GÜNDEM - 12 Kasım 2017 Pazar 10:45

Pancar üreticisinin verimli toprağı artık tarlada kalıyor

A
A
A
Pancar üreticisinin verimli toprağı artık tarlada kalıyor

İç Anadolu Bölgesi'nde yayılmasına devam eden pancar temizleme ve yükleme makinesi, tarlada bulunan verimli toprağın fabrikaya boş yere taşınmasını engelliyor.

Pancar yetiştiricilerinin en büyük problemlerinden bir tanesi, ürünleri taşınırken toprağın da fabrikaya gitmesiydi. Tarla yüzeyinde bulunan en verimli toprak eskiden taşınma sırasında pancar ile yolculuk ederken, artık bunun önüne geçilebiliyor. Türkiye'de yaygınlaşmasına devam eden, İç Anadolu Bölgesi'nde de çoğu çiftçinin yardımına koşan pancar temizleme ve yükleme makinesi, fabrikanın topraktan arındırma işlevini tarladayken yapıyor. Durum böyle olunca verimli toprak yine tarlada kalıyor, çiftçi temiz pancar gönderiyor, fabrika da temiz pancar işlemiş oluyor. Kamyonlara da artık topraklı pancar yerine sadece pancar yükleniyor. Böylelikle taşınma sırasında kamyonun kapasitesinin bir bölümünün toprak ile doldurulmuş olmasının önüne geçiliyor. Taşınma sırasında ürün zayiatını en aza indiren bu makineler, çiftçinin de kısa sürede dikkatini çekmeyi başardı. Tarla yanına istif edilmiş pancarı kısa sürede kamyonlara yükleyen makine, zamandan da tasarruf sağlıyor. Eskiden günlerce süren şeker pancarı yüklemesi, şimdilerde tarlaların büyüklüğüne göre çok kısa zamanda tamamlanıyor.

"Eskisi gibi olsa, kurtarması mümkün değil"

Şeker pancarı üreticilerinden Turgut Arakay, çocukluğundan bu yana üretimde yaşanan sıkıntılardan bahsetti. Yaklaşık 25 yıldır şeker pancarı yetiştiren Arakay, "Gördüğünüz gibi teknoloji ilerledikçe, maliyetlerimiz azalıyor ve iş kolaylaşıyor. Eskiden elle söküp, elle yüklüyorduk. Yani günde 15-20 ton elle söküp yükleyebiliyorduk, şimdi gördüğünüz gibi 25 tonu 5 dakikada sarıyor. Yani maliyetler düştüğü ve işin kolaylaştığı için devam edebiliyoruz. Yoksa eskisi gibi olsa, kurtarması mümkün değil. Bu cihazın bize çok faydası var. Eskiden kepçe ile ürünü sarıyorduk. Kamyon başına 2 ila 4 ton toprağı boşuna götürüp getiriyorduk. Ya da fabrikaya kalıyordu. Biliyorsunuz toprağın üzerindeki 3-5 santimlik kısım çok verimli. Biz bu kısmı elimizle götürüyorduk. Bu makine ile verimli toprak tarlamızda kalıyor. 7-8 saat boyunca yaklaşık bin ton pancar sardı. Eskiden 4-5 ton ürün alırdık ve 'çok iyi' derdik. Şimdi 7-8 tona 'eh' diyoruz. Yani verim arttı, teknoloji ilerlediği için bu işler kolaylaştı. Aslında masraf arttı ama verim çok olunca bir miktar kazanabiliyoruz ama eski sistem olsa, pancar ekilmez" dedi.

"Eskişehir havzasına bu makine ilk defa geliyor"

Bir başka üretici Tuncer Erakay, 35-40 yıldır babasından kalan mesleği devam ettirmeye çalıştığını söyledi. Makinenin Eskişehir'e yeni geldiğini ve kendilerine büyük kolaylıklar sağladığını belirten Erakay, "35-40 yıldır devam ediyoruz. Aslında bunlar bizim babamızdan kalan meslekler. Aslında başka işlerimiz de var ama sonuçta bu köyde toprakların işlenmesi ve ailenin biraz devamı noktasında bizler de elimizden geldiği kadar çiftçilik yapmaya çalışıyoruz. Son zamanlarda teknoloji ilerledi. Bu yükleme makinesi Türkiye'de birkaç yıldır çalışıyor, biz genelde internetten takip ediyorduk. Eskişehir havzasına bu makine ilk defa geliyor. Geçmişte pancarı kepçe ile yüklüyorduk. Bu konuda hem devlet hem de biz zarar ediyorduk. Çünkü toprağın en iyi yeri, pancara yapışan kısmıdır. Şimdi bu makine sayesinde hiç olmazsa pancarın içerisinde yabancı maddeler olmuyor. Hem de toprak bize kalıyor. İşçiliği de kolay. Maddi olarak getirisinden çok götürüsü olacak gibi duruyor. Çünkü yükleme ücreti var. Ama biz bundan önce harcadığımız yakıtı ve zamanı hesaplarsak, çok yoruluyorduk. Şu anda bin-bin 500 ton pancarınız varsa bir günde fabrikaya teslim ediyorsunuz. Geçmişte fabrikadan sıra almak zordu. Kamyoncular gidiyordu, 4 günde gelemiyordu. Bugün yaklaşık olarak 400 ton mal göndereceğiz. Herhalde bir saat sonra tertemiz olur" diye konuştu. 

Mehmet Sıddık Yeşilırmak - Burak Tekin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.