunu okula bıraktıktan sonra nereye gideceğini, ne yapacağını onunla paylaşması, okul çıkışı ebeveyninin onu tam zamanında alacağı ya da servise bindiği zaman evde mutlaka onu karşılayacak birinin olacağı şeklinde çocuğuna yapacağı açıklamalar, çocuğun duyduğu endişeyi azaltarak, okulda kendini daha güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca çocuğun okuldan uzak kalmasına izin verilmemelidir. Çünkü çocuğun evde kalması uzadıkça, okula dönmesi de o ölçüde güçleşecektir. Çocuğun okula gitmesi konusunda aile fertlerinin ısrarcı olması ve taviz vermemesi gerekmektedir.”

“Uyum sorununun altında yatan nedenleri onunla konuşarak anlamaya çalışın”

Çocuğun okula gitmeyi reddetmesi durumunda bunun altında yatan nedenlerin çocukla konuşularak öğrenilmeye çalışılması gerektiğini söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, okula gitmek istemediği durumlarda onu korkutmak ve cezalandırmak yerine, bu durumun geçici olduğunu ve başka çocuklarda da okula gitme isteksizliğine rağmen bu durumun üstesinden gelebildiklerinin anlatılması gerektiğini belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı şöyle devam etti: “Ebeveynler, çocuğun öğretmenleriyle işbirliği içinde olmalı, öğrenim gereksinimlerinin neler olduğunu ve bu gereksinimlerini karşılamaya yönelik neler yapılması gerektiğini belirlemelidir. Ebeveynler çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmeye özen göstermelidir. Okul sonrası, okulda gününün nasıl geçtiğine, neler yaptıklarına yönelik kısa sohbetlerde bulunmalıdır. Bunlar çocuğun okula uyum sürecine yardımcı olacaktır. Ayrıca anne ve babalar, çocuklarının okula başlamasının üzerinden birkaç hafta geçmesine rağmen, gerek okulda, gerekse evde uyum sorunları yaşadığını fark ettikleri noktada, çocukları için mutlaka bir uzman yardımı almalıdır”dedi.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden ‘Dev’ ameliyat Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 210 kilogram olan obezite hastası başarılı bir ameliyat geçirdi. 26 yaşındaki hastanın hedefi bu ameliyat ile 10 kilo verebilmek. Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 210 kilogramlık Muhsin Akklınç’a cerrahi operasyon gerçekleştiren Genel Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Burhan Hakan Kanat, yıllar önce dramatik sonuçlanan operasyonların günümüzde artık çok daha olumlu sonuçlar doğurduğunu ifade etti. 210 kiloya sahip 26 yaşındaki Muhsin Akkılınç’a mide küçültme operasyonu gerçekleştiren Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Burhan Hakan Kanat, obezitenin vücutta yağ birikiminin artmasıyla oluştuğunu belirtti. Obezite ile mücadelenin sadece genel cerrahi uzmanlarının değil, multidisipliner yaklaşımla yapılması gereken bir durum olduğunu ifade eden Prof. Dr. Burhan Hakan Kanat, "Tüm hastalara önce bir endokrinoloji dahiliye uzmanlığı eşliğinde diyet tedavisi verilmesi gerekmektedir. Diyet tedavisinin ardından bir de farmakolojik tedavi dönemi var. Bunlara rağmen zayıflayamayan, zayıflamayı başaramayan hastalarımız için cerrahi operasyon önermekteyiz. Yıllar önce obezite cerrahisinden kaynaklanan komplikasyonlar vardı. Bundan dolayı operasyonlar ölümle sonuçlanan çok dramatik ve çok medyatik olabiliyordu. Ancak yıllar içerisinde hem cerrahların tecrübelerinin artmasıyla hem de tıbbi teknolojinin daha ilerlemesiyle komplikasyon alanları ve bunlara bağlı ölüm oranları çok daha azalmış durumda. Bu yüzden hastalar güvenerek tecrübeli merkezlerde ameliyat olabilirler. Ülkemizde kadınların neredeyse yüzde 40’ı erkeklerin ise yüzde 25’i maalesef obez sınıfına girmektedir. Bu yüzden obeziteyle mücadele ülkemiz için çok önem arz ederken, Sağlık Bakanlığımız her geçen gün obezite merkezlerini arttırarak kurmaktadır" dedi. “Hedefim 100 kilogram vermek” Kahramanmaraş’tan Malatya’ya obezite tedavisi için gelen Muhsin Akklınç ise cerrahi operasyon ile mide küçültme ameliyatı olduğunu belirtti. Aşırı kilolarından dolayı hayatında zorluklar yaşadığını ifade eden Akkılınç, "Aşırı kilolar yüzünden yürürken çok zorlanıyordum ve belim ağrıyordu. Günlük işlerimin birçoğunu yapamıyor, önemli toplantılara katılamıyordum. Daha önce birçok kez normal diyet yaptım. Fakat olmadı. Cerrahi operasyonun eskisi gibi başarısız sonuçlanma riskinin az olduğunu ifade eden Prof. Dr. Burhan Hakan Kanat, 210 kilo iken beni ameliyat etti. Kendisine teşekkür ediyorum. Benim için ideal olacak kilo 100 ila 110 arası. Yapılan mide küçültme cerrahi operasyonu ile 100 kilogram verme hedefindeyim” diye konuştu.
