EĞİTİM - 11 Eylül 2017 Pazartesi 16:14

Okula uyumda kritik rol ebeveynlerin

A
A
A
Okula uyumda kritik rol ebeveynlerin

Okula ilk kez başlayan çocukların kendilerini güvendi hissetmesinin önemli olduğunu belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erhan Alabay, bunun için en büyük rolün anne babalara düştüğüne vurgu yapıyor.

Türkiye´de 18 milyona yakın okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisi için 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı 18 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Yeni eğitim ve öğretim yılında ilk kez okula gidecek okul öncesi, anasınıfı, ilkokul 1’inci sınıf ve ortaokul 5’inci sınıf öğrencileri ise okula uyum eğitimlerine bir hafta önceden başladı. Uzmanlar, okula ilk kez başlayan çocukların kendilerini güvendi hissetmesinin önemli olduğuna vurgu yapıyor. Çocukların ilk defa gittikleri yerlerde istenmeyen davranış göstermesi, ağlamaları, anne ve babanın kucaklarından inmek istememeleri gibi davranışların hepsi kendilerini güvende hissetmemelerinden kaynaklandığını belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erhan Alabay, “Bu durum çocuktan çocuğa farklılık gösterse de, bu oldukça doğal ve beklenen bir durumdur. Fakat en önemli durum çocuğun bu süreci hızlı ve sağlıklı bir şekilde atlatması için verilecek olan destektir” diyor. Okul ile ilk defa tanışan çocukların farklı bir ortama ve farklı kişilerle bir arada olacağı için kaygı içinde olduklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Alabay, okula yeni başlayan çocuklarda istenmeyen davranışlarla oldukça sık karşılaşıldığı bilgisini paylaşıyor. Yrd. Doç. Dr. Alabay, okula yeni başlayan çocuklarda görülen istenmeyen davranışları şöyle sıralıyor: “Okula gitmemek için evden çıkmak istememe, okula gittiklerinde anne-babalarının kucağından inmek istememe, ebeveynlerine sarılarak onlardan ayrılmak istememe, sınıf arkadaşlarından uzak durup, etkinliklere katılmak istememe, sınıf içerisinde sürekli olarak ağlamaklı veya üzüntülü olma, anne-babasının ne zaman geleceğini sürekli olarak öğretmenine sorma ve rutin işlerin düzeninin bozulması (yemek yememe, uykuya direnme gibi.)”

Aşırı bağımlılık ve özgüven eksikliği uyumu zorlaştırıyor

Her çocuğun okula uyum sürecinde aynı tepkileri eşit seviyede vermediğini, çocuktan çocuğa farklılık gösterdiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Alabay, “Bazı çocuklar okula uyum sürecini çok kolay atlatırken, bazı çocuklar bu süreci çok sancılı atlatabilir. Bu durumu etkileyen birçok faktör vardır. Özellikle anneye aşırı bağımlılık, özgüven eksikliği, aile içerisinde yaşanan huzursuzluklar, anne baba tutumları ve okul kavramı hakkında yanlış kanılar çocuğun okula uyumunu olumsuz etkileyecek ve bu süreci zor hale getirecektir. Bazen çocuklar okula gitmeyi anne-babası tarafından cezalandırılmış ve evden uzaklaştırılmış olarak algılayabiliyor ve bu durumdan dolayı da okula gitmek istemeyebilir. Ayrıca çocuğun yeni bir kardeşinin olması veya bir yakınını kaybetmesi okul dönemine denk gelmiş ise okula uyum sürecini zorlaştırabilir” diye konuşuyor.

Anne-babalar uyum sürecini kolaylaştırabilir

“Çocukların en büyük endişeleri ailesinin onu bırakacağı ve tekrar geri gelmeyeceğidir” diyen Yrd. Doç. Dr. Erhan Alabay, bu süreçte anne babaların sakin bir dille çocuklarının bu endişesini gidermesi gerektiğine vurgu yapıyor. “Nasıl annen ve baban işe gidip, işi bittiğinde eve geliyorsa, sen de okula gittiğinde seni annen ve baban okuldan alacak ve eve gelecek” şeklinde yönergelerle bunun olağan bir durum olduğunun açıklanması gerektiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Alabay, “Daha küçük yaş çocukları için somut örnekler verilebilir. Örneğin anne babalar, ‘saatin kolları buraya geldiğinde okula gideceğiz, saatin kolları buraya geldiğinde ise seni okuldan alacağız’ şeklinde konuyu somutlaştırabilir. Fakat ilk zamanlar çocuklarda güven oluşturmak için çocuğa belirtilen saatte okuldan çocuğun alınması gerekir. Aksi takdirde çocukta okula uyumda zorluklarla birlikte ebeveyne karşı güven kaybı da oluşur” diyor. Ebeveynlerin açıklamaları tekrar tekrar yinelememesi gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Alabay, bunun çocuktaki kaygıyı daha da artıracağı üzerinde duruyor.

