POLİTİKA - 27 Kasım 2015 Cuma 14:21

Putin’in ’ateşle oynuyorlar’ sözüne Erdoğan'dan sert cevap

A
A
A
Putin’in ’ateşle oynuyorlar’ sözüne Erdoğan'dan sert cevap

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bayburt’ta toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Suriye’de 380 bin cana mal olan devlet terörü uygulayan Esed rejimine destek olmak, ateşle oynamaktır. Rusya’ya çok samimi olarak ateşle oynamamasını tavsiye ediyoruz. Devletlerarası ilişkiler çocuk oyuncağı değil. Rusya köklü bir devlettir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin’in "Sırtımızdan bıçakladılar" suçlamasına, "Bu millet bugüne kadar hiç kimseyi sırtından bıçaklamamıştır. Bu millet göğüs göğüse savaşmasını bilen bir millettir" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün açılışını gerçekleştirdikleri 19 ayrı eser ve hizmetin Bayburt’a hayırlı olmasını dileyerek, “Bu eserler arasında birçok okullar var, spor salonu, öğrenci pansiyonları var. Üniversitemizin Merkezi Araştırma Laboratuarı ve Meslek Yüksek Okulunu da bugün hizmete açıyoruz. Emeği geçen kurumlarımı, belediyelerimizi kutluyorum. Bayburt’un bizim gönlümüzde ayrı bir yeri var. Onun için her fırsatta buraya gelmeye sizlerle hasret gidermeye çalıştım çalışıyorum. Biz de Bayburt’u görmeyince kendimizi kötü hissediyoruz. 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından ilk ziyaretlerimden birini Bayburt’a yapmıştım. Bu meydan bugün olduğu gibi tıklım tıklım doluydu. Geçtiğimiz 13 yılda Bayburt’u çok önemli hizmetlerle buluşturduk. Birazdan Bayburt Üniversitemizin akademik yıl açılış törenine katılacağım" dedi.

Bayburt’a yapılan hizmetleri anlatan Erdoğan, "Bayburt’ta sadece iki kilometre bölünmüş yol vardı, 13 yılda 70 kilometre bölünmüş kilometre yol ilave ettik. Bizim farkımız bu. Trabzon - Bayburt arasında inşası süren Salmankeş tüneli 2018 yılında tamamlanıyor. Erzincan’dan gelerek Karadeniz hattına geçecek hızlı tren hattı Bayburt’tan geçecek. Etüd projeleri sürüyor. İşte Ulaştırma Bakanı burada. Maliye de burada. Birisi parayı verecek birisi de yatırımı yapacak. Bayburt tarımına büyük katkısı olacak Demirözü barajını tamamlamak bize nasip oldu. Bayburt’a 18 gölet sözümüz vardı. Bugün açılışını yaptıklarımızla 12’si tamamlandı. Doğalgaz, yine bizim dönemimizde hamdolsun Bayburt’a geldi. İnşallah bu hizmetler yeni hükümetimiz döneminde de kesintisiz olarak devam edecek. Bugün ilk bakanlar kurulu toplantısı yapılıyor. Gerek Binali bey, gerek Naci bey bu toplantımızın ardından bakanlar kurulu toplantısına yetişecekler. Sizinle buluşmaya geldiler. Bayburt’a yapılan yatırımları Başbakanlığım dönemimde olduğum dönemde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığım döneminde de takip etmeye devam edeceğim. Dede Korkut türbesi var. Türbenin üzerindeki tarih 717 bu topraklarda bin 300 yıllık damgamız mührümüz var. Bayburt, Malazgirt zaferinden beri ceddimizin Anadolu’ya giriş kapılarındandır. Böylesine önemli konumu olan Bayburt’un Türkiye’ye vereceği mesaj çok önemli. Türkiye 7 Haziran seçimlerin sonra bir belirsizlik dönemine girince birileri meydanı boş sanıp ortalığı yakıp yıkmaya başladı. Ama meydanında boş olmadığını gördüler. Milletin doğrudan kendisinden yetki alarak göreve gelmiş cumhurbaşkanı var. Meclisin çoğunluğuna sahip hükümeti var. Herkese anladığı dilden hak ettiği şekilde cevabı verildi, verilmeye de devam ediliyor. Kanallar açacaksın, insanları mağdur edeceksin, bu devleti yok sayacaksın, gereken cevabı aldılar mı, almaya da devam edecekler. Bayburt da tercihini istikrardan yana açıkça ortaya koydu. Yönümüzü geleceğe dönme zamanıdır. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya en küçük bir boşluğa, en küçük bir tereddüte, rehavete izin vermiyor. İşte Suriye’nin durumu ortada. Irak’ta sorunlar bitmiş değil. Balkanlar şimdilik durmuş durumda ama sıkıntılar var. Kırım’da yaşananları unutmuş değiliz. Bir taraftan bölücü terör örgütüyle bir taraftan da paralel yapının ihanetleriyle mücadele etmeye devam ediyoruz. Her zaman söylüyorum, bundan hiç şüpheniz olmasın. Biz Rabbimiz’in huzurunda rükuda eğiliriz. Başka hiçbir yerde eğilmeyiz. Biz tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden aldığımız ilham ve milletten aldığımız güçle hepsinin üstesinden geliriz" diye konuştu.

