RAMAZAN - 15 Mayıs 2018 Salı 17:25

Sahur vakitleri öğren| Sahur Ne Zaman Bitiyor? 2018 SAHUR VE İFTAR VAKİTLERİ

A
A
A
Sahur vakitleri öğren| Sahur Ne Zaman Bitiyor? 2018 SAHUR VE İFTAR VAKİTLERİ

Sahur vakitleri öğren.. İl İl sahur vakitleri... Ramazan'ın ilk gününde oruçlar tutuldu. Herkes İftar ve sahur vakitlerini aramaya başladı. Peki 2018 sahur vakitleri ne zaman? Sahur ne zaman başlıyor? Sahur ne zaman bitiyor? 16 Mayıs sahur vakitleri... Sahur saatleri kaç? Sahur vakitleri... İşte sahur vakitleri ile ilgili tüm bilgiler...

Sahur vakitleri öğren.. İl İl sahur vakitleri... Sahur vakitleri... Sahur ne zaman bitiyor? İstanbul için sahur vakti ne zaman? Sahur vakti ne zaman? Ramazan Ayına saatler varken vatandaşlar Ramazan için hazırlıklara şimdiden başladı. Bu gece ilk sahurumuza kalkıcak olmamızla birlikte, sahur hazırlıkları şimdiden hazır. Ramazan Ayını heyecanla bekleyenler iftar ve sahur vakitlerini aramaya başladı. Peki sahur ne zaman başlıyor? Sahur ne zaman bitiyor? 2018 Sahur vakitleri listesine ulaşmak için ne yapmalıyız?

İSTANBUL İÇİN İFTAR VE SAHUR VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ... 

2018 İFTAR VE SAHUR VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

Sahur vakitleri öğren| Sahur Ne Zaman Bitiyor? 2018 SAHUR VE İFTAR VAKİTLERİ

Sahur vakitleri öğren| Sahur Ne Zaman Bitiyor? 2018 SAHUR VE İFTAR VAKİTLERİ

Sahur vakitleri öğren| Sahur Ne Zaman Bitiyor? 2018 SAHUR VE İFTAR VAKİTLERİ

SAHUR VE İFTAR VAKİTLERİ

Sahur ve İftar vakitlerini haberimizden bulabilirsiniz. Sahur ile ilgili tüm sorularınız bu haberde mevcut. 2018 İmsakiye takvimine ise yine bu haberimizden ulaşabilirsiniz...

2018 İMSAKİYE TAKVİMİ İÇİN TIKLAYINIZ

İmsak nedir?

İmsak, gecenin bitimi, günün başlaması demektir. Dinimizde gün, imsak vaktinde başlar, bir dahaki imsak vaktinde biter.

Ramazanda yiyip içmenin yasak olan vaktin başlaması demektir. Türkiye Gazetesi Takviminde yazılı olan imsak vaktinde, yiyip içmeyi kesmelidir! Türkiye'de bundan 15-20 dakika kadar sonra sabah namazı kılınabilir!

Yanlış takvimlere göre hareket edip de, yiyip içmeye ezan okununcaya kadar devam eden kimsenin, suçu yanlış takvime bulması, kendini mesuliyetten kurtaramaz!

Sahur vakitleri öğren| Sahur Ne Zaman Bitiyor? 2018 SAHUR VE İFTAR VAKİTLERİ

ORUÇ VE RAMAZAN HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER

Sual: Ramazan ayının önemi nedir?

CEVAP

Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. [Tirmizi] (Ama orucu kazaya bırakmayı mubah kılan dînî bir mazeret varsa, o zaman ramazan orucunu kazaya bırakmak günah olmaz.)

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istigfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; ramazan ayı, sonraki ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Bu aya ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ. Mansur]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonuysa Cehennemden kurtuluştur.) [İ. Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]

(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]

(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Biri size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]

(Allah yolunda bir gün oruç tutanı, Allahü teâlâ yetmiş yıllık mesafe kadar cehennemden uzaklaştırır.) [Buhari]

(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]

(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]

(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]

(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]

Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)

Resulullah efendimizin rüyası

(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi.

Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı. Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi. Ateşten korunmak isteyen birine, sadakası gelip ateşe perde oldu. Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı.

Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı. Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu. Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu.) [Taberani, Hakîm-i Tirmizi]

Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?

CEVAP

Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır. Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır. Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler, yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir. (Mektubat-ı Rabbani)

Oruçluyken ölmek

Sual: Abdestliyken ölen şehit oluyor. Oruçluyken ölmek de iyi midir?

CEVAP

Evet, çok iyidir. Bir hadis-i şerifte, (Oruçluyken ölen Cennete girer) buyuruldu. (Bezzar)

Sevab zorluğa göredir

Sual: Ramazan ayı, yaza ve kışa gelebiliyor. Kışın kısa günlerde oruç tutulması daha kolay, yazın uzun günlerde sıcakta tutmaksa çok zordur. İkisinin sevabı aynı mıdır?

CEVAP

Hayır, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur. (Ecir meşakkate göredir) buyuruluyor. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Maniler karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. (3/35)

Ramazan-ı şerif kışa da gelse, farz ibadet olduğu için sevabı çoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kışın oruç tutmak, meşakkatsiz elde edilen bir ganimettir.) [Tirmizi]

(Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur, oruç tutar. Geceleri de uzun olur, kalkıp ibadet eder.) [Beyheki]

Şehr-i Ramazan

Sual: Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı mı demektir? Yâ şehre Ramazan deniyor. Niye şehr-i Ramazan denmiyor?

CEVAP

Şehr, ay demektir. Türkçede şehr-i Ramazan denince Ramazan ayı anlaşılır. Yâ diye başlayınca üstünlü olur, yani şehre olur. Mesela Abdullah kelimesi yâ ile başlayınca, (Yâ Abdellah denir. Yâ ile başlayanlar genelde hep böyledir. Resulullah kelimesi yâ ile başlayınca (Yâ Resulallah) olur. Ömer kelimesi yâ ile başlasa da değişmez, yine (Yâ Ömer) denir. Namazda sûre okurken böyle irap hataları namazı bozmaz.

Oruç tutarken

Sual: Oruçluya şeytanın vesvese veremeyeceği, ona yaklaşamayacağı doğru mudur?

CEVAP

Evet, doğrudur. İmam-ı Şa’rânî hazretleri buyuruyor ki: Orucun birçok faydasından biri, bedenimize şeytanın gireceği bütün yolları tıkamasıdır. (Uhud-ül-kübra)

Ramazan ayının üstünlüğü, fazileti

Sual: Oruç tuttuğumuz ay olan Ramazan ayının, diğer aylardan üstünlüğü, farkı, özelliği, fazileti nedir?
Cevap: İslamın beş şartından dördüncüsü, mübarek Ramazan ayında, her gün oruç tutmaktır. Oruç, hicretten 18 ay sonra, şaban ayının onuncu günü, Bedir gazasından bir ay evvel farz oldu. Ramazan, yanmak demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur. Selmân-ı Fârisî hazretleri, Resulullah efendimizin şaban ayının son günü hutbede şöyle buyurduğunu bildirmektedir:
(Ey Müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece ki Kadir gecesi, bin aydan daha faydalıdır. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri teravih namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda müminlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden azad eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona sevap verilir.) Eshâb-ı kiram;

-Ya Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftar verecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz deyince. Resulullah efendimiz;

(Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de, bu sevap verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennemden azad olmaktır. Bu ayda, emri altında olanların vazifesini hafifletenleri, Allahü teâlâ af edip, Cehennem ateşinden kurtarır. Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelime-i şehadet söylemek ve istiğfar etmektir. İkisini de, zaten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden Ona sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyamet günü susuz kalmayacaktır) buyurdu.

Sual: Ramazan ayına mahsus, Müslümanlar için bildirilen bir müjde var mıdır?

