GÜNDEM - 11 Şubat 2017 Cumartesi 13:15

Özgecan Aslan’ın hayatını anlatan ‘Cennetin Kuşları’ filmi için imzalar atıldı

A
A
A
Özgecan Aslan’ın hayatını anlatan ‘Cennetin Kuşları’ filmi için imzalar atıldı

Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015’te bindiği midibüste vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın ölüm yıl dönümünde, hayatını anlatacak ‘Cennetin Kuşları’ filminin sözleşmesi imzalandı.

Tarsus’ta iki yıl önce hunharca öldürülen ve kadına yönelik şiddetin sembolü olan 20 yaşındaki Özgecan Aslan, ölümünün 2’nci yılında bir etkinlik ve mezarı başında okutulacak mevlitle anılıyor. 11 Şubat 2015 tarihinde öldürülen, 13 Şubat 2015’te yanmış bedeni bulunan ve 14 Şubat Sevgliler Günü’nde toprağa verilen Özgecan için ilk etkinlik bu sabah Özgecanlar Derneği’nde düzenlendi. Etkinliğe, Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, annesi Songül Aslan, kardeşleri Beste ve Barış Ali Aslan ile Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Barosu Başkanı Ali Er, Özgecanlar Derneği Başkanı Hediye Dalğıç, Yönetmen Ali Avcı ve Genel Koordinatör Levent Akay katıldı.

Anma etkinliğinde konuşan Özgecanlar Derneği Başkanı Hediye Dalğıç, derneğin öncelikli amacının Özgecan’ın hayali olan Kadın Rehabilitasyon Merkezini kurmak olduğunu söyledi.

Özgecan’ın babası Mehmet Aslan ise "14 Şubat’ı bütün dünya Sevgililer Günü olarak biliyor ama biz de canımızın sevgilisine kavuşma günü olarak anıyoruz. O anlamda hem anlamlı hem acılı hem hüzünlü bir gün" dedi.

Baba Aslan, büyük çaba sonucunda Özgecanlar Derneği’nin faaliyete geçmesinde emeği geçen herkese de teşekkür etti. Derneğin dün yapılan genel kuruluyla belirlenen yeni yönetimin güzel başarılara imza atacaklarına inandığını ifade etti. Bu süreçte manevi desteklerini esirgemeyen devlet büyükleri ile Mersin Valisi Özdemir Çakacak ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’a teşekkür etti.

"ÖZGECAN’IN ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE FİLMİN SÖZLEŞMESİNİ İMZALAYACAĞIZ"

Özgecan’ın yaşamını anlatacak ‘Cennetin Kuşları’ filmini çekecek Yönetmen-Yapımcı Ali Avcı da iki yıl önce meydana gelen ve dünyanın en büyük gündemlerinden biri olmaya devam eden olayın bugün büyük bir ruh derinliğini yaşamakta olduklarını dile getirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin, Hollywood üzerinden dünyaya istediği tüm mesajları sinemayla anlattığını belirten Avcı, Kievslovski’nin, ‘Sinemayla dünyayı değiştiremeyebilirsiniz ama sinema seyircisiyle dünyayı değiştirebilirsiniz’ sözünü anımsatarak, Amerika’nın yine televizyonla konuşan toplumları televizyondan yönetmeyi kendisine şiar edindiğini kaydetti. Avcı, kendilerinin de kadına şiddet noktasında Türkiye’de bir sembol olan Özgecan’ın hayatını ters algı ile sinema filmine aktaracaklarını söyledi. Film için 4 aydır çalışma yaptıkları bilgisini veren Avcı, filmin sözleşmesini de Özgecan’ın ölüm yıl dönümünde Özgecanlar Derneği ile imzalayacaklarını ifade etti.

"Özgecan’ın doğum günü olan 22 Ekim’de de büyük bir gala organizasyonu ile onun ruhuna en büyük hediyeyi vermiş olacağız" diyen Avcı, çekimlerin büyük bölümünü Mersin ve çevresinde gerçekleştireceklerini bildirdi. Filmin, Mersin’in güzellikleriyle tanınmasına da olanak sağlayacağını belirten Avcı, "Sinema, dünyanın en uzak köşelerindeki insanları birbirlerine tanıtan en kolay araçtır. Bu sebeple biz derneğin kuruluş amacına da hizmet edecek, Özgecan’ın en büyük hedeflerinden biri olan rehabilitasyon merkezine nasıl katkı sunarız noktasında böyle bir sinema filminin gelirlerini de derneğe bağışlayarak olabileceğini düşündük. Filmde Mersin’den yaklaşık 2 bin 500 yardımcı oyuncu da rol alacak. Özgecanlar ölmesin" dedi.

