GÜNDEM - 20 Mart 2018 Salı 02:02

ÖSO komutanı harekatın bilinmeyenlerini anlattı

A
A
A
ÖSO komutanı harekatın bilinmeyenlerini anlattı

Özgür Suriye Ordusu üst düzey komutanlarından Fehim İsa, Zeytin Dalı Harekatının detaylarını anlattı.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nın 58. gününde Afrin ilçe merkezinde kontrol sağlandı. ÖSO üst düzey Komutanı Fehim İsa, Zeytin Dalı Harekatı’nın bilinmeyenlerini anlattı. Dün sabah 06.00 sıralarında Afrin’e girdiklerini hatırlatan Fehim İsa, "Türk Silahlı Kuvvetleri ile çok güzel bir koordinasyon sağlandı. Afrin’in girişinde PYD’li teröristlerin bizi beklediği bina gece 03.00’te F-16lar tarafından vuruldu. Hamdolsun Afrin şehir merkezi özgürleştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri ile ÖSO mensupları omuz omuza vererek bu bölgeyi özgürleştirdi. İnşallah, mayın temizliği sürüyor şehir merkezinde. Halkın yerleşmesi için büyük çaba gösteriyoruz. Sivil meclisler kuruluyor. Afrin’i Afrinliler yönetecek" dedi.

“KOMANDO HÜSEYİN YÜZBAŞI BAŞINDAN ROKETLE YARALANDI, 10 GÜN SONRA GERİ DÖNDÜ”
58 gün içinde yaşadığı ilginç olayı da paylaşan İsa, komando bir subayın operasyonun ilk günlerinde Darmık bölgesinde başına isabet eden roketle yaralandığını hatırlatarak, "10 gün sonra subayımızı tekrar aramızda gördüm. Şok oldum. Ben onun 5-6 ayda göreve döneceğini tahmin etmiyordum. Kısa sürede Hüseyin Subayımızın komandoların başına geçmesi, bu imanın, bu ısrarın bize zafer getireceğine inandım. İnsanları özgürlüğüne kavuşturulması için Türk Silahlı Kuvvetlerin büyük özveri gösterdiğini gördük" diye konuştu.

“BİRKAÇ GÜNE AFRİN’DE HAYAT NORMALE DÖNECEK”
Terör örgütleri şehri mayınladığı için temizliğin devam ettiğini belirten Fehim İsa, “Mayından dolayı şehitlerimiz oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri şehri yeniden hayata döndürmek için çok büyük çaba sarfediyor. Bundan sonra her gün halkın geri dönüşünün artacağını düşünüyorum. Birkaç güne Afrin’de hayatın normale döneceğine inanıyorum. Burada Fırat Kalkanı bölgesinde de özgürleştirdiğimiz ilçe ve kasabalarda kendi halkına bölgeyi bıraktık. Sivil insanlar arasında seçim yaparak sivil meclisler kuruldu. Bunlar artık o bölgeyi yönetiyor. Biz asker olarak sınırlarda emniyet alıyoruz. Düşman sınırlarında rejime karşı Afrin’in doğusunda Nübbül Zehra bölgesinde karşı karşıyayız. Savunma hatlarımızı yaptık. Gerideki halkımızı insanlarımızı koruma amaçlı” şeklinde konuştu. 

Hastane yalanı
Afrin’in bir hastanenin vurulduğu iddialarına ilişkin Fehim İsa, “Hastanede herhangi bir zayiat yok. Hiç bir zayiat yok. Bu batılıların ağzıyla PKK’nın medyaya yansıttığı yalan. Sizin de gördüğünüz gibi operasyonun psikolojisini bozmak için yapılan bir haber. Afrin’e çok az zayiatsız, zayiat olmayacak şekilde çok temiz bir operasyon gerçekleşti” dedi.

OPERASYONUN İLK ANLARINI ANLATTI
Fehim İsa, operasyonun ilk anlarını anlatarak, "İHA’ların tespit ettiği noktalar, terör noktalarını ilk gecenin kararmasıyla oralara hedeflere Türk Silahlı Kuvvetleri uçaklarla operasyon gerçekleştirdiler. Girdiğimizde hamdolsun direniş bulmadık. Olanlar da kaçmışlardı. Uçakların vurduğu enkazların altında teröristler vardı. Girdiğimizde dumanlar yeni çıkıyordu. Bizim girmemizden önce vurulmuştu. Kaleşleri parça parça olmuştu. Eğer orası vurulmasaydı sıkıntı yaşardık. Zafere gitmeyi geciktirirdi" diye konuştu.

“BARAJI DA KONTROL ETTİK”
İsa, Meybölgedanki Barajı’nın kontrol altına alındığını belirterek, “Orası çalışan bir baraj. Orasını sivil yönetim kurulduktan sonra onlara teslim etmeye hazırız. Baraja su veren sistem çalışmaya başlayınca o sistem sıkıntısız çalışacak” şeklinde konuştu.

“KUZEY IRAK’A GİDERİZ”
İsa, "Türkiye - Suriye sınır hattı 900 kilometre. Şu anda bir çok bölge temizlendi. Hassas bölgeler temizlendi. Fırat Kalkanı operasyonu bölgesi temizlendi. Batılıların Suriye’yi bölüp kendi fikirleriyle İsrail güvencesine almak için burada Ortadoğu’da tekrardan harita çizerek bu olan ülkeleri küçük ülkeler haline getirip İsrail’in güvencesini sağlamak isteme planları bozuldu. Fırat Kalkanında bu gerçekleşti. Şu anda da tam bitti denecek hale geldi. Bundan sonra Irak sınırına kadar hazırız. Türk Silahlı Kuvvetleri’yle oradaki terör unsurlarını temizlemek için de hazırız. Biz de inşallah Suriye topraklarında bulunmayan bir bölgeye Türk Silahlı Kuvvetleri ile Kandil’e gitmeye hazırız. Burası sadece Türkiye’ye değil, Suriye, Irak’a da tehdit oluşturuyor” dedi.

“TÜNELLERİ UÇAKLAR İMHA ETTİ, TAMAMEN KAPATILACAK”
Tüneller ne olacak sorusuna ise İsa şu cevabı verdi:
"Türk savaş uçakları tamamına yakınını imha etti. Bölgede terörist kalmadı. Orada inşallah kepçelerle tekrardan düzenleme yapılacak. Sivillerin zeytinlerine çok zayiat verdiler. Orada imha harekatı başlatarak zeytinlikleri halka vereceğiz."

“PYD’NİN HALKTAN ZORLA ALDIĞI PARALAR LÜKS YAŞAMA GİDİYORDU”
Fehim İsa, PKK’nın en büyük gelir kaynağı olan zeytinin de halka verileceğini kaydederek, "PKK PYD halkı haraca bağlamıştı. Herkes illlalah etmişti. Zeytinden haraç kesiyordu. Paralar Kandil’e gidiyordu. Bizim amacımız bölgeyi özgürleştirmekti. PKK insanlardan haraç alarak zeytin fabirkalarına el koymuşlar, aileden çocuk vermeyenlerin zeytinlerine el koymuştu. O paralar PYD’ye gidiyordu. Teröristlerin yaptığı saraylara gidiyordu. Allah’ın izniyle o imkanlar sahiplerine dönecek. Allah’ın izniyle orada imkanlar bölge halkına geri dönecek” şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.