Samsun ‘Afrika çöl tozları çocukları daha fazla etkiliyor’ Çöl tozlarının solunum yolu hastalığı olanları olumsuz etkileyebileceğine değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Çöl tozlarının yoğun olduğu günlerde özellikle çocuklar ve solunum sistemi rahatsızlığı olanların sağlığı olumsuz etkilenmektedir” dedi. Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, Afrika çöl tozları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. “Astım hastaları dikkat etmeli” Çöl tozlarının solunum yolu hastalığı olanları olumsuz etkileyebileceğine değinen Prof. Dr. Köksal, “Çöl tozlarının yoğun olduğu günlerde özellikle çocuklar ve solunum sistemi rahatsızlığı olanların sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Erişkinlerde özellikle solunum yetmezliği olanlarda, astım, KOAH, bronşiektazi ve solunum yolları rahatsızlığı olanlarda problemler daha belirgin şekilde ortaya çıkar. Ayrıca çocuk yaş grubu da en fazla etkilenen grubunu oluşturmaktadır” diye konuştu. “Solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilir” Çöl tozlarının, solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Köksal, “Çöl tozlarının havada fazla miktarda bulunması, mukozal yüzeyler ile teması gözde, burunda ve solunum yollarında direk tahriş edici etkisiyle rahatsızlık verebilir. Özellikle alerjik bünyeye sahip kişilerde ve KOAH, astım gibi solunum yolu hastalıkları bulunan kişilerde bu tahriş edici etkisi daha yoğun olarak karşımıza çıkabilir. Toz miktarının arttığı durumlarda normal sağlıklı bireylerin de solunum yolları etkilenmektedir. Bu tahriş edici etkisinden başka, toz partiküllerine bakteri ve virüsler bağlı kalarak solunum yolu enfeksiyonlarına da neden olabilir. Böyle durumlarda solunum yolu enfeksiyonlarının artmasının bir nedeni de artan toz miktarının güneş ışığını ve ultraviyoleyi engelleyerek yine havada mikroorganizmaların uzun süre kalmalarına neden olmalarıdır” şeklinde konuştu. “Zorda kalmadıkça dışarı çıkmayın” Prof. Dr. Köksal, “Tüm bu olumsuz şartlarda akciğer sağlığımızı koruyabilmek için özellikle kronik solunum yolu ve astımı olan hastalarımızın, toz yoğunluğunun fazla olduğu dönemlerde zorunlu kalmadıkça dışarı çıkmamaları, ev havalandırmalarını bu dönemlerde yapmamalarını ve maruziyet olduğu dönemlerde mutlaka maske takmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Çözüm merkezi, Kayseri’nin en torpilli numarasıdır” Kocasinan Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Çözüm Merkezi ile vatandaşların talepleri çözüme kavuşturuyor. Çözüm Merkezi’ni en torpilli numara olarak niteleyen Başkan Çolakbayrakdar, “Özellikle başımızın tacı olan vatandaşımızı önemsiyoruz ve beklentilerini hızlı bir şekilde karşılamak için merkezimizle sonuç odaklı çözüm üretiyoruz” dedi. Çözüm Merkezinin tüm belediyecilik hizmetlerini tek bir çatı altında aktaran bir birim olduğunun altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, “ 25 Ağustos 2016 yılında hayata geçirdiğimiz Çözüm Merkezi, torpilli telefon numarasıdır. Çünkü vatandaş benden bir talepte bulunduğu zaman bende 0(352) 222 70 00’nolu numarayı arayıp, söylüyorum. Bundan dolayı torpilli hat diyoruz. Herkesin rahatlıkla ulaşabileceği ve herkesin belediyeyle olan taleplerini bu hat üzerinden yönetebileceği bir telefon numarasıdır. Bir telefonla belediyenin tüm birimlerine ulaşabileceğiniz ve hizmeti vatandaşın ayağına götüren bir iletişim hattıdır. Biz diyoruz ki; ‘Kocasinan Belediyesi’ne ve ‘Başkana’ her turlu ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda bu uygulama ilçe sakinlerimizle belediyeyi birlikte yönetme tarzıdır. Vatandaşlarımızın beklentilerini isteklerini ve taleplerini