RAMAZAN - 16 Mayıs 2018 Çarşamba 09:56

Orucu bozan şeyler durumlar haller maddeler halinde nelerdir? Ramazan orucunu neler bozar!

A
A
A
Orucu bozan şeyler durumlar haller maddeler halinde nelerdir? Ramazan orucunu neler bozar!

Mübarek Ramazan ayının başlaması ile beraber vatandaşlar internet üzerinden orucu bozan şeyler nelerdir, diyanet orucu bozan şeyler gibi aramalar yapıyor. Haberimiz üzerinden ramazan ayında orucu nelerin bozduğunu öğrenebilirsiniz. İşte konu ile ilgili detaylar

11 ayın sultanı Ramazan ayının başlaması ile beraber birçok vatandaş orucu bozan durumlar nelerdir? Ağız kokusunu önlemek için ağız spreyi kullanmak veya sakız çiğnemek orucu bozar mı? Unutarak yemek içmek orucu bozar mı? gibi durumları merak ediyorlar. Oruç tutarken yapılmaması gereken şeyleri haberimiz üzerinden kapsamlı bir şekilde bulabilirsiniz. İşte orucu bozan durumların listesi...

Orucu bozan şeyler durumlar haller maddeler halinde nelerdir? Ramazan orucunu neler bozar!

Orucu bozan şeyler

Sual: Ramazan orucunu bozan şeyler nelerdir?

CEVAP

Ramazan orucunu bozup, yalnız kaza gerektiren şeyler:

1- Boğaza kar ve yağmur kaçması,

2- Astım spreyi kullanmak,

3- Zorla bozdurulmak,

4- Buruna sıvı ilaç koymak,

5- Burnuna kolonya çekmek, [Koklamak bozmaz.]

6- Mukimken oruca başlayıp, sefere çıkınca yiyip içmek,

7- Ud ağacının, amberle tütsülenip dumanının çekilmesi,

8- Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmek,

9- Kulağın içine ilaç damlatmak, kulağı ilaçlı suyla yıkamak,

10- Derideki açık yaraya konan sıvı veya katı ilacın sindirim yoluna girmesi,

11- Vücuda ilaç şırınga etmek,

12- İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak,

13- Dişi kanayanın ağzındaki kanı yutması veya tükürükle eşit miktarda karışık kanı yutması,

14- İmsak vaktinin bittiğini bilmeden yiyip içmek,

15- Güneş battı zannederek orucunu bozmak,

16- Dişlerin arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak,

17- Buruna çekilen suyun ağızdan çıkması,

18- Abdest alırken boğaza su kaçması, [Hanbelî’de bozmaz.]

19- Kâğıt, taş, pamuk, ot, pişmemiş pirinç gibi ilaç ve gıda olmayan şeyi yutmak,

20- Makattan veya kadınların önden fitil kullanması,

21- Oruçlu olduğunu unutup yediğinde, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeye devam etmek,

22- İmsak vaktinden sonra niyet edenin, gün içinde orucunu kasten bozması,

23- Denize girince veya guslederken makattan su girmesi, [Hanbelî’de bozmaz.]

24- Dil altına konan ilacı emmek,

25- Makata konan pamuğun veya başka şeyin hepsinin içeri girmesi,

26- Vücuda giren ultrason veya endoskopi cihazında ilaç, merhem olması,

27- Lavman yaptırmak, [Mâlikî’de bozmaz.]

28- Özel olarak su buharı teneffüs etmek,

29- Burundan genze giden kanı yutmak,

30- Bayılanı ayıltmak için veya uyuyanın ağzına su akıtmak,

31- Açlığa veya susuzluğa gerçekten dayanamayarak yiyip içmek. [Kefaret gerekip gerekmeyeceğini bilmeyen, ihtiyaten küçük bir kağıt parçasını veya çiğ pirinç tanesini susuz yutarak orucunu bozmalı. Sonra yiyip içebilir.]

32- Basur memesinin, taharetlendikten sonra, ıslak olarak içeriye girmesi,

33- Mastürbasyon yapmak,

34- Yaş parmağı, ön veya arka tarafa sokmak, [Hanbeli’de bozmaz.]

35- Seferde iken kasten orucunu bozana kefaret gerekmez, sadece kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir.