Ebeveyn kaygıları okula uyumu engeller

Çocukların okula uyum sürecinde en önemli hususlardan birini ‘ebeveynlerin kaygıları’ olarak nitelendiren Yrd. Doç. Dr. Alabay, “Eğer ebeveynler kaygılı olurlarsa, çocuklara da bu kaygı yansıyacaktır. Bu nedenle çocuğun uyum süreci de zorlaşacaktır. Ebeveynlerin çocuklarının okula hazır olduğuna emin ve kararlı olması ve gideceği eğitim kurumunun çocuğu için en iyisi olduğunu düşünmesi; hem ebeveynleri hem de çocuklarının kaygılarını gidermesini sağlayacaktır” diyor.
Yrd. Doç. Dr. Alabay, çocuklarına okula uyum sürecini sıkıntısız geçirmek için ebeveynlere şu önerilerde bulunuyor: “Çocuklarda okul kavramını olumlu bir şekilde oluşturmak için okulla ilgili kitaplar veya hikâyeler okunabilir. Okula başlamadan önce küçük oyun grupları ile desteklenebilir. Sevdiği oyun veya oyuncaklar okula götürtülüp, diğer akranları ile oynaması sağlanabilir. Çocuğun en keyif aldığı oyun listeleri hazırlanıp, öğretmenlere verilebilir. Bu şekilde okulda en sevdiği oyunlar oynatılabilir.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Komşusunu öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde beraber alkol içtiği komşusunu nişanlısına küfür ettiği iddiasıyla tüfekle vurarak öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 21 Haziran 2023’de Durhasan Mahallesi’ndeki ağaçlık alanda meydana geldi. İddiaya göre, İsmail Kütük (54) ile Erdem D. (35) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Erdem D., pompalı tüfekle İsmail Kütük’e ateş etti. Kurşunlar vücuduna isabet eden Kütük, olay yerinde yaşamını yitirdi. İlçe Jandarma Komutanlığına giderek teslim olan Erdem D. ise tutuklandı. Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Erdem D., maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın jandarmaya verdiği ilk ifadesinde maktulün annesine yönelik küfür ettiğini söylediği, ancak mahkeme huzurunda ise nişanlısına yönelik küfür ettiğini beyan ettiğini belirtti. Sanığın suçtan kurtulmaya ve tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik çelişkili ifade verdiği göz önüne alındı. Bu sebeple sanık hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası talep edilirken, tahrik indirimi ise uygulanmaması istendi. Mahkeme heyeti, avukatların süre talebi üzerine sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi. Maktulün nişanlısına küfür ettiğini iddia etmişti Sanık ilk celsede verdiği ifadesinde, "Maktul ile beraber alkol içiyorduk. İsmail Kütük müstakbel eşi hakkında çirkin sözler söyledi. Hamile nişanlım hakkında, ’O çocuk senden değildir, çocuğun kimden olduğu belli değil’ diyerek nişanlıma küfür etti. Söyledikleri karşısında İsmail’e karşı çıkınca yüzüme tükürüp küfür etti, tokat attı. Yerde duran tüfeği kendisine doğrultum. İsmail tüfeğin namusunu tutarak ’Beni mi vuracaksın?’ diyerek küfür etti. Aramızda arbede oldu, tüfeği doğrulttuğumda elim tetikteydi ve tüfek patladı. Neresine isabet ettiğini hatırlamıyorum. Yere düşmeyince yine bana saldıracak düşüncesiyle 2 kez daha tetiğe bastım. Sonra olay yerinden uzaklaştım" ifadelerini kullanmıştı.
Samsun Başkan Dündar: "Gayretimiz, bu başarıyı örnek belediyecilik ile taçlandırmak" Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, “Türkiye’nin her yerinden beni arayan, bu başarı hikâyesini merak eden ve nasıl başarıldığını merak eden dostlar var. Bizim bundan sonraki mücadelemiz ve gayretimiz, bu başarıyı Çarşamba’da örnek ve modern bir belediyecilik çalışmaları ile taçlandırmak" dedi. 31 Mart yerel seçimlerinde Bağımsız Çarşamba Belediye Başkanı olarak seçilen Hüseyin Dündar, seçim süreci boyunca kendisini yalnız bırakmayan gönüllü vatandaşlarla, teşekkür yemeğinde