ASAYİŞ - 27 Şubat 2015 Cuma 20:38

Ramazan Akyürek tutuklandı

A
A
A
Ramazan Akyürek tutuklandı

Hrant Dink soruşturması kapsamında dönemin İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’e savcılık sorgusunda, daha önce dinlenilen Celalettin Cerrah başta olmak üzere birçok ismin aleyhine verdiği ifadeler soruldu.

Akyürek suçlamaları reddederken, sorgu tutanağında o dönem Malatya İstihbaratında görevli bir polisin, “Dink Malatyalı olduğu için bilgisayar ağı üzerinden Dink dosyasını inceledim. Yasin Hayal’in telefon kayıtlarını sorgulattıktan sonra dosyayı bilgisayar ağı üzerinden kapattılar” şeklindeki ifadeleri dikkat çekti.

Hrant Dink soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in savcılığa verdiği 15 sayfalık ifade ortaya çıktı. Akyürek’in savcılık sorgu tutanağında soruşturma kapsamında daha önce dinlenen cinayet döneminin İstanbul Emniyet Müdürü Vali Celalettin Cerrah’ın ifadesinden bölümler yer aldı. İfade tutanağında yer alan ifadeye göre savcılıkça şüpheli sıfatıyla dinlenilen Cerrah şunları söyledi:

“Olay günü birimdeki görevli arkadaşlarımdan bilgi aldım. Bana Hrant Dink’in ne zaman öldürüldüğü, nasıl öldürüldüğü bilgileri yanında flu şekilde Ogün Samast’ın resmi gösterildi. Bunun dışında elimizde herhangi bir delil yok dediler. Ben fotoğrafı aldım makama geçtim. Makamımda İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, MİT Bölge Başkanı, İstanbul Alay Komutanı, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Terör Daire Başkanı Selim Akyıldız ve İstanbul Valisi Muammer Güler orada idi. Bakanlarımız bana cinayetle ilgili son gelişmeleri sordular. Ben de kendilerine elimizde bir fotoğrafın olduğunu, bu fotoğrafı basına vermek istediğimi, bu şekilde kişinin tespit edilebileceği yönünde görüşlerimi belirttim. Hatta o sırada İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek orada olduğu için bu konuda sizde herhangi bir bilgi, belge, gelişme var mı diye sordum. Ramazan Akyürek yok dedi.”

CERRAH: “EYLEM YAPILACAĞINDAN HABERDARDI, BİLGİ VERMEDİ”

Celalettin Cerrah’ın savcılıkta verdiği ifadede, "Ramazan Akyürek Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından ’Ne pahasına olursa olsun mutlaka öldürüleceği’ konusundaki kesin istihbari bilgi içeren F4 raporundan hiçbir zaman bilgi vermedi. Bu konuda hiçbir zaman bana bilgi vermedi. Bu cinayetle ilgili görüşmeler devam ederken, ben kendisine bu kişilerle ilgili yani Ogün Samast ile ilgili daha sonrada Erhan Tuncel’le ilgili bilgi olup olmadığını sormama rağmen bana bilgi vermedi” şeklindeki beyanlarına sorgu tutanağında yer verildi.

“YARDIMCI OLMADIĞIM İFADESİ TAMAMEN GERÇEĞE AYKIRIDIR”

Bu bilgiler çerçevesinde Akyürek’e “Failleri bulmak için çalışan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a bu konularda bilginiz olmadığını söyleyerek, cinayetin çözümü ve faillerin yakalanması hususunda kolluk amiri sıfatıyla neden yardımcı olmadınız, niçin bilgileri paylaşmadınız?” diye soruldu. Akyürek ise, “Emniyet müdürümüzün yardımcı olmadığım ifadesi tamamen gerçeğe aykırıdır” dedi.

CERRAH: “SORGUDA TUNCEL’İN İSTİHBARAT ELAMANI OLDUĞUNU ÖĞRENDİM AKYÜREK’İ ÇAĞIRDIM GELMEDİ”

Celalettin Cerrah’ın savcılık ifadesinde, Tuncel’in sorgu elamanı olduğunu öğrendikten sonra Akyürek’i çağırdığını ancak Akyürek’in İstanbul’a gelmek istemediği şeklindeki ifadeleri de Akyürek’in sorgu tutanağında yer aldı.