36- Kasten orucunu bozan, sonradan oruç tutmamayı mubah kılacak bir hâl başına gelse, mesela kadının hayzı başlasa yahut oruç tutamayacak kadar hastalansa yalnız kaza gerekir. Fakat orucunu bozup sefere çıksa, kefaret gerekir; çünkü sefere çıkmak semavi bir özür değildir.

37- Oruçlunun ağzına giren gözyaşı veya ter, çok olur da, tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozulmaz.

Orucu bozan şeyler

Sual: Dinde reformcular, (Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) hadisini, (Abdest alırken ağza bulaşan su orucu bozmadığı gibi, ağza sıkılan ilaçlı sprey de orucu bozmaz. Burun damlası da içeri girse bile bozmaz. İğne veya serumla ilaç vermek, makattan ve vajinadan fitil kullanmak, dilaltı hapını emmek ve kulağa damlatılan ilaç da orucu bozmaz) şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlar yanlış değil mi?

CEVAP

Elbette yanlıştır. Hepsi, dört mezhepte de orucu bozar. Fıkıh kitaplarında gıda veya deva [ilaç] olan bir şeyi yutmak orucu bozar deniyor. Kum, toprak, maden gibi gıda ve deva olmayanlar ise orucu bozar, fakat kefaret gerektirmez. (Redd-ül-muhtar)

Gıda ve deva olanların serumla, iğneyle verilmesi orucu bozar, kefaret değil kaza gerektirir. Mesela açık yaraya konulan sıvı veya katı ilaç emilirse, orucu bozar, fakat kefaret gerekmez. Astım spreyinin içinde ilaç olduğu için bozar. Ağza girip yutulan bir şeyin, az veya çok olmasının önemi yoktur. Bir damla ilaç veya bir damla su, isteyerek yutulursa oruç bozulur, kefaret de gerekir. Abdest alırken istemeden yutulursa kefaret gerekmez, çünkü bunda kasıt yoktur. Abdest alırken ağızda kalan yaşlığı yutmakla, ağza burna verilen ilacın yutulması mukayese edilemez, çünkü abdest almak zarurettir. İlaç almak da zarurettir denirse, zaten oruç tutamayacak kadar hasta olanın oruç tutmamasına ruhsat verilmiştir. İyileşince tutar. Reformcuların dediği gibi, (Hem ilacı alır, hem de oruçlu olurum) demek çok yanlıştır.

Dört mezhepte de ve bütün müctehid imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Şâfiî’de, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Mesela, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur.

Şafii’de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak, cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğneyle adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi’deyse, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur.

Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O halde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. Tıp, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildirirken, hiç kimse, (Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez) diyemez. Derse de ilmî olmaz, indî olur ve hiç kıymeti olmaz. [Buradaki Hanefîyle ilgili bilgiler, Tahtâvi, Mebsut, Bedayi gibi, Şâfiîlerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğn-il-muhtaç, Tuhfe, Envâr, Kummesrâ, Bâcuri, Şerh-i İbni Bâcuri gibi muteber eserlerden alınmıştır.]

Lavman yaptırmak, Maliki hariç, diğer mezheplerde bozar. (El-fıkh-u alel-mezahib-i erbaa)

Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar. (Redd-ül-muhtar, Hindiye, Hidaye)

Dilaltı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğneyle ilaç zerki gibi olup orucu bozar. Ağız içindeki mukozadan değil de, vücuttaki sağlam deriden emilen ilaçlar bozmaz.

Kulağa konan ilaç

Sual: (Kulağa veya buruna konan ilaç, tedavi amaçlı olduğu için orucu bozmaz) diyenler çıkıyor. Tedavi amaçlı olunca, bu ilaçlar ve serumlar orucu bozmaz mı?

CEVAP

Tedavi maksatlı olanlar da elbette orucu bozar. Oruçlu, kasten gıda yahut ilaç olarak bir şeyi yiyip içerse, kefaret de gerekir. Şırınga [enjeksiyon] yaptırır veya buruna ilaç akıtır yahut kulağa yağ damlatırsa veya ufak taş ve benzeri yenmeyen veya iğrenilen, tiksinilen bir şeyi yutarsa sadece kaza gerekir. (Redd-ül-muhtar)

Tedavi veya gıda maksadıyla da olsa, serum da, iğne yaptırmak gibi orucu bozar ve kaza gerekir. Kefaret gerektirmemesi, ağızdan verilmediği içindir.