yerine getirebiliyorsak, vatandaşlarımızı mutlu edebiliyorsak yönetim tarzı olarak doğru bir yönetim sergiliyoruz demektir. Bu anlayışı da sahaya yansıtma noktasında atmış olduğumuz önemli adımlardan bir tanesidir” ifadelerini kullandı. “ÇÖZÜM MERKEZİYLE TALEPLERE ANINDA YANIT VERİYORUZ” Çözüm Merkezi ile daha hızlı iletişim ve operasyon refleksi daha yüksek belediyecilik yaptıklarına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, “Vatandaşımız, bizim baş tacımızdır. Vatandaşımızı önemsiyoruz ve beklentilerini hızlı bir şekilde karşılamak için Çözüm Merkezi ile sonuç odaklı çözüm üretiyoruz. Özellikle pandemi süreci gibi hiç evinden çıkamayan vatandaşımızın yanında olduk. Yani Kocasinan Belediyesi hiç düşünmediğiniz zaman ansızın yanınızda oluyor. Sadece talep değil, zaman zaman vatandaşımızın memnuniyetini ve teşekkürlerini alıyoruz. Ayrıca Çözüm Merkezinin yazılımı tamamen belediye personelimiz tarafından yapılmış olan bir sistemdir. Her türlü iletişim kanalından bizlere ulaşılıyor. İlçe sakinlerimiz, isteklerini yüz yüze iletebilmenin yanı sıra her türlü iletişim kanalı; sosyal medya, Kocasinan Belediyesi’nin web sitesi, mobil uygulamalı cep telefonu ve Watsapp hattı 0(352) 222 70 00’ nolu telefon numarasından her şekilde belediyeye anında ulaşabiliyor. Kocasinan Belediyesi hem 7/24 saat çalışan bir belediye hem de 7/24 saat ulaşılan bir belediyedir” diye konuştu.
Zonguldak ZBEÜ Hemşirelik Bölümü öğrencileri üniformalarını giydi ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Hemşirelik Bölümü birinci sınıf öğrencileri için bu yıl ilki düzenlenen 2023-2024 Akademik Yılı Üniforma Giyme Törenine katıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 2023-2024 Akademik Yılı Üniforma Giyme Töreni gerçekleştirildi. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, akademisyeneler, öğrenciler ve aileler katıldı. Törenin açılışında konuşan Hemşirelik Bölümü Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurten Taşdemir, üniforma giyme törenin bu yıl ilkini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. Ardından kürsüye çıkan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel Koçak, ilk üniformalarını giyen öğrencilere mesleğe önemli bir adım attıklarını dile getirerek, “Bugün giyeceğiniz üniformalarınızı meslek hayatınız boyunca gururla üzerinizde taşımanızı, üniversitemizi ve ailenizi gururlandırmanızı aynı zamanda meslek hayatına çok iyi hazırlanmanızı temenni ediyorum. Sizler gerek ülkemizde gerekse dünyada bütün sağlık sistemlerine kolaylıkla uyum sağlayabilecek kabiliyette olup bununla beraber günümüzün modern sağlık sistemlerinin farkında olarak bilimin ışığında yetişecek nesillersiniz. Her birinizin kariyerlerinde çok güzel yerlere gelmenizi, ülkemize ve geleceğimize sağlık alanında katkı sağlayan bireyler olacağınıza tüm kalbimle inanıyorum. Yolunuz açık, hemşirelik mesleğine atacağınız ilk adımınız hayırlı ve uğurlu olsun” diye konuştu. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, üniversitenin sağlık alanında sunduğu nitelikli eğitimle geleceğin sağlık profesyonellerini donanımlı bir şekilde yetiştirdiklerini belirtti. Pandemi dönemiyle hemşirelik mesleğinin önemine bir kez daha şahit olunduğuna dikkat çeken Özölçer, hemşire adaylarına mesleklerini özveriyle yapmaları hususunda tavsiyelerde bulundu. Öğrencilerin meslek hayatlarına ilk adımlarını atmalarının heyecan verici bir dönem olduğunu vurgulayan Özölçer, tebrik ederek başarılarının devamını diledi. Konuşmaların ardından hemşirelik bölümü öğrencilerine Rektör Özölçer ve Senato Üyeleri tarafından üniformaları giydirildi. Toplu fotoğraf çekiminin akabinde tören sona erdi.