Cerrah’ın tutanaklara yansıyan ifadesinde, “Cinayet şüphelileri Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal adli makamlara sevk edilmeden önce EGM, İDB, İDB C Şube Müdürlüğü, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olduğu bilgisi ile Yasin Hayal’in cinayetin azmettiricisi olduğu yönünde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi aktarılmadı. Ne zaman ki Erhan Tuncel’in sorguda ben yardımcı istihbarat elemanıyım demesi üzerine ben Ramazan Akyürek’i aradım. ‘Ramazan bu şahıs yardımcı istihbarat elemanı olduğunu söylüyor, İstanbul’a gel. Bunu kim yardımcı istihbarat elemanı yapmış ise onlar da gelsin, sorguda yardımcı olsunlar’ dedim. Ramazan bana ‘abi, sen onu kendine yardımcı istihbarat elemanı yap’ dedi. ‘Ya kardeşim cinayet işlenmiş, yardımcı istihbarat elemanı mı kalmış, gelin gereğini yapın’ dedim. Anlam veremediğim bir konuşma idi. Herhalde panik vardı. Bunun üzerine ben İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu aradım. ‘Ramazan Akyürek gelmiyor, ben bu Erhan Tuncel’i de pazartesi diğer şüpheliler ile birlikte mahkemeye göndermem gerekiyor. Ramazan’ın mutlaka gelmesi lazım. Ondan bilgi almam lazım’ dedim. Hatırladığım kadarıyla pazartesi biz şüphelileri adliyeye sevk ettikten sonra akşam saatlerinde geldi. Yani iş işten geçtikten sonra geldi. Kısa kaldı ve Ankara’ya geri döndü” dediği belirtildi.

“NEDEN BİLGİ SAKLADIN?”

Bu ifade üzerine Ramazan Akyürek’e “Yasin Hayal tarafından geliştirilen Hrant Dink cinayeti tasarısı ve bir kısım failler hakkında önceden bilgi sahibi olmanıza, cinayet tarihinde İDB olarak görev yapmanıza rağmen, niçin bu şekilde davrandınız? Sahip olduğunuz bilgileri gizlemekteki kastınız nedir?” diye soruldu.

Akyürek ise, “Hem İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne hem de İstihbarat Daire Başkanlığına bilgi veren bir emniyet müdürü olarak bilgi sakladığım şeklindeki soruya katılmıyorum” diyerek soruyu yanıtladı.

“RAPORDAN HİÇBİR BİLGİ VERMEDİ”

Akyürek’in sorgusunda Cerrah’ın ifadesindeki şu bölümde okundu:

“Ramazan Akyürek, Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından ‘ne pahasına olursa olsun mutlaka öldürüleceği’ konusundaki kesin istihbari bilgi içeren F4 raporundan hiçbir zaman bilgi vermedi. Bu konuda hiçbir zaman bana bilgi vermedi. Bu cinayetle ilgili görüşmeler devam ederken ben kendisine bu kişiler ile ilgili yani Ogün Samast ile ilgili ve daha sonra Erhan Tuncel ile ilgili bilgi olup olmadığını sormama rağmen bana bilgi vermedi.”

Akyürek’e, neden Cerrah ile bilgi paylaşmadığı soruldu. Akyürek ise “Cinayetin muhtemel failini Trabzon Emniyet Müdürü olarak İstanbul Emniyetine ve İstihbarat Dairesin resmi yazı ile bildirmiştim” dedi.

CERRAH: “İÇİŞERİ VE ADALET BAKANI’NA DA BİRŞEY SÖYLEMEDİ”

Ramazan Akyürek’in TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu’na 27 Şubat 2008’de verdiği “Hrant Dink cinayetini öğrendiğimiz zaman 19 Ocak 2007’de polis memuru Muhittin Zenit’e ulaşarak, kendisine aman şu Yasin Hayal’i bulun, orada mıdır, değil midir, Hrant Dink vurulduğuna göre mutlaka o vurmuştur” şeklindeki ifade hatırlatıldı.

Celalettin Cerrah’ın bu konuya ilişkin “Bana hiçbir şey söylemedi. Bana söylemediği gibi İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanına da hiçbir şey söylemedi. Yani konuşmadı. Kendisi cinayet olur olmaz bu konuda Trabzon Emniyet Müdürü olması sıfatıyla tam bilgi sahibi olmasına rağmen ve hatta bir şekilde yardımcı istihbarat elemanına ulaşıp bilgi almasına rağmen bu bilgiyi bizle paylaşmadı” ifadesi de Akyürek’e okundu. Akyürek’e bu bilgiyi neden paylaşmadığı soruldu. Akyürek ise suçlamaya kabul etmedi.