Yaradılışta bulunan deliklerden içeri giren şey, gıda ve deva olmasa bile orucu bozduğu gibi, vücuttaki yaraya konulan ilaç, sindirim yollarına sızarsa, yine oruç bozulur. (Tahtavi)

Demek ki, tedavi maksadıyla yani ilaç olarak da olsa, zaruretsiz bir şey yiyip içmek, orucu bozduğu gibi kefaret de gerekiyor. Tedavi maksadı olsun olmasın, kulağa veya buruna akıtılan ilaç kazayı gerektiriyor. Tedavi amaçlı olunca orucu bozmaz demek, dinimize aykırıdır.

İlaç orucu bozmaz mı?

Sual: Bir dinde reformcu, (Kulağa ilaç damlatılsa, buruna sıvı ilaç çekilse, astım spreyi kullanılsa oruç bozulmaz, çünkü tedavi amaçlı ilaç ve damlalar orucu bozmaz. İlaç kullanılması bir beslenme işi değildir, oruca karşı direnç kazanma faaliyeti sayılmaz. Onun için orucu bozmaz) diyor. İlaç almak orucu bozmuyor mu?

CEVAP

Elbette bozar. (İlaç alınması orucu bozmaz) demek dini sulandırarak yıkmak demektir. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:

Faydalı bir şey yiyip içince, gıda veya deva olarak veya keyif veren bir şey ağızdan mideye gidince oruç bozulmuş olur, kefaret de gerekir. Açık yaraya konulan sıvı veya katı ilaç emilirse oruç bozulur. Vücuda, gıda ve deva olmadığı hâlde, ağızdan yutulan, bir taş, bir kâğıt parçası da girse, orucu bozar. Suyun illa ağızdan burundan girmesi şart değildir, taharetlenirken makata su kaçarsa oruç bozulur. Bir kimse şırınga yaptırır, burnuna bir ilaç akıtır veya kulağına yağ damlatırsa yahut vücut veya baş yarasına ilaç akıtır da ilaç hakikaten içine ve beynine işlerse veya ufak taş ve benzeri insanın yemediği veya iğrenip tiksindiği bir şeyi yutarsa kaza lazım gelir. (Dürr-ül muhtar, Redd-ül muhtar, Hindiyye, S. Ebediyye)

Orucu bozanlar

Sual: Gözyaşları, yüzden akan terler, yağan yağmur yahut kar, ağzımızı kapattığımız hâlde boğazımıza kaçarsa orucumuz bozulur mu?

CEVAP

Evet, bozulur ve kaza gerekir. Eğer kasten ağzımızı açıp yağmurun, karın girmesini sağlarsak kefaret de gerekir. (Nimet-i İslâm)

Kulağa ilaç koymak

Sual: Hanefî’yim diyen biri, (Kulağa ilaç damlatmak orucu bozmaz) gibi yanlış bir hükmü nasıl verebiliyor?

CEVAP

Belki, mezhepsiz demesinler diye Hanefî’yim demiş olabilir. Çünkü mezhebi olan kimse, aklına göre kıyaslar yapmaz, mezhep kitaplarından nakiller yapar.

Kulağa damlatılan ilacın mideye veya boğaza gitme şartı yoktur. Kulağa damlatılan yağ veya ilaçlar orucu bozar. (Dürr-ül muhtar, Redd-ül muhtar, Mülteka, Fetâvâ-i Hindiyye, Hidaye, Nimet-i İslam, Mecmua-i Zühdiye, Dürer ve Gurer)

Şâfiî mezhebinde kulağının içine bir şey sokmak da orucu bozar. Çünkü kulağın içi mide hükmündedir, hattâ bir erkek idrar yoluna pamuk koysa bile orucu bozulur. Çünkü tabiî menfezden içeri girmiş oluyor. Şâfiî'de kulak da tabiî bir menfez yani deliktir. (El-fıkhü alel mezahibil-erbea)’da, (Şâfiî'de, bir çöpü kulağa sokmak da orucu bozar. Çünkü kulağın içi, vücudun iç kısmından sayılır) deniyor.

O kişi, (Astım spreyi ile ağza püskürtülen oksijenli ilaç orucu bozmaz, çünkü miktarı azdır) diyor. Hâlbuki hiçbir kitapta (Çoğu bozar, azı bozmaz) diye bir kayıt yok. Gıda değil veya deva değil, küçücük bir taş veya kum tanesi de boğaza girince bozduğu, yukarıda adı geçen kitapların hepsinde bildirilmektedir.