Cevap: Konu ile alakalı olarak, İmâm-ı Beyhekî hazretlerinin haber verdiği hadis-i şerifte buyruluyor ki:
(Allahü teâlâ benim ümmetime, Ramazan-ı şerifte beş şey ihsan eder ki, bunları hiçbir Peygambere vermemiştir:
1- Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ müminlere rahmet eder. Rahmet ile baktığı kuluna hiç azap etmez.
2- İftar zamanında, oruçlunun ağzı kokusu, Allahü teâlâya, her kokudan daha güzel gelir.
3- Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların af olması için dua eder.
4- Allahü teâlâ, oruç tutanlara, ahirette vermek için, Ramazan-ı şerifte Cennette yer tayin eder.
5- Ramazan-ı şerifin son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder.)

Mümin için fırsat ayı

Sual: Ramazan ayı, Müslümanlar için, din ve dünya saadetini kazanmada bir fırsat ayı mıdır?
Cevap: Ramazan, kelime anlamı itibariyle yanmak demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur. Buharideki hadis-i şerifte;
(Bir kimse, ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazife bilir ve orucun sevabını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günahları affolur) buyurulmuştur.

Ramazan ayında oruç tutmanın, Allahü teâlânın emri olduğuna inanmalı ve sevabını da Ondan beklemelidir. Günlerin uzun olmasından ve oruç tutmanın güç olmasından şikâyet etmemelidir. Günlerin uzun olmasını, oruç tutmayanlar arasında güçlükle oruç tutmasını fırsat ve ganimet bilmelidir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

“Mübarek ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur, Cehennemden azad olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren amirler de affolur, Cehennemden azad olur. Ramazan ayında, Resulûllah efendimiz, esirleri azad eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasib olur.

Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir. Elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Bir kimse bu ayda kendini toparlarsa, bütün yılı iyi olarak geçer. Bu ayı kötülükle geçirirse, bütün senesi kötü geçer. Ramazan ayı bir kimseden razı olursa, o kimseye müjdeler olsun. Bir kimseye gücenirse, bereketlerinden ve hayırlarından pay almazsa, o kimseye yazıklar olsun! Ramazanda Kur’ân-ı kerimi hatmeden kimsenin, bereketlerine kavuşması, hayırlarından pay alması umulur.”

Ramazan ayında, hayırların ve bereketlerin hepsi toplanmıştır. Ramazanın günleri ve geceleri, ayrı ayrı fazilet ve kıymete haizdir. Bu sebeple ramazan ayını fırsat, ganimet bilmelidir.

İbadetler, âdet değil emirdir

Sual: Herkes yaptığı için, namaz kılmak, oruç tutmak gibi ibadetleri yapmak, insanı sorumluluktan kurtarır mı?
Cevap: Âdet üzere namaz kılan ve oruç tutan çoktur. Fakat, dinin bildirdiği hududu gözeten ise, pek azdır. Doğru ibadet edenleri, âdet üzere ibadet edenlerden ayıran fark, Allahü teâlânın emirlerini gözetmektir. Çünkü, namaz ve orucun halisi de, bozuğu da görünüşte beraberdir. Sadece yeme, içmeyi terk ederek, yalandan, gıybetten uzaklaşılmayarak tutulan bir orucun, faydasız bir amel olduğunu, İslâm âlimleri bildirmişlerdir. Peygamber efendimiz;
(Bir kimse, ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazife bilir ve orucun sevabını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günahları affolur) buyurmuştur.

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

“Bu ayın günlerinin bereketi başka olduğu gibi, gecelerinin hayırları da başkadır. Kur’ân-ı kerim, ramazan ayında indi. Bakara sûresinin 185. âyetinde mealen;
(Kur’ân-ı kerim ramazan ayında indirildi) buyuruldu. Kadir gecesi de, bu aydadır.

Ramazan-ı şerifte, vakit girince, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resûlullah efendimiz bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi. İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısı ile her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir. Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince;

“Zehebez-zamâ vebtellet-il urûk ve sebet-el-ecr inşâallahü teâlâ” duasını okumak, teravih namazı kılmak ve hatim okumak mühim sünnettir. Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Hadis-i şerifte;

(Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır) buyuruldu.