bir araya geldi. Çarşamba’da bir düğün salonunda gerçekleşen yemek programına katılım yoğun oldu. “Çarşamba olarak 31 Mart seçimlerinde elde edilen başarı hikâyesi, gelecekte çocuklarımıza bırakacağımız güzel bir başarı hikâyesi olacak" ifadeleri ile konuşmasına başlayan Başkan Dündar, “Türkiye’nin her yerinden beni arayan, bu başarı hikâyesini merak eden ve nasıl başarıldığını merak eden dostlar var. Bizim bundan sonraki mücadelemiz ve gayretimiz, bu başarıyı Çarşamba’da örnek ve modern bir belediyecilik çalışmaları ile taçlandırmak. Başarılı belediyecilik hizmetleri yeniden vatandaşlarımızın hizmetinde olacak. Çarşamba’nın verdiği destek ve güvenin karşılığı olarak gerekli hizmeti vereceğiz. Çarşambamızın bundan sonraki süreci Allah’ın izni ile çok daha farklı olacak. Çarşambalılar olarak kenetlenerek başarıya inanan ve bununla ilgili tavrını koyan bir memleket olduğumuzu göstermiş olduk. Ben bu şehrin ve sizlerin belediye başkanı olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Seçim süreci boyunca desteklerinizden dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşma sonrası yemek ikramı yapıldı. Yemek ikramı sonrası, program son buldu.
Ankara TESK Başkanı Palandöken: “Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı sınırlandırılmalı" Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı sınırlandırılmalı” dedi. Merkez İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu ile Meslek Eğitimini Geliştirme Kurulu Toplantısı Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımı ile TESK Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Birlik Başkanları ve Oda Başkanlarının da hazır bulunduğu toplantının açılışında konuşan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkarımız enflasyonla mücadelenin kilit noktasıdır. Kendi işini yapamayan ne kadar yatırımcı varsa gıda sektörüne birikti. Öyle bir rant olmuş ki fiyatları kontrol etmek artık mümkün değil. Bir kişinin 10 bin tane işletmesi olursa böyle olur. Ülkede haksız rekabet çok ciddi boyuta ulaştı. Esnafı tezgahtar, çiftçiyi tarlada işçi yaptılar. Tüketici artık enflasyondan illallah etti. Bari bu işletmelerin sigara ve ekmek satmasının önüne geçilsin” dedi. “Sanayide çırak, demirci, marangoz, usta, betoncu bulunamıyor” Esnaf ve sanatkarların büyük sermaye karşısında cılız kaldığını ve haksız rekabetin bir an evvel önlenmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Esnafı da vatandaşı da artık bu çileden kurtarın. Sanayide çırak, marangoz, demirci, usta, betoncu bulunamıyor. Yeni nesil babadan kalan zanaata sahip çıkamıyor. Çünkü 50 sene çalışan esnafın yanına bir market açılıyor her şeyi bitiriyor. Memlekette kasap, manav kalmadı. Tüm fiyatlar büyük sermayenin tekelinde. Bunlar hem toptancı hem servisçi, ithalatçı ve imalatçı oldular. Esnaf ve halk büyük sıkıntıda. Esnafın tütün mamullerinden elde ettiği kar marjı yüzde 12’den yüzde 4’e kadar düştü. Zincir marketlerin sigara ve ekmek satışı muhakkak sınırlandırılmalı” diye konuştu. “Bütün dünya küçük işletmeyi ayakta tutmaya çalışıyor” Tüm dünyada küçük işletmelerin öneminin arttığına dikkati çeken Palandöken, “Tüm dünya küçük işletmeleri ayakta tutmaya çalışırken bizde ne yazık ki büyüyünce küçüğü döv gibi bir zihniyet var. Oysa küçük esnafımız enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz ayağıdır. Her şeyi bol olan bir ülkede fiyatları düşürememenin sıkıntısı var. Sorunun çözümü belli. Perakende Yasası acilen esnafın ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmeli. Açılış kapanış saatleri kurala bağlanmalı. Her türlü ürünü satmalarının önüne geçilmeli ve haftada bir gün mutlaka tatil edilmeli” şeklinde konuştu.