(Dil altı hapı, az ilaç emildiği için orucu bozmaz) diyor. Dil altı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğne ile ilaç zerki gibidir. Orucu bozar. Mezhebimizin hükmüne uymayıp da aklını ölçü alan kim olursa olsun itibar etmemelidir.

İğne yaptırmak orucu bozar mı?

Sual: (S. Ebediyye’de, iğne [enjeksiyon] yaptırmanın, serum vermenin İmameyn’in kavline göre orucu bozmadığı yazılıdır) deniyor. Doğru mu?

CEVAP

Doğru değil. Bir yanlış anlaşılma var. Serum ve iğne, dört mezhepte de orucu bozar. S. Ebediyye’de Merakıl-felah şerhinden alınarak şöyle deniyor:
(Başta ve gövdedeki yaraya konulan ilacın, sıvı olsun, katı olsun, beyne ve hazım yoluna gittiği bilinirse, oruç bozulur. İçeri gittiği iyi bilinmezse, ilaç sıvı ise, İmam-ı a’zam bozulur dedi. İki imam ise, içeri gittiği iyi bilinmeyince bozulmaz dedi. İçeri sızdığı iyi bilinmeyen ilaç katı ise, üç imam da, bozulmaz dedi.)

Bundan anlaşılıyor ki, sızdığı iyi bilinen ilaç, katı da olsa, sıvı da olsa, üç imam da (Orucu bozar) buyurmuştur. Koldan, bacaktan, her yerden deri altına, adaleye iğne ile yapılan aşı, ilaç enjeksiyonlarının orucu bozacağı, buradan anlaşılmaktadır. (S. Ebediyye)

Görüldüğü gibi, yapılan iğnelerin, serumların orucu bozduğu açıkça bildirilirken, (Bozmaz) diyenlere itibar etmemelidir.