Ramazan-ı şerif ayının Kur’ân-ı kerim ile bağlılığı olduğu için, bu ay da, bütün hayırları ve bereketleri kendinde toplamıştır. Bütün bir yıl içinde herhangi bir yoldan herhangi bir kimseye gelen bütün hayırlar ve bereketler, bu çok kıymetli ayın bereketleri denizinden bir damla gibidir.”

İbadetleri, âdet olarak, herkes yaptığı için değil, Allahü teâlânın emri olduğu için ve şartlarını gözeterek yapmalıdır. 

Orucun farzları

Sual: Namazın farzları olduğu gibi, orucun da farzları var mıdır?
Cevap: Orucun farzı üçtür bunlar:
1- Niyet etmek.
2- Niyeti, niyetin ilk ve son vakitleri arasında yapmak.
3- Fecr-i sâdık, yani tan yeri ağarmasından, güneşin batmasına kadar olan zaman içinde, orucu bozan şeylerden sakınmaktır.

Sual: Oruca niyetin vakti ne zaman başlar?
CEVAP
Ramazanda ve nafile oruçlarda niyetin vakti, Güneş battıktan sonra başlar. Son vakti ise, ertesi günü dahve-i kübra vaktine kadardır. Dahve-i kübra vakti, şer’î gündüzün yani imsak vaktiyle akşam vakti arasındaki zamanın yarısıdır. Bu vakit, Türkiye’de öğleye 60-70 dakika kadar kalan zamandır. Bu vakit, her şehir için www.turktakvim.com sitesinde vardır.

Kaza ve kefaret oruçlarında ise, akşamdan imsak vaktine kadar niyet edilebilir. Ramazanda oruca niyet ederken, akşamdan imsak vaktine kadar (Yarın oruç tutmaya), imsak vaktinden sonraysa (Bugün oruç tutmaya) denir. Yanılıp yanlış söylense de, oruç tutulacak gün bilindiği için mahzuru olmaz. Ramazanda bir aylık oruca toptan niyet edilmez, her gün ayrı ayrı niyet etmek farzdır.

Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet edilse, sonra sahura kalkınca yemek yemekte mahzur yoktur. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur. Sahura kalkınca da, daha önce niyet edilmiş olsa da, imsak vaktine kadar yiyip içilebilir.

Ramazanda, (Yarın dişim ağrımazsa oruç tutarım, ağrırsa tutmam) diye akşamdan niyet edilse, böyle şüpheli niyetle oruç tutmak sahih olmaz. Niyetin son vaktinden önce, kesin karar vermek gerekir.

Oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur.

İmsak, gecenin bitimi, yiyip içmenin yasak olduğu vaktin başlamasıdır. www.turktakvim.com sitesinde yazılı olan imsak vaktinden önce, yiyip içmeyi kesmeli! Yiyip içmeye ezan okununcaya kadar devam etmemeli. Ezan geç okunursa, suçu müezzine bulmak insanı sorumluluktan kurtarmaz.

Türkiye Takvimi'ne göre hareket etmeli. Farklı takvim ve imsakiyeler hakkında, www.turktakvim.com sitesinde, Bilgiler kısmında geniş açıklama vardır.

Sual: Bozulursa kefaret olmasın diye, Ramazan orucuna imsak vaktinden sonra niyet etmek caiz mi?
CEVAP
Caizdir, fakat böyle bir şeye lüzum yoktur.

Sual: Ramazanda gece niyet etmeyi unutan ne yapmalı?
CEVAP
Öğleye bir saat kalıncaya kadar niyet edilir. Sahura kalkmak niyettir, oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur.