“MAHKEME BAŞKANI SAHTE İSİMLE DİNLENİLMİŞ”

Hrant Dink cinayeti davasına bakan mahkemenin başkanı Erkan Canak’ın sahte isimle dinlenilmesi de hatırlatılan Akyürek’e, “Sahte resmi belgelerle neden sizin adınıza dinleme talebinde bulunuldu?” sorusu soruldu. Akyürek, “Bu konuyu ilk kez burada öğrendim” dedi. Daha önce şüpheli olarak ifade veren eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in ifadesinde kendisine “İstanbul’u derhal terk et” dendiğini ve bunun sebebini Akyürek’e sorduğunda da “Arkadaşlar bana ne derse onu yaparım” cevabını aldığı şeklindeki ifadesi de Akyürek’e soruldu. Akyürek’e, “Bu iddialar doğru mudur? Kendisinden İstanbul’u terk etmesini neden istediniz?” sorusu soruldu. Akyürek ise Güler’in performans düşüklüğü sebebi ile şube müdürü değişikliğine karar verdiğini söyledi. Ancak Akyürek, “Arkadaşlar bana ne derse onu yaparım” ifadesini kullanmadığını söyledi.

“SAMAST’IN İDDİALARINI TAMAMEN SAÇMA BULUYORUM”

Ogün Samast’ın ifadesinde bahsettiği, “Trabzon’a dönerken seni Samsun’dan alacaklar, eğer burada alınırsan Ramazan müdür açığa çıkar” sözleri de sorulan Akyürek, Samast’ın bu iddiaları için ise, “Tamamen saçma buluyorum ve kabul etmiyorum” dedi. Samast’ın ifadesinde cinayet günü kendisini takip eden kişiler olduğunu Yasin Hayal’e sorduğunda Hayal’in kendisine, “Korkma onlar bizden” dediği anlatılan Akyürek’e kamera kayıtları gösterilerek Samast’ı takip eden kişileri tanıyıp tanımadığı soruldu. Akyürek ise bu şahısları tanımadığını ve Samast’ı takip etmek için kimseyi görevlendirmediğini söyledi.

“KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ TEM’DEN ÖNCE İSTİHBARAT ŞUBE ALMIŞ”

Cinayetten önce Hrant Dink’in ve şüphelilere ilişkin görüntülerin olabileceği değerlendirilen Akbank Pangaltı şubesindeki kamera kayıtlarının Terörle Mücadele Şube polislerinden önce İstihbarat Şube görevlileri tarafından alındığını söyleyen savcı Akyürek’e “Bu konu ile ilgili herhangi bir görevlendirmeniz ya da talimatınız oldu mu?” diye sordu. Akyürek ise, konuyu ilk defa savcıdan duyduğunu belirterek, “Hiçbir zaman böyle bir görevlendirme yapmadım. Ayrıca böyle bir görevlendirmeye de yetkili değilim” dedi.

“BİR DAHA DOSYAYA GİREMEDİK”

Akyürek’in ifadesi çarpıcı bir bilgiyi daha ortaya çıkardı. Geçtiğimiz günlerde savcılığa gelerek ifade veren Malatya İstihbarat Şube Müdürü Ali Loğoğlu cinayet döneminde, Hrant Dink’in Malatyalı olması ve Malatya’da da Ermeni vatandaşların çok olması sebebiyle İstihbarat Daire Başkanlığı’na ait bir programda Hrant Dink ismini sorgulattığını anlattı. İDP isimli bu programa Dink’in adını yazdığında daha önce düzenlenen F3 ve F4 raporlarını gördüğünü söyleyerek, “F3 ve F4 raporlarında sadece bu raporları düzenleyen il ile gönderilen İstihbarat Daire Başkanlığı görebilmektedir. Başka iller F3 ve F4 raporlarını göremezler, ancak bütün iller Hrant Dink sorgulaması yaptığında benim gördüğüm İDP bilgilerine ulaşabilirlerdi” dedi. Sorgulamayı yaptığında Yasin Hayal’in Hrant Dink’e karşı eylem yapacağı bilgisine ve telefon numarasına ulaştığını anlatan Loğoğlu, “Telefon numarasına ulaşmam nedeniyle Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde cep telefonu DATA sisteminden Yasin Hayal ile ilgili sorgulamayı yaptım. Ben Hrant Dink ile ilgili İDP kayıtlarına baktıktan hemen sonra İstihbarat Daire Başkanlığınca Hrant Dink’e ait İDP kayıtları kapatıldı. Bir daha İDP kayıtlarından Hrant Dink dosyasına giremedik” dedi. Bu ifade üzerine sayfanın neden kapatıldığını soran savcıya Akyürek, bu konuyu da ilk kez öğrendiğini belirterek o dönemde bu problemin kendisine iletilmediğini söyledi.

YUSUF MELİKOĞLU
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.