SPOR - 16 Kasım 2018 Cuma 11:49

Rüştü Reçber: 'Galatasaray'dan kariyerim boyunca iki kez teklif aldım'

A
A
A
Rüştü Reçber: 'Galatasaray'dan kariyerim boyunca iki kez teklif aldım'

Eski Milli kaleci Rüştü Reçber, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından düzenlenen 'İşte O An' projesiyle Sivas'ta öğrencilerle buluştu. Reçber, burada yaptığı açıklamalarda kariyeri boyunca Galatasaray'dan iki defa teklif aldığını söyledi.

Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından düzenlenen 'İş O An' projesi kapsamında kariyerinde Fenerbahçe, Barcelona, Beşiktaş ve Antalyaspor formaları giyen, 16 yıl aralıksız A Milli Futbol Takımı'nın kalesini koruyan Rüştü Reçber, Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi'nde öğrencilerle bir araya geldi. Moderatörlüğünü Erdoğan Arıkan'ın yaptığı programda öğrencilerin sorularını yanıtlayan Reçber, kariyerine damga vuran anları anlattı. Üst düzey takımlarda forma giydiğini hatırlatan Reçber, "16 yıl boyunca A Milli Takım'ın kalesini korudum. Bu açıdan bakıldığı zaman seçilmiş insanlardan bir tanesiyim" dedi.

"Gol yediğimde diğer golü yememek için dua ederdim" 

Maçlarda gol yememek için dua ettiğini dile getiren Rüştü Reçber, "Bazen birinci golü, ikinciyi, üçüncü yediğim bazen de dördüncüyü yediğim zaman beşinciyi yememek için dua ederdim. Hakikaten kalecilik zor meslek aslında akıllı adamın yapacağı iş değildir. Ama akıl işidir" diye konuştu.

"Barcelona hayalimdi" 

2002 Dünya Kupası sonrası transfer olduğu Barcelona'nın çocukluk hayali olduğunu anlatan Reçber, "Benim hayal edip de ulaşmak istediğim bir yerdi Barcelona ve ulaştım. Bazen biz söyleriz hayallerinizden vazgeçmeyin. Gerçekleşmeyebilir diye düşünürsünüz ama gerçekleşebiliyor. Benim çocukluğumun takımıydı. Maradonalı yıllar kaldı aklımda Barcelona'da. Hep Barcelona derdim, acaba derdim olur mu? Ama oldu. Dolayısıyla hayallerinizden vazgeçmeyin" şeklinde konuştu. 

Kariyerinde en çekindiği forvetlerin Aykut Kocaman ve Fatih Tekke olduğunu söyleyen Reçber, "İkisi de gol atarken sanat yaparlardı" açıklamasında bulundu. 

2008 Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek finalde oynanan Hırvatistan maçında yaşananlara da değinen Rüştü Reçber, "Golü yedikten sonra ben de dahil futbolcu kardeşlerimizin düştüğü durum kötüydü. Sonrasında bir tepki verebilmeniz gerekiyor, o anda herkesi ileriye gönderiyorsunuz. Bir, iki dakika var maçın bitmesine ve uzun top oynayacaksınız ve bir karambol oluşur düşüncesiyle bir pozisyon oldu, ofsayttı. Rakip oyuncu topa vursa top uzaklaşacak sarı kart yiyecek ve hakem maçı bitirecek. Ona müsaade etmeden topu aldığım gibi direkt vurdum. Zaten Emre'nin orada ortalığı karıştırması, Semih'in önüne düşmesi ve gol oldu. Aynı anda milyonlar üzüntünün dip yaptığı sevincin tavan yaptığı anlar yaşadı. İki dakika içerisinde oldu. Baktığımızda giden, kaybedilen bir maçtı. Penaltılara kaldığımızda ben, kaleci antrenörüm diğer kalecilerimiz Volkan ve Tolga işin biteceğini biliyorduk. Çünkü biz dersimize çalıştık. Hangi futbolcunun penaltıyı hangi şartlarda nereye atacağını tahmin ediyorduk. Penaltı olduğu zaman topun başına kim geçtiyse o futbolcunun profili gözümüzün önündeydi ve ona göre hareket ediyorduk. 5 penaltının 4'ünde ben köşeyi tahmin ettim. Beni yanıltan bir tek kaptanları Srna oldu" diye konuştu.

