GÜNDEM - 25 Ocak 2015 Pazar 11:20

Otizm için dünyaca ünlü aktöre teklif götürecek

A
A
A
Otizm için dünyaca ünlü aktöre teklif götürecek

Canan Mat İç mimar, yazar, şair ve senarist kimliği ile Türkiye’yi dünya çapında otizmde farkındalık oluşturması için beyaz perdeye taşıyor. ‘Otizmli bir çocuğun neye ihtiyacı var?’ sorusuna cevap niteliğinde bir senaryo yazdığını söyleyen Mat, filmde kendisi gibi otizmli bir çocuğa sahip olan Dünyaca ünlü aktör Collin Farrel’e başrol teklifini götüreceğini açıkladı.

İç mimar, yazar, şair, senarist, sosyal sorumluluk projelerinin en cömert eli. Otizm Federasyonu’nun kurucularından, sevginin sabırla harmanlandığı bir anne. Yaşadığı her ayrıntıyı ayrı bir meziyete dönüştüren bir isim. Son günlerde Türk edebiyatına yeni bir soluk kazandıran Canan Mat, yazdığı tüm satırlarda, attığı her adımda dilinden düşürmediği bir gerçek olan otizmi, şimdilerde beyaz perdeye taşıyor. Filminde hem otizmli çocukların ihtiyaçları, hem de ebeveynlerin otizmli bir çocuğa nasıl davranmaları gerektiği konusunda önemli mesajlara yer verileceğini açıklayan Mat, en önemli amacının toplumun otizm ile yüzleşmesini sağlamak olduğunu belirtti.

“DIŞARIDA OTİZMLİ BİR ÇOCUK GÖRÜRSENİZ…”
Söz konusu filmle gerek Türkiye’de gerekse dünyada otizmin röntgeninin çekileceğini aktaran Mat, otizmin içeriğine yönelik internette tıklanma rekorları kıran birçok sitenin mevcut olduğunu hatırlattı. Henüz senaryo aşamasında olan film hakkında bilgi veren Mat; “ Herkesin izlemesi gereken bir film. Bu film ile otizme dokunacağım ve otizmli bir çocuğun neler yaşadığı, anne-babaların neler yaşadığını, neler yapılması gerektiği, hangi tür eğitimleri almaları gerektiği her şeyden önce ise otizmli bir çocuğun nelere ihtiyacı olabilir? gibi başlıklar görünecek. Toplumunda orada olması gerekiyor bence bu filmi izlemesi gerekiyor. Dışarıda bir otizmli çocuk görünce ona nasıl davranılması gerektiğini bilmesi gerekiyor” dedi.

SINIRLARI AŞAN TEKLİF
Aynı zamanda otizmli bir oğlu olan Batıhan’ın hayata tutunma konusunda en önemli ilham kaynağı olduğunu da hatırlatan Mat, yaşadıklarını güçlü kalemiyle buluşturan senaryosunun ardından oyuncu kadrosun da kendisi gibi aynı kaderi yaşayan isimlere yer vereceğini dile getirdi. Mat; “Bu filmde Collin Farrel’ın oynamasını istiyorum. Çünkü başarılı aktör otizme iyi dokunacağını düşünüyorum. Neticede onun da bir otizmli çocuğu var. Bunu yaşayan insanların bu filmde rol almasını istiyorum. Çünkü gerçekten hissedenlerin bunun için ekstra bir rol yapmaya ihtiyacı yok” diye konuştu.

“TÜRKİYE OTİZMDE FARKINDALIK OLUŞTURABİLİR”
“Otizm bence çocuğun elini bıraktığın andan itibaren bağının kopması’ demektir, diyen Canan Mat, “Bu film projesi hayata geçtiğine senaryo tamamlandığında Colin Farel’a bir teklif götürüceğim. Dünya çapında bu film yayınlanırsa ve dünyaca ünlü bir aktörün aktristin yer aldığı bir film olarak belki de Türkiye otizme öncülük edebilir” ifadesinde bulundu.

OTİZMLİLER İÇİN OKUL YAPTIRIYOR
Türkiye’de 1 milyona yakın otizmli çocuğun olduğunu açıklayan Mat bu özel çocukların tam donanımlı bir okulda eğitim ve öğretim görebilmesi için de ayrıca okul yaptırma hazırlığında olduğunu söyledi. Mat bakanlıklar destekli müfredatlarla taçlandıracağı okul projesi hakkında şu bilgileri verdi: “Türkiye’de şu ana kadar tam anlamıyla eğitim, spor, duyu bütünlemesi, konuşma terapisi ve müziğin bir bütün halde sunularak otizmli çocuklara hiçbiri aynı anda verilemiyor. Onların hepsinin bir arada olabileceği bir okul projemiz var. Çünkü Türkiye’de 1 milyona yakın otizmli var bu 20 milyon insanın otizmi yaşayan insan anlamına gelir. Bugün baktığınız zaman benim durumum iyi ben iyi bir eğitim sağlayabiliyorum. Ama durumu iyi olmayan aileler ne yapsın? Çocuklarını zincire mi vursunlar. Projelerle devlet destekli gerçekten devletin bu konuda çok çok duyarlı otistik çocuklara karşı fazlasıyla duyarlı olmalı.

Otizmli çocuklar eğitilebilir profesör olabilir dahi olabilir. Ama eğitimsiz aileler de var. O yüzden devletin kesinlikle bunun adına adımları güçlendirmeli. Herkesin otizm adına ellerini taşın altına koymaları gerekiyor. Çok yakın zamanda da bunu hayata geçireceğiz. Hayaldi ama artık proje halinde. Çünkü otizm bir uçurum, biz de o uçurumdan atlamak ya da düşmek yerine otizmle köprü kurmak istiyoruz. Öyle de yapacağız.”

Mat’ın otizm adına kaleminden dökülen satırlardan bazıları ise hem düşündüren hem de yürek burkan nitelikte. Mat’ın son kitabı olan Korkmakta Olduğum Sen Değilsin Masken’ isimli kitabında yer verdiği satırlardan: “Sen, sen diye söylenen sözlerimde, aşkın en aciz hali, halsizliğin en derin gücü oluyorsun…. Bir tutam sen çeken tadımın içinde, gördüğüm her gün baştan doğan güneşim geceleri bile batmıyorsun. 

ALEV HAMİTOĞULLARI - HÜSEYİN ÇAKMAK
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.