Beyaz iplik, siyah iplik
Sual: Babam oruç tutarken, takvime göre değil, Kur’ana göre hareket ediyor. Siyah iplikle beyaz iplik birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip içiyor. Ortalık ağardığı için şüpheleniyorum. Doğru mu?
CEVAP
Bekara suresindeki, (Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip için) mealindeki 187. âyetindeki iplikler, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığıdır. Âyet-i kerimenin anlamı, (Gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığı, iplik gibi birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip için) demektir. Bu âyet-i kerimeyi duyan bir zat, (Ya Resulallah, ben gündüzün geceden ayrıldığını öğrenmek için yastığımın altına bir beyaz iplik ile bir siyah iplik koydum. Fakat gecenin bitişini yine de tespit edemedim) dedi. Bunun üzerine, Peygamber efendimiz, (O iplikler, gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığıdır) buyurdu. Eğer Peygamber efendimiz açıklamasa idi, beyaz ipliğin aydınlık, siyah ipliğin karanlık olduğunu nereden bilecektik? Kur’an-ı kerimden anladığımıza uyarak, gencin babası gibi, bilhassa bulutlu havalarda, daha ortalık karanlık diye, güneş doğana kadar yiyip içerdik.

Kaza orucuna niyet
Sual: Kaza orucuna nasıl niyet edilir?
CEVAP
(Niyet ettim ilk kazaya kalan Ramazan orucumu tutmaya) diye niyet edilir. (Son kazaya kalan) da denebilir. Kaza orucunda, akşam namazından imsak vaktine kadar niyet etmek şarttır. İmsak vaktinden önce niyet etmeyi unutan, kaza orucu tutamam diye oruçtan vazgeçmemeli, nâfile oruç tutunca, boşa gidecek diye düşünmemeli. Yani nâfile de olsa oruç tutmalıdır.

Bir de, niyetten sonra yemek yenilmez sanılıyor. Bu da yanlıştır. Akşam, oruca niyet edip, Türkiye Takvimi'ndeki imsak vaktine kadar yiyip içilebilir.

Oruca gündüz niyet ederken
Sual: Ramazan ayında ve nafile oruçlarda, dahve vaktinden önce niyet edilebiliyor. Bu vakitten önce niyet ederken, imsak vaktinden itibaren mi oruçlu olmaya niyet etmek gerekiyor?
CEVAP
Evet, öyle niyet etmek gerekiyor. Tabii o vakte kadar orucu bozacak şeylerden kaçınmış olması da şarttır. İmsak vaktinden itibaren değil de, niyet ettiği andan itibaren oruç tutmaya niyet edilirse oruç sahih olmaz. (Redd-ül-muhtar)

Dahve-i kübra vakti: Buna kaba kuşluk da denir. Oruç müddetinin yarısıdır, bu da öğleden bir saat kadar önceki vakittir. Mesela bir şehirde, imsak 05.00’de, akşam vakti de 17.00’de oluyorsa, oruç müddeti 12 saat eder. Bunun yarısı 6 saattir. İmsak vaktinden 6 saat sonraya kadar, yani saat 11.00’e kadar niyet edilebilir. İmsak 04.00’de, akşam vakti de 19.00’da olursa, 15 saat eder yarısı 7,5 saat eder. İmsak vaktine eklenince, dahve vakti saat 11.30 olur. Yani mevsimlere ve şehirlere göre değişir.

Oruçta niyet
Sual: Dört mezhebe göre Ramazan orucunda niyetin son vakti nedir?
CEVAP
Ramazan orucunda niyetin son vakti, Hanefî’de dahve-i kübra denilen, şer’i gündüzün yarısı, yani Türkiye için, öğle vaktinden, yaklaşık 70 dakika kadar önceki zamandır. Mesela, İstanbul’da 5 Ramazan 1431 Pazar günü, şer’i gün, 20:13 – 4:11 = 16 saat 2 dakikadır. Bunun yarısı 8 saat 1 dakika eder. 4:11 + 8:01 = 12:13’e kadar niyet edilebilir. Öğle ise 13:20'de oluyor. Yani 5 Ramazan tarihinde, öğleye 67 dakika kala niyet edilebiliyor.