"Milli takımımızda birliktelik yok" 

A Milli Takım'daki başarısızlığın birlikteliğin olmamasından kaynaklandığı belirten eski kaleci, "Şu anda Milli Takım'da duygusal anlamda birliktelik yok. Sebebini de söyleyeyim. Daha önce milli takım açıklanırken Galatasaray'dan 7, Beşiktaş'tan 5, Fenerbahçe'den 5 denir sonra Trabzonspor'dan 3, Bursaspor'dan 1 denir ve bir takım toplanırdı. Şimdi 20 takımdan gelenlerle bir Milli Takım oluşturuyoruz. Bu çok zor bir şey. Ben yabancıya karşı bir insan değilim, sayıya karşı bir insanım. Bu durum yabancı sayısının ortaya getirdiği bir durumdur. Dolayısıyla futbolumuzu yönetenlerin, yön verenlerin aslında atmış olduğu yanlış bir adımdır. Bu adımdan bir an önce dönülmezse biz ruhumuzla, duygularımızla oynayan bir Milli Takım'ı görmekte çok zorlanacağız" şeklinde konuştu. 

Reçber, yerli olarak Türkiye'nin en iyi kalecisinin Medipol Başakşehir'in kalesini koruyan Mert Günok, yabancı kaleciler arasında ise en iyisinin Galatasaray'ın file bekçisi Fernando Muslera olduğunu ifade etti. Rüştü, aynı zamanda kariyeri boyunca da Galatasaray'dan iki kez teklif aldığını ancak Fenerbahçeli olduğu için bu teklifleri reddettiğini sözlerine ekledi. 

