ASAYİŞ - 19 Ağustos 2014 Salı 16:07

Ölen taşeron işçi için Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde eylem

A
A
A
Ölen taşeron işçi için Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde eylem

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kanalizasyon temizliği yaptığı sırada kaptığı virüs nedeniyle hayatını kaybettiği iddia edilen taşeron işçi Zafer Açıkgözoğlu (28) için hastane önünde protesto eylemi yapıldı.

Bugün öğle saatlerinde hastanenin Monoblok Servisi önünde bir araya gelen protestocu grup, kanalizasyon temizliği yaptığı sırada kaptığı mikrop sonrası hasta olan ve tedavi gördüğü sırada geçtiğimiz pazar günü hayatını kaybeden Açıkgözoğlu için eylem yaptı. Açıkgözoğlu’nun fotoğraflarının yer aldığı pankartlar açılan eyleme, ölen işçinin kardeşleri Emre ve Furkan Açıkgözoğlu ile HDP İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel de katıldı. Çoğu taşeron işçisi eylemcilere, çeşitli sendika temsilcisi de destek verirken, taşeron işçiliğin kaldırılması istendi.

Hayatını kaybeden Zafer Açıkgözoğlu’nun kardeşi Emre Açıkgözoğlu, yaptığı basın açıklamasında, “Ağabeyimi ben 1 hafta önce buraya, acile getirdim. ‘Nefes alamıyorum’ dedi ‘kapıya çıkar beni’ dedi. Acildeki doktorlar babama demişler ki; ‘bu çocuğun psikolojisi bozuk, her gün buraya geliyor’ demişler. Bizim başımıza geldi, babamın feryatlarına ben burada dayanamadım. İnsan ister istemez ağlıyor, üzülüyor. Ben isterim ki; benim başıma geldi, benim babamın başına geldi, benim annemin başına geldi, başka ananın, başka babanın feryatları burada çıkmasın. Yani kimsenin hakkı yerde kalmasın. Bir şey diyemiyorum. Bu hastanede taşerona hiçbir şey şekilde hak tanınmıyor” şeklinde konuştu.
HDP İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ise, çalışanların mağduriyetine dikkat çekti.

Eylem sonrası gazetecilere açıklama yapan Emre Açıkgözoğlu, “Çok yağmur yağdı. Rögar taşıyor. Acil travmanın orada bir rögar taştı. Halen rögar orada. Etrafını ört-bas etmişler, temizlemişler abim yoğun bakımdayken. Sonuçta abim buraya girerken sağlık raporu her şeyi veriyor. Sonuçta buraya sağlığı bozuk insanı alırlar mı? Hepatit B hastalığına yakalanmış. Bir de ‘hepatit B hastalığı daha önceden varmış’ diyorlar. Bu rögardan çok ağır bir enfeksiyon almış çok ağır bir enfeksiyon bu da karaciğerini patlatmış. İflas etmesini sağlamış. İkinci ayına girecekti işte. Abimin hepatit B iğnesi yapılmamıştı. Abimle beraber rögara girenlerin iğnesi olduğu için serumla atlattılar hastalığı. 3 kişi girmiş. Çok pis olan yere benim abim girmiş. Ağır hasta olarak yoğun bakıma girdi.

1 hafta kardeşim getirdi, 1 hafta ben getirdim hastaneye anlamadılar. Burada Engin hoca bizi aldı sağ olsun. ‘Bu hastalık çok sinsi bir hastalık. Ama abin bana geldiğinde akciğeri iflas etmiş’ dedi. ‘Bana bir şey olursa hakkımı yerde bırakmayın. Benim hakkımı sonuna kadar savunun demiş” dedi.  Ağabeyinin vasiyette bulunduğu Furkan Açıkgözoğlu ise, “Ağabeyim bana, ‘bana bir şey olursa benim hakkımı arayın, hakkımı yerde bırakmayın’ dedi” diye konuştu.

