SAĞLIK - 24 Eylül 2016 Cumartesi 09:42

Psikolog Danışman Levent Erdem, boşanan çiftleri uyardı

A
A
A
Psikolog Danışman Levent Erdem, boşanan çiftleri uyardı

Psikolog Danışman Levent Erdem, çiftlerin boşanmasının faturasının çocuklara kesilemeyeceğini belirterek, “Çocuğun anneye de babaya da ihtiyacı var. Anne ya da baba boşanma sonrasında çocuğa duygusal destek ve sevgi vermeye devam etmeli. Eşler bunun gerekliliğine inanmalı ve ona göre davranmalı” dedi.

Boşanma kadın ve erkeğin ayrılığı gibi görünse de ne yazık ki, çocuğun hem anneden hem de babadan ayrılması olarak sonuçlanıyor. Psikolog Danışman Levent Erdem boşanmanın çocuk dünyasında anlaşılması zor bir olay olduğunu, bu süreci anne baba arasındaki iletişimle kolaylaştırmak gerektiğini söyledi.

“Çocuklar anne ya da babayı seçmek zorunda kalıyor”
Psikolog Levent Erdem, yaptığı açıklamada, “Aile yaşamının mutlu ve sürekli devam edebildiği gibi, boşanmalarla bölündüğü, parçalandığını da görüyoruz. Üstelik gittikçe artan bir sıklıkla. Boşanmalar her ne kadar anne baba arasındaki uyumun bozulması ile ortaya çıksa da, bu durumdan etkilenen bir taraf daha var: Çocuklar. Uygulamada gördüğümüz, çoğu zaman eşler boşanma sonrası, çocuk ile ebeveynler arasındaki ilişki dengesini koruyamadığı. Çocuklar, anne baba ile olan ilişkilerinde bir tarafla daha yoğun iletişim içinde olmaya mahkum ediliyor. Oysa baktığımızda boşanma anne baba arasında yaşana bir uyum sorunu, yani çocuk doğrudan konunun nedeni değil. Peki o halde neden bedelini o ödüyor? Çocuğun anneye de babaya da ihtiyacı var. Anne ya da baba boşanma sonrasında çocuğa duygusal destek ve sevgi vermeye devam etmeli. Eşler bunun gerekliliğine inanmalı ve ona göre davranmalı” dedi.

“Eşinizden ayrıldınız diye çocuğunuzdan da ayrılmak zorunda değilsiniz”
“Bana, boşanma sonrası, çocuğunun davranış sorunlar ile gelen anne veya babalarda genel gördüğüm durum, anne veya babadan birinin duygusal desteğinin eksik olduğu” diyen Levent Erdem, “Yani ya anne ya da baba çocuktan (bilerek veya bilmeyerek) duygusal olarak uzaklaşıyor. Oysa çocuğun belki de en çok buna ihtiyacı olduğu bir dönem boşanma dönemi. Bu tarz anne babalara ilk önerilerimden biri şu oluyor: Çocuğunuza verdiğiniz değer ve sevgi, evlilik bağı bitmiş olsa da devam etmeli. Ve bunu açık açık göstermeye devam etmeniz gerekli. Örneğin, çocuğunuzun önemli günlerinde mutlaka anne baba bulunmalı. O anları çocuğunuzla paylaşmalısınız. Yani eşler diğer zamanlarda görüşmese bile, o günlerde mutlaka çocuğun mutluluğunu, veya üzüntüsünü paylaşmalı. Çünkü çocuğun bu durumdan çıkaracağı sonuç şu olacaktır; ‘Annem ve babam ayrı da olsalar hala bana değer veriyorlar ve beni seviyorlar’.” şeklinde konuştu.

“Çocuğunuza ekonomik desteğinizi sürdürün”
Levent Erdem, çocukla birlikte kalan ebeveynin ekonomik durumu iyi olsa bile çocuğun tüm masraflarını tek başına üstlenmesinin doğru olmadığını söyledi. Erdem, “Başka bir örnek; Çift boşanıyor. Çocuğun kaldığı ebeveyn, ekonomik durumunun yeterli / iyi olması nedeniyle diğer eşten çocuk için hiçbir şey talep etmiyor. İlk bakışta sorun yok gibi görünüyor değil mi? Hayır sorun var: Diğer ebeveyn hiçbir destekte bulunmadığı zaman çocuğun yorumu şöyle oluyor; “Demek ki ben o kadar da değerli ve önemli değilim. Annem veya babam benim için bir gayrette bulunmuyor.” Bana gelen boşanma durumundaki çiftlere şunu öneriyorum; Çocuğunuz için her ikiniz de destek ve maddi katkıda bulunun ve bunu çocuğa belli edin ki çocuğunuz hem annesinin hem de babasının kendisinin yaşamı için bir olumlu gayret içerisinde olduğunu anlasın”. Sevgi ve ilginizden mahrum olduğunu hissetmesin” ifadelerini kullandı.