Diğer üç mezhepte ise, imsak vaktinden önce niyet etmek şarttır. Bu bakımdan, bu üç mezhepte olanın imsak vaktinden önce niyet etmesi şarttır.

Oruçta niyeti unutmak
Sual: Ramazanda, sahura kalkılıp yemek yendiği hâlde, oruca niyeti unutan ne yapar?
CEVAP
Niyet, yarın veya o gün oruç tutacağına karar vermek demektir. Sahura kalkan kimse, ne için kalkmıştır? Oruç tutabilmek için yemek yemeye kalkmıştır. (İmsak vaktine ne kadar var?) demek, (Vakit çıkmadan bir bardak su içeyim) demek gibi şeyler, oruç için niyet sayılır. Yahut akşamleyin veya yatarken yarın oruç tutacağına karar veren de niyet etmiş olur.

Bunların hiçbiri olmasa da, sabaha kadar uyuyakalsa da, sabahleyin de niyet edebilir. Güneş doğduktan sonra da niyet edebilir. Hattâ Dahve vaktine kadar da niyet edebilir. [Dahve vakti, her şehir için internet sitemizde vardır.] Öğleye kadar uyuyakalsa veya unutarak niyet etmese, Hanefî’de orucu sahih olmaz, ama böyle istisnai durumda İmam-ı Züfer’in kavline uyarak öğleden sonra niyet etse, tuttuğu oruç sahih olur.

Sual: Ramazan orucuna niyet, ne zaman başlar ve ne zaman son bulur?
Cevap: Niyetin zamanı, bir gün önce güneş batmasından başlayıp, ertesi günü Dahve-i kübraya kadardır. Ramazan orucuna kalp ile niyet etmek farzdır.

Sual: İmsak vaktinden önce ve imsakten sonra oruca nasıl ve ne şekilde niyet edilir?
Cevap: İmsak vaktinden önce oruca niyet ederken; “Niyet ettim, yarın oruç tutmaya” denir. İmsak vaktinden sonra niyet ederken; “Niyet ettim bugün oruç tutmaya” diye niyet edilir.