SADIK KAHRAMAN-ALPER KORKMAZ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GİBTÜ ile Gaziantep İl Müftülüğü arasında iş birliği protokolü imzalandı Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ile İl Müftülüğü arasında Türkiye’de bir ilk olan iş birliği protokolü imzalandı. Gaziantep Valiliği koordinasyonunda Valilik Fuaye Salonu’nda Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ile Gaziantep İl Müftülüğü arasında iş birliği protokolü imzalandı. Protokole Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir ve İl Müftüsü Dr. Hüseyin Hazırlar katıldı. Protokol kapsamında, Gaziantep’teki din görevlileri eğitime tabi tutulacak, dini ilimlerin yanı sıra sağlık, psikoloji ve iletişim alanlarında dersler verilecek. GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, imzalanan protokolün Türkiye’de bir ilk olacağını belirtti. Demir, “Proje ile din görevlilerinin hangi yaşta olursa olsun hizmet içi eğitime tabi tutulmasını hedefliyoruz. Biz burada dini ilimlerin yanı sıra sağlık, psikoloji ve iletişim alanlarında da dersler veriyoruz. Ülkemize model olabilme hedefi ile başlattığımız projenin toplumumuza katkı sağlamasını temenni ediyoruz” dedi. “Temennimiz tüm ülkeye örnek olması” Protokolde konuşan Gaziantep Valisi Kemal Çeber, protokolün tüm Türkiye’de örnek olmasını temenni ederek, “Aslında en çok olması gereken ve bir yandan da olan bir durumu resmiyetle hem hukuki bir düzene oturtuyoruz hem de bir sistematiğe dönüştürüyoruz. İl Müftülüğümüz ile ülkemizin en kıymetli üniversitelerinden biri olan ve başında İslam kelimesi olan Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, bulundukları yerde bir iş birliğine imza atıyorlar. Bu protokol ile fiili olarak devam eden iş birliğini resmiyete döküyorlar. Bahsettiğimiz gibi bu iş birliğinin sonuçlarını alanda çok güzel neticeler olarak göreceğiz. Temennimiz tüm ülkeye örnek olması. Bizim gerçekten hem İslam dinini hem de İslami bilimleri çok iyi kavramış, fiili hayatta da hem bunu izah edebilecek hem de uygulama noktasında kendisine görev düştüğü zaman en doğrusunu uygulayabilecek personele ihtiyacımız var. Bu olmadığı zaman memleketin ne sorunlarla karşı karşıya kaldığını hep beraber gördük. Bu proje, bu ihtiyacı karşılayacak. Böylece hem güçlenecek hem de üniversitelerimizin gerekliliğini ve önemini anlamış olacağız. İnşallah proje ile ülkemize örnek olur ve çok güzel neticeler alırız” ifadelerini kullandı. “Türkiye’de model olabilecek bir proje” Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, imzalanan protokolün Türkiye’de bir ilk olduğunu belirterek, “Üniversitemiz ve İl Müftülüğü iş birliğiyle gerçekleştirilen Din Görevlileri Mesleki Eğitim ve Gelişim Seminerleri, alanda öncü bir girişim. Dört hafta sürecek olan bu seminerler, alanında uzman 32 akademisyeni bir araya getiriyor. 22 Nisan-20 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek birinci etapta, toplam 110 İmam Hatip bu programda yer alacak. Bu seminerler, akademik yeterlilik, diksiyon, kişisel gelişim, temel sağlık bilgileri, mesleki formasyon, sosyal iletişim ve manevi rehberlik gibi çok çeşitli konuları kapsamakta. Seminerlerin içeriğini, katılımcılarımızın ihtiyaçlarına uygun şekilde düzenleyen değerli akademisyenlerimize, bu projeye büyük destek veren Valimiz Kemal Çeber’e ve İl Müftümüz Dr. Hüseyin Hazırlar başta olmak üzere Gaziantep Müftülüğüne teşekkür ederim. Bu önemli eğitim serisinin hayırlara vesile olmasını temenni ederim" ifadelerine yer verdi. Protokolün önemli bir işlevi olacak İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar ise konuşmasında, “Ülkemizde sahih dini bilginin üretildiği en önemli, en stratejik kurum İlahiyat Fakülteleridir. Dolayısıyla toplumun sağlıklı, nitelikli ve sahih dini bilgi ile buluşması noktasında referans kurumdur. Diyanet İşleri Başkanlığı ve yereldeki bütünlüklerle üretilen bu bilgiyi hizmete dönüştüren, topluma sunan bu aracı kurumlardır. Bu iki kurumun birbiri ile iş birliği, koordinasyonu, dayanışması topluma daha doğru, daha sağlıklı bilgi ve din hizmeti sağlama noktasında önemli bir işlevi olacak. Artık topluma sunulan din hizmetlerinde hem çeşitlenme var hem de ihtiyaç farklılıkları var. Toplumun her kesimine din hizmeti sunarken akademinin, bilimin öncülüğünde bu hizmeti sunmamız önemli. İlahiyat Fakültesinde okuyan