Programın sonunda Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, Rüştü Reçber'e ve programın moderatörü Erdoğan Arıkan'a çeşitli hediyeler takdim ederken, isimlerin yazılı olduğu '58' numaralı Sivasspor forması da hediye etti. Programa katılan 3 öğrenciye de yapılan çekilişle milli takım forması verildi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kulüpler Birliği, TFF seçimini haziranda istiyor Kulüpler Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleriyle ilgili açıklama yayımlayarak, seçimin haziran ayının ilk haftası yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Kulüpler Birliği’nin konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle: "Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından 18 Temmuz’da yapılacağı ilan edilen seçimli genel kurul tarihinin, aşağıda paylaştığımız sebeplerden ötürü haziran ayının ilk haftasında yapılmasının elzem olduğunu düşünmekteyiz. Ülkemizde futbol sezonu genel olarak her yıl Mayıs ayının bitimiyle kapanmakta, Avrupa Kupaları öne elemesi oynayacak kulüplerimiz açısından ise en geç Haziran sonu itibarıyla futbol faaliyetleri yeniden başlamaktadır. Hal böyle iken, yeni sezon planlamalarının tamamının bu takvime uygun olarak yapılması gerekmektedir. Zira; 1. Spor kulüplerinin mali takvim yılı 31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasındadır. Bu kapsamda, Kulüp Lisans ve Finansal Sürdürülebilirlik Talimatı’nda yapılması gereken değişikliklerin bu takvime uygun olarak yapılması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu konularda yeni sezon için yapılacak değişiklikler için yeni yönetime kendi bakış açısı, futbol yönetim anlayışı ve ilkelerine uygun hareket alanı tanınmalıdır. 2. Ülkemizde futbol faaliyetlerinin sezon içerisinde ortaya çıkan eylem ve davranışlar, TFF Yönetim Kurulu ve Hukuk Kurulları ile diğer yürütme kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanmaktadır. Gelinen noktada, en büyük sorun ülkemiz futbolunun organizasyonu ve idaresinden sorumlu TFF Yönetim Kurulu’na ve diğer kurullara duyulan güvensizliktir. Dolayısıyla, kurulların yönetim ve karar istikrarı sağlayabilmesi adına aynı yönetim anlayışı ile döneme başlaması ve devam etmesi elzemdir. Bu sebeple, yeni seçilecek yönetimin kendi bakış açısı ve ilkelerine uygun kurullar oluşturması için yeni sezon başlangıcına kadar makul bir zaman dilimi tanınmalıdır. Yeni yönetim, 18 Temmuz’da seçildikten sonra kendi ilke ve bakış açısıyla yeterli çalışma zamanı olmasa da bu değişiklikleri yapmış olsa dahi ilan ve tahkim itiraz süreleri dikkate alındığında liglerin başlama tarihine yetişmesi mümkün değildir. 3. 2024/2025 futbol sezonunun 9 Ağustos 2024 tarihinde başlayacağı ilan edildiği göz önünde bulundurulduğunda; transfer dönemlerinin, lig statülerinin, A Takım listelerinin ve futbolcu uygunluklarının yeni yönetim tarafından hazırlanması fiilen mümkün olmayacağından, değişmesini talep ettiğimiz bugünkü anlayışla hazırlanması hedeflenen amaca hizmet etmeyecektir. 4. Yeni sezon için yapılacak olan hakem klasman atamalarının belirlenmesinin yeni seçilecek yönetim kuruluna bırakılması gerekmektedir. Bu sebeple yeni seçilecek yönetime hareket alanı bırakmayacak olan 18 Temmuz tarihinin kabulü mümkün değildir. 5. Ülke futbolunun yönetim esaslarını teşkil eden TFF Ana Statüsü, talimatlar, lig ve kupa statülerinin maddi gerçekliğe uygun olarak detaylı araştırma ve futbol paydaşlarıyla bilgi alışverişi neticesinde hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde hazırlanmayan talimatların yıl içerisinde sezon devam ederken sürekli olarak revizyona uğraması hakkaniyet ve adalet duygularını zedeleyecektir. En güncel örnek olarak 2023/2024 futbol sezonu içerisinde Futbol Disiplin Talimatı’nın 44.maddesinin 3.fıkrasında yapılan değişikliğin tahkim kurulu tarafından iptal edilmesi karşımıza çıkmaktadır. 6. 2024/2025 sezonu TFF bütçesinin mevcut Yönetim Kurulu tarafından belirlenirken, seçilecek yeni yönetimi etkileyebilecek kararların alınma ihtimali de bugünkü talebimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemiz futbolunun içerisinde bulunduğu kaotik durum, bir gün dahi gecikmeyi kaldırabilecek noktada değildir. Bunun için hep birlikte şahsi menfaat ve beklentilerimizi bir kenara bırakarak Haziran ayı başında TFF Seçimli Genel Kurulu’nu yapmak zorundayız. Bugün bu sorumluluktan kaçanlar tarihte Türk futboluna verdikleri zararla hatırlanacaktır."
Edirne Önce kardeşleri sonra kendisi... Edirne’nin en meşhur ciğercisi hayatını kaybetti Edirne’de 2 ay önce toprağa verdiği ağabeyinin acısını sindiremeden geçen hafta Perşembe günü yine bir ağabeyini daha toprağa veren Edirne’nin meşhur ciğercisi Bahri Dinar, uyurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Edirne’nin tanıtıma büyük katkı sağlayan kentin sevilen yüzü, Edirne’yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı 63 yaşındaki Bahri Dinar, hayatını kaybetti. Sabah eşi tarafından yatağında hareketsiz halde bulunan Dinar’ın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği belirlendi. İki ay içersinde 2 kardeşini toprağa veren ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın kalbi daha fazla bu acılara dayanamadı. Ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın ağabeyleri Nazmi Dinar (68) Şubat ayında geçirdiği kalp krizinden, Bahattin Dinar (65) ise Perşembe günü Uzunköprü ilçesinde geçirdiği iş kazasında hayatını kaybetmişti. Ciğerci Bahri Dinar, ikindi namazının ardından Eski Camide düzenlenen cenaze töreni ile birlikte son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine katılan çok sayıda vatandaş, göz yaşlarına hakim olamadı. Cenazeye Adülhey de katıldı Kurtlar Vadisi dizisinde hayat verdiği Abdülhey karakteriyle akıllarda yer edinen ünlü oyuncu Kenan Çoban da, "Sabah çok üzücü bir haberle uyandık. Yakın dostumdu. Bahri abi bir değerdi. Ciğerci Bahri diye anılıyordu ama bizim ciğerimizi yaktı. Edirne’mizin Türkiye’mizin başı sağ olsun" dedi.