“Çocuğun yanında nafaka konuşmayın”
“Anne baba olarak, kendi durumunuz ne olursa olsun çocuklarınıza karşı olan yükümlülükleriniz değişmez” diyen Psikolog Levent Erdem, “Baban yine nafakayı zamanında göndermemiş” diyen ve bununla ilgili telefonda baba ile tartışan bir anneyi izleyen çocuğun duyguları nasıl olur?” diye kendimize sormamız gerektiğini söylerken “Babasının kendisine yeterince değer vermediği duygusuna kapılan çocuğun hem anne-babasına hem de kendine özsaygısı gittikçe azacak, kendini değersiz hatta sorun kaynağı, yediği her lokma, istediği en basit şey bile yük olan bir kişi olarak görecektir. Hiç kimse çocuğu bu değersizlik duygusuna sürükleme hakkına sahip değildir. Şöyle düşünün, evli olsaydınız çocuğunuzun ve evinizin geçimini sağlamayacak ya da katkı vermeyecek miydiniz? Boşanınca ne değişti? Karınızdan boşanmış olmanız, çocuğunuzdan ve ona olan yükümlülüklerinizden de boşandığınız anlamına mı gelir? Elbette hayır. Boşanmasaydınız çocuğunuz için yapacağınız harcamalarda payınıza düşenden ekonomik ve vicdani olarak vazgeçmeniz mümkün değildir” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Alo 199 Çağrı Merkezi"nin kapatılacağı iddiasına çalışanlardan tepki İçişleri Bakanlığı’na bağlı ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle basın açıklaması yapan çalışanlar, tepkilerini dile getirdi. Merkezi Trabzon’da bulunan ve tüm Türkiye’ye hizmet veren ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle bir grup çalışan, çocukları ile birlikte Meydan Parkı’ndaki Atatürk heykeli önünde toplandı. Çağrı merkezi çalışanları, taşıdıkları dövizlerle 350 kişinin istihdam edildiği çağrı merkezinin kapatılmamasını istedi. Alo 199 Çağrı Merkezi çalışanları adına basın açıklamasını okuyan Melike Yıldırım, 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olmasının son derece üzücü olduğunu söyledi. Yıldırım, “İçişleri eski Bakanımız Süleyman Soylu’nun Trabzon’a kazandırdığı projelerden bir tanesi olan, Trabzon ile birlikte Ankara ve Erzurum lokasyonlarıyla vatandaşımıza hizmet veren çarı merkezimiz ne yazık ki ani bir karar ile kapatılmak istenmektedir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri bünyesinde kurulan Alo 199 Çağrı Merkezimizin yalnızca Trabzon lokasyonunda 350 personelimiz istihdam edilmektedir. Siyasi olarak da Cumhurbaşkanımıza bağlılığını son yerel seçimlerde de gösteren Trabzon’umuzda 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olması son derece üzücüdür. Taşeron şirketlerde çalışan binlerce emekçi kadro beklerken, Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerine bağlı çalışan Alo 199 Çağrı merkezlerinin kapatılması düşündürücüdür. Kamuya ait çağrı merkezlerinin kapatılacağı iddiaları ise diğer çağrı merkezlerinde çalışan yüzlerce işçiyi tedirgin etmekte, vatandaşa hizmet veren çağrı merkezi çalışanları psikolojik olarak çöküntü yaşamaktadır” dedi. “Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” “Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız” diyen Yıldırım, “Bu kapatma kararı ile birlikte sadece çalışan 350 kişi ve aileleri değil, maddi anlamda tüm şehrimiz zarar görecektir. Ankara’dan şehrimize her ay giren sıcak para dolmuşçusundan bakkalına, lokantasından çaycısına kadar pek çok alanda Trabzon’a katkı sağlamaktadır. Emek veren her siyasi görüşteki çalışanlarımız evine ekmek götürmektedir. Yeni evlenen, evlilik hayali kuran, 6 aylık hamile eşi çalışmayan, otizmli çocuğunun tedavisini sürdüren, kanser tedavisi gören, bankaya kredi borcu olan, taksit ödeyen ve hayatını bu zor ve acımasız ekonomik şartlarda devam ettirmeye çalışan 350 insanın geleceği, hayalleri karartılmamalıdır. Trabzon lokasyonunun kapatılması kentin gelecek ekonomik kaynaktan mahrum edilerek fakirleşmesi, çalışanların işsiz kalması, işsizliğin artması, ekonominin çarklarının zarar görmesi demektir. Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız. Çağrı merkezinde çalışan bizler gerek pandemi döneminde bir saniye nefes almadan çalıştık, gerekse pasaport ve kimlik yenilemelerinde en yoğun dönemlerde vatandaşımıza hizmet ettik. Dünyada çip krizi yaşanırken vatandaşımızın mağdur edilmemesi için gayret gösterdik. Bugün de vatandaşlarımızın Nüfus Müdürlüklerinde sıra beklemeden hizmet almaları için özveriyle isimizin başındayız. Modern çağda Devletimizin tüm kurumlar dahil özel şirketler randevu sistemine çağrı merkezleri üzerinden geçerken, vatandaşımıza ciddi kolaylıklar sağlayan Alo 199 Çağrı Merkezi’nin kapatılması hem hizmet alan vatandaşımıza hem de çalışarak evine ekmek götüren emekçilere kötülük olacaktır. Devletimizin başı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ve karar verici siyasi erkten kapatma kararının gözden geçirilerek, özünde yüzlerce kişinin, genelde ise binlerce kişinin mağdur edilmemesini bekliyoruz. 350 arkadaşımızın işinin devam edeceğine inanıyoruz. Ve Şeyh Edebali’nin, Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’e söylediği ’İnsanı yasat ki devlet yaşasın’ anlayışı ile devletimizin yaşamasını istiyoruz. Başta hükümetimizin siyasi erkleri olmak üzere tüm muhalefet ile birlikte Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.