öğrencilerimizin mesleğe hazırlanırken staj imkânı verebilecekleri gerek camilerde gerek Kur’an kurslarında bir alan oluşturmuş olacağız. Biz bu protokol ile çalışmalarımızın hukuki altyapısını oluşturmuş oluyoruz. Protokolün hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından protokol imzalandı ve fotoğraflar çekildi. Projede neler var? İmzalanan protokol ile örgün ve yaygın eğitim kapsamındaki din eğitimi ve gençlik hizmetleri faaliyetlerinde iş birliğini sağlamak, üniversite bünyesindeki Diyanet Genç Ofis gibi mekanları gençlerin istifadesine sunarak manevi danışmanlık hizmetlerini gerçekleştirmek, fakülte öğrencilerine cami ve Kur’an kurslarında staj imkânı sağlayarak mesleki eğitimlerine katkıda bulunmak ve din görevlilerinin mesleki formasyonlarını geliştirerek topluma sunulan din hizmetlerinin kalitesini yükseltmek hedefleniyor.
İstanbul Serdar Topraktepe’nin ilk derbi heyecanı Portekizli teknik direktör Fernando Santos ile yollar ayrıldıktan sonra takımın başına geçen Yardımcı Antrenör Serdar Topraktepe, Fenerbahçe maçıyla A takımla ilk derbi heyecanını yaşayacak. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, 27 Nisan Cumartesi günü saat 19.00’da Ülker Stadyumu’nda Fenerbahçe ile karşılaşacak. Geride kalan haftalarda 15 galibiyet, 6 beraberlik, 12 yenilgi sonucu topladığı 51 puanla dördüncü basamaktan yer alan siyah-beyazlılar, şampiyonluğu bu sezon için rafa kaldırdı. Avrupa’da mücadele edebilmek için Türkiye Kupası’nı müzesine getirmeyi hedef belirleyen Kartal, aksi bir duruma karşı da ligi ilk 4’te bitirmek istiyor. Bu bağlamda gerek puan sıralamasındaki yerini sağlamlaştırmak gerekse de taraftarına derbi galibiyeti elde etmek için Beşiktaş’ta tek hedef galibiyet. Serdar Topraktepe’nin derbi heyecanı Teknik Direktör Fernando Santos’la geçtiğimiz haftalarda yollarını ayıran siyah-beyazlılarda takımın başına Yardımcı Antrenör Serdar Topraktepe geçti. Ligde iç sahada MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup eden Topraktepe idaresindeki Kara Kartal, rakibiyle Türkiye Kupası yarı final ilk maçında deplasmanda ise golsüz berabere kaldı. Bu sezon Rıza Çalımbay’ın ayrılığının ardından da Santos dönemi başlayana kadar 3 maçta bu görevi üstlenen Serdar Topraktepe, 2 galibiyet, 1 mağlubiyet almış ve 7 golle de 2.3 gol ortalaması yakalayarak, bu sezonki teknik direktörler arasında en yüksek gol ortalamasına sahip isim olmuştu. Cumartesi günü Fenerbahçe müsabakasıyla futbol A takımıyla ilk derbi heyecanını yaşayacak olan 47 yaşındaki antrenör, Kadıköy’de alacağı 3 puanla kariyeri için de önemli bir adım atmanın peşinde.
Malatya MTÜ’de beyaz önlük töreni Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde mesleğe ilk adımlarını atan hekim adayı öğrencilerin Beyaz Önlük Giyme törenleri gerçekleştirildi. Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde mesleğe ilk adımlarını atan hekim adayı öğrencilerin Beyaz Önlük Giyme törenleri gerçekleştirildi. Törene Malatya Turgut Özal Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, rektör yardımcıları Prof. Dr. İlhan Erdem, Prof. Dr. Orhan Gündüz, dekan yardımcıları, akademik ve idari personel ile öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirildi. Törende konuşan Prof. Dr. Recep Bentli, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin henüz 4 yaşında olduğunu belirterek, “18. yüzyıla kadar hekimlerin kıyafetlerinin siyah renkte olduğu rivayet edilmektedir. Modern tıbbın henüz gelişmediği dönemde doktora ya da hekime gitmek son çare olarak görülürmüş. 19. yüzyıldan sonra modern tıbbın gelişmesiyle ve özellikle 20. yüzyılla beraber antibiyotik ve insülin gibi ilaçların keşfedilmesiyle birlikte modern tıp ve hekimlik insanlık tarihinde çok önemli kritik adımlar atmış ve ortalama insan ömrü de o keşiflerden sonra yükselmeye başlamış. 