Bu coğrafyada nice zaferler, yenilgiler yaşandığını belirten Erdoğan, "Fakat işte biz burada bölgesel ve küresel vizyonumuzla dimdik ayaktayız. Ebediyen ayakta kalmaya da devam edeceğiz" dedi.

"DAVETSİZ MİSAFİRLİK OLMAZ"

Konuşmasında, Rus uçağının düşürülmesi konusuna da değinen Erdoğan, "Hatay ilimizin güneyinde sınırımızı ihlal eden iki savaş uçağından biri F-16’larımız tarafından düşürüldü. Yapılan tüm ikazlara rağmen sınırımıza doğru gelmekte olan bu uçakların hangi millete mensup olduğu belli değildi. İkazlara rağmen geldiler ve sınırımızdan içeri girdiler. 17 saniyelik sınır ihlalinden sonra diğeri Suriye sınırına geri döndü. Daha sonra bunun Rusya’ya ait olduğu anlaşıldı. Suriye sınırlarımız daha önce de rejimin ve terör örgütlerinin uçak, helikopter, havan mermisi, top mermisi gibi tacizlerine maruz kaldı. Angajman kurallarımızı tüm dünyaya ilan ettik. Mayıs ayında sınır ihlali yapan bir Suriye helikopteri F-16’larımız tarafından düşürüldü. Rus savaş uçakları daha önce de hava sahamızı ihlal etmişti. Biri Karadeniz’de oldu. 15 dakika kadar ihlal yaptılar. Bu olaydan sonra 3-4 Ekim tarihlerinde iki kez sınır ihlali yaptılar. Bu üçüncü oldu. Sayın Putin’i telefonla aradım bunlar şık değil dedim. Buna rağmen bu üçüncüsü oldu. G-20’de bunları yine konuştum. Misafirlik olarak kabul edeceksiniz dediler. Davetsiz misafirlik olmaz dedim. Hassas bir bölgenin içerisindeyiz. Sizin orada ne işiniz var. Defalarca söyledik. Suriye rejimi davet etmiş. Gayri meşru bir devlet var şu anda Suriye’de. Siz her davete icabet etmeye mecbur musunuz. Katil Esed var kabul etme mecburiyetiniz mi var. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetlerimizi Rusya’ya ilettik. Rusya’nın bu olaya gösterdiği tepkiyi yine anlayışla karşılamaya çalışıyoruz. Meseleyi asıl mecrasından çıkarıp farklı alanlara taşımalarından rahatsızız. Rusya Devlet Başkanı’nın, Fransa Cumhurbaşkanı görüşmesi sonrası yaptığı açıklamalar asla kabul edilemez. Türkiye kasıtlı olarak Rus savaş uçağını düşürmüş değildir. Bu olayı sınır ihlaline verilen tepkidir. Angajman kurallarının uygulanmasıdır. Hedef saptırmak suretiyle biz DAİŞ’e karşı mücadele veriyoruz diyorlar, Bayır bucak Türkmenleri’nin bulunduğu bölge DAİŞ’in bulunduğu bölge değildir. Zaten DAİŞ rejimle ortak çalışan bir terör örgütüdür. Bu mücadeleyi veren Türkiye’dir. Türkiye’nin yüzde 99’u müslümandır. Türkiye’nin böyle bir İslamlaştırma hareketine ihtiyacı yoktur. Böyle bir yakıştırmayı ben Rusya yönetimine doğrusu hiç yakıştıramadım. Türkiye’nin yönetimi için bu yakıştırmayı yapmak yanlıştır. DAİŞ Türkiye’ye petrol satıyormuş, yazıklar olsun. Bu iftirayı atanlar ispat etmekle yükümlüdür. Rusya’nın en fazla petrol, doğalgaz sattığı ülke Türkiye’dir. Bizim kaynaklarımız belli. Biz bir terör örgütünden petrol alacak kadar haysiyetsiz değiliz bunu böyle bilesiniz. Muhalefet Rusya’nın yanında yer alıyor. Bu nasıl bir siyaset. Kendi devletinin, hükümetinin yanında değil, orada yer alıyor. Biz milletimizi yanımızda görüyoruz ya bu bize yeter. Uluslararası ilişkiler dedikodu ile iftira ile yürümez" şeklinde konuştu.