Sual: Ramazanda bir özür sebebiyle tutulamayan oruçları kaza etmek de farz mıdır ve bunların niyet zamanı da, ramazan orucundaki gibi midir?
Cevap: Ramazan-ı şerif orucu, her Müslümana farz olduğu gibi, bir özür sebebiyle tutamayanların kaza etmeleri de farzdır. Kaza ve kefaret orucuna, muayyen olmayan adak oruçlarına fecirden yani imsakten sonra niyet edilemez.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa Adliyesinde gerginlik Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde kaçırmaya çalıştığı üniversite öğrencisi Hilal Sultan Kırgöz’ü sırtından vurarak ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan direksiyon eğitmeni tutuklu Önder Lafçı hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Duruşma sırasında Kırgöz’ün ailesi ile sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik adliye önüne taşarken Kırgöz ailesinin avukatı Yalçın Arcak, mahkeme çıkışında sanık yakınlarının üzerine yürüdü. Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde 6 Eylül 2022 tarihinde meydana gelen olayda Manisa’daki bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Önder Lafçı (45), daha önce direksiyon eğitimi verdiği Hilal Sultan Kırgöz’ün (21) evinin önüne gelerek Kırgöz’ün evden çıktığı sırada kaçırmaya çalıştı. Direnerek Lafçı’nın elinden kaçan Kırgöz, Lafçı tarafından tabancayla vurularak ağır yaralandı. Merkezefendi Devlet Hastanesine kaldırılan Hilal Sultan Kırgöz, buradaki ilk müdahalenin ardından da Manisa Celal Bayar Üniversite Hastanesine sevk edildi. Kırgöz, burada bir hafta yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Kırgöz’ün sırtındaki kurşun ise Şehzadeler ilçesindeki bir özel hastanede yapılan ameliyatla çıkartıldı. İkinci kez taburcu edildikten sonra evde fenalaşan Kırgöz’un tedavisine Merkezefendi Devlet Hastanesinde devam edildi. Kırgöz, olaydan 48 gün sonra 23 Ekim’de yaşamını yitirdi. Öte yandan, direksiyon eğitmeni Önder Lafçı’nın olayın ardından İzmir’in Buca ilçesindeki saklandığı evde yakalanırken kendisine yardım eden arkadaşları Muhammed Ç. ile Cumali C. de gözaltına alındı. Lafçı ve Muhammet Ç. tutuklanırken Cumali C. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Davada bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı Önder Lafçı tarafından vurulan Hilal Sultan Kırgöz’ün 48 gün sonra yaşamını yitirmesi olayıyla ilgili mahkeme tarafından adli tıp kurumundan istenen bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda Hilal Sultan Kırgöz’ün vurulmasının üzerinden 48 gün sonra yaşamını yitirmesine rağmen ölümüyle saldırı arasında illiyet bağı kurulduğu belirtildi. Mahkeme raporun bir üst kurula gönderilerek teyit edilmesini istedi. Öte yandan Hilal Sultan Kırgöz’ü vuran Önder Lafçı’nın, Kırgöz’ü kurtarmaya çalışan Beyti Ç. isimli mahalle sakinine de silah doğrultarak tetiğe bastığı ancak silahın patlamamasıyla Beyti Ç.’nin olaydan yara almadan kurtulduğu belirtilirken Beyti Ç.’yi öldürmeye teşebbüs suçundan da Önder Lafçı’ya ayrı bir dava açıldı. Açılan dava Hilal Sultan Kırgöz davasıyla birleştirilirken mahkeme Beyti Ç.’yi ifade vermek üzere bir sonraki duruşmaya çağırdı. Dava 7 Mayıs 2024 tarihine ertelendi. Adliye önünde gerginlik Duruşma sırasında sanık ailesi ile Kırgöz ailesi arasında tartışma yaşandı. Davanın ertelenmesi sonrası Kırgöz’ün ailesiyle sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik dışarı taştı. Adliye önünde sanık ailesinin üzerine yürümek isteyen Kırgöz’ün ailesi polis ekipleri tarafından güçlükle sakinleştirildi. Polis ekiplerinin elinden bir anlığına kurtulan Kırgöz’ün avukatı Yalçın Arcak ise sanık yakınlarıyla tartışarak üzerine yürümeye çalıştı. Polis ekipleri avukat Arcak’ı güçlükle sakinleştirdi. “Herkes sevdiklerine gidecek ben mezara gideceğim” Davanın ardından gözyaşlarına hakim olamayan anne Zeynep Kırgöz, “Herkes bayramda sevdikleriyle buluşacak, ben mezara gideceğim. Herkes sevdikleriyle dışarda dolaşıyor. Ama benim bayramım yok. Ben kızımı toprağa verdim. Bir bez parçasının içinde toprağa koydum. O cani açık görüşte sevdikleriyle buluşup kucaklaşacak. Ben mezara gideceğim. Adalet yerini bulsun istiyorum. Ben cehennemi yaşadım. Onların bedelini istiyorum. Adalet varsa o adaletten ben de istiyorum” dedi.
