EKONOMİ - 14 Kasım 2018 Çarşamba 13:32

Online eğitim pazarı beklentileri aştı

A
A
A
Online eğitim pazarı beklentileri aştı

Küresel e-öğrenme pazarı 3 yılda 2 kat büyüyerek 2025’te 350 milyar dolarlık hacmi aşması bekleniyor. Online eğitime artan ilgi, Türkiye'de de yerli girişimlerin doğmasına sebep oldu. Ücretsiz uzaktan eğitim metodunu sürdürülebilir kılmayı hedefleyen İstanbul İşletme Enstitüsü, 6 yılda 1 milyondan fazla kişiye ücretsiz online eğitim olanağı sundu.

Dünyada ve Türkiye'de sektörel hacmi hızla büyüyen e-öğrenme; fırsat eşitliğinin yanı sıra, zaman ve maliyet tasarrufu sağlaması sebebiyle gün geçtikçe daha fazla kişi tarafından tercih ediliyor. 2015 yılında 107 milyar dolarlık büyüklüğe sahip küresel online eğitim pazarı, üç yılda 2 kat büyüyerek 200 milyar dolara ulaştı. 2025 yılında ise 350 milyar doları aşması bekleniyor. Sektörün bu denli büyümesinin lokomotifi konumunda ise online eğitim platformları yer alıyor. Küresel oyuncular kadar, yerli online eğitim platformları da ön plana çıkıyor. Mezun sayısına göre Türkiye’nin en büyük online eğitim platformu olan İstanbul İşletme Enstitüsü, 2012 yılından bu yana 1 milyondan fazla öğrenciye eğitim verirken, her hafta ortalama 18 bin kişi eğitimlere kayıt oluyor. 

Online eğitimde ilk 3 tercih: işaret dili, insan kaynakları yönetimi ve dijital pazarlama 

Özellikle yoğun olarak çalışan ve eğitim yerine gidemeyen kişilere uzaktan eğitim yoluyla ücretsiz eğitim imkanı sunduklarını belirten İstanbul İşletme Enstitüsü Kurucusu Bilal Şentürk, “Kasım ayı itibarıyla İstanbul İşletme Enstitüsü bünyesinde tam kapsamlı 55 ücretsiz eğitim sunuyoruz. 2019 yılı başında ise toplam eğitim sayısını 100’e çıkarmayı planlıyoruz. Ders programlarını alanında uzman eğitim teknolog’ları ve eğitmenler hazırlıyor. Eğitimin bir disiplin işi olduğuna inanıyoruz. Bu sebeple eğitimin başlama ve bitiş tarihlerini önceden belirliyoruz. Öğrenciler istedikleri zaman değil, belirttiğimiz saatlerde canlı olarak derse girip, ödevleri ve sınavları tamamlıyor. Katılamadığında ise dersin tekrarını izleyebiliyor. Eğitime katılanların yüzde 70’ini lisans, yüzde 16’sını lisansüstü, yüzde 12’sini ise lise mezunları oluşturuyor. En çok tercih edilen eğitimler ise işaret dili, insan kaynakları yönetimi, dijital pazarlama, mobbing ve iş hukuku" dedi.

"İşaret dilini 110 bin kişiye ücretsiz olarak öğrettik" 

Ücretsiz uzaktan eğitim metodunu sürdürülebilir kılmayı hedeflediklerini belirten Bilal Şentürk, "Günümüz bilgi toplumunda bilgi çok değerli ve pahalı, ancak parayla satılamayan ve parasal bir değeri olmayan 'öğrenme arzusu' faaliyetlerimizin asıl amacını oluşturuyor. Profesyonel eğitimlerin yanı sıra birçok STK ile iş birliği yaparak toplumsal fayda oluşturan eğitimleri de destekliyoruz. Yalnızca işaret dilini 110 bin kişiye ücretsiz olarak öğrettik" dedi.

İstanbul İşletme Enstitüsü uzaktan eğitim programlarına katılıp insan kaynakları eğitimi alan her 3 kişiden birinin bu alanda çalışmaya başladığını belirten Şentürk, işaret dili öğrenenlerin yüzde 18’inin terfi aldığını söyledi. Enstitünün diksiyon eğitimine katılanların yüzde 33’ü ise iletişim kurma sorunlarının tamamen ortadan kalktığını ve kendini daha iyi ifade etmeye başladığını kaydetti.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.