PARİS’TE GÖRÜŞME OLACAK MI?

Paris’te iklim değişikliği zirvesi olduğunu ve Putin’in de geleceğini belirten Erdoğan, "Orada da bunları oturup konuşabiliriz değerlendirebiliriz. Rus savaş uçaklarının sınırlarımızı ihlal ettiğini kayıtlarıyla tüm dünyaya duyurduk. Rusya’nın iddialarını da bu şekilde ispatlama sorumluluğu vardır. Ağır ve haksız itham yüzünden yalancı duruma düşecektir. Uçak bahanesiyle Suriye’de gücününü artırdığını görmüyor değiliz. Suriye’de 380 bin cana mal olan devlet terörü uygulayan Esed rejimine destek olmak, o da ateşle oynamaktır. Rusya’ya çok samimi olarak ateşle oynamamasını tavsiye ediyoruz. Devletlerarası ilişkiler çocuk oyuncağı değil. Rusya köklü bir devlettir. Rusya’dan bu tür konularda devlet ciddiyetine yakışır bir tavır bekliyoruz. Tam tersi iddialarda bulunmak Rusya’yı dünyanın gözünde çok farklı bir konuma itecektir. Rusya ile ilişkilerimizi önemsiyoruz. Bu millet bugüne kadar hiç kimseyi sırtından bıçaklamamıştır. Bu millet göğüs göğüse savaşmasını bilen bir millettir. Özellikle ilişkilerimize zarar verecek bur tutumun içerisinde olmayız. Türkiye’ye topyekün bir iftara kampanyası başlatılmasını, vatandaşlarımızın taciz edilmesini Rusya’ya yakıştıramıyoruz. Pazartesi sayın Putin’le bu meseleyi yüz yüze görüşmek isterim. Gereksiz bir şekilde tırmandırılmasından rahatsızlığımızı ifade etmek isterim. Gelin böyle bir duruma meydan vermeyelim" dedi.