Bursa Üniversite öğrencilerine ‘Çevre Akademisi’ Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde çevre mühendisliği öğrencilerinin teorik bilgilerin yanında uygulama alanlarını görmesi, çevre meselelerine karşı çözüm önerileri geliştirebilmeleri amacıyla ‘Çevre Akademisi’ projesine start verildi. Daha yaşanabilir ve daha yeşil bir Bursa için amacıyla çalışmalarını yürüten Büyükşehir Belediyesi, diğer kurumlarla işbirliği yaparak üniversite öğrencilerine kendilerini geliştirme imkanı da sunuyor. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde ‘Çevre Akademisi’ projesi başlatıldı. Projeyle, çevre mühendisliği öğrencilerinin teorik anlamda edindikleri bilgileri uygulama alanlarında görmesi, şehrin çevre meseleleriyle ilgili çözüm önerileri geliştirmeleri ve Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere şehirde çevre yönetimi alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi edinmeleri amaçlanıyor. Projenin tanıtım toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Aka, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Yıldız Odaman Cindoruk, üniversitelerin bölüm başkanları, akademisyenler ve projede yer alacak öğrenciler katıldı. Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Aka, projenin öğrencilere aldıkları teorik eğitimin pratiğe dönüşmesine büyük katkı sağlayacağını söyledi. Daire Başkanı Yıldız Odaman Cindoruk ise projenin içeriğiyle katılımcılara bilgi verdi. Proje çerçevesinde üniversitelerin ilgili bölüm yöneticilerinin katılımıyla 12 konu başlığından oluşan toplam 7 haftalık eğitim modülü oluşturuldu. Büyükşehir Belediyesi teknik personeli tarafından verilecek eğitim programlarının yanı sıra saha ziyaretleri ve atölye çalışmaları da yapılacak. Projenin bitiminde çalıştay düzenlenmesi ve öğrencilerden proje önerilerinin alınması planlanıyor.
Gaziantep Sabah bakırları, akşam iftar sofralarını süslüyor Gaziantep’te bakırcılık mesleğini icra eden kadınlar, sabah bakırları, akşam ise iftar sofralarını süslüyor. Gaziantep’te yaşayan Nurcan Keni, başlangıçta bir kursiyer olarak adım attığı el sanatlarıyla dolu bakırcılık mesleğini büyük bir tutkuyla icra ediyor. Her gün sabahın erken saatlerinde kurs atölyesine giderek bakır hediyelik eşyaları ustalıkla süsleyen Keni, bu işteki ustalığını ve özverisini gözler önüne seriyor. Kursiyer kadınlar arasında yer alan Nurcan Keni ve meslektaşları olan diğer kadınlar akşam saatlerine doğru evlerine döndüklerinde ise bir başka sanatla meşgul oluyorlar. Ürettikleri bakır ev eşyalarıyla iftar sofralarını şenlendiren bu kadınlar sofraları sanat ve lezzetle buluşturuyorlar. El emeği bakır işlemeleriyle donatılan yemekler, sadece birer yemek değil, aynı zamanda birer sanat eseri haline geliyor. “Hem aile ekonomime katkı sağlıyorum hem de burada huzur buluyorum” Severek yaptığı bakırcılık mesleği ile aile ekonomisine katkı sağladığını belirten Bakır Ustası Nurcan Keni, “8 yıldır burada bakır işliyorum. Kursiyer olarak başladığım bu işte parça başı olarak devam ediyorum. geçmişte meraklı olduğum bir meslekti bakır işlemeciliği bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine buraya geldim ve 8 yıldır devam ediyorum. Severek yapıyorum. Hem aile ekonomime katkı sağlıyorum hem de burada huzur buluyorum. Çalışma saatlerimiz esnek, istediğimiz saatte gelip gidebiliyoruz. Ailemizi aksatmadığımız gibi işimizi de yaparak para kazanabiliyoruz” dedi. “Sabah bakırları, akşam iftar sofralarını süslüyorüz” Sabah bakır işlediğini akşam ise iftar sofraları süslediğini söyleyen Bakır Ustası Nurcan Keni, “Sabah işe geliyoruz, işleyeceğimiz işleri alıyoruz bunlar genelde cezve, tencere, kazan, çaydanlık ve matara oluyor. Ramazan ayında çalışırken ise hiç etkilenmiyoruz. Çalışma saatlerimiz esnek olduğu için erkenden eve gidip iftar sofralarımızı hazırlayabiliyoruz. Gündüz burada bakır süslerken akşam ise kendi yaptığımız el emeği bakırlar ile iftar sofralarını süslüyoruz. Çevremdeki insanlardan çok güzel tepkiler alıyorum. Onlarda merak salıyorlar. Birçok arkadaşım ise buraya gelip başladı. Diğer insanlarında buraya gelerek başlamasını tavsiye ederim. Hem öğrenip hem de aile ekonomilerine katkı sunuyorlar” diye konuştu.