19. yüzyıldan itibaren hekimler, sağlıkçılar beyaz kıyafetler, beyaz önlükler giymeye başlamışlar” ifadelerine yer verdi. Beyaz rengin saygınlığı, güveni, cesareti, fiziki ve vicdani temizliği temsil ettiğinden dolayı sağlıkçıların da bu rengi giydiğini belirten rektör Prof. Dr. Recep Bentli, “Biz toplum olarak biliyoruz ki, hekimlik çok kutsal bir meslek. Geçtiğimiz yıllarda çok büyük bir pandemi atlattık. Pandemi ile beraber tekrardan hekimliğin çok önemli bir meslek olduğunu hep beraber görmüş olduk. Pandemi sırasında ben de Malatya’da İl Sağlık Müdürü olarak çalışıyordum. Gerçekten hekimlerimiz o kadar özverili çalıştılar ki dünyaya örnek oldular. O süreçte N95 maske ile dışarı çıkmayan insanlar varken hekimlerimiz hasta başında sadece cerrahi maske ile pozitif hastaların yanında işlem yapıyorlardı. Sadece entübasyon yaparken N95 takarak çok güzel bir şekilde hem Malatya’da hem ülkemizde bu süreci yönettiler” dedi. İtalya ya da Fransa gibi ülkelerde huzurevlerinde hastaların veya yaşlıların yer bulamadıklarından dolayı toplu ölümlerinin gerçekleştiğini ancak bizim ülkemizde böyle bir manzaranın yaşanmadığının altını çizen Rektör Recep Bentli, pandeminin ilk günlerinde Malatya Huzurevi’nde birkaç pozitif vakanın ortaya çıkması ile birlikte tüm huzurevi sakinlerini hastaneye yatırarak takip ettiklerini ve bu sayede huzurevi sakinlerinde herhangi bir vefatın yaşanmadığını dile getirdi. Rektör Recep Bentli, hekimlerin ve diğer sağlık personellerinin özverili ve gayretli bir şekilde çalışmaları ile birlikte pandemi ve deprem gibi doğal afetlerde ortaya çıkması muhtemel kayıpların önüne geçildiğini belirtti. Depremden birkaç saat sonra hastaneye giderek kontroller gerçekleştirdiğini ifade eden rektör Recep Bentli, o ortamda bulunan herkesin depremzede olmasına rağmen tüm hekimlerin acilde yoğun bir şekilde çalıştığının altını çizdi. Bentli, “Belki de kendi yakınları yaralanan ya da vefat edenler olmasına ve Elazığ’dan ya da başka şehirlerden gelen hekimler gelene kadar tüm hekimlerimiz ve sağlık personelimiz yoğun bir şekilde hasta tedavilerine başlamışlardı” diye konuştu.
Van Van YYÜ’de gala konseri büyük beğeni aldı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Akademik Orkestrası, gerçekleştirdiği gala konseri ile büyük beğeni aldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri, lisans, lisansüstü öğrencileri, Van Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çeşitli kurumlarda görev yapan müzik öğretmenleri ve Hakkari Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan Van YYÜ Akademik Orkestrası tarafından gala konseri düzenlendi. Cengiz Andiç Kültür Merkezinde gerçekleşen konsere Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ve eşi Duygu Şevli, İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu, Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Nayif Süer, Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Yükrük, Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serap Yükrük, akademik ve idari personel ile birçok öğrenci yer aldı. Konserde, çoksesli Türk müziği ve klasik batı müziğinin seçkin eserlerinden oluşan 9 sanat eseri icra edildi. Konser sonrasında Şef Fatih Marufoğlu’na çiçek takdiminde bulunan Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Van YYÜ Akademik Orkestrası’nın 2023 yılının ekim ayından itibaren çalışmalara başladığını ifade etti. Van YYÜ Akademik Orkestrası’nın şehrin ve bulunduğu bölgenin sanatsal-kültürel yaşamında önemli bir yer edineceğini belirten Şevli, “Bugün Van Yüzüncü Yıl Üniversitemizin tarihindeki dönüm noktalarından biri. Çünkü üniversitemiz bugünkü konserle birlikte bilimsel çalışmalar, araştırmalar ve elde edilen başarılarının yanı sıra sanatsal yetkinliğini ortaya koymuş bulunmaktadır. Elbette sanatçı ortaya koyduğu sanatın seyirciler veya izleyiciler tarafından beğenildiğini görmek, hissetmek ister. Bilim insanları olarak bizler bir makale yazdığımızda çalışmalarımız atıf aldığında büyük mutluluk duyarız. Bu, çalışmalarımıza başkaları tarafından değer gösterilmiş olmasının göstergesidir. Sizlerin de beğeni ile konseri izlemesi, ilgi göstermesi hem sanatçılarımızı hem de bizleri çok memnun etmektedir” dedi. Üniversitenin Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünden Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı ve Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalı lisans programlarının Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD) tarafından 2+3 yıllığına akredite edildiğini ifade eden Rektör Şevli, her başarının disiplinli ve sürekli bir ekip çalışması ile elde edildiğini vurguladı. Konserin bu aşamaya gelinceye kadar birçok kez prova edildiğine ve hem sahne önü hem de sahne arkasındaki ekibin büyük fedakarlıklarla çalıştığına şahitlik ettiğini belirten Rektör Şevli, emeği geçen herkese teşekkür etti.