KAYNAK:DİNİMİZİSLAM.COM

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli’ye 21 yılda 305 milyar liralık yatırım KOCAELİ (İHA) – 31 Mart yerel seçimleri öncesi son mitingini Kocaeli’de yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre yapılan yatırımları açıkladı. Erdoğan, 21 yılda Kocaeli’ye 305 milyar liraya yakın yatırım yaptıklarını ifade etti. 31 Mart yerel seçimleri öncesi miting finalini Kocaeli’de yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kente yapılan yatırımları tek tek açıkladı. Son 21 yılda Kocaeli’ye 305 milyar liraya yakın yatırım yaptıklarını ifade eden Erdoğan, “Eğitimde 12 bin 941 adet yeni derslik inşa ettik. Gençlik ve sporda 18 bin 538 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık, 57 spor tesisi inşa ettik. Bunlar arasında 33 bin kişilik Kocaeli Stadyumu, 1328 kişilik Kartepe Öğrenci Yurdu ve 192 kapasiteli İzmit Sporcu Kamp Eğitim Merkezi de var. Kocaeli’deki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 5,75 milyar tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta 1220 yataklı Kocaeli Şehir Hastanesi başta olmak üzere, toplamda 3 bin 71 yataklı 22 hastane dahil, 93 sağlık tesisini şehrimize kazandırdık. Hala 200 yataklı Çayırova ve 250 yataklı Gölcük Devlet Hastanesiyle 9 sağlık tesisimizin inşası sürüyor. TOKİ kanalıyla 12 bin 506 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 7 bin 230 konutun yapımına devam ediyoruz. Kentsel dönüşümde 42 bin 334 adet konut ve ticaret alanını dönüştürdük, 3 bin 545’de bağımsız bölümün dönüşümü devam ediyor. Kocaeli’deki 14 millet bahçesi projesinden 9’unu tamamladık, 4’ünün yapımı, birinin de projelendirme çalışmaları devam ediyor” dedi. Ulaştırmada 151 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol mesafesini toplamda 376 kilometreye çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, “İstanbul-İzmir otoyolunu, Osmangazi Köprüsünü ve Kuzey Marmara Otoyolunu şehrimize kazandırdık. TEM Otogar Köprülü Kavşağını inşa edip, trafiğe açtık. Derince Limanı, D-100 ve TEM Otoyolu bağlantısını 2025’de tamamlayacağız. İzmit Doğu Kavşağından Kavacık Kavşağına kadar bu kesimdeki TEM Otoyolu ve bağlantı yollarında üstyapı onarım çalışmalarına başladık. İzmit-Kandıra-Kaynarca yolunun 18 kilometresini tamamladık, kalan kesimlerdeki çalışmalarımız devam ediyor. Yalova-İzmit Otoyolu proje çalışmalarını başlattık. Büyükşehir Belediyemiz aracılığıyla Otogar-Kuruçeşme Tramvay Hattını ve Kartepe Teleferik Hattını hizmete aldık” ifadelerini kullandı.
Çorum Sungurlu’da Ramazan coşkusu meydana sığmadı Çorum’un Sungurlu ilçesinde ilçe belediyesi tarafından düzenlenen Ramazan şenliğine çok sayıda vatandaş yoğun ilgi gösterdi. Ramazan heyecanını ve coşkusunu paylaşmak için Atatürk Meydanı’nda yapılan Ramazan şenliği yoğun ilgi görürken, çocuklar Başkan Abdulkadir Şahiner’in yanından bir an olsun ayrılmadı. Yediden yetmişe herkesin gölünü fetheden Başkan Şahiner ile fotoğraf çektirmek için izdiham oluştu. Vatandaşların göstermiş olduğu ilgiye teşekkür eden Başkan Şahiner, “Ramazan ayının güzelliklerini sizlerle birlikte burada yaşamaktan büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Ne zaman bir program yapsak bizi hiç yalnız bırakmadınız. Biz birlikte güzeliz, birlikte iyiyiz. İnşallah da böyle devam edeceğiz. Her şeyin en güzelini çocuklarımız hak ediyor. Bugün de en çok onlar için hazırlandı. İnşallah gönüllerince eğlenirler” diye konuştu. Hacivat-Karagöz gösterisi ile başlayan etkinlikte, semazen gösterisi büyük beğeni topladı. Etkinlikte çocuklara pamuk şekeri, Osmanlı macunu, oyuncak ve balon dağıtılırken, yetişkinlere ise Osmanlı şerbeti ve çay ikramı yapıldı. Programa Belediye Başkanı Abdulkadir Şahiner’in yanı sıra, İlçe Başkanı Av. Hakan Tekercioğlu, İl Genel Meclis Üyesi Ercan Şahin, Belediye meclis üyeleri ve adayları, belediye başkan yardımcıları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Samsun Halit Doğan: “Samsun ‘Cumhur İttifakı’ diyor” Cumhur İttifakı AK Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Halit Doğan, “Samsunumuz, 17 ilçemiz kararını verdi. 