"YENİ ÖZGECANLAR OLMAMASI İÇİN HERKESİN DERS ÇIKARMASI LAZIM"

"Keşke böyle bir olay vuku bulmamış olsaydı da biz de bugün burada bu amaçla buluşmasaydık" ifadlerini kullanan Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz da "Ama maalesef ülkemizin bir gerçeği, dünyanın bir gerçeği olarak bu olay yaşandı. Yeni keşkelere mahal vermemek hepimizin öncelikli amacı olmalı. Özgecanımızın ailesine hem sabır hem metanet diliyoruz. Ama onların gösterdiği sabır ve metanete tüm Türkiye hayran. Herkes bu metaneti gösteremeyebilir. Ülkemizin ateş çemberinden geçtiği bir dönemde böyle bir metanete de ihtiyaç vardı" diye konuştu.

"FİLM ÇALIŞMASINA ELİMİZDEN GELEN DESTEĞİ VERECEĞİZ"

Özgecan’ın başına gelen bu tür olayların unutturulmaması gerektiğinin altını çizen Başkan Kocamaz, "Yeni Özgecanlar olmaması için herkesin ders çıkarması lazım. Bu olayların unutulmaması ve unutturulmaması gerekiyor. Bunun için arkadaşlarımız, başta Mehmet bey olmak üzere, Özgecan’ın yaşadığı dramın bir daha yaşanmaması, onun hatıralarının yaşatılması için böyle bir dernek kurmak istediklerini söylediler, biz de elimizden gelen desteği verdik. Yeni bir yönetim oluştu. İnşallah bu yönetim ailenin de arzu ettiği sonuç alıcı projelere imza atar ve Özgecan’ın da ruhu böylece şad olmuş olur" ifadelerini kullandı.

Çekilecek filme de değinen Kocamaz, "Böyle bir film hazırlığı çok önemli. Özellikle yeni nesillere eğitici, öğretici, yaşananlardan ders çıkarıcı anlamda çok büyük faydası olacağına inanıyoruz. Biz de belediye olarak film çalışmasına elimizden gelen desteği vereceğiz. İnşallah güzel bir eser çıkar ve filmi izleyenler kendi payına bir ders çıkarır, toplum kendine bir ders çıkarır ve bir daha bu tür hadiseler yaşanmaz diye umut ediyoruz" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, Özgecanlar Derneği Başkanı Hediye Dalğıç ile Yönetmen Ali Avcı, ‘Cennetin Kuşları’ filminin sözleşmesine imza attı.

