ASAYİŞ - 13 Şubat 2017 Pazartesi 15:54

Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov’un ifadesi ortaya çıktı

A
A
A
Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov’un ifadesi ortaya çıktı

Çıkarıldığı mahkemece, 5 ayrı suçtan tutuklanan Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov’un hakimlik ifadesi ortaya çıktı. Amacının Hıristiyanları öldürmek olduğunu ve pişman olmadığını söyleyen saldırgan ifadesinde, “Aslında ölmek için girmiştim. İdam hükmü verilirse iyi olur” dedi.

Ortaköy’de bir eğlence kulübün yılbaşı gecesi silahlı saldırı düzenleyerek 39 kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle tutuklanan saldırgan Abdülkadir Masharipov’un, Nöbetçi Hakimliğe verdiği ifade ortaya çıktı.

Üniversite mezunu ve öğretmen olduğunu belirten Özbekistan vatandaşı saldırgan Masharipov ifadesinde DEAŞ terör örgütü mensubu olduğunu söyleyerek, “Reina olayından önce başka bir eyleme katılmadım. Dünyada Hristiyanların yaptıkları öldürme olaylarına karşı onlardan öç almak amacıyla onların bayram günü bir eylem yapmayı düşündüm. Amacım Hristiyanları öldürmekti. Silah kullanmayı Afganistan’da eğitim alarak öğrendim. Bu eğitimi Cihadi Cemaat Örgütü’nden aldım. Taliban örgütünün bir koludur” dedi.

“Rehin düşmeyeyim diye kendimi öldürecektim”

Saldırıdan sonra kendini patlatmayı planladığını, bu nedenle yanındaki mühimmatlardan birinin pimini çektiğini söyleyen şüpheli Masharipov, “Ben daha önce bunu kullanmıştım. Bu silahların nereden bulunduğunu bilmiyorum. Hristiyanlardan öç almak istedim. Türkiye Devleti ile herhangi bir sorunum yoktu. Kalaşnikofla insanların üzerine rastgele ateş ettim. Mermiler bitince iki tane flashbang attım, üçüncüsünü intihar etmek için yüzüme tuttum ama ölmedim. Rehin düşmeyeyim diye kendimi öldürecektim. İdam hükmü verilirse iyi olur. Aslında ölmek için girmiştim. Orada sanki ben de mağdurlardan biriymişim gibi 4 ayak şeklinde emekleyerek dışarıya çıktım” ifadelerini kullandı.

“Ebu Cihad ile irtibata geçtim”

Saldırının ardından Zeytinburnu’ndaki Uygur restoranına gittiğini, burada telegramdan eylemin planlayıcılarından Ebu Cihad kod adlı kişiyi aradığını anlatan Masharipov, “Ebu Cihad’ı çağırmak için çok uğraştım ama yayında kimse yoktu. Sonra aklıma Uygur emlakçı Tulpar geldi. Ondan bir gün kalabileceğim bir daire istedim. Beni bir daireye getirdi. Orada Ebu Cihad ile irtibata geçtim. Ertesi gün Ebu Cihad bana bir araç gönderdi” dedi.

“Örgütün neden Müslüman ülkelere karşı eylem yaptığını bilmiyorum”

Türkiye’de herhangi bir örgütle bağlantısı olmadığını kaydeden Masharipov, yakalanma anlarını ise şöyle anlattı; “Yakalandığım gün evde yatıyordum. Kapı çalınmaya başladı. Evde Ali diye emlak işlerine yardımcı olan benimle birlikte kalan kişi ile benim nikahımda olan bayan ve 2 bayan daha vardı. Ali bana kapıyı çaldıklarını söyledi. Ben sustum ve yattım. Polis geldiğini Ali söylemişti. Çekyata uzandım. Polisler içeriye girdiler ve beni yakalayıp götürdüler. Reina’da yaralanan polis memurunu tanımıyorum. Örgütün neden Müslüman ülkelere karşı eylem yaptığını bilmiyorum. Gücü yetse başka dinden ülkelerde de hakimiyet kurabilir” dedi. İfadenin ardından, hakim dosyada bulunan dijital medya çıktıları ile fotoğrafı göstererek, şüpheliye bunlara ilişkin diyeceklerini sordu. Şüpheli Masharipov, haftalarca medyada servis edilen Taksim videosu ile ilgili, “Bana gösterdiğiniz resimleri olaydan 3 gün önce Taksim’e gittiğimde çekmiştim” yanıtını verdi.

“Öç aldım, pişman değilim”

Şüpheli son sözünde ise, “Bana Türkiye aleyhine çalışıyor, Türkiye’ye karşı diyorlar. Ben Türkiye Devletine karşı bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Türkiye karşıtı bir harekette bulunmadım. Ben öç aldım, yaptıklarımdan pişman değilim. Kısas yaptığımı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Önceki gün tutuklandı

Gözaltına alındıktan 25 gün sonra hakim karşısına çıkarılan saldırgan Masharipov, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmak, nitelikli şekilde birden fazla kişiyi kasten öldürmek, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması veya bulundurulması” suçlarından önceki gün tutuklanarak ceza evine gönderilmişti. 

Başak Akbulut

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.