AHMET AKBUĞA - BEŞİR KELLECİ - ŞAHAP GÜRLER 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara UNESCO’da "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği yapıldı Fransa’nın başkenti Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) binasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Simona-Mirela Miculescu, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe ile UNESCO’nun Ekolojik ve Yer Bilimleri Bölümü Direktörü ve İnsan ve Biyosfer Sekreteri Antonio de Sousa Abreu’nün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da etkinliğe video mesaj gönderdi. Türkiye’de farklı belediyelerin sıfır atık girişimi kapsamında yaptığı projeleri anlatan videonun gösteriminin yapıldığı etkinlikte, katılımcılar, Emine Erdoğan’ın önderlik ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı. Büyükelçi Aybet burada yaptığı konuşmada, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü kutlamak için bir araya geldiklerini ve bunu ikinci kez UNESCO merkezinde kutladıklarını ifade etti. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün atık üretim konusunda farkındalık oluşturmayı ve atıkların çevre üzerindeki etkisini en aza indirmeyi amaçladığını kaydeden Aybet, bu önemli günün, sürdürülebilir tüketim ve üretimin tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı. Aybet, "Her yıl dünya çapında topraklarımızı, suyumuzu ve havamızı kirleten milyarlarca ton atık üretiliyor" diyerek, sıfır atık konusunda insanların dünya kaynaklarıyla olan bağlarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiğine işaret etti. Sıfır atık konusundaki girişimlerin benimsenerek doğal kaynakların muhafaza ve iklim değişikliğiyle mücadele edildiğini belirten Aybet, bunu benimsemenin ayrıca ekonomik bir fırsat olduğunu aktardı. Aybet, Sıfır Atık Projesinin Emine Erdoğan himayesinde 2017’de başlatıldığına dikkati çekti. Sıfır Atık Projesi’nin ana hedefinin, atıkların geri kazanım oranını 2035’e kadar yüzde 60’a taşınması olduğunun söyleyen Aybet, bu projenin, başlangıcından bu yana Türkiye ekonomisine 185 milyar Türk Lirası kazandırdığını ifade etti. Aybet, ayrıca proje sayesinde 490 milyon ağacın kesilmekten kurtarıldığını ve 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önlendiğini aktardı. "Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi” Sıfır Atık konusunda 21 milyon kişiye eğitim verildiğini dile getiren Aybet, "Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi" dedi. UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Miculescu da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, dünyada her yıl 2,24 milyar ton kentsel katı atık, 37 milyon plastik atık üretildiğini, ve 931 milyon ton gıdanın atığa dönüştüğünü belirtti. Miculescu, "Bu plastik atıkların her yıl parçalanarak okyanuslara karışması bekleniyor" diyerek, söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğinin altını çizdi. Söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğini ifade eden Miculescu, Emine Erdoğan’a, ülkesinin atık ve çevre sorunlarıyla ilgili paradigma değişimine sağladığı katkıdan ötürü hayranlığını dile getirdi. UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Lacoeuilhe de herkesin satın aldığı ürünlerin nereden geldiğine ve etkilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lacoeuilhe, mümkün oldukça ürünleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek gerektiğini belirterek, bu bilincin çocuklara da kazandırılmasının önemine dikkati çekti. Kadınların sürdürülebilir tüketim konusunda önemli bir rolü olduğuna işaret eden Lacoeuilhe, kadınların çevreyi muhafaza etmek konusunda öncü rol oynadığının altını çizdi. Antonio de Sousa Abreu de dünyada her yıl milyarlarca ton atık üretildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle UNESCO, sıfır atığa doğru ilerlemenin hayati önemini vurgulayan bu girişimi üstlenen Türkiye delegasyonuna çok minnettar" ifadesini kullandı. Sıfır Atık Projesi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına alma, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacı taşıyor. Sıfır Atık Projesi kapsamında sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği 12 Temmuz 2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 2018’den bu yana çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında ulusal ve uluslararası uzman isimlerin, kurum ile kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektör temsilcileri ile bireylerin aynı platformda buluştuğu Sıfır Atık Zirveleri gerçekleştirildi. BM Genel Kurulunda kabul edilen "sıfır atık" kararı Eylül 2022’de BM 77. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Emine Erdoğan, ikili iklim kriziyle mücadele kapsamında "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzaladı. BM Genel Kurulu, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararını fikir birliği ile kabul etti. Genel Kurulun bu kararla 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres’ten, yerel ve ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik etmek için bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayalı, cinsiyet dengesi ve adil coğrafi temsil dikkate alınarak gönüllü ve seçkin kişilerden oluşan 3 yıl görev yapacak bir danışma kurulu kurması istendi. Sıfır atık girişimleri, çevreye duyarlı atık yönetimi, sürdürülebilir tüketim ve üretim konularının BM bünyesinde ele alınmasına devam edilmesi gerektiği vurgulanan kararla, üye devletler, BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütler, sıfır atık girişimlerini uygulamaya teşvik edildi.