31 Mart’ta Cumhur İttifakı diyor” dedi. AK Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Halit Doğan, Tekkeköy’de vatandaşlarla buluştu. Samsun’a bir ahenk içerisinde 17 ilçenin tamamıyla el ele vererek hizmet edeceklerini belirten Doğan, “Samsunumuz kararını verdi. Cumhur İttifakı diyor” şeklinde konuştu. Tekkeköy programında konuşan Halit Doğan, “Yerel seçimlere günler kalmışken, 31 Mart sonrası hayata geçireceğimiz projelerimizi anlatıyor, hemşehrilerimizin fikirlerini dinliyoruz. Biz 17 ilçemizin tamamında bir ahenk içerisinde hemşehrilerimize hizmet etmek için yola çıktık. İnsan odaklı projelerimizle vatandaşlarımızın her anında hep yanlarında olan bir yaklaşımla hareket ettik. Bundan sonra da aynı yaklaşımla şehrimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Daha hızlı, daha güçlü, daha ileri Samsun sözü veriyoruz. Bunu sadece sözde kalacak bir ifade olarak söylemiyorum. Ulaşımda, kent sağlığında, turizmde, sosyal belediyecilikte örnek olacak hizmetler üretecek; şehrimiz için, hemşehrilerimiz için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Bizler 31 Mart’a giden bu süreçte kendimizi hemşehrilerimize emanet ediyoruz. Birlikte el ele vererek, her alanda ileri giden, çağa ayak uyduran bir Samsun sözü veriyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul 15 aylık oğlunu döverek öldürdüğü iddiasıyla yargılanan babaya müebbet hapis cezası Arnavutköy’de 2003 yılında 15 aylık oğlu Armağan’ı döverek ölümüne neden olduktan sonra gizlice gömdüğü iddia edilen ve 3 çocuğunun ihbarı üzerine olaydan 20 yıl sonra hakkında dava açılan baba yargılandığı davada müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Arnavutköy’de 2003’ün kış aylarında 15 aylık öz oğlu Armağan’ı tekme ve yumruk atmak, duvara fırlatmak ve eşarpla boğazını sıkmak suretiyle darp edip ölümüne neden olduktan sonra gizlice gömdüğü iddia edilen ve 2016’da 3 çocuğunun ihbarı üzerine olaydan 20 yıl sonra hakkında dava açılan sanık baba Hüseyin K.’nın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Hüseyin K. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Sanığın 1 çocuğu ise ’müşteki’ sıfatıyla salonda yer alırken, tarafların avukatları hazır bulundu. ‘’Çocuklarım bu olayı bir araya gelerek uydurmuşlardır’’ Duruşmada bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirterek savunma yapan sanık Hüseyin K. “Hiç bir delil yok. Sadece yorum yapılıyor. Çocuklarımın anneleri, çocuğumuz öldüğünde ilk benimle paylaştı. Kurumda kalan çocuklarım bu olayı bir araya gelerek uydurmuşlardır. Eşimi seviyorum ve 5 tane pırlanta gibi evladım var. Avukatım beni savunuyor mu? Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyor oysaki. Öcü gibi bekliyorum. Kızım ‘biz rutubetli evde yaşıyorduk’ demiş. Biz giriş katta bile oturmadık. 2. katta oturuyorduk. Müştekiler harici diğer aile üyelerinin tanık olarak dinlenmesini istiyorum ve tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. ‘’Ölen çocuğun saatler önce sanık tarafından şiddete uğradığını kanıtlamış bulunmaktayız’’ Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatı “Kayıt dışı çocuk olup ölenler de var. Çocukları nüfusa kaydetmediğinden dolayı çocukların ölüm kaydı yoktur. Çocukların annesi kaç çocuk doğurduğunu bilmiyor. Annenin bugüne kadar 13 çocuğu olduğu ve 9’unun yaşadığına dair ifadesi var. Müvekkillerim şiddetten kaçıp yurda yerleşmişlerdir. Ölen çocuğun saatler önce sanık tarafından şiddete uğradığını kanıtlamış bulunmaktayız. Sanığın kasten öldürmekten cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi. Duruşmada son sözü sorulan sanık, beraatını talep ettiğini ifade etti. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı Kararını açıklayan mahkeme, sanık Hüseyin K.’yı ‘kendini beden bakımından savunamayacak durumda bulunan çocuğunu kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanık hakkında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağına hükmeden heyet, sanığın tahliye talebini de reddederek tutukluluk halinin devamına karar verdi. Olayın geçmişi Edinilen bilgiye göre 14 Temmuz 2016 tarihinde Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden 3 kardeş V.K. (25), Ö.K. (23) ve M.K. (21) bir ihbarda bulunmuş, babaları Hüseyin K.’nın (57) 2003 yılında o dönem 15 aylık olan kardeşleri Armağan’ı döverek öldürdüğünü ve bir arkadaşıyla Arnavutköy Mezarlığı’na gömdüğünü iddia etmişlerdi. Olaya ilişkin Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada ise 9 Haziran 2022’de şüpheli baba Hüseyin K.’nın gösterdiği alanda ‘fethi kabir’ denilen ‘mezarın açılması’ işlemi yapılmış, işlem sonrası bulunan bebek cesedinde yapılan DNA incelemesiyle şüpheli babanın DNA’sının uyumlu olduğu ortaya çıkmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına fezleke ile gönderilen soruşturma çerçevesinde ise 27 Ekim 2023’te iddianame hazırlanmış, hazırlanan iddianamede şüpheli baba Hüseyin K.’nın 2003’ün kış aylarında öz oğlu olan 2001 doğumlu Armağan’ı kablo ile başına vurmak, tekme atmak, yumruk atmak, eşarpla boğazını sıkmak ve duvara fırlatmak suretiyle darp ettiği kaydedilmişti. İddianamede ayrıca, şüpheli Hüseyin K.’nın ‘olası kastla nitelikli kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Konuya ilişkin yargılama İstanbul 36.Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken 13 Şubat 2024’te mahkeme, Hüseyin K.’nın suçun değişme ihtimalini de göz önüne alarak tutuklanmasına karar vermişti.
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.