(Kıymet Gökçe - Koray Ünlü / İHA)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kardeşi ve işçisi silahlı saldırıda öldürülen adam: “Planlanmış, alçakça yapılmış bir katliam bu” Ankara’da bir kişi, aynı yerde çalıştığı yabancı uyruklu iş arkadaşını ve patronunu silahla vurarak öldürdü. Kardeşini ve işçisini kaybetmenin acısını yaşayan ağabey, olayın daha önceden planlandığını iddia etti. Olay, dün akşam saatlerinde Altındağ ilçesi Tatlar Mahallesi’nde yer alan mesire alanında meydana geldi. İddialara göre, bungalov evi imalatı işiyle uğraşan emekli polis Murat Yılmaz, bilinmeyen bir nedenle işletmeci Y.E.H.’nin silahlı saldırısına uğradı. Duruma müdahale etmek isteyen yabancı uyruklu iş arkadaşı Alaeddin Albaba’ya da ateş eden Y.E.H., kaçarak olay yerinden ayrıldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, Yılmaz’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Albaba’nın ise kaldırıldığı hastanede vefat ettiği belirtildi. Cenazesi Adi Tıp Kurumu morguna götürülen Yılmaz’ın ikindi namazını müteakip Karşıyaka Mezarlığı’na defnedileceği, Albaba’nın ise havayolu ile ülkesine götürüldüğü ve orada defnedileceği öğrenildi. Saldırganın yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği aktarıldı. “Olay kesinlikle tasarlanmış” Olayla ilgili konuşan Murat Yılmaz’ın ağabeyi Tunç Yılmaz, “Ekmek kapısı açtığımız bir alçak, alçakça bir şekilde kardeşimi ve yanımızda çalışan masum bir işçimizi katletti. Benim kardeşim emekli bir polisti. Kendisini de nasıl savunacağını çok iyi bilirdi. Saldırgan çok yakın mesafeden kardeşimin kafasına sıkmış. Kaçmaya çalışan işçimizi de önce ayağından vurmuş, ardından da yanına gidip onun da başına ateş etmiş. Biz ona para kazansın diye orada yer vermiştik. İstediği her şeyi vermiştik. Asla bir husumet yoktu aramızda. Saldırgan taraftan ortalıkta şu anda kimse yok. O şahıs orada işletmeciydi, imalatçı değildi. Bu olay kesinlikle tasarlanmış. Karşılıklı münakaşanın olduğu bir olay değil bu. Planlanmış, alçakça yapılmış bir katliam bu” ifadelerini kullandı.
Gaziantep GTO nisan ayı meclis toplantısı yapıldı Gaziantep Ticaret Odasının (GTO)nisanayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur başkanlığında Yönetim Kurulu, Meclis ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıylagerçekleştirildi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na değinen GTO Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, bir milletin varlığının ve temellerinin sağlamlığının çocukların sağlıklı ve bilinçli yetiştirilmesiyle başlayacağını vurguladı. Teymur, “Bakın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1922 tarihinde Meclisin açılış konuşmasında ne demiş: ‘Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istikbâline, kendi benliğine, millî an’anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzûmu öğretilmelidir.’ İşte biz çocuklarımızı bu sözlerin kılavuzluğunda yetiştirmeliyiz ki onlara vatanımızın geleceğini gönül rahatlığıyla emanet edebilelim” dedi. “Özel günlerde kepenkler açık olmalı” Başkan Teymur’un ardından kürsüye gelen ve GTO’nun nisan ayında yürüttüğü faaliyetler hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, Gaziantep’in son yıllarda turizmde ivme kazandığını fakat bayramlar gibi özel günlerde şehre gelen turistlerin açık restoran bulmakta zorluk çektiğini ifade ederek, “Gaziantep turizmini desteklemek için bayramlar gibi uzun tatillerin olduğu dönemlerde özellikle kafe ve restoranlarımızın açık olması gerekiyor. Geçtiğimiz Ramazan Bayram’ında bununla ilgili pek çok şikâyete rastladık. Kalabalık heyetlerle Gaziantep’e gelen fakat yemek yiyecek, bir çay molası verecek açık işletme bulamayan misafirlerimizi gördük. Şehrimiz son yıllarda tarih, kültür ve gastronomi turizminde ivme kazandı. Bizlerin de bunu desteklemesi gerekiyor. Şehrimizde özel günlerde kepenkler açık olmalı” şeklinde konuştu. “Fahiş fiyatın tanımı net bir şekilde yapılmalı” Uzun süredir ülke gündemini meşgul eden ve tepkilere neden olan fiyatlandırma politikasına da dikkat çeken Başkan Yıldırım, yaşanan tüm olumsuzlukların ana kaynağının enflasyon olduğunu ve fiyat algısının bozulduğunu söyledi. Enflasyonist ortamın beraberinde suistimalleri de getirdiğini belirten Yıldırım, “Enflasyonun çok yüksek seyrettiği dönemlerde maalesef bunu suiistimal eden işletmeler oluyor. Fiyat algısının bozulmasıyla birlikte de bu tarz işletmeler fahiş fiyatlarla her birimize büyük zararlar veriyor. Diğer taraftan da acı bir gerçek var ortada. Tüketici olarak bizlere çok yüksek gelen fiyatların maliyet hesabı İşletme giderlerini, ham madde maliyetlerini hesapladığınızda işletmelerimizin ayakta kalabilmesi, faaliyetlerini sürdürebilmesi gerçekten de çok zor. Bugün bir restoranda içtiğiniz çorbanın maliyeti yarın değişebiliyor. Maliyetlerin artışı da her zaman fiyatlara yansıtılamıyor. Fiyata yansıtmayınca işletme zor durumda kalıyor, yansıtınca vatandaş olarak bizler zor durumda kalıyoruz. Bu tabloda fahiş fiyat tanımının net bir şekilde yapılması, suiistimallerin tespit edilip devletimizin bu konuyu takip etmesi ve çözüm üretmesi gerekiyor. Fahiş fiyat tanımının hiçbir soru işareti bırakmadan ve detaylı bir şekilde yapılması oldukça önemli. Tüm kesimlerce kabul görecek fahiş fiyat tanımı yapılmadan yasal düzenlemeye de gidilmemeli. Ne tüketici zarar görsün ne de üretici Şunu da unutmamak gerekir: işletmeler açısından en iyi terazi, en iyi ölçü yine vatandaşın kendisidir. Ödediği bedel aldığı hizmeti karşılamıyorsa en iyi cezayı da vatandaşın kendisi keser” ifadelerini kullandı. “Jeopolitik risklere göre kendimizi konumlandırmalıyız” Konuşmasında Türkiye’nin bulunduğu konuma ve jeopolitik risklere de değinen Yıldırım, “Siyasi ve toplumsal olarak atılan her adım küresel ekonomiyi direkt etkiliyor. Ticaretin yönünü belirliyor, maliyetleri ve tedarik zincirini etkiliyor. Olayların bizim dışımızda cereyan ediyor olması da önemli değil. Sonuçta hepimiz birbirine bağlı bir sistemin parçasıyız. İran ve İsrail arasındaki gerginliğin ekonomi üzerindeki etkilerini düşünün Tüm dünya savaşın bölgeselleşme ve şiddetlenme endişesinde. Bölgedeki jeopolitik riskler ve belirsizliğin artışı risk primimizi ve dolayısıyla borçlanma maliyetlerimizi artıracaktır. Artık jeopolitik risklerin olmadığı bir dünya yok Yani aman şu jeopolitik riskler geçsin de bakarız diyemeyiz. Bu durumu yönetmeyi, kendimizi doğru konumlandırmayı öğrenmeliyiz” ifadelerini kullandı. “Enflasyonla mücadelede bedel adil dağıtılmalı” Enflasyonla mücadele sürecinde fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak için öngörülebilirliğin güçlendirilmesi için mevcut ekonomi politikasının devam etmesi gerektiğini belirten GTO Başkanı Yıldırım, “Bunu yaparken de para ve maliye politikası birbirini tamamlamalı. Enflasyonla mücadelenin maliyeti şüphesiz çok ağır ama bedelin adil dağılımı çok önemli Bu bedeli sadece vatandaş, sadece iş dünyası ödememeli kamu da tasarruf yapmalı. Hükümetin ‘mevcut harcamaları daha verimli hâle getirme’ vurgusu yaparak kamuda tasarrufa gidileceği açıklamasını bu anlamda olumlu buluyorum” diye konuştu.
İstanbul Beyaz eşya satışları Mart ayında yüzde 24 arttı Beyaz eşya sektörü 2024 yılı ilk çeyreğinde iç satışlarda yüzde 28 artış yaşadı. İhracat ise yüzde 5 azaldı. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görüldü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde bulundu. Paylaşılan bilgilere göre, 2024 yılının ilk üç ayında yurt içi satışlar geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 arttı. Beyaz eşya sektöründeki ihracat düşüşü ise devam ederken, bu dönemde de yüzde 5 oranında gerileme gösterdi. 2024 yılı ilk çeyreğinde 6 ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 8,3 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdi. Buna paralel olarak üretim miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 1 artarak benzer seyretti. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görülüyor. Üretim 3 milyon adet ile geçen yılın Mart ayına kıyasla yüzde 2 oranında azalırken, ihracattaki düşüş trendi bu ay yüzde 11 seviyesinde devam etti. "Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör" TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör. 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor” dedi. Sığın, altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışların yaklaşık 8.3 milyon adet olarak gerçekleşerek geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdiğini kaydetti. Son iki yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini ön gördüklerini belirten Gökhan Sığın, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini dile getirdi ve ekledi: “İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güç ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor." Gökhan Sığın, ihracat bazında değer dağılımını aktarırken, Avrupa’nın hala ana ihracat pazarlarından biri olduğunu belirtti ve ürünlerin AB standartlarına uygunluğu konusunda ülkemizin teknik ve hukuki altyapısının gelişmeye devam ettiğini vurguladı. Ulusal mevzuatın AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarını da kapsayacak şekilde güncellenmesinin sektör için önemli olduğunu dile getiren Sığın, bu tür revizyonların ihracata olumlu yansıyacağını düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Enerji verimli ürünlerin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu durum ülke kaynaklarımızın korunmasının yanı sıra tüketicilerimize de tasarruf imkanı sağlıyor. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması sanayimizin varlığı ve sürekliliği için olduğu kadar ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşıyor.” TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, "Ülkemizin ve çevrenin korunmasına yönelik uzun vadeli hedefleri perspektifinde çevre uygulamalarındaki gelirlerin ilgili sektör bazında yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine, teknoloji gelişimine aktarılmasını temin edecek bir mekanizma en kısa sürede kurulmalıdır" dedi. Özkadı ayrıca Türkiye’ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin teşvikinin (DİR) Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağladığına değindi. Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Uluslararası konjonktür nedeniyle hammadde maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Bu da, tahmin edilebilirliği düşürerek üreticileri daha ihtiyatlı satın almalar yapmaya yöneltmektedir." “Yetkili servisler için en doğru kaynak firmaların resmi websiteleri ve servis.gov.tr” Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, 3 bin 500’ü aşkın yetkili servisin her gün binlerce tüketiciye çözüm ve destek sunduğunu hatırlatırken ‘aldatıcı’ nitelikli yani yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis gibi tanıtan kişilerin çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Kuseyri sözlerine şöyle devam etti: “Tüketicilerimize şirketlerimizin resmi web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan servis.gov.tr üzerinden yetkili servis bilgilerine ulaşmalarını tavsiye ediyoruz.”